Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/925 E. 2018/347 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/925 Esas
KARAR NO : 2018/347 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/490 Esas 2017/183 Karar
TARİH : 20/02/2017
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı bankadan taksitli gayrimenkul arsa kredisi kullandığını, kredinin ticari kredi olduğunun öğrenilmesi üzerine kredi borcunun tamamının 15/10/2014 tarihinde 105.046,00.TL ödeyerek kapattığını, ödeme tarihinde gerçek borcun 68.786,75.TL olduğu halde müvekkilinden 105.046,00.TL tahsil edildiğini ileri sürerek, erken hesap kapatma nedeni ile fazla tahsil edilen 10.000,00.TL’nin 15/10/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle arsa finansmanı için kredi kullanılan bu kredinin Ticari taksitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanıp bu kredi kapsamında kredinin kullanılıp kredinin ticari kredi olduğunu savunarak, bu sebeple de mahkememizin görevli olmadığından öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, esas bakımından da davanın haklı olmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 20/02/2017 tarih 2016/490 Esas 2017/183 sayılı kararında;
“Dosyadaki kanıt ve belgelere, mahkememizce getirtilen erken hesap kapatma komisyon ve faiz oranları listesine, buna göre düzenlenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı katılım bankasından 17/09/2013 tarihli ve 280561 nolu ipotekli taksitli ticari kredi (taksitli ticari gayrimenkul kredisi) kullandığı, davacının taksitli krediyi vadelerden önce erken ödemek istediği, davacının davalı banka ile görüşerek 15/10/2014 tarihinde tüm kredi borcunu ihtirazi kayıtla ödeyip borcu kapattığı, ancak davalı bankanın davacıdan 35.364,02 TL erken hesap kapatma komisyonu tahsilatı yaptığı, bilirkişi hesaplamasına göre; davalının davacıdan ancak 1.463,33 TL erken hesap kapatma komisyonu tahsil edilebileceği nazara alındığında; 35.364,02 TL – 1.463,33 TL = 33.900,69 TL tutarında davacıdan fazla tahsilat yapıldığı açıklığa kavuştuğundan…”gerekçesi ile,
Davanın kısmen kabulü ile; 33.900,69 TL alacağın 20/11/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek TCMB nin değişen oranlarda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ait istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davaya konu kredinin ”taksitli ticari kredi” niteliğinde olduğunu ve bu niteliği gereği de kendine mahsus yasal uygulamalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu doğrultuda; dava konusu edilen erken kapama komisyonunun Borçlar Kanunu m.179 vd. maddelerinde bahsedilmekte olan sözleşmesel cezai şart kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, aynı kanunun 182. maddesinde, tarafların cezai şart miktarını belirlemekte serbest oldukları yasa ile belirlendiğini, yine aynı kanunun 96. maddesinde de erken ödemenin şartları ve neticeleri açıkça belirlendiğini, bu noktada öncelikle ”erken kapama” işleminin taraflara getirdiği zarar ve menfaat dengesi sorgulanarak, neticesine göre bir yorum yapılması gerektiğini,
Erken kapama komisyonu miktarının ne olabileceği hususunda yasalarda açık bir hüküm bulunmaması üzerine, davalı banka tarafından, BK’nın yönlendirmesi ile mevcut şartlar altındaki ticari teamül ve uygulamalara, taraflar arasındaki sözleşmelere, ayrıca da hakkaniyete uygun bir erken kapama komisyonu tahsil edildiğini, bu tahsilat işlemi yapılırken; bankanın ilk sözleşmeye güvenerek yaptığı ticari hesap ve değerlendirmeler ile sözleşmenin tek taraflı ve keyfi olarak ihlal edilmesi neticesinde bu tablolarda oluşabilecek olumsuz etkilerin en asgari şekilde hissedilmesini sağlayacak şekilde bir hesaplama yapılması gerektiğini,
Dava konusu kredinin ticari nitelikte bulunduğu hususunda taraflar arasında dahi bir ihtilaf bulunmaz iken; mahkemenin bu hususu göz ardı ederek ve dava konusu krediyi sanki tüketici kredisiymiş gibi değerlendirerek bir kısım hatalı tespitler yaptığını, davalı bankanın bu krediyi ticari fonlarından kullandırdığı ve bu minvaldeki kredinin erken kapatılmasının söz konusu olamayacağını, ayrıca erken kapamaya ilişkin, taraflar arasında başkaca her hangi bir yazışma ve bağlayıcı akdi hüküm de mevcut olmadığını, bilirkişi raporu ile bir kısım tespitlerin gerekçesi olarak gösterilmeye çalışılan %2’lik erken kapama komisyon oranının ise yasal olarak tüketici/bireysel kredilerde tatbik imkanı bulduğu, fakat davaya konu somut olayda olduğu gibi ticari kredilerde uygulaması bulunmadığını, bu noktada BK hükümleri gereğince bir uygulama yapılması gerekeceğini,
