Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/902 E. 2018/307 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/902 Esas
KARAR NO : 2018/307 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2013/233 Esas 2017/247 Karar
TARİH : 14/03/2017
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin,… üzerinden Şikago üzerinden aktarmalı olarak kişi başı 2.290,76 TL’den 4581,52 TL ödeyerek iki kişilik İstanbul Vencouer bieti aldığını, bilet bedelini … Bankası Kazasker Şubesinin.. . Turizm San.Tic.Ltd.Şti.hesabına gönderildiğini, ancak İstanbul’dan hareketle 28/03/2012 tarihinde Şikago’ya varmalarına rağmen aktarma yapacakları esnada İ.A.T.I İstanbul rd.uçusu … ile kullanmalarına rağmen ORD’ye indiklerinde Us airlines ORD-YVR uçuşunun parası ödenmediğinden uçuşu iptal edilmiş şirketler tarafından … arandığında bileti görmediklerini belirterek, bu nedenle de biletlerin davalı şirketin kusuruyla iptal olunduğunu, bunun üzerine yeniden bilet almak ve Vanocovery varmak amacı ile bir gece Şikago’da … Otelinde konaklamak zorunda kaldıklarını ve 289,84 USD konaklama bedeli ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca yeniden Şikago-Vencover 2375,38 USD ödeyerek Şikago-Vencoure bileti alarak Vencour’a vardıklarını, ayrıca müvekkilinin bilet ayarlamak amacıyla yakınlarını ve çeşitli yerleri arayarak 99,52 EURO telefon bedeli ödemek zorunda kaldığını, ayrıca davalı şirkete İstanbul-Şikago-Vencouer bilet parası ödendiğinden fazlaca müvekkilinden 500 TL fazla ödeme alındığını ileri sürerek, davalının hizmet ayıbı nedeni ile ağır kusurlu davranışından dolayı gerçekleşen iptali nedeni ile 289,84 USD konaklama bedeli, 2375,38 USD Şikago-Vencoure bilet ücreti, 99,52 EURO telefon bedeli alacağının ödeme günündeki TL olarak tahsili ile 500 TL fazla alınan bilet parası ve 5.000 TL manevi tazminatın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalılardan faiz,masraf ve vekalet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı THY A.O.vekili cevap dilekçesi ile, sözleşmenin ifa edileceği yerin Bakırköy Adliyesi yargı sınırları içerisinde bulunduğunu, bu nedenle davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ayrıca müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, işbu davada yandığı iddia edilen mağduriyetin ve sonucunda doğan zarar ile müvekkili arasında en ufak bir illiyet bağı bulunmadığını, zira; müvekkilinin ortaklığın taşıma sözleşmesine göre üstlendiği edimi eksiksiz yerine getirdiğini savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin Türk Hava Yolları uçuşlarında belli bir bilet stoğu bulunduğunu, müvekkilinin müvekkilinin sistem üzerinde sadece kendi bilet stoklarını görebildiğini, müvekkilinin ya da diğer acentelerin hiçbir şekilde çifte rezervasyonlardan doğan iptalleri bildirmek gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, bunun birlikte ikinci rezervasyonu başka bir acenteden yaptırdığı için müvekkilinin yapılan PNR’ye müdahale etme imkanı da bulunmadığını, yaptığı çifte rezervasyonu davalılara bildirmeyen davacının, ortaya çıkan fiili durumdan ve sonuçlarından sorumlu olduğunu, ayrıca manevi tazminatın talep edilebilmesi için hukuka aykırı bir saldırı, kişilik haklarına saldıran kişinin kusuru, manevi bir zararın varlığı ve uygun illiyet bağı gerektiğini, dava konusu olayda ise davacıya herhangi bir hukuka aykırı saldırı söz konusu olmadığını, bununla birlikte çifte rezervasyon yaptıran davacının bizzat kurallara aykırı davrandığını, herhangi bir manevi zararının da bulunmadığını savunarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …Ltd.