Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/908 E. 2018/308 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/908 Esas
KARAR NO : 2018/308 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/1502 Esas 2017/613 Karar
TARİH : 30/05/2017
DAVA : Alacak (Haksız Rekabetten Kaynkalanan )
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının 21/10/2011 tarihinden itibaren ” Satış Temsilciliği pozisyonunda davacı şirkette çalışmaya başladığını, askerlik görevi nedeniyle 31/10/2013 tarihiyle işten ayrıldığını ve son olarak 06/05/2014- 28/10/2015 tarihleri arasında şirkette çalışmaya devam ettiğini, çalıştığı dönemde şirketin satış ve pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirmek için araç tahsis edildiğini, bu aracı davalının kullanım amacı dışında kullandığının ve davacı şirketle aynı konuda faaliyet gösteren .. Tic. A.Ş’nin önünde uzun süreli duraklamalar yaptığının, çalışma saatlerini alışveriş merkezlerinde kafelerde geçirdiğinin tespit edilmesi üzerine görevini kötüye kullanması sebebiyle iş akdinin derhal feshedildiğini ve feshin Bursa ..Noterliğinin 28/10/2015 tarihli ihtarnamesi ile 08/11/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının iş akdinin feshinden hemen sonra davacı şirketle rekabet halinde bulunan ve aynı Bursa Bölgesinde faaliyet ve pazarlama yapan …. Tic. Ltd Şti’de Bursa Bölgesinde Sorumlu Satış Müdürü olarak çalışmaya başladığını, davalının …Ltd Şti ‘de çalışmaya başlar başlamaz davacı şirketin ticari faaliyetinin bulunduğu şirketlerle görüştüğünü ve yeni çalıştığı yere ait ürünlerin pazarlamasını yaptığını öğrendiklerini, bu firmaların davacı şirketin cirosal olarak en önemli müşterileri olduğunu, davalının bu bildiğini, davacının çalışanı olarak müşteri bilgilerine ve ticari sır niteliğindeki bilgilere sahip olan davalının bunları kullandığını, davalının bu şekilde rekabet yasağına aykırı davranması sebebiyle iş akdinin feshedildiğini ve iş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacıdan olan alacağı için Bursa 4. İş Mahkemesinin 2016/28 esas sayılı dosyasında işçilik alacağı ile ilgili açtığı davanın devam ettiğini, davacının iddia ettiği hususları kabul etmediğini savunarak, öncelikle davada iş mahkemesi görevli olduğundan görev yönünden davanın reddine aksi halde iş mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılmasına, ayrıca davanın da esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 30/05/2017 tarih 2015/1502 Esas 2017/613 sayılı kararında;
“Dosyada dinlenen tanık beyanları, gelen müzekkare cevapları Bursa 4.İş Mahkemesinin 2016/28 esas 2017/21 sayılı dosyasına göre; davacı şirkette çalışan davalının iş akdinin haksız olarak feshedildiği, davacı şirket aleyhine işçi alacaklarına hükmedildiği, davalının iş akdinin feshinden sonra .. Ltd Şti dışında başka şirketlerde de çalışıp işten ayrıldığı, davacı şirket ile davalının çalıştığı ve davacı şirketin müşteri bilgilerini kullandığı iddia edilen .r.. Ltd Şti ‘nin aynı konuda ticari faaliyet gösterdikleri her iki firmanında eskiye dayalı faaliyetlerinin olduğu, davacının iddia ettiği gibi davalının iş akdinin feshinden sonra davacının ticari faaliyet gösterdiği firmalarla ticari ilişkisinin kesilmediği, devam ettiği, bunlardan bir kaçı ile.. Ltd Şti’nin davacı şirketle aynı anda ticari faaliyetlerinin olduğu, aynı zamanda davacı şirket ile … Ltd Şti arasında bayilik ilişkisi de bulunduğu dolayısıyla aynı ürünleri satan şirketlerin aynı iş kolundaki müşterileri ile ticari ilişki kurabilecekleri ve tanınabilecekleri, davalının iş akdinin feshinden sonra rekabet yasağına aykırı davranıdğına dair dosyada yeterli delil bulunmadığı, davalının bildiği iş kolunda başka şirketlerde iş bulmasının ve çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, dolayısıyla davacı şirketin davalının iş akdinde kararlaştırılan rekabet yasağı hükümlerien aykırı davrandığı ve bu sebeple iş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart tazminatına ilişkin talebinin yerinde olmadığı, bu hususta gelen müzekkere cevaplarına göre bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmayarak…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davanın hukuki niteliğinin mahkemece yanlış tespit edildiğini,
Mahkeme gerekçeli kararının 2. sayfasında, davanın niteliği, deliller ve gerekçe başlıklı bölümünde; davanın hukuki niteliğinin, davalı işçinin iş akdinin feshinden önce davacı şirkette çalışırken rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle iş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin açılmış tazminat davası niteliğinde olduğunun açıklandığını, ancak davanın, davalının iş akdi devam ederken değil, iş akdi sona erdikten hemen sonra rekabet yasağının davalı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle, sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle açılmış alacak davası olduğunu,
Davalının iş akdinin feshinden önceki iş ahlakına aykırı davranışları için zaten ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu, yapılan yargılama sonucunda Bursa 2. Asliye ceza mahkemesince 2016/315 esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine mahkumiyet hükmü verildiğini,
