Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1036 Esas
KARAR NO : 2019/1352 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 27/03/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/1118 Esas 2018/282 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yürüttüğü bir proje kapsamında kullanılmak üzere satın alınan iş makinaları lastiklerinin ve yakıt-yağ filtrelerinin İstanbul’dan Denizli’deki adrese teslimi için davalı kargo şirketine teslim ettiklerini, davalı şirketin 09/09/2015 tarihinde teslim aldığı malları 18/09/2015 tarihinde teslim edebildiğini, malın bildirilen adrese değil davalı kargo şirketinde kayıtlı olan Bursa’daki şubeye teslim edildiğini, malın burada bir hafta bekletildiğini, geç teslimat sebebiyle müvekkilinin söz konusu proje kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmekte itibar kaybı ile işin zamanında yetiştirilememesi ve alternatif iş bitirme arayışları sebebiyle zararlar yaşadığını, bütün bu husus ve zararların tutanak altına alındığını, oluşan zararların karşılanması için davalı şirkete ihtarname gönderilmesine rağmen herhangi bir işlem ve ödeme yapılmadığını ve tüm bu nedenlerle dava konusu malların müvekkili şirkete geç teslim edilmesinden doğan zararın tespit edilerek temerrüt tarihi olan 08/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kargonun davacı şirketin bildirdiği Bursa adresine teslim edildiğini, daha sonra kargonun Denizli iline gönderilmesi istendiğinden kargonun buraya sevk edildiğini, her teslimatta olduğu gibi bu olayda da müvekkilinin beyanlarının esas aldığını, beyanında Bursa ili olduğunu, dolayısıyla herhangi bir gecikme yada hata olmadığını, herhangi bir sorumluluk halinde dahi taşıyıcının geç teslim halinde net olmayan ağırlığın her bir kilogramı için 8,33 SDR ile süre aşımı halinde de taşıma ücretinin 3 katı ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğunu, tam sorumluluk için ağır kusurun varlığının kanıtlanmasının gerektiğini, olayda tam sorumluluk koşullarının bulunmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 27/03/2018 tarih 2015/1118 Esas – 2018/282 Karar sayılı kararında;”…Mahkememizce dosyanın yapılan incelemesinde davacı tarafın davalı kargo şirketinin yapmış olduğu yanlış teslimat nedenine dayanarak tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Dosyanın yapılan yargılamasında ve alınan bilirkişi raporunda davacı tarafın davaya konu edilen yanlış teslimatın gerçekleşmesinde kusurlu taraf olduğu ve dosya kapsamına göre davalı tarafa atfedilebilecek kusurun bulunmadığı tespit edilmiştir…”gerekçesi ile;Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde eksik ve hatalı incelemenin yapıldığını,Davanın reddi gerekçesinde dosya kapsamında alınan 02/01/2018 tarihli bilirkişi raporu dayanak olarak gösterildiğini, 02/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz ettiklerini, Bilirkişi, raporunda tamamen hatalı bir şekilde, davalı tarafın kendi sisteminden aldığını ve delil dilekçesinin ekinde dosyaya sunulmuş olan kargo otomasyon çıktısı kargo fişi olarak değerlendirdiğini ve dava konusu taşıma ile ilgili olarak dosyadaki tek belgenin bu olduğunun belirttiğini, bilirkişi tarafından yapılan bu tespitin doğru bir tespit olmadığını, dava konusu taşıma ile ilgili olarak dosyada davalı şirketin kendi ekran kayıtlarından alınan ekran çıktısının dışında, 09/09/2015 tarih ve … sıra nolu ambar teslim fişi ve taşımaya konu malların sevk irsaliyesinin bulunduğunu, dosya incelendiğinde delilleri ile birlikte bu belgelerin de dosyaya sunulduğunun açıkça görüleceğini, bilirkişinin eksik inceleme yaptığının ortada olduğunu,Bilirkişi raporunda, dava dışı … A.