Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/891 E. 2018/37 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/891 Esas
KARAR NO : 2018/37 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/578 D. İş – 2017/568 K.
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 17/01/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 30/06/2014 tanzim ve 17/05/2017 vade tarihli 5.000.000,00.TL bedelli, 18/06/2014 tanzim ve 17/05/2017 vade tarihli 12.600.000,00.TL bedelli ve 11/06/2015 tanzim ve 17/05/2017 vade tarihli 10.000.000,00.TL bedelli bonolar olmak üzere toplam 27.600.000,00.TL ana para alacağının nakdi / gayri nakdi, faiz ve fazlaya ilişkin sair alacak hakları saklı kalmak kaydıyla borçluların borca yeter menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesi talep edilmiş,
Mahkemece 22/05/2017 tarihli karar ile, ihtiyati haciz istemi alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre kanuna uygun görülmüş olmakla; alacaklının borçludan alacak miktarı olan 27.600.000,00.TL’nin alınmasının temini için İİK’nun 257/1 .maddesine göre borçlunun mal, hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanunu’nun koyduğu sınırlar içinde ihtiyati haczine karar verilmiştir.
Karara karşı itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkillerinin, talep eden banka ile aralarında tanzim edilmiş bulunan Genel Kredi Sözleşmesine teminat olarak banka leyhine yeterli derecede ipotek tahsisi ve SGK uhdesinde doğmuş ve doğacak alacaklarından kaynaklı alacağın temliki ile bankanın alacağının teminat altına alındığını, talep eden bankanın GKS kapsamında ödeme tarihi boş teminat senetlerinin ödeme tarihleri doldurularak haciz talebinde bulunduğu iddiasıyla İİK.257. Maddesine aykırı olduğunu savunarak, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/07/2017 tarih 2017/578 D. İş – 2017/568 sayılı ek kararında; “İcra ve İflas Kanunu’nun 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itirazın koşulları açıkça hükme bağlanmıştır. Anılan maddede, borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Bu itiraz sebepleri sınırlı olup, şekli niteliktedir.
Mahkememizce verilen 22.05.2017 tarihli ihtiyati haciz kararı, taraflar arasında tanzim olunmuş senetlere dayalı olarak verilmiştir. Ayrıca İİK 167/3.madde hükmüde dikkate alındığında, itiraz eden borçlunun teminata dair itirazlarınında yerinde olmadığı, itiraz eden borçlu tarafın itiraz gerekçelerinin İİK 265. madde kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır…”gerekçesi ile,
İİK 265.madde kapsamında bulunmayan ve bu nedenle yerinde görülmeyen itirazların reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, Alacaklının bir katılım bankası olup, Bankacılık Kanunu’na göre nakdi kredi veremeyeceğini, bu nedenle ihtiyati haczin dayanağının teminat senedi olduğunu,
Katılım Bankalarının fon toplanmasında sabit bir faiz vaadi söz konusu olmadığını, bunun için kullandıkları yöntemlerin, özel cari hesaplar ve katılma hesapları olduğunu, fon kullandırmada ise, nakdi kredi vermediklerini, bunun yerine üretim desteği, kâr-zarar ortaklığı, mal karşılığı vesaikin finansmanı, uluslararası piyasalarda mal alım satımı, leasing, faktoring gibi işlemleri yaptıklarını,
Somut olayda, ihtiyati haciz alacaklısı TFKB’nin, Bankacılık Kanunu’na göre kurulmuş bir katılım bankası olduğunu, isteminin dayanağını ise bonoların oluşturduğunu, tüm bu unsurların bir araya getirilmesinden, mezkur senedin teminat mukabilinde verildiğinin tartışmasız hale geldiğini ve aksinin kabulünün Bankacılık Kanun’a tezat düştüğünü, Teminat senedine bağlı bir alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden İİK.md.257’de sayılan ihtiyati haciz koşulları oluşmadığını,
Yüksek Mahkemenin bir çok kararında, yargılamayı gerektiren (yaklaşık ispat şartına karşılık gelmeyen) bir alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini ifade ettiğini, teminat senedine bağlı alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğini,
Bu hususta, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 21.10.2016 gün ve 2016/11484 E.2016/12006 K., Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 28.04.2016 gün ve 2016/3483 E.2016/7718 K., Yargıtay 7.Hukuk Dairesi 02.05.2016 gün ve 2016/14865 E.2016/9719 K. sayılı kararlarının bulunduğunu, Uyuşmazlık konusu olayda, ihtiyati hacze konu alacağın teminat senedine dayandığı Bankacılık Kanunu’ndan anlaşıldığını, isteme konu alacağın varlığına yapılan mezkur itirazın da İİK.md.265 kapsamında kaldığını, Dosya muhtevasından; talepte bulunan alacaklının katılım bankası olduğu, katılım bankalarının niteliği gereği nakdi kredi tesis edemeyeceği, dolayısyla istemin dayanağı bononun teminat mukabilinde tesis edildiğinin anlaşıldığını, vaki savunmanın ihtiyati hacze konu alacağın varlığına yönelik olup, İİK.md.265’de sayılan itiraz nedenleri arasında olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 19/07/2017 tarihli ek kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/578 D. İş – 2017/568 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın ilk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe ile reddi üzerine borçlular vekilince kararın istinafen incelenmesi talep edilmiştir.
Borçlular vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazının reddi kararına karşı ileri sürülen istinaf nedeni bakımından yapılan incelemede;
Borçlular vekilinin ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan bonoların teminat bonosu niteliğinde olmalarından ötürü itirazlarının İİK 265 madde kapsamında ihtiyati haciz kararının sebebine yönelik itiraz kapsamında olup, mahkemece itirazlarının reddinin yerinde olmadığı istinaf nedeni olarak ileri sürülmüştür. Ancak alacaklı vekilinin istinafa cevabında da ileri sürdüğü üzere, borçlular vekilince bu hususun ihtiyati hacize itirazda açıkça ileri sürülmediği, istinaf dilekçesinde ve istinaf nedeni olarak ileri sürüldüğü, HMK 357/1. maddesinde istinaf incelemesinde yapılamayacak işlemlerin yasada belirtildiği, dairemizce resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf incelemesinde dikkate alınamayacağının da bu düzenleme kapsamında olup, borçlular vekilinin bu sebebe dayalı istinaf başvurusu dairemizce incelenemeyeceğinden, kaldı ki talebe konu bonolarda teminat kaydı bulunmayıp bonoların taraflar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında teminat bonosu olarak verildiği de borçlular tarafından kanıtlanamadığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, fazla yatan istinaf başvuru harcının iadesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 31,40.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla yatan istinaf karar harcının iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/01/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.