Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1038 E. 2019/1310 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1038 Esas
KARAR NO : 2019/1310 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1265 Esas 2017/1162 Karar
TARİH: 20/12/2017
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı borçludan cari hesap alacağı olması nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 06/12/2016 tarihinde 104.720,59-TL bedelli ilamsız icra takibi başlattığını, takibe borçlu tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yönelik borçlu itirazının iptali ve takibin devamına, davalı borçlunun %20 inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama harç ve masraflarıyla vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin karşı yan ile imzaladığı herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının bu durumu ispatlaması gerektiğini, davacı şirketle müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, herhangi bir mal alışverişide olmadığını, davacı mal satma vadinde bulunmuşsa da, müvekkili şirkete herhangi bir mal teslimi yapmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde belirtilmemişse de, fatura vs. belgelerde müvekkili şirketin imzasının olduğu savunarak, peşinen imza itirazında bulunduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasnıa karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/12/2017 tarih 2016/1265 Esas 2017/1162 sayılı kararında;” İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı, 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde düzenlendiği, davalı şirketin adresinin; “… Mah. … Cad. … Apt. Sit. No: … …/ANTALYA” olduğu, davalının yerleşim yerinin İstanbul İcra Dairelerinin yetki alanında olmadığı, 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibinin, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde açılabileceği, sözleşmenin yerine getirileceği yerin tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirleneceği, aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yerin Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edileceği, davaya konu icra takibinin cari hesap alacağına ilişkin olduğu düşünüldüğünde para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında da ödenebileceği değerlendirilse de; davacı tarafın ikametgah adresinin; “… Mah. … Cad. Büyükçekmece/İSTANBUL” olduğu nazara alındığında İstanbul İcra Dairelerinin bu halde de yetkisiz olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafça yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı, bu itibarla itirazın iptali davası şartlarından olan yetkili icra müdürlüğünde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması şartının gerçekleşmediği …”gerekçesi ile, Davanın yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ekte sunulan Ticaret Sicil Gazetesi suretlerinden de anlaşılacağı üzere davalı şirket merkez adresinin 17.11.2016 tarihinden 17.10.2017 Tarihine kadar “… Mh. … Sk. No:.. D:… Beşiktaş -İST.” olup, yetkili icra dairesinin Çağlayan İstanbul Mahkemeleri olduğunu, bu adresin icra takibinin yapıldığı ve davanın açıldığı tarihten çok sonra 17.10.2017 tarihinde değişerek “… Mah. … Cad. … Apt. Sit. No: … Muratpaşa/ANTALYA” olduğunu, Özetle; icra takibi ve işbu davanın açıldığı tarihte borçlunun adresi Beşiktaş- İstanbul olup, İstanbul Çağlayan adliyesinin İİK’nın 50/1. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince yetkili olduğunu, yerel mahkemece yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olup, yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1265 Esas 2017/1162 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava itirazın iptali davasıdır. Yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olması itirazın iptali davasında dava şartıdır.Davalı, hakkında yapılan takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir.İİK 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir.HMK’nın 6/1. maddesine göre de, ” Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “Davada mahkemece icra dairesinin yetkili olmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilmiş ise de, takip tarihi itibarıyla icra dairesinin yetkili olup olmadığı usulüne göre araştırılmamıştır. Davacı tarafın istinaf dilekçesi ekinde sunduğu ticaret sicil gazetesi örneklerine göre takip tarihi itibarıyla davalı şirketin yerleşim yeri Beşiktaş/İstanbul’dur. Buna göre takip tarihi itibarıyla İİK 50 ve HMK 6. maddelerine göre takibin yapıldığı icra dairesi yetkilidir.Ayrıca HMK’nın 19/2 maddesinde yer alan ” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü gereğince yetki itirazında bulunan borçlunun doğru yetkili icra dairesini bildirmesi gerekir. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmaz. Davalı borçlu takibe karşı yaptığı yetki itirazında Manavgat İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme ise davalı yerleşim yeri adresinin Muratpaşa/Antalya olduğundan bahisle takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığı gerekçesi ile istinafa konu kararı vermiştir.Mahkemece, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla yerleşim yerinin ticaret sicil müdürlüğünden araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan ve takibe itirazda yetkili icra dairesinin Manavgat icra dairesi olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, davalının yerleşim yerinin Muratpaşa/Antalya olduğundan bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2017 tarih ve 2016/1265 Esas – 2017/1162 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 85,70.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 23,50.TL olmak üzere; toplam 109,20.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/10/2019 tarihinde HMK’nun 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.