Şti.(… Tur) ve … Turizm A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile,… hattının …r’a ait tescilli marka olduğunu, davacının yan bilet alımını …’a ait telefon satış hattı üzerinden alındığı için …’nin taraf olarak gösterilemeyeceğini, esasa ilişkin ise davalı …. Ltd.Şti.,davacı ile davaya konu uçuşu gerçekleştiren havayolu arasında biletin satışına ilişkin bilet sağlayıcı konumunda olduğunu, davacı ile yapılan görüşme sonucunda davacının beyanları doğrultusunda satın alınan uçuş bileti bilgilerini uçuşu gerçekleştirecek olan havayolu şirketine bildirdiğini, havayolu şirketi ile yapılan görüşmeler sonrasında şifahen öğrenilen bilgiler doğrultusunda, davacının aynı uçuş bilgilerini içerir ikinci bir uçuş rezervasyonu veya bilet temini gerektirmesinden kaynaklanan aynı uçuşa yönelik iki kere işlem yapılması nedeniyle sistemden uçuş bilgilerinin otomatikman silindiğini, ayrıca manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını savunarak, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 14/03/2017 tarih 2013/233 Esas 2017/247 sayılı kararında;
“Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; bilirkişilerin yeterli bulunan kök ve ek raporlarına göre, her ne kadar davacı kuralları bilmeden DUPE (çift rezervasyon) yaptırmış ise de; biletleri satın aldığı acentenin bu konuda davacıyı uyararak diğer rezervasyonu iptal ettirmesi için bilgilendirmediği, yolcunun teknik detayları bilmeyerek …lo Bilet Hattı’ndan banka havalesi ile … Tic Ltd Şti’ne 4581TL ödeyerek bilet satın aldığı, keza davacının delil olarak dava dilekçesi ile birlikte sunduğu uçuş biletlerinde kalkış İstanbul-Atatürk, varış Chicago ve kalkış Chicago varış Vankover United Airlines şekildeki uçuş bilgilerinin yazılı olduğu, bu durumda teknik herhangi bir bilgisi olmayan ve uçuş öncesi herhangi bir bilgilendirme yapılmayan davacının sorunsuz olarak Vankover’a aktarmalı şekilde uçacağı düşüncesi ile hareket ettiğinin sabit olduğu gibi, bu nedenle davacıya herhangi bir kusur yüklenemeyeceği, davalı şirketlerin kusurlu işlemleri nedeni ile davacı tarafça yapılan 289,84 USD konaklama bedeli, 2375,38 USD bilet ücreti ve 99,52 Euro haberleşme masrafının belgelendirildiği dikkate alınarak davacının faturalandırılmış olan gerçek zararını talep edebileceği kanaatine varılmıştır
THY, İstanbul Chicago uçuşunu gereği gibi tamamlamış olup Chicago Vankover uçuşu ise US Airlines tarafından gerçekleştirecektir. THY kendi edimini gereği gibi ifa etmiştir. Davalı THY vekili cevap dilekçesinde Vankover uçuşundan sorumluluklarının olmadığını savunmuş, keza US Airlines ile THY arasında aktarmalı uçuşlar yönünden sözleşmesel bir bağlantı olduğuna dair herhangi bir delil, bilgi de bulunmadığından davalı THY’nin sorumluluğuna gidilemeyeceği kanaatine varılmakla THY yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı fazla ödenen 500TL’nin iadesini istemiştir. Davalı …, İstanbul Chicago uçuşuna ilişkin bedel düşüldükten sonra kalan 550,66TL bedelin iade edilebileceğini … Tur’a iletilmiştir. Davacı, yolcu taşıma hizmeti gereği gibi yerine getirilseydi 4581,52TL ödeyerek uçuşu tamamlamış olacaktı. Davalı aktarmalı uçuşun iptali nedeni ile hem ödediği bedeli hem de ikinci kez alınan bileti değil, salt ikinci kez alınan uçak bileti nedeni ile ödenen bedel arasındaki farkı talep edebilecektir. 550,66TL’lik zarar mahkememizce hesaplanan zarar kapsamında olmakla 500TL’lik kısım yönünden talep reddedilmiştir.
