Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/898 E. 2018/269 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/898 Esas
KARAR NO : 2018/269 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1111 Esas 2017/105 Karar
TARİH : 27/02/2017
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili …davalı bankanın 14952636 numaralı müşterisi olduğunu, davalı … T.A.Ş Özel Bankacılık Adana Şubesi müdürünün ısrar ve yönlendirmesi ile kendisine…nolu menkul hesabının açıldığını, müvekkilinin rehinli parasının tamamına el koyan davalı bankanın haciz ve icra tehdidi ile ilaveten 111.344.-TL yi de tahsil etmek suretiyle, o tarihte yaşayan FX opsiyon işlemlerinden strike 1.900.000 USD/TL 14/5/2014 vadeli 1,000.000 USD, strike 2.500.000 USD 7/4/2014 işlem vadeli 1.000.000 EUR, strike 2.480.000 EUR/TL 16/5/2014 işlem vadeli 1.000.000 EUR FX opsiyon işlemlerini sonlandırdığı/kapattığı ve akabinde 14/5/2014 işlem vadeli USD FX opsiyon işlemi ile ilgili olarak 306.000.-TL, 7/4/2014 işlem vadeli EUR FX opsiyon işlemi ile ilgili olarak 518.000.-TL, 16/5/2014 işlem vadeli EUR FX opsiyon işlemi ile ilgili olarak ise 562.000.-TL olmak üzere, cem’an 1.386.000.-TL’nin davalı … tarafından davacı müvekkilin 888-0782-0012861 no.lu hesabından tahsil edildiğini, ticaretle uğraşan ve parasını ancak kısa vadelerle değerlendirebilecek olan müvekkilinin talep, talimat ve ihtiyaçlarını göz ardı ederek güvenini kötüye kullanıp tüm parasını yitirmesine, ilaveten borçlanmasına, dolayısıyla fahiş meblağda zararlanmasına neden olduğunu, 2013 yılı Nisan Mayıs aylarına kadar müvekkilinin parasını çok kısa vadeli pozisyonlarda değerlendirildiği, o dönemde yapılan her işlemden derhal bilgi verildiği, 2013 yılının zikredilen aylarına gelindiğinde, tüm insiyatifi kendinde görerek davacı müvekkiline izah dahi edilmeden, riskler anlatılmadan, onay ve talimatını dahi almadan ciddi mağduriyete konu bir çok FX opsiyon işlemi gerçekleştirdiğini, Ankara’da ikamet eden müvekkilinin daima sonradan kargo ile gelen evrakları imzalamak zorunda kaldığını 2013 Haziranında kamuoyunda Gezi Olayları olarak addedilen olaylar neticesi döviz kurlanndaki artışın müvekkilinin zarara soktuğunu, parasının 1 yıl vadeli olarak üstelik piyasa koşullarına uymayan bariyerlerle bağlandığını gören müvekkilinin tüm pozisyonları kapatıp bütün parasını bir başka bankaya transfer etmek istediğini ve bir kısım parasını transfer ettiğini, bu kapsamda 533.309 USD sini ve 770.000 EUR’sunu başka bir bankaya transfer ettiğini, Şube Müdürü …r ile yazışma gerçekleştirildiğini, davalı … T.A.Ş.’nin tam kusuru neticesi müvekkilinin zarara uğratıldığını, davaya konu bu denli uzun vadeli opsiyon işlemlerinin bankacılık çevresinde dahi bir yatınm oyunu olmakla kumar çeşidi olarak algılandığını, Haziran 2013 krizinden sonra birçok yatırım danışmanının risk eşiği düşük müşterilerini vade beklemeden bu pozisyonlardan derhal uzaklaştırarak zararın büyümesini engelledikleri ve ana paralarım dahi riske etmeyerek 17 Aralık krizinden koruduklarını, Şube Müdürü ….in davacı müvekkili yanı sıra en az 35 müşterisini de benzer şekillerde ve fahiş meblağlarda zarara uğrattığını kendisinin ifade ettiğini, davalı bankanın işbu tam kusurlu işlemleri neticesinde adam çalıştıran sıfatı ile dahi sorumluluğunun bulunduğunu, 13.1.2014 tarihinde davalı bankaya İhtarname keşide edilerek 1.386.000.-TL nin Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi uyarınca İMKB Repo-Tres Repo Pazarında veya TCMB Bankalararası Para Piyasasında oluşan bir gecelik ağırlıklı ortalama fazi oranlarında en yüksek olanının üç katı üzerinden işlemiş faiziyle birlikte ödenmesinin talep edildiği, müvekkiline gönderilen 10.2.2014 günlü elektronik postayla ” bağladığınız ve karla ve /veya zararla kapatılan tüm opsiyon işlemlerinde benzer işleyişi izlemiş olmamız, ayrıca bütün işlemlerin imzanız doğrultusunda gerçekleştirildiği belirlendiğinden talebinize olumlu yanıt verilememiştir” denildiğini, yasal hakları olan yazılı bilgi ve kendi hesaplarıyla ilgili tüm dokümanın onaylı sureti taleplerinin dahi yerine getirilmediğini, tüm idari, hukuki ve cezai yaptırımların uygulanmasını teminen gerek Sermaye Piyasası Kurulu’na, gerekse bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na başvurulduğunu, her iki merciin de inceleme yetkisinin kendilerinde olmadığını, diğer kuruma ait olduğunu bildirildiğini, dava konusu 3 adet FX opsiyon işlemi dışında hiçbir zaman 1 ayı geçer vadeli işlem