Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/859 E. 2018/81 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/859
KARAR NO : 2018/81
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/412 Esas – 2017/581 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 31/01/2018

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete ait 2011- 2012- 2013- 2014- 2015 takvim yılları tüm ticari defterleri, anılan yıllara ait mal ve hizmet alımlarına ait fatura, irsaliye, vb. gibi vergiye ve ticarete esas belgeleri vesair evrakı, şirket müdürünün ikametgahının bulunduğu “…/ İSTANBUL” adresindeki binanın deposunda muhafaza altında iken 27/03/2016 tarihinde çalındığını bu nedenle 2011- 2012- 2013- 2014- 2015 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm defter, fatura ve sair belgelerimizin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve iddia etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 20/06/2017 tarih ve 2016/412 Esas – 2017/581 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Davacı tacir olup basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri seçerken itinalı davranması keza saklanması için gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Davacı tarafın delil olarak dayandığı ifade tutanağında; defterlerin bulunduğu deponun apartmanın ortak alanı olarak kullanılan depo olduğu, üçüncü şahısta da bu deponun anahtarının bulunduğu, davacı şirketin iddia kapsamına göre 31.08.2015 tarihinden dava tarihine değin yaklaşık sekiz aylık sürede defterlerin akıbetini araştırılmamış olmasının tacirin basiretli bir tacir olarak defterleri saklama yükümlülüğüne aykırı olduğu kanaatine varılmış olup davacı şirket hakkında vergi incelemesi bulunmakta olduğu da dikkate alınarak davanın reddine dair , … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin ticari defterlerin çalınma tarihi olan 31/08/2015 tarihinden bu durumun fark edilme tarihi olan 27/03/2016′ ya kadar geçen yedi aylık süre içerisinde ticari defterleri ile herhangi bir işi olmadığını, bu sebeple de varlıklarını kontrol etme ihtiyacı hissetmediğini,
Yerel mahkemenin, karar vermeden önce olayı yeterli bir şekilde incelemediğini, gerekli araştırmaları yapmadığını, Mahkeme tarafından sadece Vergi Dairesi’ ne, Notere ve müvekkil şirket yetkilisi ..aleyhine davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesi’ ne yazılar yazmakla yetinildiğini, hırsızlık olayı ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı gibi göz önünde bile bulundurulmadığını, dava konusu hırsızlık olayının gerçekleşmesinin müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranmaması ile ilişkilendirilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını,
Mahkeme tarafından verilen kararın yeterli araştırma yapılmadan ve gerekli özen gösterilmeden verildiğini,
İleri sürerek İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/581 K. Sayılı ve 20/06/2017 tarihli kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava; zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesine ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bu konudaki yerleşik içtihatlarına göre; zayi belgesi istenebilmesi için tacirin gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunmasının gerektiği, ancak toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirkete ait dava konusu ticari defter ve belgelerin davacı iş yeri dışında şirket yetkilisinin oturduğu evin deposunda muhafaza edilmesinin basiretli bir tacir davranışı olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca davacı şirket hakkında vergi incelemesi ve şirket yetkilisi hakkında da Vergi Usul Yasasına Muhalefet Suçundan dava bulunması dikkate alındığında ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzeninede aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 35,90 TL istinaf karar harcı toplamı 121,6 TL harcın hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılması gereken 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 35,90 TL istinaf karar harcının davacı tarafından istinaf aşamasında yatırılan toplam 185,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 64,10 TL harcın davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere olmak üzere 31/01/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.