Davacı, manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar . ., … Tur ve…’nin hatalı işlemi nedeni ile davacı mağdur olduğu gibi aktarma yapılacak olan havalimanında planladığı uçuşa katılamaması nedeni ile bir gün Chicago’da konaklamak zorunda kaldığı ve davacının sıkıntılı bir süreç geçirdiği, bu nedenle kişilik haklarından sayılan beden ve ruh tamlığının ihlal edildiği, dikkate alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar her ne kadar manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını savunmuşlarsa da; benzer uyuşmazlıklar incelendiğinde; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2015/11487, K. 2016/6313 sayılı, 08.6.2016 Tarihli ilamında; “Davacının, davalının fazladan bilet satması nedeniyle uçağa alınmadığı hususu dosya kapsamı itibari ile çekişmesizdir. Somut olayda, üzerinde durulup, tartışılması gereken husus, davalı havayolu şirketinin fazla bilet satışı nedeniyle uçağa alınmayan yolcuların manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacakları üzerinde toplanmaktadır.
Somut olayda, önceden alınan havayolu yolcu taşıma biletleri kapsamında, davacı gerekli hazırlıkları yapmak suretiyle Lulea/İsveç Havalimanına gitmiş; ancak davalının yaptığı fazla bilet satışı nedeniyle yolculuk yapmaksızın havalimanından ayrılmak durumunda kalmışdır. Her ne kadar davalı tarafça, “overbooking” işleminin olağan bir uygulama olduğu savunmasında bulunulmuşsa da, bir takım işlem ve uygulamaların zaman içinde olağan hale gelmesi, o işlem ve uygulamanın doğru olduğu anlamına gelmeyeceği gibi kişiler üzerindeki olumsuz etkinin de ortadan kalkmasını gerektirmez. Bu hali ile yukarıda yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, yolcu adaylarının üzerlerine düşen tüm edim ve özeni yerine getirmelerine karşın uçağa alınmamaları olgusu, başlı başına manevi zarara neden olabileceği gibi söz konusu uygulama, uçağa alınan ve alınmayan kişiler arasında ayrımcılığa yol açabilen ve Anayasa ile korunan eşitlik ilkesini zedeleyici bir potansiyel taşımaktadır.
Kaldı ki, davalı basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olup, havayolu taşımacılığı, başlı başına özel bir izni gerektiren, kendine has mevzuatı ve genişletilmiş sorumlulukları olan bir ticari faaliyettir” şeklindeki gerekçe ile overbooking uygulamasında dahi yolcunun salt bu nedenle uçağa alınmaması manevi tazminata hükmedilmesinin gerektirdiği belirtilmiş olup dava konusu somut olayda davalı sorumlu şirketlerin hatalı işlemleri nedeni ile davacının planladığı uçuşa katılamayarak bir gün konaklamak zorunda kalması manevi tazminat sebebi kabul edilmiştir ve olay tarihi, kusur durumu, sosyal ekonomik durum dikkate alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne…”gerekçesi ile,
Davanın kısmen kabulüne, 289,84 USD konaklama bedeli, 2375,38 USD bilet ücreti ve 99,52 Euro telefon görüşme ücretinin fiili ödeme günündeki TL karşılığının dava tarihi olan 05.12.2012’den itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının o yabancı paralar ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilerek müştereken ve müteselsilen davalılar …Ltd Şti (… Tur), … Hattı Havacılık Turizm AŞ ve …. Ticaret AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, 3000TL manevi tazminatın dava tarihi olan 05.12.2012’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar … Tic Ltd Şti (..C Tur),..Hattı Havacılık Turizm AŞ ve .. .Ticaret AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, davalı THY yönünden davanın esas yönünden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesi ile,