yapılmadığını, hiçbir işlemin müvekkilinin kendi iradesi ile gerçekleştirilmediğini, özel bankacılık Adana Şubesini bir kez dahi ziyaret etmediğini, e-postalardan görüldüğü üzere, Ankara’da ikamet eden davacının, davalının bizzat kendi insiyatifi ile gerçekleştirdiği işlemlere ait (daima sonradan kargo ile gönderilen ) evrakları her defasında imzalamak zorunda kaldığını, Bankanın Şube Müdürü ….e asla riske girmek istemediğini, parasını güvenli bir şekilde değerlendirmek islediğini aylarca evvel hususiyetle bildirdiği, adı geçenin müvekkilini panik yapmakla suçlayarak riske girilmediğine, bir süre beklenirse zararın sözkonusu olmayacağına inandırdığını, açıkça telkinde bulunarak talimatsız olarak gerçekleştirdiği işlemleri yine müvekkilinin iradesine aykırı bir şekilde, para sıfırlanana hatta eksi bakiyeye geçilene değin devam ettirerek ciddi mağduriyete neden olduğunu, bilgi ve belge vermekten imtina eden davalının haksız olarak uhdesine geçirdiği meblağın tespiti ile cem’an 1.386.000.-TL yi uhdesine geçiren davalı … T.A.Ş den, 1.386,000.-TL nin, en geç ihtarnamenin Adana Şubesine Tebliğ tarihi olan 14/01/2014 tarihinden, mümkün olmazsa davalı bankaya tebliğ tarihi olan 15/1/2014 tarihinden itibaren olmak üzere, en az yanlar arası Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi’nin 3 nolu bendi ve 7,6 maddesi uyarınca İMKB Repo-Ters Repo Pazarında veya TCMB Bankalar arası Para Piyasasında oluşan bir gecelik ağırlıklı ortalama faiz oranlarından en yüksek olanının üç katı üzerinden işlemiş ve fiili ödeme gününe değin işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı …’ın müvekkili bankaya 13/1/2014 tarihinde keşide ettiği ihtarname üzerine, konu ile ilgili olarak banka Teftiş Kurulu tarafından derhal inceleme başlatıldığını ve…ın 22/2/2012-6/2/2013 tarihleri arasında 21 adet DCD işlemi yaptığını, anılan işlemlerden 16.404 EUR ve 16.605 USD, 23.270 TL brüt prim elde ettiğini, sadece 1 işlemden 38.000 TL zarar ettiğini, müşterinin DCD işlemlerine ilişkin ıslak imzalı sonuç formlarının, rehin sözleşmesinin var olduğunu, DCD işlemi dışında 24 adet opsiyon işlemi yaptığını bunlardan 3 adet düz, 21 adet single barrier knock-out tip egzotik opsiyon olduğunu, opsiyon işlemlerinden 25.940 USD ve 56.746 EUR brüt prim ödemesi aldığını, 21 adet alt bariyerli egzotik opsiyon işleminden 18 adedinin opsiyon vadesi içinde bariyer seviyesinin altında olması nedeniyle hükümsüz kaldığını, ancak 3 adedinin kurlarda yaşanan yukarı yönlü hareketler nedeni ile bariyer seviyesine değmediğini ve geçerliliğini koruduğunu, teminatı aşma noktasına geldiğinde tamamlama çağrısı yapıldığını, ancak müşterinin teminat tamamlama çağrısına olumsuz cevap verdiğini, bu nedenle bankanın pozisyonları 1.386.000.-TL tahsil ederek kapadığını, tüm ıslak imzalı opsiyon işlem sonuç formu ve rehin sözleşmelerinin klase edildiğini, müşteriden risk bildirim formu alındığını, müşterinin kar elde ettiği hiçbir işleme itiraz etmemesine rağmen zararı olduğunda bankanın yanlış yönlendirme iddiasında bulunarak haksız ve iyi niyete aykırı talepte bulunduğunu, dava konusu işlemlerin hesaptan para çıkışını gerektiren ödeme işlemleri değil, türev işlem piyasalarında yüksek getiri amacıyla yapılan vadeli yatırım işlemleri olduğunu, Özel bankacılık Adana Şubesinin büyük montanlı mevduat ve yatırım müşterisi olan davacı tarafın aynı zamanda türev işlemler konusunda bilgi sahibi ve tecrübeli bir yatırımcı olduğunu, Opsiyon işlemlerinde …’ın cüz’i bir aracılık komisyonu dışında bir menfaatinin bulunmadığını, zarar doğduğunda davacı taraftan tahsil edilen işlem tutarının, işlemin diğer bacağı olan opsiyon alıcısı yurt dışındaki bankaya transfer ettiğini, bankanın yurt dışı banka ile müşteriler arasında aracılık işlevi gördüğünü, müvekkili bankanın cüzi bir komisyon karşılığı yıllardır çalıştığı büyük montanlı mevduat müşterisi olan davacı tarafı risk altına sokacağının düşünülemeyeceğini, 2012 yılından beri müvekkil banka aracılığıyla benzer işlemler yapan müşterinin mükerrer kereler türev işlemler gerçekleşİtirdiğini, dava konusu işlemler ile kur riski altına girdiğini, kurun yükselişe geçmesi ile zararın meydana geldiğini, zarar tablosunun ortaya çıkması ile kendi talimatı ile gerçekleşen işlemlerde yanlış yönlendirildiğini iddia eden davacının mesnetsiz iddialarını senetle ispatlaması gerektiğini, davacının itirazda bulunma sebebinin, döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle oluşan