Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/102 E. 2018/1069 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/102 Esas
KARAR NO : 2018/1069 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/457 Esas 2017/635 Karar
TARİH : 02/05/2017
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/11/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı takip borçlusu ile akdedilen anlaşma uyarınca tarafların emtiaların taşınması hususunda anlaştıklarını, taşıması alt taşıyıcı firma tarafından yapılan ve ödemesi yapılmayan Türkiye’den Almanya’ya nakliye olan emtiaların taşıma işinin müvekkili firma tarafından gerçekleştirildiğini, ayrıca taraflar arasında akdedilen bu anlaşmanın yanında dilekçe ekinde sunulan faturaların müvekkil ile davalı takip borçlusu arasındaki ticari münasebeti kanıtladığını, müvekkili şirketin, davalı şirkete fatura tanzim ettiğini, ancak davalı tarafından fatura bedelinin ödenmediğini, borcun tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı arasında ticari ilişki sebebiyle taraflar arasında akdedilen cari hesap kaydı bulunduğunu, iş bu cari hesap ilişkisi uyarınca davacı tarafından düzenlenen 08,10.2012 tarihli, A-4İ7750 seri ve sıra numaralı. 6.052,54 TL tutarlı fatura bedeli olarak … Bankası E. 5. Kartal Şubesine ait, 21.12.2012 vade tarihli, 6,052,54 TL bedelli,…Lojistik A.Ş. Emrine çek düzenlenip kargo teslim evrakı ile de sabit olduğu üzere davacıya teslim edildiğini, müvekkili tarafından cari hesaba ve defterlere işlenen çek uyarınca, davacı şirketin belirtilen tutara ilişkin müvekkilden herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacı tarafından fatura tarihi olarak belirtilen alacak ile aynı tarihte çek keşide edildiğini ve aynı tarih olan 18.10.2012 tarihinde …Kargo…takip numarası ile ilgili çekin davacıya teslim edildiğini, ilgili çek bedeli olan 6.052,54 TL’nin çekin vade tarihi olan 21.12.2012 tarihinde müvekkili hesabından tahsil edildiğini, çeke ilişkin sunulan fotokopi ile de anlaşıldığı üzere dava konusu alacağın ödenmesi için davacıya teslim edilen çekin davacı tarafından ciro edildiğini, takip itibari ile müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı sabit olmasına rağmen, davacı tarafından mükerrer olarak alacak talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini, kötü niyetli olarak icra takibi yapan ve huzurdaki davayı ikame eden davacının kotu niyet tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 02/05/2017 tarih 2014/457 Esas 2017/635 sayılı kararında;
“Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere takip ve dava konusu fatura davacı … davalının kayıtlarında mevcut olup taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fatura bedeli karşılığında davacıya verildiği iddia edilen çekin davacının teslim almadığını iddia etmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı 0179649 seri Nolu ve 6.052,54.-TL tutarındaki çeki 18.10.2012 tarihinde … Kargo şirketi vasıtasıyla gönderdiğini iddia etmektedir. Dava dosyasında yer alan kargo teslim formunda göndericinin davalı, alıcının ise …(davacı) olarak belirtilmiştir. Davacının icra takibine konu ettiği alacak 6.052,54-TL olup, davacının teslim aldığını inkar ettiği çekin bedeli de 6.052,54-TL’dir. Davacı tarafından takibe konu edilen faturanın tarihi 08.10.2012 olup, bu faturanın karşılığı olarak ödendiği iddia edilen fatura bedeli kadar meblağı içeren çek …Taşımacılık A.Ş. aracılığıyla 18.10.2012 tarihinde davacıya teslim edilmiştir. Dosyada mübrez … Kargo kayıtlarından da görüleceği üzere, davalı tarafından gönderilen çek davacı çalışanlarından “…” adlı kişiye teslim edilmiştir. SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevap yazısı ekinde davacı şirket çalışanlarının listesi incelendiğinde, … isimli çalışana ilişkin kayıt görülmektedir. Buna göre, davalı tarafından davacı tarafa gönderilen kargonun, davacı yan yetkilileri tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır. Kargonun içeriği hususunda kargo şirketince bir bilgi verilememekteyse de, 0179649 seri Nolu ve 6.052,54.