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, davacı ve diğer davalıların itirazları değerlendirilirken, teknik ve ayrıntılı olan itirazlarının hiçbir şekilde değerlendirilmeye alınmadığını, raporun hükme esas alınmasının kabul edilebilir olmadığını,
Müvekkili şirketin somut olaydaki ilgisinin acenteler ile hava yolu şirketleri arasındaki bağlantıyı sağlamakta olan bir yazılımın kullanılması olduğunu, müvekkili şirketin hava yolu veya bileti satan acente olmadığını,
Bileti satın alan yolcunun tek muhatabının bileti satın aldığı acente olduğunu, XML entegrasyonunu sağlayan müvekkili şirketin yolcu ile bağlantısı bulunmasının fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, bu bağlamda yolcu ile bağlantıda olmayan bir şirketten 3.bir şahıs olarak yolcuyu uyarmasının, hayatın ve uygulamanın olağan akışına aykırı olduğunu,
Müvekkili şirketin hiçbir zaman hiçbir platformda yolcu ile muhatap olmadığını, dosya içerisindeki kayıtlardan da bu hususun görüldüğünü, müvekkili şirketin acentenin yolcusu ile muhatap olmasının, yolcuyu kendi bünyesine çekmeye çalışması yönünde algılanabileceği için bu hususa azami özen gösterildiğini, müşteriye bileti satan müvekkili şirket olmadığını, DUPE kayıt bilgisinin de acenteye bildirildiğini, fakat daha önce de sunulan kayıtların ve itirazların hükme esas alınan raporda ve mahkemece incelenmediğini,
Sözleşmenin 9.4 ve 9.5 numaralı maddeleri uyarınca da söz konusu yükümlülük müvekkili şirkete değil, acenteye ait olduğunu, müvekkilinin gerekli bildirimleri acenteye yaptığını, bu nedenle müşteriye bildirimde bulunulmadığı gerekçesiyle müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönündeki görüşü kabul etmediklerini,
Müvekkili şirketin tek fonksiyonunun kendi bilet stoğu üzerinden acentelerin bilet satışı yapmasını sağlamak olduğunu, müşteriye dair tüm sorumluluklar müşterinin bilet satın aldığı acentenin olduğunu, müvekkili şirketin gerekenleri yerine getirdiğini ve olay ile ilgili herhangi bir kusuru bulunmadığını,
Davacının bilet rezervasyonunu yapmasının ardından müvekkili şirketin anlaşmalı olmadığı başka bir acente üzerinden bilet rezervasyonu yaptığını, böyle bir eylem karşısında müvekkili şirkete herhangi bir sorumluluk yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin bildirim yükümlülüğünü acenteye karşı yerine getirdiğini,
Söz konusu rezervasyonu davacının yaptığını, bu bağlamda kusur ile zararı oluşturan kişinin, davacı olduğunu, davacının gerçekleştirmiş olduğu eylem neticesinde bileti iptal edildiğini, zararın zarar gören tarafından artırılması halinde, işbu hususun da dikkate alınması gerektiğinin Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, (YHGK E.2012/4-107 K.2012/326 T.30/05/2012, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E.2014/9270 K.2014/13875 T.27/10/2014)
Mahkemece örnek alınan overbook vakası ile somut olaydan tamamen farklı olduğunu, örnek kararın, kişinin uçak bileti alması, alana gitmesi ve her şekilde hazır olmasına rağmen uçağa alınmamasına dair bir karar olduğunu, somut olayda ise kişinin kendi hatası nedeniyle oluşan bir zararın mevcut olduğunu, zararın doğmasına neden olan davacı iken, müvekkili şirketin aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, manevi tazminat talebinin de reddi gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2004/3331 E. 2005/698 K. 14/02/2005 T.)
Davacının konaklama, telefon ve uçak bedelini yabancı para kuru üzerinden mi, yoksa yabancı paranın Türk Lirasına çevrilmesi suretiyle mi ödendiği araştırılmadan hüküm kurulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2009/11188 E. 2010/2072 K. 18/02/2010 T.)