zararını bertaraf etmek olduğunu, banka şube müdürü tarafından müşteri zarar etmeye başlayıp paniklediğinde teminat tamamlama çağrısı yapıldığında müşteri memnuniyeti gereği müşteriye yapılması gerekenin izah olunduğunu, bu mailin sanki yapılan işlemlerin nedeni gibi delil olarak gösterilmesinin izahtan vareste bir tutum olduğunu, davacı tarafın Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkındaki Tebliğ ve Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğde geçen muhtelif maddelere dayandığı, bu düzenlemenin … tarafından yapılan opsiyon işlemleri sözleşmesini kapsamadığını ve üstelik işlem tarihinde ve rapor tarihinde de henüz yürürlüğe girmemiş bir düzenleme olduğunu, davacı tarafın zarar ettiği İşlemlerin tamamen kendi iradesi ile verdiği opsiyon talimatlarının sonucu yatırım kararından ibaret olduğunu, banka tarafından zarar ettirildiği iddiasının, avukat olan ancak işlemleri bilmediğini iddia eden, oysa ki zarar edince gayet tüm mevzuat ve işlem riskinin farkına varan davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, asla riske girmek istemediğini belirten davacının risk bildirim formunu imzalamasının iddiasının mesnetsiz olduğunun apaçık kanıtı olduğunu belirterek, davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 27/02/2017 tarih 2014/1111 Esas 2017/105 sayılı kararında;
“Dava, taraflar arasındaki imzalanmış olan Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi, Rehin Sözleşmesi ve Egzotik Opsiyon İşlem Sonuç Formları gereğince bankanın kusurlu işlemleri nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Türev yatırım araçları, belli bir varlığı gelecekte oluşacak fiyat ve miktar üzerinden alma va da satma hakkı vermekte olup, türev araçlar dayanak varlığın sahipliğinin el değiştirmesine gerek kalmaksızın bu varlıkla ilgili hak ve yükümlülüklerin ticaretini sağlar. Klasik yatırım araçlarının aksine, türev araçlar gelecek tahminine dayalı olduğu için, özünde belirsizlik riski taşır; kar ihtimalinin yanı sıra, zarar ihtimali de her zaman mevcuttur. Öte yandan, işlemlerin yabancı para ile yapılması halinde kur riski de söz konusudur ve kaldıraç riski nedeniyle de, istemlerde önceden öngörülmeyecek şekilde kar etme veya zarar etme olasılığı bulunmaktadır.
Dosya kapsamında taraflar arasında yapılan Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinin tanımlar başlığında yer alan teminat tamamlama çağrısı “Müşteri, sahip olduğu açık pozisyonlara ilişkin olarak bulundurması zorunlu olan teminat oranı ….tarafından değiştirilebilir. Fiyatlar güncellenerek, teminatlar yeniden değerlendirilir ve hesaplar güncelleştirilir. Hesapların güncelleştirilmesi neticesinde Opsiyon Sözleşmelerinde değer kaybı veya diğer nedenlerle mevcut teminatın başlangıç teminatının altına düşmesi durumunda, … Müşteriye teminat tamamlama çağrısı yaparak teminat başlangıç teminatı seviyesine çıkarmasını talep eder. Müşteri bu durumda teminatlarını Başlangıç Teminatı seviyesine çıkarmakla yükümlüdür….gerekli teminatı yatırmayan Müşterinin pozisyonlarını bu sözleşme ve/veya yürürlükteki mevzuat uyarınca işleme tabi tutar…. tarafindan mektupla yapılabileceği gibi faks, telefon, telgraf, elektronik posta vb. gibi hızlı iletişim araçlarıyla da yapabilecektir. …’ın bu çağrıyı göndermesi durumunda Müşterinin başkaca bir ihbar ve bildirime gerek kalmaksızın çağrıyı aldığı kabul edilir.” şeklinde açıklanmış, Opsiyon İşlemleri Hükümleri bölümünün 2.3 maddesinde ” … her bir opsiyon işlemi için Banka ve Müşteri işlem detaylarım belirten ve ekte bir örneği bulunan opsiyon işlem sonuç formunu imzalamak suretiyle mutabakatlarını tesis edeceklerdir. Anılan mutabakat Müşteri imzasını içeren işlem sonuç formunun Banka tarafından imzalanması ve işlem sonuç formunun Banka tarafından imzalandığının Müşteriye teyit edilmesi anında tesis edilmiş olur…”, 2.5 maddesinde ” …işlem sonuç formunda belirtilen tutarda dayanak varlığı vade tarihinde, işlem sonuç formunda belirtilen döviz ya da Türk Lirası tutar üzerinden Bankadan satun alma (call opsiyonu) veya Bankaya satma (put opsiyonu) konusunda Müşteri ile Banka arasında mutabakat tesis edilmiş olur.”, 2.6 maddesinde ” … her bir Opsiyon İşlemi için Banka, müşteriye talebine uygun olarak derhal iadeli taahhütlü posta ile/noterden veya imza karşılığı elden veya işbu Sözleşmenin V.Maddesi ile düzenlene Faks talimatı başlıklı maddede belirtilen faks numarasından faks çekerek Müşteriye işlem sonuç formunu gönderecektir/teslim