Taraflar arasında akdedilen yazılı hizmet sözleşmesi düzenlenirken davalının istihdam edildiği satış ve pazarlama görevinin davacı şirketin müşteri ve fiyat bilgileri, iskonto oranları, ciro bilgileri gibi ticari sırlarına hakim olmasını kaçınılmaz kıldığından rekabet yasağı düzenlemesine yer verilmiş olup, rekabet yasağı yasaya uygun ve makul yer ve süre ile sınırlandırıldığını, bu yönüyle taraflar arasındaki yazılı hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet yasağının geçerli ve hukuken bağlayıcı olduğunu,
Davacının işveren ile imzaladığı yazılı iş akdi ile davacı şirkette satış ve pazarlama personeli olarak istihdam edilen ve bu alanda faaliyet göstermesi sonucu davacı şirketin müşterilerini, her bir müşterisi ile olan ticaret hacmini ve cirosunu, ürünlerini satış fiyatlarını ve iskonto oranlarını öğrenen davalının, iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağını kabul etmesine rağmen iş akdinin sona ermesinden hemen sonra rakip firmada aynı pozisyonda çalışmaya başlamasının ve rakip firmada çalışmaya başladığı gibi davacı şirketin müşteri ile rakip firmanın satış müdürü olarak davacının müşterileri ile görüşmeler yapmasının ve rakip firmanın ürünlerinin satınalımı hususunda davacı şirketin müşterilerini ikna çalışmalarında bulunmasının rekabet yasağını ihlal ettiğini,
Zaten davacının en önemli müşterilerine yazılan müzekkerelere gelen cevaplarda, davalının rakip firmada çalışmaya başlamasının hemen ardından bu müşteriler ile ticari faaliyetlere başlandığın, davalının çalışmaya başladığı rakip firmanın yıllardır faaliyet gösterdiği Bursa bölgesinde bu müşteriler ile çalışamamasına rağmen, davalının işe başlaması ile bu müşterilerle çalışılmaya başlanmasının aynı anda ortaya çıkmasının tesadüf olamayacağını, bunun ancak davacıya ait ticari sırların kullanılması ile mümkün olduğunu,
Her ne kadar mahkeme gerekçeli kararında, davalının bildiği işi yapmak amacıyla davacı şirket ile rakip olan bir firmada çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu savunulmuş ise de, rekabet yasağının konusunun zaten çalıştığı işyerinin ticari sırlarına vakıf olan çalışanın bu bilgileri rakip firmada kullanmasının, bu surette rekabet açısından önemli bilgileri sahip personellerin ayartılarak haksız rekabet yapılmasının da önüne geçmek olduğunu, dolayısıyla mahkemenin, rekabet yasağını ihlal etmemeyi kabul eden çalışanın iş akdinin sona ermesinden sonra rakip firmada çalışmayı rekabet yasağının ihlali olarak kabul etmemesi, rekabet yasağı kurumunu da kabul etmediği sonucu ortaya koyduğunu,
Diğer yandan rekabet yasağını ihlal etmemeyi iş sözleşmesinde kabul eden ve rekabet yasağını ihlal ettiği takdirde cezai şart ödemeyi kabul eden davalının iş akdinin sona ermesinden sonra rakip firmada aynı pozisyonda çalıştığını dosya kapsamına göre kabul eden mahkemenin gerekçeli kararında, rekabet yasağının ihlal edildiğine dair yeterli delil olmadığını ileri sürmesinin çelişkili ve kendi kabulüne uygun olmadığını,
Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın, dosyanın kapsamına, mahkemenin maddi vakıalarla ilgili kendi kabullerine, rekabet yasağını düzenleyen yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, davalının iş sözleşmesinde ihlal etmemeyi kabul ve taahhüt ettiği rekabet yasağını iş sözleşmesinin sona ermesinden hemen sonra ihlal ettiği, bu nedenle rekabet yasağının ihlaline dayalı cezai şart talebinin haklı ve dosya kapsamına uygun olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1502 Esas 2017/613 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı yanca davalı aleyhine açılan davada, davalı işçinin iş akti haklı fesh edildikten sonraki dönemde rakabet yasağı ihlaline dayalı olarak sözleşme uyarınca cezai şart talep edildiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı yanca delil olarak dayanılan ve davalı tarafından bir kısım işçilik alacaklarına dayalı olarak Bursa 4. İş Mahkemesinin 2016/28 Esas sayılı dava dosyasında derdest dava bulunup 16.02.2017 tarih 2017/21 K. sayılı ilamla davanın sonuçlandığı, ilama göre eldeki davanın davacısı işverenin iş aktinin feshinin haksız olduğu gerekçesiyle bir kısım işçilik alacaklarının davacı işverenden tahsiline karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. TBK 447/2 maddesi düzenlemesi de dikkate alındığında söz edilen davada verilecek kararın kesinleşmesi eldeki davanın sonucunu doğrudan etkileyecek niteliktedir.
Yine davacı yanca delil olarak bildirilen ve davalı aleyhine hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetle sonuçlandığı ileri sürülen Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/315 E. sayılı dosyasında verilen kararın da kesinleşme şerhi örneğinin celb edilip incelenip değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Bu hususlar dikkate alındığında gerek iş mahkemesi gerekse ceza mahkemesinde verilen kararların kesinleşmesi beklenmeksizin hüküm kurulması yerinde olmamıştır. HMK 353/1-a6 maddesi gereğince davanın esasını etkileyecek delil niteliğinde bulunan sözü edilen İş Mahkemesi ve Asliye Ceza Mahkemesi kararlarının kesinleşmesi beklenerek ve kesinleşmiş şerhli örneklerinin celbi sağlanıp tartışılarak hüküm kurulması gerekeceğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarih 2015/1502 Esas 2017/613 sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafça yatırılan 85,70.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 31,40.TL karar harcının talep halinde iadesine,
3-İstinaf başvuru harcı 85,70.TL ve istinaf posta gideri 23,10.TL toplamı 108,80.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/04/2018 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.