Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/985 E. 2018/446 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/985 Esas
KARAR NO : 2018/446 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/67 Esas 2017/31 Karar
TARİH : 01/02/2017
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile banka arasında 2010 yılından bu yana kredi ilişkisi bulunduğu, bu çerçevede müvekkilinin davalı bankanın Aspendos Bulvarı Şubesinden 13.12.2010 tarihinde toplam 20.000.000.-euroluk yatıtırım kredisi kullanıldığı, takiben müvekkilinin 07.06.2013 tarihinde kredileri kapatmak istemiş, ancak davalı banka anapara ve faiz dışında 172.807.95 euro erken kapatma ücreti talep ettiği, müvekkilinin e- maille itirazda bulunduğu ancak davalı yanca dikkate alınmaması üzerine itirazı baki kalmak kaydıyla bu bedeli ödediği, oranı belirtilmediğinden zarann ne tutarda olduğunun belirlenemediği, şimdilik 20.000 Euro kısmının talep edildiği, Genel Kredi Sözleşmesinin 34.9 maddesinin 6098 sayılı TBK nun 20, 25, 27 ve 28. maddelerine aykırı olduğundan batıl olduğu, hesaplanma şeklinin hatalı olduğu, sektördeki diğer bankaların bu tür ücretleri hiç almadığı durumların dikkate alınması gerektiği, davalı bankanın elinde bulunan tüm komisyon oranlarını ve hiç komisyon almadığı durumları mahkemeye ibraz etmekle mükellef olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı tahsil edilmiş olan şimdilik 20.000.-Euronun erken kapama komisyonunun ödendiği tarihten itibaren Merkez Bankasının dövize uyguladığı en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının kendisinden kesilen erken kapama ücretini açıkça gösterdikten sonra belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığı, davacının müvekkili bankadan kullandığı kredinin erken ödeme opsiyonsuz olduğu, bu sebeple de sözleşmenin 34.9 maddesinde belirtilen şekilde hesaplanacak erken ödeme komisyonu alınacağının belli olduğu, bu maddeye göre yapılan hesaplama sonucu da 172.807.95 EUR erken kapama komisyonu tahsil edildiği, hesaplamada bir yanlışlık bulunmadığı ve erken kapandığı 07.06.2013 tarihinde emsal kredi faiz oranının yıllık % 4.15 olduğu tespit edilerek hesaplandığını savunarak, davacının soyut iddialara dayanan taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 01/02/2017 tarih 2014/67 Esas 2017/31 sayılı kararında;
“Davacı iddiası, davalı taraf beyanları, bankacı bilirkişi …n alınan 26/02/2015 tarihli kök, 25/05/2015 tarihli ek raporlar, Bankacılar ….’den alınan 30/11/2016 tarihli rapor, Merkez Bankası ve diğer banka cevabı yazıları, taraflar arasına aktarılan 13/10/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı itibarıyla, davacının davalı banka ile 13/12/2012 tarihinde 20.000.000 Euro limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdettiği, bu sözleşme kapsamında 6.000.000 Euro ana para tutarlı 7 yıl vadeli %5.40 sabit faizli erken ödeme opsiyonsuz taksitli döviz kredisi kullandığı, davacı şirketin 07.06.2013 tarih itibariyle kalan 5.454.546,00 euro anapara borç tutarı üzerinden kredinin vadeden önce kapatılmasını talep ederek erken ödeme yaptığı, davalı banka tarafından 164.579,00 Euro erken ödeme ücreti ve 8.228,95 Euro BSMV olmak üzere davacıdan 172.807,95 Euro miktarında komisyon tahsil ettiği, bu miktarın %3.02 oranına tekabül ettiği, bankacı bilirkişilerden alınan kök ek raporlara göre davalı bankanın sehven BSMV dahil 164.579,00 Euro komisyon tutarı üzerinden mükerrer olarak 8.228,95 Euro BSMV tahsil ettiği, davalı bankaca uygulanan erken kapama komisyon miktarının bankacılık mevzuatına uygun olduğu, diğer bankalarca uygulanan komisyon oranlarına göre de makul düzeyde olduğu sabit görülmüş, sadece davalı bankaca mükerrer olarak tahsil edilen 8.228,95 Euro miktarınca davacıdan fazla tahsilat yapıldığı anlaşıldığından…”gerekçesi ile,
Davanın kısmen kabülü kısmen reddi ile 8.228,95-Euro’nun 07/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasının 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli, döviz tevdiat hesapları üzerinden uyguladığı, en yüksek oran üzerinden değişen oranlardan faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarda mükerrer bir BSMV tahsilatı olmadığını beyan etmelerine rağmen, bu itirazın mahkemece gözden kaçırıldığını,
Müvekkili banka tarafından davacıdan toplam 172.807,95.Euro tutarında kredi erken kapatma ücreti tahsil edildiğini, fazladan tahsil edilmiş bir BSMV tutarı bulunmadığını,
BSMV’nin oransal olarak tahsil edilen tutar üzerinden yasa gereği %5 oranında alındığını,
Davacı tarafça kapatılan kredinin kapama tarihi itibariyle kalan tutarı olan 5.454.546,00 Euro üzerinden %3,02 oranında tahsil edilen erken kapama ücretinin 164.727,00 Euro olup, bu tutar üzerinden hesap edilen BSMV’nin ise 8.236,00 Euro ‘ya denk geldiğini,
Erken kapata ücreti ile BSMV toplamının 172.963 Euro olduğunu,
Müvekkili tarafından toplamda tahsil edilen tutarın 164.579,00 Euro (+BSMV 8.228,95.Euro) olmak üzere toplam 172.807,95 Euro olduğunu, yani mükerrer bir BSMV tahsilatı bulunmadığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, istinaf konusu yaptıkları husus yönünden ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesinin, konusu bakımından bu dosya ile birebir aynı olan, aynı tarihte davalı bankadan çekilmiş bir başka kredinin erken kapatılması neticesinde davalı bankaca tahsil edilen erken kapama komisyon ücretinin fahiş ve haksız olduğuna ilişkin olarak İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/49 Esas 2016/620 Karar sayılı dosyasında verilen 01/12/2016 tarihli kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerini reddederek bu dosyada karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu,