edecektir.”, Müşterinin İşlemden Vazgeçmesi başlıklı 5. Maddesinde “Müşterinin herhangi bir sebeple vade tarihinden önce opsiyon işleminden vazgeçtiğini bildirmesi durumunda o günkü piyasa koşullarına göre tek taraflı olarak Banka tarafından değerlendirilecek yeni bir opsiyon primi hesaplanır ve Müşterinin ilgili hesabından re’sen tahsil edilerek, opsiyon işlemiyle ilgili teminat faiz vermeden kapatılarak, opsiyon işlemi sona erer. Müşteri bu hususları peşinen ve gayrıkabilirücu kabul etmiştir”, Bankanın Teminat, Rehin ve Hapis Hakkı başlıklı 6. Maddesinde “banla muaccel olmuş ve olacak tüm alacaklarının teminatı oluşturmak amacı ile müşteriye ait hali hazırda mevcut veya ileride mevcut olacak her türlü alacak, mevduat hesapları, bloke hesaplar, havaleler, nakit, kıymetli evrak üzerinde rehin ve hapis hakkını haiz olduğu gibi herhangi bir gerekçe göstermeksizin hesaplar arasında virman işlemlerini resen yapabilir ve müşteriden her türlü ek teminat talep edebilir, her türlü alacağını nezdinde bulunabilecek her türlü rehinli hak ve alacaktan, menkul kıymetten peşinen tahsil edebilir. Banka söz konusu rehin ve hapis hakkının yanı sıra takas ve mahsup haklarını da kullanabilecektir…” hükümlerine yer verilmiş, Tezgahüstü Türev Araçlar Risk Bildirim Formu ile “tezgahüstü piyasalarda türev amaçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır, tezgahüstü türev araç işlemleri sonucunda sağlanacak getiri kadar karşılaşılması muhtemel zararın miktarı da çok yüksek tutarda olabilir. Bunun yanı sıra Müşteri, İşlem başlangıcında sayısal olarak ortaya konulamayan miktarlarda zarara maruz kalabilir… Piyasa riskine ilişkin değerlendirme yapılması tamamen bu riske maruz kalan tarafların sorumluluğu altındadır. Anlaşma hükümleri çerçevesinde, tezgahüstü türev araç işleminin vadesi içerisinde, tarafların hiç birinin (aracılık eden kurumlar da dahil) işlemin karşı tarafına ya da taraflarına piyasa ve fiyat hareketleri hakkında bilgi verme zorunluluğu bulunmamaktadır… tezgahüstü türev araç işlemlerini düşük miktarda özkavnak ile gerçekleştirmek mümkündür. Bununla birlikte, tezgahüstü türev araçlarının sahip olduğu kaldıraç oranlan dikkate alındığında belirli şartlar altında (olumsuz piyasa gelişmeleri, karsı taraf ödeyememe riski vb) alınan teminatlar dahi işlemin sonuçlandırılması için gerekli olan parasal tutarı kısmen karşılayacak seviyede olmayabilir…” şeklinde uyarılar yapılmış, yine Özel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin Sermaye Piyasası İşlemleri Risk Bildirim Formu Önemli Açıklama Bölümü Risk Bildirimi Başlıklı Kısmı ile “işlem yapacağınız aracı kuruluş ile imzalanacak ‘Çerçeve Sözleşmesinde belirtilen hususlara ek olarak, aşağıdaki hususları anlamanız çok önemlidir. “sermaye piyasası işlemleri çeşitli oranlarda risklere tabidir. Piyasada oluşacak fiyat hareketleri sonucunda aracı kuruluşa yatırdığınız paranın tümünü kaybedebileceğiniz gibi, kayıplarınız yapacağınız işlemin türüne göre yatırdığınız para tutarını dahi aşabilecektir.”, “kredili işlem veya açığa satış gibi işlemlerde kaldıraç etkisi nedeniyle düşük özkaynakla işlem yapmanın piyasada lehe çalışabileceği gibi aleyhe de çalışabileceği ve bu anlamda kaldıraç etkisinin tarafınıza yüksek kazançlar sağlayabileceği gibi zararlara da yol açabileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.”, “yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde, yukarıda sayılan risklere ek olarak kur riskinin olduğunu, kur dalgalanmaları nedeniyle Türk Lirası bazında değer kaybı olabileceği…bilinmelidir.” şeklindeki düzenlemelere ve uyarılara yer verilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan sözleşme gereğince İşlem Sonuç Formları, Rehin Sözleşmesi ve Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmelerinde tarafların imzalarının mevcut olduğu, davacının opsiyon işlemi yapılması talebi ve Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesini ve İşlem Sonuç Formuna ait açıklamalar kısmını okuyup anladığı yönünde beyanı bulunduğu, davacının 22.02.2012 tarihinden itibaren türev yatırım araçlarıyla işlem yapmaya başladığı ve ilki 22.02.2012 sonuncusu 06.02.2013 tarihli olmak üzere 21 adet DCD4 işlemi yapılmış olduğu, bu işlemlerden sadece l tanesinde davacının zarar ettiği, yine ilki 04.12.2012 sonuncusu 21.5.2013 tarihli olmak üzere, 24 adet opsiyon işlemi yapıldığı, dava konusu olan 3 işlem nedeniyle davacının zarar ettiği, 18 adet işlem yönünden ise davacının karının bulunduğu