Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1013 E. 2018/915 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1013
KARAR NO : 2018/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2018 Tarihli Ara Karar
DOSYA NUMARASI : 2012/1604 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 10/10/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen 28/05/2018 tarihli ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde tedbire ilişkin taleplerine ilişkin olarak özetle; müvekkillerinin …Ticaret A.Ş.’ de olan ve güvene dayalı olarak davalılara bila bedel devretmiş olduğu devir tarihinde şirket hissesinin toplam % 50′ sine tekabül eden hisselerin telafisi imkansız zararların doğmaması ve davanın konusuz kalmaması için; dava sonuna kadar 3. kişilere devir ve temlikinin tedbiren durdurulması ve müvekkillerinin aleyhine işlemlerin yapılmaması için..Sağlık Tesisleri Ticaret A.Ş.’ ye yönetici kayyım tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 28/05/2018 tarihli ara kararı ile; ” … Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkeme kararının gerekçe bölümünün bütününde HMK 390 vd maddelerinde yazılı ihtiyati tedbir kararının hangi koşullarda verilebileceğine dair hukuksal düzenlemenin açıklandığını, hemen akabinde de taleplerinin reddedildiğini,
İhtiyati tedbir istemlerinin gerekçesi ve dayanağının tam da HMK 389 maddesi 1. fıkrası düzenlemesinin oluşturmakta olduğunu, bunun da inançlı işlem nedeniyle aynen iadesi talep ve dava edilen ve davalılar adına halen kayıtlı bulunan.. Sağlık Tesisleri Tic. A.Ş. nezdinde davalılardan … ve … adına kayıtlı olan talep miktarları ile sınırlı şirket hisselerinin huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devir ve temlikinin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmesi talebi olduğunu,
Davalıların devam eden yargılama sürecinde tıpkı diğer şirkette adlarına kayıtlı payları devrettikleri gibi, … Sağlık Tesisleri Tic. A.Ş. nezdinde adlarına kayıtlı hisseleri de üçüncü kişilere devir etmeleri durumunda müvekkil davacıların dava sonunda elde etmeleri muhtemel haklarının mevcut durumdaki bu değişme halinde önemli ölçüde zorlaşmaktan öte, tamamen imkansız hale geleceğini, bu durumda ihtiyati tedbir kararı verilmemesi durumunda ciddi bir zararın doğacağını,
Uyuşmazlık konusunun yargılamayı gerektirir nitelikte olması ile birlikte, müvekkil davacıların dosya kapsamındaki deliller ile ihtiyati tedbir istemlerinin yaklaşık olarak ispat edildiğini ya da mevcut delil durumuna göre ispat kabiliyeti bulunduğunu,
Tüm bu hususlar gözetildiğinde, inançlı işlem nedeniyle iadesine karar verilmesi talep olunan şirket nezdinde davalılar …’ ın sahip olduğu payların tamı ile, davalılardan …’ ın sahip olduğu ve aynen iade taleplerine konu olan payların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi konusunda HMK 389 vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerinin reddi kararının, bu konudaki yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi, yerel mahkemenin işbu taleplerini red gerekçesinin soyut ve genel ibarelere dayalı olduğunu, bu nedenle Yerel Mahkemenin red kararına istinaf yolu ile itiraz edilmesi zarureti hasıl olduğunu beyanla;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü …Kadıköy Sicil Numarasına kayıtlı ” …SAĞLIK TESİSLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ” unvanlı şirket nezdinde davalılardan …’ ın sahip olduğu payların tamı ile, davalılardan …’ ın sahip olduğu ve aynen iade taleplerine konu olan payların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi konusunda HMK 389 vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerinin reddine dair, yerel mahkeme kararına karşı istinaf taleplerinin kabulüne,
İhtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına,
Davalılar … ve …’ ın ” …SAĞLIK TESİSLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ” unvanlı şirket nezdinde sahibi oldukları payların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi konusunda HMK 389 vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine, işbu taleplerinin öncelikle teminatsız olarak, aksi takdirde tayin olunacak teminat mukabilinde kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, ihtiyati tedbir kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı ile sınırlıdır.
