Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/869 E. 2018/172 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/869
KARAR NO : 2018/172
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/754 Esas – 2017/555 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın Firuzköy şubesinde satış uzmanı olarak çalışan diğer davalı banka personelinin müvekkili ile ticari ilişki içerisinde bulunduğu dava dışı …. A.Ş. yetkilisi… ye 16/06/2015 tarihinde bir email gönderdiğini, bu emailde yer alan ifadelerin gerçeğe açıkça aykırı ifadeler olduğunu, müvekkilinin bu durumdan dava dışı .. … A.Ş. yetkilisi …. ile yaptığı şifahi görüşmelerle haberdar olduğunu ve hemen davalı bankaya ihtarname göndererek hukuka aykırı bu eylemlere son verilmesi istediğini,ayrıca bu hususta BDDK’ ya da suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların bu eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini ve müvekkilinin maddi ve manevi zararlarına yol açtığını, davalıların bu eylemlerinden dolayı TTK 54. vd maddesi gereğince sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davalıların eyleminin haksız rekabet olduğunun tespitine, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men’i ve tekrarının önlenmesine,haksız rekabet nedeniyle oluşan durumun ortadan kaldırılmasına, yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesinin sağlanmasına, 250.000,00 TL maddi zararın tazminine, ayrıca 2. 000.000,00 TL manevi zararın tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; e mail gönderildiğinin doğru olduğunu ve bu bilginin sonra düzeltildiğini, davalı Mehmet’ in diğer davalının talimatı ile hareket ettiğini ve kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili bankanın kredi tahsisi nedeniyle bilgi temin etme yükümlülüğü bulunduğunu, haksız rekabet koşullarının bulunmadığını, davacının nedensiz zenginleşme peşinde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 24/05/2017 tarih ve 2015/754 Esas 2017/555 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” Gerek haksız rekabete ilişkin TTK, gerekse Türk Medeni Kanun’un 2. maddesinde belirtilen herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu yönündeki tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulama alanı bulunan temel hüküm uyarınca bir ticari işletmeye, şirkete yönelik olarak yapılan eylemlerin haksız rekabet oluşturması için bu eylemleri yapanların tacir olmaları veya haksız rekabete maruz kalan şahıs, şirket veya işletme ile aynı konularda iştigal etmeleri gerekmemektedir. Haksız eylemin özel bir türü olan haksız rekabeti oluşturan eylemin kim tarafından, hangi şekilde, hangi yolla meydana getirilmiş olduğunun bu eylemin sübutu açısından bir önemi bulunmayıp, yapılan eylemin haksız olarak bir ticari işletmeye, ticari faaliyete zarar verip vermediği, güven içinde devam etmesi, işlemesi gerekli ticari rekabet ortamını bozup bozmadığının önemli olduğu, somut olaya gelindiğinde; davalıların eylemlerinin davacının ticari faaliyetine zarar verici nitelikte bir eylem boyutuna ulaşmadığı, gönderilen e-mailin muhatabının bu e- mailden düzeltme e- maili gönderilmiş olması nedeniyle etkilenmediği, davacının bu eylem nedeniyle zarar gördüğünü ispat edemediği” gerekçesiyle davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin Davalıların Eylemlerinin Müvekkil Şirket’ in Ticari faaliyetine zarar verici nitelikte bir eylem boyutuna ulaşmadığı ve müvekkil şirket’in davalıların eylemi nedeniyle zarar gördüğünü ispat edemediği gerekçeleri ile davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu,davalıların müvekkil Şirket aleyhine haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin sadece işbu e-mailden ibaret olmadığını davalıların bu e-mailin üzerine dava dışı … İnşaat yetkilisinin ofisine giderek bahsi geçen e-mail içeriği ile benzer içerikte sözlü ithamlarla müvekkil şirketi kötülemeye devam ettiklerini,