yine 3 işlem nedeniyle zararının bulunduğu ancak bu işlemlerin dava konusu olmadığı, Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi’nin Tezgahüstü Türev Araçlar Risk Bildirim Formu ve Özel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin Sermaye Piyasası İşlemleri Risk Bildirim Formu önemli açıklama bölümü risk bildirimi başlıklı kısmı ile yapılan işlemlere ilişkin açık şekilde uyarılara yer verildiği, kurların yukarı yönlü seyretmesi nedeniyle, 3 adet opsiyon işleminde teminat açığı doğması üzerine, davalı banka tarafından teminat tamamlama çağrısı yapıldığı, teminat tamamlama çağrısının, taraflar arasında mevcut sözleşmenin teminat tamamlama çağrısı maddesine uygun olduğu, teminat tamamlama çağrısına uyulmaması nedeniyle, tarafların erken kapamada mutabık kaldığı, davacının eşi tarafından gönderilen 111.344 TL tutarındaki EFT ile davacının 16053 no.lu vadeli hesabı 03.01.2014 tarihinde saat 16.51’de bozularak bakiye 1.183.815.42 TL’nin davacının 12861 no.lu vadesiz TL hesabına aktarılması sonucu 3 adet opsiyon işleminden kaynaklanmış olan 518.000+306.000+562.000=1.386.000 TL’nin davacının vadesiz mevduat hesabından tahsil edildiği, yapılan tahsilat işleminin taraflar arasında mevcut sözleşmenin bankanın teminat rehin ve hapis hakkı maddesine uygun olduğu, davacının dava konusu 3 adet FX opsiyon işlemi dışında hiçbir zaman 1 ayı geçer vadeli işlem yapılmadığı yönündeki iddiasının aksine 7859, 8814 ve 12478 referanslı 3 işlem hariç geri kalan 21 adet işlemin tamamının 1 yıl vadeli olarak yapılmış olduğu, müşterinin işlemden vazgeçmesi başlıklı 5. maddesinin davacıya her an, ‘Opsiyon İşlem Sonuç Formu’nu imzaladığı gün veya ertesi gün veya müteakip günlerde, işlemden vazgeçme hakkını tanıdığı, davacının bu hakkı hiç kullanmadığı, sözleşme hükümleri, yapılan işlemler, uyarılar, bilirkişi raporu dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davalı Banka’nın davacıyı hukuka aykırı olarak yönlendirdiği, davacıya karşı bilgilendirme yükümlüğünün tam ve uygun olarak yerine getirilmediği, kendisinden bilgilerin saklandığı iddiaları ile davalı Banka çalışanının hukuka aykırı işlem yaparak davacıyı yanlış yönlendirerek davacının zararına sebebiyet verdiği iddiaları ispatlanamamış olup, dava konusu işlemlerin tarafların iradeleriyle gerçekleştiği…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Mahkemece HMK’nun 184. ve 293. maddeleri gereğince gerek hukuki dinlenilme hakklarını sınırlar şekilde tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmek için söz / süre verilmeksizin, gerekse Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile 22.06.2016 tarihli ‘Bilirkişi Mütalaa Raporu’ / uzman görüşü arasındaki çelişkiler giderilmeksizin sözlü yargılamaya geçilmesine yönelik alelusul ihdas edilen 22.12.2016 günlü ara karardan dönülmesi, netice itibarı ile tahkikatın 05.01.2017 tarihli dilekçede ayrıntılı olarak izah edildiği şekilde genişletilmesinin talep edildiği, ancak mahkemece ara karardan rücu / tahkikatın genişletilmesi talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir karar vermeksizin istinafa konu kararın verildiğini,
Evvelce Adana’da ikamet eden davacının, davalı bankanın … numaralı müşterisi olup davalı …. T.A.Ş. Özel Bankacılık Adana Şubesi Müdürü….’in ısrar ve yönlendirmesi ile kendisine 6564875 nolu menkul hesabı açıldığını,
Davalı …. T.A.Ş.’nin Özel Bankacılık Adana Şube Müdürü ….’in, başta davacıya tam bir güven telkin ettiği, risk analizi yapmayıp yerindelik testi, vb. uygulamamışsa da, ilk kez 2012 yılında müşterisi olan davacının ilk görüşmede ‘asla riske girmek istemiyorum, sabit getirili ürün dışında talebim yok, yetkilisi olduğum bir şirketim var ve her an nakit para gerekebileceğinden uzun vadeli hiç bir işleme girmem, ekonomi ve yatırım eğitimim yok ve bu işten anlamam, vs.’ demesi üzerine, 2013 yılı Nisan-Mayıs aylarına kadar müvekkilinin parasını çok kısa vadeli pozisyonlarda değerlendirdiği, o dönemlerde yaptığı her işlemden derhal bilgi vermişse de, 2013 yılının zikredilen aylarına gelindiğinde, tüm insiyatifi kendinde görerek davacıya izah dahi etmeden, riskleri anlatmadan, onay ve talimatını dahi ilkin almadan ciddi mağduriyete konu bir çok FX opsiyon işlemi gerçekleştirdiği, dosyada mübrez e-posta yazışmalarından görüleceği üzere, Ankara’da ikamet eden davacının daima sonradan kargo ile gelen evrakları imzalamak zorunda kaldığını,
