Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/894 E. 2018/221 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/894
KARAR NO : 2018/221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 25/01/2017
NUMARASI : 2015/733 Esas – 2017/63 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin davalı bankaya rehin cirosu ile ekte belirtilen 3 adet çeki teminat amaçlı verdiğini, bedellerinin davalı banka nezdindeki cari hesaba kaydedilmesini talep ettiğini, anılan çeklerle ilgili Bursa ..Noterliğinin 26/12/2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili tarafından görülen lüzum üzerine talimattan vazgeçildiğini ve teslim edilen çeklerin iadesinin talep edildiğini, müvekkilinin iflasının ertelenmesine karar verilen Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nce verilen 30/12/2014 tarihli ara kararda bankalara tahsil için verilen kıymetli evrakların tahsilatından elde edilecek paraların müvekkilinin hesabına aktarılmasına, teminata verilen çekler için talep edilen tedbirin reddine karar verildiğini, ihtarname ve mahkemece verilen tedbir kararına istinaden bugüne kadar çeklerin ne iade edildiğini, ne de bedellerinin kayyım denetimindeki hesaba aktarılmadığını ileri sürerek, davalı bankanın yetkili hamil olmaması nedeniyle uhdesinde bulunan ve karşılığı bulunmayan A-25.06.2015 vadeli 71.200,00 $ bedelli …Tic. Ltd. Şti.’nin keşideci olduğu 7931481 numaralı… Ulucami Şubesine ait çekin icra takibine konulmaması için ihtiyati tedbir uygulanmasına, anılan çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve davalı bankanın çeke dayalı hakları kullanamayacağının tespitine, kanunun emredici hükmüne aykırı davranarak yetkili olmadan tahsil edilen 30/01/2015 vadeli 184.500,00 TL.bedelli …n keşideci olduğu ..numaralı …bank Yıldırım Şubesine ait, 30/11/2014 vadeli 156.570,00 TL.bedelli ..k’ın keşideci olduğu .. numaralı … Demirtaş Şubesine ait tahsil edilen çeklerin bedelleri olan 341.070,00 TL.’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle davacı ….Ltd. Şti. tarafından Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1448 esas sayılı dosyasından verilen karar ile kayyım atanmış bulunduğunu ve bu firmaların mameleklerine ilişkin dava açma v.s.işlemleri sadece kayyım tarafından ifa edilebileceğini, işbu firmanın yasal olarak işbu davayı açma yetkisi bulunmadığından, müvekkili bankanın …Şubesi ile … arasında imzalanan 29/11/2012 tarihli 1.500,00 TL. miktarlı kredi çerçeve sözleşmelerine istinaden borçluya kredi kullandırıldığını, davacı firma tarafından imzalanan kredi sözleşmesindeki belirtilen şartlar çerçevesinde tahsilinin sağlanması ve bedellerinin şube nezdindeki cari hesaba kaydedilmesi talimatı ile şubeye tevdi edilen dava konusu çeklerin davacı ile Bankaları arasında imzalanan kredi sözleşmesi doğrultusunda tahsilinde kredi borçlusunun kredi borcuna mahsup edilmek üzere tevdi alındığını, davacı şirket tarafından aynı taleplerle iflas erteleme davasının görüldüğü Bursa 1.Asliye Tic.Mah.’nin 2014/1448 esas sayılı dosyasına başvurulduğunu, ancak iflas erteleme dava dosyasından verilen 30/12/2014 tarihli tedbir kararı ile de “….davacılar tarafından bankalara bir kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen yahut kredi sözleşmesi çerçevesinde tevdi edilen kıymetli evraklarla ihtiyati tedbir isteminin ve bu nedenlerle mevduat hesaplarına konulan blokelerin kaldırılması istemlerinin reddine” karar verildiğini, yani hem teminat niteliğinde olan hem de sözleşme şartları çerçevesinde tevdi alınan çeklerle ilgili olarak tedbir talebinin reddine karar verildiğini, açıklandığı üzere müvekkili bankanın söz konusu çekleri tahsilinde davacının borcuna mahsup edilmek üzere tevdi aldığını, söz konusu çek bedellerinin tahsili ile bedellerinin alınan talimat gereği davacı borçlunun şube nezdindeki hesabına geçtiğinde, kredi alacağı muaccel olan müvekkili bankanın yasa ve sözleşme gereği sahip olduğu takas mahsup ve hapis hakkını kullanarak söz konusu bedelleri alacağına mahsup ettiğini, söz konusu çeklerle ilgili olarak çeklerin tahsilinde paralarının davacının hesabına geçirilmesi yönünde davacının açıkça talimatının bulunduğunu savunarak, yapılacak yargılama sonunda davacının öncelikle tedbir taleplerinin reddi ile 11/06/2015 tarihli ara kararla verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, hukuki dayanaktan yoksun haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 25/01/2017 tarih 2015/733 Esas 2017/63 sayılı kararı ile,