İktisadi rekabetin kötüye kullanılmasını engellemeyi amaçlayan haksız rekabetin doğrudan amacının, rakiplerin, tüketicilerin, mesleki ve iktisadi birliklerin ve kamunun sağlıklı işleyen ekonomiden kaynaklanan yararının korunması iken, haksız rekabetin dolaylı amacının ise mesleki faaliyetlerin ve serbest iktisadi rekabette bulunma hakkının korunması olduğunu, dolayısıyla bir kişinin anılan amaçların sağlanmasını engelleyebilecek nitelikteki her eyleminin haksız rekabete vücut verdiğinin kabulü gerekmektiğini,
TTK’ nın 55/I-a-1 hükmünde haksız rekabet hallerinden biri olarak ; “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” hususunu düzenlediğini, davalıların haksız eylemleri ile müvekkili şirket aleyhine sonuç doğuracak nitelikte asılsız iddialarda bulunarak müvekkil şirketin ticari itibarının ve saygınlığının hukuka aykırı bir şekilde zedelenmesine bu haliyle müvekkil şirketin gerek maddi gerekse manevi zarara uğramasına sebebiyet verildiğini,
Davalı banka personelinin anılan e-maili müvekkil Şirketin aynı zamanda rakibi konumunda olan üçüncü bir kişiye göndermesinin ardından piyasada müvekkil Şirketin ekonomik sıkıntı içerisinde olduğu yönünde gerçeğe aykırı bir söylenti yayılmaya başladığını, tam da bu noktada müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği inşaat sektöründe belli bir büyüklüğe sahip olan şirketler arasında çok ciddi bir rekabetin olduğunun ve en ufak bir dedikodunun dahi şirketlerin faaliyetlerini oldukça olumsuz etkilediği,
İleri sürerek Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.05.2017 tarih 2015/754 E. 2017/555 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava, haksız rekabetin tespiti, men-i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı banka çalışanı da olan diğer davalı … tarafından, davalı bankaya kredi başvurusunda bulunan dava dışı bir şirketle ilgili olarak bankacılık mevzuatı çerçevesinde araştırma yaparken kredi başvurusu yapan şirket muhasebecisine 16/05/2015 tarihinde ” Firmanın alıcılar hesabında 2,3 milyon TL, Ankara mekezli “…” görülmektedir.İlgili firma yakın dönem önce iflas erteleme almış olup; ödeme noktasında bazı sıkıntılar yaşamaktadır. Firmanızın ilgili firmadan alacaklarının tahsili noktasında detaylı bilgi vermenizi rica ederiz.” şeklinde bir e-mail gönderdiği dosya kapsamına göre sabittir.
Davalı bankanın dava dışı müşterisi ile bankacılık mevzuatı gereğince yazışma yaparken dava konusu yazışmayı yaptığı ancak daha sonra yazının muhatabı iletiyi açmadan ilk yazının gerçek olmadığı, yanlış bir bilgiyi içerdiği ikinci bir ileti ile yazının muhatabına bildirildiği, e-mail alıcısı …’ nın heri iki e- maili birlikte açtığı ve içeriklerini de sadece davacı şirket yetkilisi ile paylaştığı duruşmada dinlenen tanık beyanlarından ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yine duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre; davalılarca e-mail ile sorulan (iflas erteleme-kayyuma devrolma) durumunun e-mailin gönderilmesinden çok önce de piyasada söylenti olarak dolaştığı, ayrıca e-mail’in gönderildiği şirket ile davacının ticari ilişkisinin etkilenmeyip ticari ilişkinin bu e-mail’den sonra da devam ettiği,davalıların amacanın davacıyı kötülemek olmayıp, ticari kredi açacakları dava dışı şirketin alacaklarının tahsil edilebilirliği kapsamında bilgi toplamak olduğu, dava konusu e-mail’in sadece bir şirkete gönderildiği, aleni olmadığı,dolayısıyla davalıların eylemleri haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasa uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 07/03/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.