2013 Haziranında kamuoyunda Gezi Olayları olarak addedilen olaylar neticesi döviz kurlarındaki artışın davacıyı zararlandırdığını, parasının 1 yıl vadeli olarak üstelik piyasa koşullarına uymayan bariyerlerle bağlandığını öğrenen davacının ….r’i aradığını, tabii olan bilgi alma hakkını kullanmak istediğini, ancak gereği gibi bilgilendirilmeyince bu kez tüm pozisyonları kapatıp bütün parasını bir başka bankaya transfer etmek istediğini ve bir kısım parasının transferini müteakip 27.06.2013 tarihinde Şube Müdürü …ile yazışmalar gerçekleştiğini,
Bu yazışmalara müteakip davacının, Şube Müdürü ….’in ısrarı üzerine işbu davaya konu 3 adet işlemi bırakmak zorunda kalmışsa da, aynı gün ilgili şubenin 0012863 nolu hesabındaki 770.000 Eurosunun başka bankaya transferini gerçekleştirdiği ve bundan önce 18.06.2013 tarihinde de 533.309 USD’sini yine ilgili şubenin 0012862 nolu hesabından başka bir bankaya transfer ettiğini,
31.12.2013 tarihli fiyatlar ile yapılan değerlendirmeye göre davacının rehinli ana parasının tamamına el koyan davalı bankanın, haciz ve icra tehditi ile ilaveten 111.344,00-TL’yi de tahsil etmek suretiyle,
O tarihte yaşayan FX opsiyon işlemlerinden;
-Strike 1.900000 USD/TL, 14.05.2014 işlem vadeli 1.000.000 USD;
-Strike 2.500000 EUR/TL, 07.04.2014 işlem vadeli 1.000.000 EUR;
-Strike 2.480000 EUR/TL, 16.05.2014 işlem vadeli 1.000.000 EUR FX opsiyon işlemleri’ni sonlandırdığı/kapattığı ve akabinde,
-14.05.2014 işlem vadeli USD FX opsiyon işlemi ile ilgili olarak 306.000,00.-TL,
-07.04.2014 işlem vadeli EUR FX opsiyon işlemi ile ilgili olarak 518.000,00.-TL,
-16.05.2014 işlem vadeli EUR FX opsiyon işlemi ile ilgili olarak ise 562.000,00.-TL olmak üzere,
CEM’AN 1.386.000,00.-TL / işbu davaya konu meblağın, davalı …T.A.Ş. tarafından davacının 888-0782-0012861 nolu hesabından tahsil edildiğini,
İnsiyatifi tamamen kendi eline alarak yaptığı işbu tam kusurlu işlemler neticesi davalı….T.A.Ş.’nin yasalar gereği ‘Adam Çalıştıran’ sıfatı ile dahi sorumluluğunun bulunduğunu,
Dava dilekçesinin 2 nolu ekinde sunulu katalog ve tanıtım broşürlerinde de Davalı …T.A.Ş.’nin, ‘Özel Bankacı’ / ‘… Private Banking’ olarak kurumsal kimliğini 2006, 2008, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında Euromoney’den ‘Her Kategoride Türkiye’nin En İyi Özel Bankası’ ödülünü aldığını ve ‘The Banker’ tarafından ‘Türkiye’nin En İyi Özel Bankacılık Kuruluşu’ seçildiğini, Özel Bankacılığın tamamen kişiye özel alternatifler bekleyen yatırımcılar için geliştirilmiş bir hizmet olduğunu, müşterinin ihtiyaçlarına, risk profiline ve hedeflerine uygun, kişiye özel alternatifler ürettiğini, kadrosunun uzman olduğunu ve uzman kadrosu dahilindeki müşteri ilişkileri yöneticilerinin müşteriyle karşılıklı güvene dayalı bir ilişki ve diyalog kurarak onu yakından tanımaya çalıştığını, müşterilerinin yatırım stratejilerini, değişen verilere göre sürekli gözden geçirdiklerini…Portföy Yönetiminin yatırımcının değerlendirmek istediği tutarı risk tercihleri, getiri beklentisi, ihtiyaç ve hedefleri doğrultusunda, yatırımcı adına profesyonel uzmanlar tarafından yurtiçi ve yurtdışı sermaye piyasası araçlarında değerlendirilmesi olduğunu, yatırımcıların kısa ve uzun dönemdeki beklentileri, likidite ihtiyaçları, kişisel hassasiyetleri ve risk tercihleri Doğrultusunda ‘kişiye özel’ portföy oluşturduklarını’ deklare ettiğini, davalı bankanın ve çalışanlarının, ticaretle uğraşan ve parasını ancak kısa vadelerle değerlendirebilecek olan davacının talep, talimat ve ihtiyaçlarını göz ardı ederek güvenini kötüye kullanıp müvekkilinin tüm parasını yitirmesine, ilaveten borçlanmasına, dolayısı ile en az 1.386.000,00.-TL zararlanmasına neden olduğunu,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/17296 E., 2015/12336 K.sayılı, 19.11.2015 tarihli işbu ilamında görüldüğü gibi, Yargıtay ilamına konu davanın davacısı bir ekonomist olduğunu ve en az 5 yıl süre ile dava konusu işlemleri gerçekleştirdiği, üstelik hem kendi adına, hem de 7 kişiye vekaleten 500’ü aşkın opsiyon / türev işlemler yaptığının sübut bulduğunu ancak kararın gerekçesinin bilirkişilerce yok sayıldığını,
Alanında uzman olması gereken bilirkişilerin yatırımcıyı koruyan sermaye piyasası hakkındaki işbu düzenlemelere rağmen herhangi bir haklı gerekçe olmaksızın açıkça aracı kuruluş/davalı bankayı kayırır nitelikte asıl ve ek rapor tanzim etmiş olmaları ve işbu raporların Mahkemece hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu,
