Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/911 E. 2018/234 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/911
KARAR NO : 2018/234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/616 Esas – 2017/423 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının imzaladıkları imtiyaz sözleşmesine istinaden ülke çapında mobil telefon hizmeti sunduklarını, her iki firmanın aynı statü dalında birbirlerinin rakibi olarak faaliyet gösterdiklerini, davalının görsel mecralarda “ … ” başlıklı reklamlar yayınlamaya başladığını, davalının gerek yazılı ve gerekse görsel mecralarda yayınlanan reklam filminin TTK.nun 55 maddesi ile 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna aykırı olduğunu, TTK.nun 54.ncü maddesine göre de haksız rekabet sayıldığını, davalının reklamında numarasını …’va taşıyanlar bir yıl boyunca tarife ücreti ödemeyecek şeklinde vaatte bulunduğunu, kampanya sırasında faturaların sadece 50.00 TL.ye kadar vergiler dahil olarak ücretin karşılandığını, 50.00 TLnin üstündeki faturaların tüketici tarafından ödeneceğinin anlaşıldığını, dava konusu reklamın eksik bilgi içerdiğini ana vaad unsuruna yer verilmediğini, bu nedenle reklam filminin doğruluk ilişkisine ve Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğine aykırı olduğunu, TTK 54 ve 55. maddelerine göre dürüstlük kurallarına aykırı reklam ve satış yöntemlerinin, gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlarla yapılan karşılaştırılmalı reklamların, rakibin ürünlerinin yanlış ve eksik takdim edilmesinin haksız rekabete sebebiyet verdiğini belirterek, TTK’nın 54.maddesi kapsamında davalı tarafından görsel ve basılı mecralarda yayımlanan “…” başlıklı reklamının haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve men’ine, davalının haksız rekabet yaratan eylemleri ile müvekkili şirketi maddi ve manevi zarara uğrattığını, bundan ötürü şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere tazminatın tahsiline ve kararın ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 14/06/2016 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Medya organlarında yayınlanan … başlıklı reklamının hukuka aykırılık teşkil etmediğini, ayrıca davaya konu olan reklamın yanıltıcı bilgi, tüketiciyi kandırıcı beyan içermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/05/2017 tarih 2015/616 Esas 2017/423 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … İddia, savunma, dosya içeriği delil ve belgeler ile alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından görsel ve basılı mecralarda yayımlanan …” başlıklı ”aylık tarife ücretinin vergiler dahil 50,00 TL’ye kadar olan kısmı karşılanacaktır.” ifadeli reklamının haksız rekabet oluşturduğu, davalı tarafından yapılmış bulunan reklam yayınının davacının da aynı iş alanında faaliyetinde bulunmasından dolayı haksız rekabet oluşturduğu, ancak davacının, davalı reklamından ötürü zarar gördüğünü kanıtlayamadığı, manevi tazminatın koşullarının dava konusu olayda gerçekleştiği, TTK 56/e maddesi gereğince manevi tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmak sureti ile ve BK 57 madde hükümleri göz önünde bulundurulmak sureti ile, haksız fiilin doğurduğu sonuçların ve davacı üzerindeki etkisinin azaltılması için davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği tespit edilmekle, MK’nun 2.ve 3. Maddesi hak ve nefaset kuralları dikkate alınarak takdiren 2.000,00TL manevi tazminatın davacı lehine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, davalının medya organlarında yayınlanan … başlıklı reklamının haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin menine, davacının maddi tazminat isteminin reddine, 2.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, haksız rekabete ilişkin karar özetinin karar kesinleştiğinde tüm Türkiye’de yayın yapan üç büyük gazetede ilanına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesinin maddi zararın ispatlanamadığı gerekçesi ile verdiği maddi tazminat isteminin reddi kararının, eksik incelemeye dayanmakta olduğunu, zararın varlığının muhakkak olduğunun, bilirkişi raporuyla da sabit olduğunu,