Ş. tarafından 09/09/2015 tarihinde davalı kargo şirketine teslim edilen kargonun 17/09/2015 tarihinde Bursa’ya teslim edildiğinin belirtildiğini, kargo Bursa’da müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bilirkişinin taşınan malın sanki önce müvekkili şirketin Bursa adresine teslim edildiğini, 17/09/2015 tarihinde de Bursa’dan Denizli’ye nakledilmek üzere gönderildiği şeklindeki değerlendirmesinin dosya kapsamına ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, Davalı şirkete teslim edilen mallar sevk irsaliyeli mallar olduğunu, mal teslim edilir iken gerek yasa gereği gerekse davalı kargo şirketinin de uygulaması gereği sevk irsaliyesinin de teslim edilmek zorunda olduğunu, taşınacak olan malların büyük olması nedeniyle davalı şirket çalışanları … A.Ş. ‘nin adresine gelerek taşınacak malı sevk irsaliyesi ile birlikte teslim aldığını ve 09/09/2015 tarih ve … sıra nolu ambar teslim fişini doldurularak gönderici şirkete teslim ettiğini, taşınacak malın şubeye geldiğinde, davalı kargo şirketi tarafından mallar ile birlikte teslim edilen sevk irsaliyesi esas alınarak kayıt açılmasının gerektiğini ancak, hatalı bir şekilde müvekkili şirketin kendi bilgisayar sistemlerinde kayıtlı olan Bursa adresine göre kayıtın açıldığını, bu nedenle de kargonun yanlış adrese gönderildiğini, Dosya kapsamında bulunan 09/09/2015 tarihli sevk irsaliyesindeki teslimat adresi çok açık olduğunu, adresin “ … Mah. …. Sok. No: … … / DENİZLİ” olduğunu, gönderici firmanın teslimat adresine ilişkin müvekkili şirketin Denizli adresinin dışında belirttiği bir adres beyanının olmadığını, Gönderici … A.Ş.’nin uhdesinde kalan ve davalı şirket çalışanı Mesut KILIÇ ’ın malları teslim alan kişi olarak imzasının bulunduğu 09/09/2015 tarih ve … sıra nolu ambar teslim fişi incelendiğinde de , alıcı kısmında sadece davacı müvekkili şirketin isminin yazıldığını, ancak herhangi bir adres bilgisinin belirtilmediğinin açıkça görüldüğünü, bu nedenle teslimat adresine ilişkin bir karışıklığın olduğu düşünülse dahi, bu durumun davalı şirket çalışanlarının ihmalinden kaynaklandığının ortada olduğunu, 6102 sayılı TTK ‘nın 879. maddesinde, taşıyıcının kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasında fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olacağının belirtildiğini, bu sebeple davalı kargo şirketinin de kendi çalışanlarının kusurlu davranışlarından dolayı sorumlu olduğunu,Davalı kargo şirketinin basiretli bir tacire düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin açık olduğunu, bu nedenle davalı şirketin mallarının geç teslim etmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı maddi zararlarını tazmin etmesinin gerektiğini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek istinaf incelemesi yapılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.İlk dererece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, yanlış ve geç taşıma nedeniyle doğduğu iddia edilen zararın tazminine ilişkindir. Davacının … A.Ş.’den 3.635,84 TL tutarında aldığı lastik,yağ filtresi,yakıt filtresinin davalı kargo şirketi vasıtasıyla davacıya ulaştırılmak amacıyla kargoya verildiği ancak söz konusu ürünlerin davacıya geç teslim edildiği hususunun sabit olduğu, davalının taşıma yükümlülüğünü yanlış ve geç yerine getirmesinde bilirkişi raporundaki tespitler ve dosya kapsamına göre kusurunun olmadığı, davacı tarafın davaya konu edilen yanlış teslimatın gerçekleşmesinde kusurlu taraf olduğu, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.