Temel uyuşmazlık konuları 06/02/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında belirlendiği şekliyle “Güvene dayalı olarak inanç sözleşmesi ile davacıların dava dışı …Sağlık Tesisleri A.Ş’deki hisselerinin davalılardan …’a, ondan da diğer davalılara devri işlemlerinin iptali ile hisselerin davacılar adına tesciline, davacıların şirket ortaklığının devamına, bu mümkün olmadığı taktirde hisselerin nominal (gerçek) değerlerinin tespiti ile davalılardan tahsili, ayrıca yine inanç sözleşmesi ile devredilen dava dışı … Sağlık Tesisleri ve Sağlık Malzemeleri A.Ş’deki davacı hisselerinin tamamının davalılarca üçüncü kişilere devir ve temlik edilmiş olması nedeniyle şirket hisselerinin gerçek bedelinin tespiti ve hisse devrinden dava tarihine kadar geçen sürede tahakkuk etmiş olan kar paylarının alınmamasından dolayı uğranılan zarar alacaklarından ( o an için) şimdilik 10.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu” ön inceleme zaptında davalılar vekilinin cevap dilekçesinde …’a devredilen hisselerin halen onun uhdesinde olduğunu, başkalarına devrinin yapılmadığını beyan ettiğinin kayda geçirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin 20/12/2012 tarihli ön incelemeye hazırlık tensip tutanağında 9 no.lu bentte İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun 11469/8 sicil numarasında kayıtlı bulunan …Sağlık Tesisleri Ticaret A.Ş.’ deki davalılar …, …, … ve … ‘a ait hisselerin başkalarına devir ve temlik edilmesinin önlenmesi bakımından davacı tarafından hisse bedellerinin %40’ ı oranında güvence yatırıldığı takdirde İhtiyati tedbir kararı verilmesine güvence koşulu yerine getirildiğinde kararın taraflara ve İstanbul Ticaret sicil müdürlüğü’ne gönderilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
Ön inceleme tutanağında “tensip tutanağındaki güven koşulu yerine getirilmediğinden tedbir kararının uygulanmadığı” belirtilmiştir.
Daha sonra 26/06/2014 tarihindeki duruşmada “… Tes.Ticaret A.Ş.’deki dava konusu devredilen % 50 oranındaki şirket hisselerinin hisselerin nominal değerinin % 15’i oranında nakit yada teminat mektubu şeklinde güvence verildiği taktirde dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devir ve temlikinin tedbiren durdurulmasına” karar verilmiştir.
Bu tedbir kararının da uygulandığına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır.
Daha sonra yargılama sürecinde davacılar vekilinin 23/05/2018 tarihli dilekçesiyle Kadıköy Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Şifa Sağlık Tesisleri Ticaret Anonim Şirketi unvanlı şirket nezdinde davalılardan …’ın sahibi olduğu payların tamamı ile davalılardan …’ın sahibi olduğu aynen iadesi istenen payların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş ve istinafa konu 28/05/2018 tarihli ara karar verilmiştir.
18/12/2012 tarihinde açılmış olan davada 20/12/2012 tarihinde ve 26/06/2014 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine rağmen gerekleri yerine getirilmediği için uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Dava tarihi gözetildiğinde verilen ihtiyati tedbir kararları uygulanmadığına göre HMK’nın 389/1. Maddesinde yazılı “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali” olarak tanımlanmış bulunan ihtiyati tedbir kararı verme koşulları oluşmamıştır.
Bununla birlikte istinafa konu kararın verilmesine yol açan 23/05/2018 tarihli talep açısından daha önce verilmesine rağmen uygulanmayan ihtiyati tedbir kararlarından sonra ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan HMK’nın 389/1.maddesindeki koşulların gerçekleştiği yönünde bir ispat vasıtası da bulunmamaktadır. Zira HMK’ nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Sonuç olarak uyuşmazlık konusu açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini sağlayacak nitelikte yaklaşık ispat yükümlülüğünün yerine getirilmediği, mahkeme kararının usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1/b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacılar vekili tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı, davacılar vekili tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/10/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.