Karara dayanak olan 30/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişilerin, bankaca bildirilen “erken kapama komisyon ücreti oranları” ile “erken kapama tarihinde Euro bazlı ticari kredilere uygulanacak kredi faizi oranını” birbirine karıştırılmış olduğunu, bu durumun mahkemeye sunulan 26/12/2016 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde detaylı bir biçimde açıklanmasına rağmen mahkemece bu açıklamaların değerlendirilmediğini,
Davalının kredi sözleşmesinin 34.9 maddesi kapsamında belirlenen formül uyarınca erken kapama nedeni ile olası zararının belirlenmesi esnasında uygulaması gereken faizin erken kapama tarihinde Euro bazlı ticari kredilere uyguladığı faiz oranı olduğunu,
Erken kapama tarihi olan 07/06/2013 tarihi itibari ile emsal bankaların euro bazlı ticari kredilere uyguladıkları faiz oranları incelendiğinde davalı bankaca o tarihte aynı türden kredilere uyguladığı iddia edilen %4,15’in bu oranların oldukça altında kaldığını, bu durumu dosyadaki talep ve iddialarla açık bir şekilde desteklenmekte olmasına rağmen bilirkişilerin bu durumu hatalı değerlendirerek davalı yanın iddialarını desteklermiş gibi hesaplama yaptığı ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hukuka aykırı karar verildiğini,
Mahkeme kararına dayanak olan bilirkişi raporunda, her ödeme dönemi için ayrı ayrı aidatlandırma yapılmaksızın faiz uygulandığını, bu şekilde yapılan hesaplamanın hukuken kabul edilebilir olmadığını,
Yerleşik Yargıtay uygulamaları uyarınca, erken kapama halinde en fazla %2 oranında erken kapama komisyon ücreti alınabilecek olup, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca başkaca bir formül belirlenmiş olsa dahi erken kapama komisyon ücreti adı altında talep edilen ücret toplamda %2’yi kesinlikle geçemeyeceğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 19/03/2013 tarih 2012/5789 Esas 2013/5376 Karar)
Dosyaya sunulan Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30/04/2012 tarihli 2011/15653 Esas 2012/7268 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/9137 Esas 2014/15562 Karar sayılı ilamının da erken kapama komisyonu adı altında azami %2 oranında komisyon ücreti tahsil edilebileceğini hüküm altına aldığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/67 Esas 2017/31 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı şirketin davalı bankadan erken ödeme opsiyonsuz ticari kredi kullandığı ve bu kredi ile ilgili erken kapama ücreti altında masraf alındığı konusunda ve davacının tacir olduğu ve ticari işletmesi ile ilgili ticari kredi kullanımı yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasında ticari krediye ilişkin 13.12.2010 tarihli kredi sözleşmesi imzalanmıştır.
Taraflar arasında düzenlenmiş olan kredinin ticari kredi sözleşmesi olduğu, erken ödeme opsiyonsuz kredi sözleşmesi olup, sözleşmenin 34.9 maddesinde;” müşterinin banka onayı halinde erken kapama opsiyonu kullanabileceği buna göre erken kapama ücretinin tahsil edileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmede düzenlenen ücret; mevcut kredinin erken kapama meblağının, erken kapandığı tarihe kadar tahakkuk etmiş faiz tutarı ile kredinin erken kapandığı tarihte aynı türde kalan vadeye yeni kredi kullandırılmış olsa idi yeni kredinin vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarı toplamının, mevcut kredinin kullandıran tarihten vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarından çıkarılması ile bulunacak tutara eşittir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre davacı vekilince erken kapama ücretinin her halükarda %2 oranını geçemeyeceği yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince yargılama sürecinde TC. Merkez Bankası, İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Ziraat Bankası ve Akbank bankalarından talep konusu komisyona ilişkin olarak erken kapama tarihinde aynı tür kredilere uygulanan faiz oranları sorulup, alınan bilirkişi rapor içeriklerinde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiş, ilk derece mahkemesince bu tespitlere dayalı olarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir.
Davacı vekilince benzer uyuşmazlığa ilişkin bir başka mahkemece verilmiş karar sonucunun bekletici mesele yapılmaksızın hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni işbu davanın taraflarının farklı olduğu da gözetildiğinde yerinde görülmemiştir.
Davalının tacir olması sebebi ile sözleşme ile hüküm altına alınan erken kapama ücretinin kural olarak bankaca tahsili mümkündür. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor içeriklerindeki tespit ve hesaplamalara göre davalı tarafından erken kapama ücreti olarak alınan meblağın taraflar arasındaki sözleşmenin 34.9 maddesindeki düzenleme çerçevesinde, benzer ticari krediler yönünden erken kapama tarihine göre başka bankaların faiz oranları kapsamında uygun olup fahiş olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak davalı banka tarafından erken kapama ücreti hesabında BSMV tutarının mükerrer olarak hesaplandığı belirlenerek, bu belirlemeye göre hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden her iki taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 85,70’er.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.708,84.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 427,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.281,84.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/05/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.