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, icranın geri bırakılmasına, ilk derece mahkemesinin kısmen kabule ilişkin kararının istinaf incelemesi sonucu aleyhe yönlerden kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/233 Esas 2017/247 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tazminat davasında ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararın, davalılardan … vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekilince bilirkişi raporlarına itirazları değerlendirilmeksizin ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince taraf itirazlarının giderilmesi için alınan bilirkişi ek raporunda davalı itirazları husunda açıklama getirildiği, HMK 282 maddesinde” Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” düzenlemesi de dikkate alındığında İDM since gerekçesi ortaya konularak hüküm kurulduğu gözetildiğinde davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir.
Bilirkişi kök ve ek raporundaki tespitler kapsamında, kararı istinaf eden davalının kabulünde olduğu üzere uyuşmazlığa konu bilet işlemlerinde davalının XML entegrasyonu ( kendi bilet stoku üzerinden acentelerin bilet satışı yapmasını) sağlayan şirket olup, diğer davalı acente ile birlikte davacıya karşı bilet sağlayıcısı durumundadır. Uçuş ve yolcu bilgileri içeren dokümanlara göre diğer davalı acenteyi çifte rezervasyon (DUPE) durumu konusunda bilgilendirdiği, buna göre diğer davalı acenteler ile arasındaki sözleşme hükümlerine göre sorumlu görülmelerinin hatalı olduğu ileri sürülmektedir. Bilirkişi ek raporunda da yer verildiği üzere kararı istinaf eden davalı ile diğer davalı acente arasındaki sözleşme hükümleri yönünden davacı 3. kişi durumundadır. Davacıya karşı bilet sağlayıcısı konumuyla sorumlu bulunan davalı ile diğer davalı arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca iç ilişkilerinde birbirlerine karşı sorumlulukları eldeki davanın konusu dışında olup davacıya karşı sorumluluğu ortadan kaldırmayacaktır. Bunun dışında zararın davacının çifte rezervasyon işlemi yapmasından ötürü meydana geldiği, en azından zararın artmasına neden olunduğu ileri sürülmüştür. Bilirkişi kurulunun rapor içeriğindeki tespitler ışığında ilk derece mahkemesi gerekçesinde de yer verildiği üzere davacıya, davalılar tarafından bu yönde uçuştan önce herhangi bir bildirim yapıldığı kanıtlanamadığından, Vankover’ a aktarmalı uçuş yapamayan davacıya kusur izafe edilemeyeceği yönündeki ilk derece mahkemesi kabulü yerindedir. Yine davalı vekilince biletlemenin THY’dan yapılmasına rağmen bu davalı yönünden davanın reddi kararı verilmesinin de anlaşılamadığı ileri sürülmüştür. İk derece mahkemesi gerekçesinde de yer verildiği üzere somut olayda davalı THY’nin biletlemesini yaptığı İstanbul-Chicago uçuşunu gereği gibi yerine getirdiği, uyuşmazlığa ve dava konusu zarara neden olan Chicago-Vankover uçuşu bakımından sorumluluğu bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri de yerinde değildir.
Davalı vekilince davacı lehine şartları bulunmamasına rağmen manevi tazminata karar verildiği ileri sürülerek istinaf nedeni yapılmıştır. Davacının davalı acenteler aracılığı ile üzerine düşen bilet ücreti ödeme edimini yerine getirmesine rağmen, davalıların hatalı işlemleri sonucu İstanbul – Chicago uçuşuyla Chicago havalimanına indikten sonra planladıkları Vancover uçuşunu yapamayıp Chicago da konaklamak zorunda kalmaları şeklinde gelişen olayda, başlı başına manevi zarar oluştuğunun kabulü yönünde ilk derece mahkemesi gerekçesi yerinde görüldüğünden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde değildir.
Davacının dava dilekçesinde talep sonucunda, yabancı para olarak yaptığı giderler yönünden tazmin talebini TL olarak tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşıldığından davalı vekilince hükme karşı bu yönüyle ileri sürülen istinaf nedenleri de yerinde değildir.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesince bilirkişi rapor ve içeriklerindeki tespitler ışığında kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,66.TL harçtan istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 136,66.TL harcın mahsubu ile bakiye 410,00.TL’.nin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6- Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/04/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.