Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/872 E. 2018/252 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/872 Esas
KARAR NO : 2018/252 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/735 Esas 2017/335 Karar
TARİH : 08/05/2017
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin oluşturduğu …emeklilik sistemine müvekkilinin 08.06.2005 tarihinde dahil olmuş olup bu sistemin daha fazla yararlı olamayacağı gerekçesi ile 23.12.2015 tarihinde çıkmak istediğini, bu maksatla talep formunu davalıya ulaştırmasına rağmen davalı tarafından alacağında haciz bulunduğu gerekçesi ile ödeme yapılamadığının bildirildiğini, bireysel emeklilik tasarruflarına haciz konulamayacağını ileri sürerek, davanın kabulü ile 23.476,33-TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının alacağına İstanbul . İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile gönderilen 19.03.2015 tarihli 1. Haciz ihbarnamesi uyarınca tedbir işlendiğini, bu tür hacizler Bireysel Emeklilik alacaklılarına da konulduğunu, İİK 78 göre gönderilen haciz ihbarı İİK 89 göre konulabilmekte olduğunu, davacı bireysel emekli olmamakta sistemden çıkmak isteyerek alacağını talep ettiğini, bu alacağada haciz konulabildiğini savunarak, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 08/05/2017 tarih 2016/735 Esas 2017/335 sayılı kararında;
“Davanın davacının davalıya yaptırdığı Bireysel Emeklilik bedelinin ödenmemesi nedeniyle açılmış alacak davası olduğu anlaşıldı.
Davalı şirketin oluşturduğu … Emeklilik sistemine davacının 08.06.2005 tarihinde dahil olduğu dosya içersinde ki bilgilerden anlaşılmaktadır.
Davacının bu sistemden 23.12.2015 tarihinde kendi isteği ile çıkmak istediği. Bu maksatla çıkma istemli talep formunu davalıya ulaştırmasına rağmen davalı tarafından alacağında haciz bulunduğu gerekçesi ile ödeme yapılamadığı sabittir.
Davacı her ne kadar davalı … sisteminden çıkmak isteyerek biriysel emeklilik tasarruflarının iadesini istemekte isede, davacı biriysel emeklilik sisteminden ayrılarak alacağının artık biriysel emeklilik bedeli değil, sistemden ayrıldıktan sonra doğan bir alacağa dönüştüğü sabittir.
Doğal olarakta … emeklilik kurumunun İstanbul… İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile konulan hacze uymak ve davacıya hacizli olan bu bedeli ödememekle yükümlüdür. Aksi taktirde davalının hem davacıya hemde davalıya ödeme yapma yükümlülüğü ortaya çıkacaktır. Davalıya ister İİK 78 anlamında haciz müzekkeresi, ister İİk 89 anlamında haciz ihbarnamesi gönderilsin, davalı gereğini yapmak zorunda davacı alacağına haciz koymak zorundadır…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
07/04/2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 07/10/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf Yatırım Sistemi Kanununun 17/2 madde hükmünden yola çıkarak müvekkilinin hak ve alacakları üzerinde haciz mevcut olsa idi müvekkilinin sistemde bulunduğu ay sayısı ile orantılı olarak ayrılma tarihinde geçerli brüt asgari ücret tutarı kadar kısmının haciz ve rehin konusu olamayacağını, iflas masasına dahil edilemeyeceği amir hükmünün mevcut olduğunu,
Müvekkilinin alacağının mahkeme kararında bahsedilen icra takip dosyası ile ilgisi bulunmadığını, davalı tarafından icra dosyasına ödeme yapılıp da müvekkiline bu sebeple red cevabı verilmediğini,
Davalının icra dosyasına da bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin ayrılma talebinin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu suretle davalının müvekkiline ayrılma tarihi itibariyle hesaplama yapılarak ödeme gerçekleştirilmesinin kanunu amir hükmü gereği olduğunu, davalı tarafça icra dosyasına herhangi bir ödeme yapılmadığından istihkak iddiasında bulunma imkanının da bulunmadığını,
Bu durumda müvekkilinin sisteme dahil olduğu 08/06/2005 tarihinden ayrılma isteğini beyan ettiği 23/12/2015 tarihi arası toplam 114 ay olup, 23/12/2015 tarihinde yürürlükte olan brüt asgari ücret miktarının da 1.273,50.TL olmakla 145.179.TL miktarındaki alacağın haczedilemeyeceği sonucuna varıldığını, buradan hareketle güncel miktarı 23.476,33.TL olan alacağın davalı tarafından ayrılma talep tarihinde sistemde taraflarına ödenmesi gerekli miktarın 19.532,81.TL olarak bildirildiği de nazara alındığında, gerek güncel miktarı, gerekse ayrılma tarihi itibariyle taraflarına ödenmesi gerekli miktarın tamamının haczedilemezlik sınırlarında kaldığını,
Bu durumda her ne kadar davalı tarafından müvekkiline hak ve alacakları üzerinde haciz bulunduğundan bahisle ödeme yapılmamış ise de, amir mevzuat hükmü gereği davalı beyanlarının hukuki mesnetten uzak ve afaki olmaktan ödeye geçmediğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/735 Esas 2017/335 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından davalı ile BES sözleşmesi akdedildiği, sistemden ayrılma isteğinin iletildiği ancak birikiminin ödenmediği iddiasıyla bireysel emeklilik sistemindeki birikiminin davalıdan tahsili istemine ilişkin dava açılmış olup, ilk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
HMK 114-115 maddeleri uyarınca görev kamu düzenine ilişkin dava şartı olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen gözetilecektir.
28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nin 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 30/06/2016 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici sayılıp, taraflar arasında imzalanan bireysel emeklilik sözleşmesine göre açılan alacak davasında davaya bakma hususunda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilmeksizin ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılarak dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarih ve 2016/735 Esas – 2017/335 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafça yatırılan 85,70.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 31,40.TL karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/03/2018 tarihinde HMK’nun 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.