-TL tutarındaki çekin arkasında ilk cironun davacı adına olduğu görülmesi, söz konusu çekin bedelinin dava konusu fatura bedeli kadar olması, vadesinin fatura tarihinden 10 gün sonra olması, çek düzenleme tarihi ile kargo teslim tarihinin aynı 18/10/2012 olması nedeniyle, çekin davacı cirosundan sonra bir kaç şahıs/tüzelkişi tarafından ciro edildikten sonra davalının hesabından tahsil edilmesi bir arada değerlendirildiğinde, davacıya teslim edilen kargo içeriğinin dava konusu çek olduğu anlaşılmaktadır. Davalı dava konusu çekte kendi kaşesi altında atılı imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını iddia etmektedir, mahkememizce her ne kadar imza incelemesi için incelemeye esas belgelerin toplanmasına dair müzekkereler yazılmışsa da, toplanan delillere dosyamız açısından imza incelemesi gerekli olmadığı kanısına varılmıştır. Şöyle ki, dava konusu çekte kendi kaşesi altında atılı imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşılsa dahi, çekin davalıya tesliminden sonra kendisinden sonraki ciranta olan … Tekstil San. Tic .Ltd. Şti’ye nasıl geçtiği hususu davacı ile bu ciranta arasında bir uyuşmazlık konusu olabilecektir. Açıklanan nedenlerle, davalının dava konusu fatura bedelini davalıya çek teslim ederek ödediğinin kabul edilmesi gerektiği, söz konusu çekin davalıya tesliminden sonra davalının elinden rızası dışında çıkmış olması ihtimalinin iş bu davanın konusu olmadığı anlaşılmakla davanını reddi gerektiği, davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinini reddi gerektiği…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Taraflar arasında fatura alacağı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığından, söz konusu fatura bedelinin müvekkili şirkete ödendiğinin ispat külfetinin davalıda olduğunu, davalının bu hususu ispat edemediği sabit olup, dosyada mübrez belgelerde dahi gönderilen kargo içeriğinde bir çek olduğuna ilişkin bilgi bulunmadığı gibi yasa gereği kargo şirketleri tarafından para yahut kıymetli evrak taşınmasının da mümkün olmadığını,
Dosyada bulunan …Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş. ‘nin 07/03/2017 tarih ve 8052 sayılı yazı cevabında 18/10/2012 tarihinde HY7215587 irsaliye numaralı kargonun içeriğinin bilinmediği, 5584 Posta Kanunu ve sair mevzuat uyarınca para, çek, senet ile her türlü ziynet eşyasının taşınmasının yasak olduğu, yasalarca men edilmiş her türlü emtia taşımacılığını gerçekleştirmediklerini bildirdiğini, yalnızca davalı iddiası ile kargo içeriğinde çek olduğunun kabulünün hukuki bir temeli olmadığını,
Müvekkili firma tarafından kullanılan kaşe ile çek üzerinde yer alan kaşenin hiçbir şekilde aynı olmadığını, tek başına bu hususun dahi çek ile yapıldığı iddia edilen ödemenin müvekkiline yapılmadığını gösterir nitelikte olduğunu,
Mahkemece içerisinde çek olduğu iddia edilen kargoyu teslim alan …’in şirket yetkilisi olduğu tespitine nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, dosyada mübrez deliller ile de sabit olduğu üzere …’in müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını,
Ortada müvekkiline yapılmış bir ödeme bulunmadığını, eğer söz konusu çekin üçüncü kişilerce davalının banka hesabından tahsil edilmişse, bu zararın davalının ağır kusurundan ileri geldiğini, davalının kendi kusuru ile zarara uğramasının sorumluluğunun müvekkili şirkete yükletilmesinin hukuka, ahlaka ve mantığa aykırılık teşkil ettiğini,
Söz konusu çek üzerindeki imza ve kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığına ilişkin açıkça itirazda bulunulduğunu, imza incelemesi için ara karar tesis edildiğini ve tatbike yarar imzalar toplandığını, ancak ara karardan rücu dahi edilmeksizin sadece mahkeme hakiminin değişmesi neticesinde imza incelemesi yapılmamasının hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu,
Müvekkili şirket ile … Ve Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunmadığının bilirkişi raporu ile sabit olup, kargo ile yollandığı iddia edilen sözde çekin müvekkilince ticari ilişki bulunmayan bir şirkete ciro edilmiş olduğu varsayımının da mantıkla izah edilir yanı olmadığını,
Davalı tarafça iddia edilen vakıalar soyut düşüncelerden ileri gidemezken mahkemece yasalarca yasak olmasına rağmen kargo ile çek gönderildiği, şirketin herhangi bir çalışanınca teslim alınan içeriği muğlak kargonun ödeme olarak kabul edilmesi, söz konusu çek bedelinin banka tarafından ne davalı ne de davacı tarafla ticari ilişkisi olmayan hamile ödemesinin yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesi ile,