Tüm bu anlatılan nedenlerle Mahkemece yapılması gerekenin, sözlü yargılamaya geçilmesine yönelik 22.12.2016 günlü ara karardan dönüp ve tahkikatı genişletmek suretiyle gerek bilirkişi raporları ile 22.06.2016 tarihli ‘Bilirkişi Mütalaa Raporu’ / Uzman Görüşü arasındaki çelişkilerin giderilmesi, gerekse 28.03.2016 ve 17.12.2016 tarihli dilekçelerimizdeki haklı itirazların karşılanmasını teminen yatırım ve sermaye işlemleri konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak yeni bir heyet vasıtası ile tüm davalı kayıtları üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve davalı bankanın 27.06.2013 tarihinden 31.12.2013 tarihine değin erken kapama işlemini yapmamakta kasta yakın ağır kusuru her halükarda bulunduğundan, işbu iki tarih arasında davacının zararlandırıldığı meblağın terditli olarak tespit ettirilmesinden ibaret iken eksik inceleme ile delillerin takdirinde de hataya düşülerek hüküm ihdas edildiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, icranın geri bırakılmasına, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın tümü ile kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1111 Esas 2017/105 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; taraflar arasında imzalanan ” Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ” ve bağlı sözleşmeler ile SPK mevzuatı çerçevesinde, davalı bankanın haksız ve usulsüz işlemleriyle gerçekleştirilen opsiyon işlemleri sonucu, kur artışına bağlı olarak davacıdan haksız şekilde tahsil edildiği iddia edilen tutarların geri tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince karar istinaf edilmiştir.
Davacı vekilince yargılamada HMK 184 madde uyarınca tahkikatın tamamlandığı bildirilmeksizin ve tahkikatın tamamına karşı beyanları sorulmaksızın HMK 186 madde uyarınca sözlü yargılamaya geçilerek hüküm verildiği, bu surette hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilip karar verildiği ileri sürülmüştür. Dosyanın incelenmesinde ilk derece mahkemesince 22.12.2016 tarihli oturumda taraf vekillerinden beyanları sorulup zapta geçirildiği, ara kararla davacı vekilinin mevcut raporlara itirazlarının karşılanması için yeni veya ek rapor alınma taleplerinin reddine karar verildiği, tahkikatın bu surette bitirildiği sonucuna ulaşan mahkemece hazır olan taraf vekillerine HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçildiği bildirilerek sorulduğu, davacı vekilinin sözlü yargılama için gün tayini talebi üzerine sözlü duruşma günü tayin edildiği anlaşılmaktadır. Bir sonraki celsenin sözlü yargılama celsesi olup, heyet değişikliği nedeniyle duruşmanın 27.02.2017 tarihine talikine karar verildiği, 27.02.2017 tarihli oturumda taraf vekillerinin son beyanları sorulup zabta geçirilerek yargılamaya son verilip hüküm tefhim edildiği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilince HMK 293 madde kapsamında sunulan bilirkişi mütalası kapsamında ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile arasındaki çelişki giderilmeden ve gerekli görülmesi halinde rapor sunan uzman dinlenmeksizin hüküm kurulmuş olması da istinaf nedeni yapılmıştır. Davacılar, dosyaya sundukları hukuki mütalaanın mahkemece nazara alınmadığı iddiasında bulunmuşlardır. Ilk Derece Mahkemesi bilirkişi heyettinden bir adet rapor ve bir adet ek rapor almıştır. Alınan raporlar kapsamlı ve detaylıdır. Ayrıca bilirkişi ek raporu içeriğinde ilk derece mahkemesinin 18.07.2016 tarihli ara kararı uyarınca uzman mütala raporundaki görüşler de tartışılarak hazırlanmıştır. Taraflarca sunulan hukuki mütaala hukuki konulara ilişkin olup, mahkeme Türk Hukukunu resen uygular. Hukuki mütalaa okunmuş, hukuki değerlendirme resen yapılmıştır. Kaldı ki HMK 282 mad. uyarınca “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” düzenlemesi uyarınca, bilirkişi ve uzman görüşü takdiri delil olmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında opsiyon işlemlerine dair sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve yine risk bildirim formunun imzalandığı ihtilafsızdır. Davacı taraf, davalı banka çalışanı tarafından güven telkin edilip yönlendirmesi ve kendilerini yanıltılarak onay ve talimatını da sonradan alarak opsiyon alım işlemleri yaptığını, opsiyon alımına konu dava konusu 3. Adet FX opsiyon işlemi nedeniyle dolar kurlarının yükselmesi nedeniyle pozisyonunu kapatmak zorunda kalıp, kendilerinin böylece bankaya borçlandırıldıklarını ve dava konusu tutarların haksız olarak kendilerinden tahsil edildiğini iddia etmekte ve alacak talebini bu haksız olduğunu ileri