Müvekkili banka ile davacı taraf arasındaki ticari ilişkinin; kar getiren vadeli satış sözleşmesi şeklinde olduğu ve buna dayalı olarak kredi borcu bir vadeye bağlanarak taksitlendirildiğini, buradaki asıl gayenin ticari hayatın olağan akışına uygun olarak borçlu tarafa bir ödeme kolaylığı ve alacaklı tarafa da belirli bir kar marjı sağlamak olduğunu, kar getiren ödünç veya vadeli satım akdinde, vadeden önce borcun ödenmesi, borçlunun kar borcundan kurtulması neticesini doğurmayacağını, borçlunun, alacaklıya; vadeye bağlanmış borcunun ancak tamamını ödemek suretiyle borçtan kurtulabileceğini, (Oğuzman/Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İst., 2006, s. 248,249.; Prof. Dr. Fikren Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 203; Senai Olgaç, Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, 1976, s.209)
Davacının erken ödeme yaptığını ileri sürerek mevcut sözleşmeye aykırı bir biçimde iskonto talep etmesinin hukuken dinlenebilirlikten uzak ve hakkaniyete de aykırı bir yaklaşım olacağını, ancak alacaklının kendi inisiyatifiyle böyle bir duruma rıza gösterdiği ve/veya açıkça muvafakat ettiği durumların müstesna olacağını, davaya konu somut olayda müvekkili bankanın böyle bir kabulü veya bu şekilde yorumlanabilecek bir irade beyanı bulunmadığı gibi genel teamül olarak ta böyle bir uygulaması bulunmadığını, BK. m.101 vd. maddelerinde de; vadeye bağlanan borçların vadesinde ödenmediği takdirde uygulanacak yasal hükümlerin belirtildiğini,
Müvekkili tarafından davacıya kullandırılan kredi ile ilgili olarak imzalanan kredi sözleşmesinde ve bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası niteliğinde bulunan taksitli ticari kredi tahsilat planında tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiğini, bu kredi tahsilat planı üzerinde taraflar mutabık kaldıklarını ve imza altına aldıklarını, davacının sözleşmede kararlaştırılan tahsilat planı dışına çıkarak krediyi erken kapatmak istemesi sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği gibi sözleşmenin esaslı noktalarının da ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkilinin davacıya sağladığı bu kredinin, onun ticari faaliyetinin konusunu oluşturduğunu, bilançolarını da bu gibi ticari faaliyetler çerçevesinde oluşturduğunu, davacının, iskontolu olarak erken ödeme yapmak istemesi halinde müvekkili nezdinde kar payı tutarından bilanço zararı oluşturduğu ve hatta anılan krediyi başka bir müşterisine kullandırmış olsa idi elde edeceği kardan da yoksun kalmakta olduğunu,
Davaya konu somut olayda yapılmış olan tahsilat işleminde her hangi bir hukuka aykırılık mevcut olmadığını, tahsil edilen tutarın tamamının usul, yasa ve sözleşmeye uygun olarak sadece kredi sözleşmesi çerçevesinde tahsil edildiğini, iade edilmesi gereken veya fazladan tahsil edilmiş olan her hangi bir meblağ bulunmadığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/490 Esas 2017/183 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava taraflar arsında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı tarafından davacıya kullandırılan ticari kredinin erken kapatılması üzerine, davacıdan haksız tahsil edildiği ileri sürülen erken kapama ücreti ile masrafların davalıdan tahsili istimine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı vekilince karara karşı istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönüyle kararın istinaf incelemesinde;
Davalı vekilince mahkemece bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre kabul gören %2 erken kapama oranının, tüketici/bireysel kredilerde tatbik imkanı bulunduğunu ve mahkemece uyuşmazlık konusu kredinin tüketici kredisiymiş gibi değerlendirilmiş olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de; ilk derece mahkemesince uyuşmazlık konusu kredi sözleşmesinde davalı yanca daha yüksek oranda erken kapama ücreti alınabileceğinin kanıtlanmamış olduğu, ilk derece mahkemesince davalı katılım bankası ile aynı nitelikte kredi kullandıran bankalardan benzer kredilerde alınan erken kapama oranlarının sorularak, gelen cevaplara dayalı düzenlendiği anlaşılan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre yapılan hesaplamalar sonucuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.315,76.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 579,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.736,76.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/04/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.