İlk derece Mahkemesi tarafından öngörülen tazminatın, müvekkilinin şahsında doğan zararları telafi etmemesinin yanı sıra, davalı tarafın haksız rekabet teşkil eden eylemine karşılık uygun bir bedel olmaması açısında da hakkaniyete uygun olmadığını, davalı şirketin yanıltıcı reklamlarıyla haksız kar sağladığını ve rekabet koşullarını taraflar açısından hakkaniyete aykırı bir şekilde dengesizleştirdiğini, ilgili miktarın cüziliği nedeniyle de haksız rekabet teşkil eden davranışının müeyyidesiz kalmakta olduğunu, yerel mahkemece verilen nispetsiz manevi tazminat miktarının dava açmakla elde edilmek istenen faydayı müvekkil açısından karşılamadığını,
İleri sürerek İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/616 Esas – 2017/423 Karar sayılı dosyasından verilen maddi tazminat isteminin reddi ile manevi tazminat talebinin kısmi kabulüne ilişkin kararının kaldırılmasına ve davanın tüm talepleri yönünden tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İlk Derece Mahkemesi kararının, dava konusu “…” başlıklı reklamın haksız rekabete sebebiyet verecek unsurlar taşımadığını,
Reklam konusu kampanyanın, hattını son 30 gün içerisinde …’ ya taşıyan ve kampanyadan faydalanan abonelere sağlanan ücretsiz tarife hizmeti olduğunu, bu kampanyanın istisnai nitelikteki 50 TL’ lik tarife ücretinin … tarafından karşılanacağı hususunun gerek durağan yazı olarak gerekse de alt yazıda yer verildiğini, bu nedenle dava konusu reklamın haksız rekabet yaratmadığını ve tüketici nezdinde anlam kargaşasına yol açmak suretiyle tüketiciyi yanılttığı iddiasının kabul edilemeyeceğini,
“Aylık tarife ücretinin vergiler dahil 50,00 TL’ ye kadar olan kısmı karşılanacaktır ” ifadesinin ana vaadin istisnası niteliğinde bir unsur olup ana vaadi açmak, netleştirmek veya ana vaadin gerçekleşmesi için gerekli koşulları veya istisnaları iletmek görevini taşıdığı için reklam filminde durağan yazı ile tüketiciye aktarıldığını,
Hükmedilen manevi tazminat miktarının, somut olay kapsamında değerlendirildiğinde fahiş olup, manevi tazminatı gerektirecek nitelikte bir kişilik hakkına saldırının söz konusu olmadığını,
İleri sürerek; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/616 E. ve 2017/423 K. sayılı dosyasında verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın külliyen reddine karar verilmesini ayrıca yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava; haksız rekabetin tespiti ve men-i, kararın ilanı ve maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; haksız rekabetin tespiti ve men-i, 2.000 TL manevi tazminatın tahsili ile kararın ilanına ve maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalının reklam filminin haksız rekabet teşkil edip etmediği ve davacının maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesi uyarınca, haksız rekabete ilişkin hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Aynı Yasa’nın 55/1.a.3 maddesinde ” Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı reklamlarda bulunmak” haksız rekabet teşkil eden eylemlerden sayılmıştır.
Televizyonlarda yayınlanan davalı şirket reklamlarında ” … nin en yeni telefonu…’ ü almak için numarasını …’ ya taşıyanlar 1 yıl boyunca tarife ücreti ödemiyor ” denildiği ve bu ifadenin 7. saniyede başlayıp 19. saniyeye kadar devam ettiği 19. saniyenin bitiminden de ” Siz de… ya gelin, bu kaçırılmayacak fırsatla … ‘ e sahip olun ” cümlesinin yer aldığı, ancak kampanyanın en önemli ayrıntısı olan 50,00 TL’ yi geçmeyen tarife şartına ana vaadde yer verilmemiş olduğu, yine görüntü reklam filminde 16. Saniye boyunca dış sesin konuşmakta olduğu, fakat kadrajın sol alt tarafında yazılı olarak yer alan ve hareketsiz duran ” Aylık tarife ücretinin vergiler dahil 50,00 TL’ ye kadar olan kısmı karşılanacaktır ” ifadesinin seslendirilmediği, kadrajın sağ üst kısmı bölümünde kırmızı çerçeve ile vurgulanan ” 1 yıl tarife ücreti yok ” yazısının göründüğü, bu yazının ana vaad olan ” …’ ü almak için numarasını …’ ya taşıyanlar 1 yıl boyunca tarife ücreti ödemiyor ” sesli ifadesini pekiştirmesine karşılık, sesli ifadede aylık tarifenin 50,00 TL’ ye kadar olan kısmının bulunmamasının tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olduğundan ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1.a.3 maddesine göre de aynı sektörde faaliyet gösteren davacı açısından haksız rekabet teşkil ettiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.