sürdüğü tahsilat işlemine dayandırmaktadır. Davaya konu opsiyon işlemlerinin oluşan kur farkından ötürü, taahhüde konu alım vadesi beklenmeksizin kapatılması üzerine davacılar hesabından bankanın rehin, takas mahsup yetkisine dayalı olarak tahsil edilen tutarlar nedeniyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacıların ne şekilde zarara uğratıldığının ve ileri sürülen iddiaların anlaşılabilmesi için opsiyon işlemlerinin teknik olarak ne anlama geldiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekir. İlk derece mahkemesince alınan heyet raporlarında bu husus ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Opsiyon anlaşması şu şekilde işlemektedir: Opsiyon satıcısı, ilerideki bir tarihte belli bir kur üzerinden belli bir miktar döviz satmayı taahhüt eder; opsiyon alıcısı ise belirlenen tarihte, belirlenen miktarda dövizi satın almayı taahhüt eder. Sözleşme aşamasında karşılıkla para alış verişi olmaz. Yapılan şey bir taahhüdün verilmesi ve alınmasından ibarettir. Opsiyon alıcısı banka, satıcının verdiği satım taahhüdü karşılığında opsiyon satıcısına “opsiyon pirimi ” denilen bir bedeli peşin olarak öder.
Bu işlemle opsiyon alıcısı, döviz kurunun ileride aşırı yükselmesinin yarattığı riski bertaraf etmiş olur. Opsiyon satıcısı ise, kararlaştırılan vadede döviz kurunun, vade tarihinde piyasada oluşacak gerçek döviz kurundan daha düşük olacağı beklentisiyle bu satım taahhüdünde bulunur ve kararlaştırılan kur ile piyasada vade tarihinde oluşacak kur tutarı arasındaki fark kadar kazanç elde edeceği inancıyla bu işleme girer. Aslında, opsiyon satıcısı bir risk almaktadır.
Opsiyon alıcısının ise zararı, ödediği opsiyon primi kadar olacaktır. Çünkü, opsiyon alıcısı bankanın cayma hakkı vardır. Cayma halindeki zararı ise, satıcıya peşin olarak ödediği opsiyon primi kadardır. Opsiyon alıcısı banka, aldığı bu opsiyon taahhüdünü piyasadaki müşterilerine opsiyon primi karşılığında devretmekte ve banka, ödediği primle aldığı prim arasındaki fark kadar bankacılık kazancı elde etmektedir.
Bu bağlamda uyuşmazlık konusu somut olayda, dava konusu 3 FX opsiyonu taahhüt işleminde strike 1.90 USD/TL 14.05.2014 vadeli 1.000.000 USD, strike 2.50 EURO/TL 07.04.2014 vadeli, 1.000.000 EURO, strike 2.48 EURO/TL 16.05.2014 Vadeli 1.000.000 EURO’luk opsiyon işlemlerinin vadelerinden önce 31.12.2013 tarihli sonlandırılması/kapatılması sonucu toplam üç işlem nedeniyle 1.386.000 TL’nin davacı hesabından bankaca tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, işte bu opsiyon işlemlerinin davalı banka şube müdürü…’ e asla riske girilmek istenmediği bildirilmesine rağmen onun telkinleriyle talimatsız olarak gerçekleştirdiği iddiasıyla, zarardan davalı bankanın gerek objektif özen sorumluluğu gerekse adam çalıştıran sorumluluğu kapsamında sorumlu olacağı iddiasına dayanmaktadırlar.
Davacı taraf, yatırımcıyı koruyan sermaye piyasası hakkındaki düzenleme ve tebliğler kapsamında, telefonla dahi onay alınmadan işlemlerin banka çalışanı tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürmüşsede; davacı yanın kabulünde olduğu üzere tüm işlemlere ilişkin formların davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmaksızın imzalandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacı tarafından aynı uygulama ile yapılan dava konusu işlemler dışında başka işlemlerin de bulunduğu, bu işlemlerden davacının elde ettiği kar ve primlerin hesabına geçtiği, bu opsiyon işlemlerinin davacı tarafından benimsendiği gerek delil olarak sunulan banka kayıtlarına dayalı müfettiş raporu ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor içeriklerinden anlaşılmaktadır. Davalı bankanın bir özen kurumu olduğu açık olup, özensiz davrandığına ilişkin bir husus kanıtlanmamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere işlemlere ilişkin formlara davacının iddia ettiği üzere imzaların sonradan alındığının kabulü halinde dahi iddia edilen zararla illiyet bağı bulunmadığı, davacının benzer şekilde yapılan başka işlemlerde kar ve prim elde edip, bu işlemleri benimseyip karşı çıkmadığı değerlendirildiğinde, dava konusu işlemlerin de davacının bilgi ve talimatıyla yapıldığı kanaatine varıldığından, davacı vekilinin bu konulara ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara göre, HMK 353/1-b1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı isabetli bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/04/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.