” … alınan bilirkişi raporu içeriğine, çek fotokopileri ve tevdi bordrosu içeriklerine göre; çeklerin davacı tarafından kullanılan kredilerin ödemesi için temlik amacıyla verildiği, çeklerin üzerinde veya çek tevdi bordrolarında teminat veya rehin amacıyla verildiğine dair ibare olmadığı, davalı bankanın kendisine tevdi edilen çekleri tahsil etmesi ve tahsil edilen bedelleri genel kredi sözleşmesi gereğince davacının kredi borçlarından mahsup etmesinin yerinde olduğu, davacı tarafından kredi borcunun bittiği fazladan tahsilat yapıldığı gibi iddialarda bulunulmadığı ve bu hususların dava konusu yapılmadığı ” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Çek senet bordrosunda teminat kutusunun işaretlenmesi suretiyle çeklerin açıkça teminata verilerek rehin cirosu yapılmak suretiyle teslim alındığının görüldüğünü, bu hususun hem çek senet bordrosundan hem de banka kayıtlarından anlaşıldığını, ancak mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını,
Poliçeye ait olup, çek hakkında da uygulanması mümkün hükümleri düzenleyen 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nun 818. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun’un 689. maddesine yapılmış bir atıf bulunmadığını, bu durumda çekte rehin cirosunun caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik teminat amacıyla çekin ciro edilmesi halinde çeki devir alan kişinin çeke dayalı hakları kullanamayacağını,
Somut olayda davacı bankanın davaya konu çeki teminat amacıyla aldığını ve açıklanan yasa maddesi uyarınca çekin rehin amacıyla cirosu geçerli olmadığından davacı bankanın yetkili hamil olarak kabul edilemeyeceğini,
Davalı bankanın örtülü rehin cirosu yaptığını, rehin ile teminat altına alınan alacağın vadesi ile rehne verilen çeklerin vadelerinin aynı olup olmamasının inceleme konusu yapılmadığını,
Müvekkili hakkında iflasın ertelenmesine kararı olması ve borçlular arasında hakkaniyetli dağıtım yapılması için verilen tedbir kararı olmasına rağmen mahkemece hatalı karar verildiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME :
Davacı tarafından açılan dava; davacı tarafından davalı bankaya verilen 3 adet çekten, tahsil edilmeyen 1 adet çek yönünden borçlu olmadıklarının tespiti ve davalı bankanın çeke dayalı hakları kullanamayacağının tespiti ile tahsil edilen 2 adet çek bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı ile davalı banka arasında 29/11/2012 tarihinde 1.500.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve davacıya kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankanın Beşiktaş …Noterliğinin 06/11/2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının hesabını kat ederek kat ihtarnamesi gönderdiği, hesap kat ihtarına göre davacının borcunun 1.521.182,00 TL olduğu, davacının düzenlediği çek tevdi formlarında ” Bankanıza tahsil/temlik cirosu ile verdiğim çeklerin üzerine yazılı tarihlerde bankacılık hizmet sözleşmesinde belirtilen şartlar çerçevesinde tahsilinin sağlanmasını ve bedellerinin nezdininizdeki hesabıma kaydedilmesini rica ederim” ibaresinin bulunduğu, çeklerin arkasında davacının cirosunun bulunduğu, çeklerin arka yüzünde veya tevdi bordrolarında teminat için verildiğine ilişkin bir şerhin bulunmadığı, genel kredi sözleşmesinin 3.3.1. maddesinde de ” her türlü senetler ve çekler….. üzerinde davalı bankanın gerek bu sözleşmeden gerekse diğer sebeplerden doğmuş ve doğacak alacakları için bankanın rehin ve hapis hakkının bulunduğu” anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından sehven Temyiz Yoluna Başvurma Harcı olarak yatırılan 154,30 TL ile yine sehven Temyiz Karar Harcı olarak yatırılan 31,40 TL toplamı 185,70 TL’ den,
Harçlar Kanunu gereğince istinaf aşamasında davacı tarafından yatırılması gereken istinaf talebi tarihi itibariyle 85,70 TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı ile karar tarihi itibariyle 35,90 TL İstinaf Karar Harcı Toplamı 121,6 TL’ nin hazineye gelir kaydına, bakiye 64,1 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 21/03/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.