6102 Sayılı TTK’ nın 56/1-d madesine göre; haksız rekabetin varlığı halinde kusur varsa zarar ve ziyanın tazminine ve 56/1-e maddesine göre de TBK’ nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığı halinde manevi tazminata karar verilmesi gerekmektedir.
Davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğu sabit olduğuna göre, bu durumda davalının haksız eylemleri neticesinde davacının maddi zarara uğramış olduğunun ve 6102 sayılı TTK’nın 56/1-d maddesi uyarınca maddi tazminat talep etme hakkına sahip bulunduğunun da kabulü gerekir. Ancak, davacının gerçek zararı fiilen tespit edilememiş olduğundan, davalının eyleminin niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca takdiren hakkaniyete uygun bir maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken, gerekçesi de belirtilmeksizin davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne ve ilk derece mahkemesinin maddi tazminata ilişkin red kararının kaldırılarak, davacının maddi tazminata ilişkin talebinin kabulü ile; davalının eyleminin niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca dairemizce takdiren 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerine gelince; 6102 Sayılı TTK’ nın 56/1-e madesine göre; haksız rekabet yüzünden zarar gören kişi ancak TBK’ nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığı halinde manevi tazminata karar verilmesini isteyebilir. Çünkü; TBK’nun 58. Maddesi “kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat isteyebilir” hükmünü içermektedir. Bu hükme göre de; manevi tazminata karar verilebilmesi için kişilik hakkının zedelenmesi gerekmekte olup; dava konusu reklamda davalının ürünleri ile bir karşılaştırma yapılmadığı, davalının ürünlerinin kötülenmediği, reklamın sadece tüketiciye yönelik olduğu, dolayısıyla davacının kişilik haklarına bir saldırı niteliğinde olmadığından ve manevi tazminat koşulları oluşmamasına rağmen ilk derece mahkemesince manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin reddine, ancak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararının kaldırılarak dairemizce davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 29/05/2017 tarih ve 2015/616 Esas – 2017/423 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak,
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının medya organlarında yayınlanan ..başlıklı reklamının haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin menine,
2-10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Davacının manevi tazminat isteminin reddine,
4-Haksız rekabete ilişkin karar özetinin karar kesinleştiğinde tüm Türkiye’de yayın yapan üç büyük gazetede ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince ilk derece mahkemesi yönünden hesaplanan 683,10 TL nispi karar ve ilam harcından peşin 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından İlk derece mahkemesinde dava açılırken yatırılan 373,35 TL ( 27,70TL BH, 341,55TL PH, 4,10 VH) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 2.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 326,5 TL tebligat/ posta gideri olmak üzere toplam 3.026,5 TL yargılama giderinin dava sonucundaki kabul ve red oranına göre takdiren 2.269,90 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-İlk Derece Mahkemesi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-İlk Derece Mahkemesi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-İlk derece mahkemesi yönünden gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
12- İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 31,40 TL İstinaf Karar Harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
13- İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 31,40 TL x2 = 62,80 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
14- İstinaf eden taraflarca sarf edilen 85,70 TL istinaf başvuru harçlarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
15- İstinaf aşamasında sarf edilen tebligat ücreti 25,00 TL ile dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 24,00 TL olmak üzere toplam 49,00 TL istinaf posta/ tebligat giderinin davacı tarafın avansından sarf edildiği anlaşılmakla; haklılık oranına göre takdiren 1/2 ‘ sine tekabül eden 24,5 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesi 24,5 TL’ nin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
16- İstinaf yönünden artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 22/03/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.