Davacının replik dilekçesinde, …Bankası A.Ş. Kartal Şubesine ait 21/12/2012 vade tarihli 6.052,54.TL bedelli…Lojistik A.Ş. Emrine düzenlenen ve davacı tarafından …. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ciro edilen çekin üzerinde yer alan kaşe ve imzanın kendi yetkililerine ait olmadığını, bu çekin kendileri tarafından teslim alınmadığını ileri sürdüğünü,
Ancak dosya kapsamı ile sübuta erdiği üzere taraflar arasındaki anlaşma uyarınca fatura bedeli çek tanzim edilmek sureti ile ödendiği ve davacı tarafça ilgili çekin bedelinin tahsil edildiğini, tüm bu hususlar ortada olmasına rağmen davacı tarafından kötü niyetli olarak girişilen takip ve açılan itirazın iptali davasına ilişkin olarak davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini,
İleri sürerek, davacının haksız ve mesnetsiz istinaf itirazlarının reddine, istinaf sebebine bağlı kalınarak davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/457 Esas 2017/635 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
İnceleme, HMK 355. maddesi gereğince tarafların istinaf dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı yönünden yapılmıştır.
Uyuşmazlık takibe konu fatura bedelinin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır. Davalı fatura bedelini davacıya kargo yolu ile göndermiş olduğu çekle ödediğini belirtmiştir. Davacı davalı tarafından kendisine çek gönderilmediğini belirterek davalının savunmasını kabul etmemiştir. Bu durumda ispat yükümlülüğü davalı tarafa düşmektedir.
Dosya içinde bulunan banka yazısından keşidecisi davalı, lehdarı davacı olan 21/12/2012 keşide tarihli, 6.052,54 TL bedelli çekin süresinde ibrazı üzerine yetkili hamil … ve Tic. Ltd. Şti’ni ödendiği sabittir. İncelenen çekte davacı lehdar olup, lehdarın cirosu ile çek… Ltd. Şti’ne, takip eden cirolar ile en son yetkili hamile geçtiği çekte ciro silsilesinde kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. İlgili çek davacı defterlerinde kayıtlı değildir.
Kargo belgelerinde içeriğinde çek olduğuna dair herhangi bir açıklama ya da bilgiye yer verilmemiş olduğu, kargonun davacı şirket adresinde…ismine teslim edildiği, SGK kayıtlarından … isminde davacı çalışanı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece takibe konu fatura bedeli kadar çekin davalı tarafından davacı lehine keşide edildiği, çekin kargo yoluyla davacı çalışanı …’ye teslim edildiği, çekin ciro yoluyla teslim edildiği yetkili hamil tarafından tahsil edildiği böylece fatura bedelinin ödendiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de davacı vekili, kargo içeriğinde çek olduğunun belirtilmediğini, söz konusu çekte bulunan ciro imzasının müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, çeki ciro yoluyla teslim alan …. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmadığını, kargo yoluyla çeki teslim aldığı belirtilen ….’in şirket çalışanı olmasına rağmen müvekkili şirket adına çek teslim almaya ve tahsilat yapmaya yetkili olmadığını belirterek davalının çekle ödeme iddiasına itiraz etmiştir.
Mahkemece davacı itirazları dikkate alınarak ödemeye ilişkin çekte bulunan ciro imzasının davacı şirket yetkili temsilcilerine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yaptırılarak ve içinde çek olduğu belirtilen kargoyu teslim alan davacı çalışanı …’in davacı şirkette hangi pozisyonda çalıştığı, bu şahsın davacı şirket adına çek teslim alma ve tahsilat yapma yetkisinin olup olmadığı, bu şahsın daha önce davacı şirket adına çek teslim alıp almadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken söz konusu araştırmalar yapılmadan (kötü ödeme olup olmadığı tespit edilmeden) davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2017 tarih 2014/457 Esas 2017/635 sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Davalı vekilinin katılma yoluyla yaptığı istinaf başvurusunun bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı … davalı tarafça yatırılan 85,70’er.TL başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 31,40’er.TL karar harçlarının talep halinde iadesine,
4-İstinaf başvuru harcı 85,70.TL ve istinaf posta gideri 75,00.TL toplamı 160,70.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/11/2018 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.