Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1029 E. 2018/819 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1029
KARAR NO : 2018/819
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/353 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA TÜRÜ : Mal Sigortası Kaynaklı Alacak
KARAR TARİHİ : 19/09/2018
TARAFLARIN İDDİASININ ÖZETLİ:
Davacı vekili müvekkilinin dava dışı … Finansal Kiralama A.Ş’den 26/05/2017 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığı (Leasing…(SN:3252) lastik tekerlekli yükleyicinin (iş makinası), davalı taraf ile 06/06/2017 tarihli makine kırılması sigorta poliçesi sözleşmesi ile sigorta teminatı altına alındığını, poliçenin primlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu iş makinası çalıştığı sırada pompasında kırılma meydana geldiğini, hasar gören makine bunun üzerine yetkili servise gönderildiğini yetkili servis…Teknik Yöneticilerin düzenlemiş olduğu rapora göre, dava konusu makinada, pompada çatlak oluşumu neticesinde hasar oluştuğunu, bu kapsamda yetkili servisin raporu doğrultusunda hasarın ani ve beklenmedik sebep kapsamında olması sebebiyle davalı tarafa hasar ihbarında bulunulduğunu ve 1332862 numaralı hasar dosyası açıldığını, söz konusu hasarın makine kırılması sigortası genel şartların 1. maddesinde yer alan “normal çalışır halde iken ani ve beklenmedik her türlü sebep” kapsamında olmasına rağmen davalı tarafça müvekkili sigortalının talebinin arızanın mutad kullanıma bağlı aşınmalardan kaynaklandığı ve Makina Kırılması Sigortası Genel şartların teminat dışında kalan halleri sıralayan 3/h maddesine göre teminat kapsamına girmediği gerekçesiyle reddedildiğini zararın karşılanmadığını, davalının müvekkili sigortalının talebini reddetmesi ve ortaya çıkan hasardan dolayı dava dışı yetkili servis tarafından müvekkiline 88.559,89 TL tutarında fatura kestiğini, ve müvekkilinin bu bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle müvekkilin davalı taraf ile imza altına almış olduğu makine kırılması sigorta sözleşmesi kapsamında uğramış olduğu zararın şimdilik 20.000,00 TL’sının zararın temerrüt tarihi olan 09/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davalı adına kayıtlı gayrimenkuller ve araçlar üzerine dava kesinleşinceye kadar ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Mahkemece davalının cevap vermesinden önce ara kararıyla istinafa konu karar verildiği için herhangi bir cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece HMK 391. Maddesi uyarınca tereddüte yer vermeyecek şekilde neyin üzerinde ve ne tür bir tedbir talep edildiği açıkça belirtilmesinin zorunlu olduğu, bu sebeple ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmeyeceği, davacının talep ettiği alacak miktarının yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada dosyaya sunulan delillerin muaccel alacağın varlığı ile ilgili yaklaşık kanaat oluşturmadığı, İİK 257. maddesinde de belirtilen koşullar gerçekleşmemesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesi ile özetle;
Davalı adına kayıtlı taşınmaz ve taşınırların davacı tarafça bilinemeyeceği, davacının talebini açıkça yaptığı, yargılamaya konu tüm alacakların şüpheli olduğu, bu itibarla alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesinin yerinde olmadığı, zarara ilişkin faturanın alacağı yaklaşık olarak ortaya koyduğu, dava sonunda telafisi güç durumun ortaya çıkabileceği öne sürülerek mahkeme kararının kaldırılması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi yahut bu amaçla dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava sigorta sözleşmesinden kaynaklanan (sigorta ettirenin-sigortacıya karşı) alacak davasıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu davada ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı yönündedir.
Davalının üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen malvarlığı, (taşınır- taşınmazları) dava konusu değildir. HMK 389. maddesine göre ancak dava konusu üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Dava konusu olmayan malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Bunun dışında davacı, ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Bu istemin, mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi, HMK’nın 390/3. Maddeye uygun olmadığı kabul edilmelidir.
İhtiyati haciz İİK’ nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın bir para alacağı olması, rehinle temin edilmemesi ve muaccel olması gerekmektedir. Sunulan belgelerden alacağın bu nitelikte muaccel bir alacak olduğu ve ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluştuğu hususu çıkartılamamaktadır.
Alacağın var olup olmadığı ve miktarı yargılamayı gerektirmektedir. Şöyle ki dava konusu araçta meydana gelen hasarın poliçe kapsamında teminat şemsiyesi altına alınan bir hasar olup olmadığı sunulan belgelerden duraksamaksızın anlaşılamamakta olup, bu hususun ancak yargılama sonucunda belirlenebileceği kabul edilmelidir.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden HMK 353/1-b/1 uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/09/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.