Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/856 E. 2018/159 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/856
KARAR NO : 2018/159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/1393 Esas – 2017/246 Karar
DAVA : Çek İstirdatı
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 7.ATM’NİN
2014/90 E – 2014/80 K. SAYILI DOSYASI
DAVA : Çek İstirdatı
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin müşterinden aldığı, 47 adet çekin kasasında iken meydana gelen hırsızlık neticesinde çalındığını, soruşturmanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2013/129287 soruşturma numarasında devam ettiğini, çalınan çeklere ilişkin İstanbul Anadolu 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/348 Esas sayılı dosyasında çek iptal davası açıldığını ve mahkemece iptali istenen çeklere ilişkin ödeme yasağı kararı verildiğini, çalınan çeklerden olan keşidecisi … Olan ….. Bank Gebze Şubesi’ ne ait 13/01/2014 keşide tarihli …nolu ve 10.000,00 TL bedelli çek ile keşidecisi…. olan…. Bankası Mersin Erdemli Şubesi’ne ait 31/01/2014 keşide tarihli … nolu 8.322,00 TL bedelli çekin davalı tarafça icra takibine konu edildiği ve çek iptal davası bulunan İstanbul Anadolu 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne bildirildiği, bunun üzerine mahkemece istirdat davası açılması yönünden verilen önel üzerine dava açtıklarından bahisle çeklerin davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın açıldığı İstanbul Anadolu Asliye Ticeret Mahkemesinin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekilinin çeklerin iyi niyetli meşru hamili olduğunu ve çeklerin uhtesine geçmesine vesile olan müşteri işlemlerinin 6361 sayılı yasaya uygun olarak yapıldığını ve 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi uyarınca davacının aleyhine olarak bile bile hareket ettiği, zarar kastıyla hareket ettiği ispatlanmadığı müddetçe talebin reddi gerekeceği ve istirdatı talep edilen çeklerde davacı cirosunun bulunmadığını,öncelikle davacının çeklerde hak sahibi olduğunu ispatı gerektiği ve sonrasında da kendilerinin çeklerin çalıntı olduğunu bile bile davacının zararına hareketle iktisab ettiğini kanıtlaması gerektiğini, kötü niye veya ağır kusurlarının iktisab halinde mevcut olduğununn ispatlanması gerektiğini, oysa iyi nityetli oduklarını, davaya konu çeklerin kambiyo senedi olması, ciro silsilesinin muntazam olması hususları dikkate alındığınadn iktisab sonrasında çeklerin bankaya ibrazı anında ödeme yasağının öğrenilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl dava dosyasına sunulan dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, keşidecisi …. A.Ş olan … Bankası İzmir Şubesi 15/02/2014 keşide tarihli …. seri nolu 5.000,00 TL çekin davalı ukdesinde bulunduğu ve icra takibine konu edildiğinden bahisle çek iptal davası bulunan İstanbul Anadolu 18.Asliye Tİcaret Mahkemesine bildirildiği, bunun üzerine mahkemece istirdat davası açılması yönünden verilen önel üzerinden dava açtıklarından bahisle çekin davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyanın davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; asıl dosyadaki cevap dilekçesindeki hususları tekrarla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 10/04/2017 tarih ve 2014/1393 Esas – 2017/246 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Dosyadaki bilgi ve belgeler, davalı tarafın savunması, tarfların ticari belgeleri, soruşturma dosyası ve detaylı gerekçeli dayanaklı olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca; davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği çeklerin davalı tarafça 6361 sayılı yasaya uygun olarak iktisab edildiği, yasa ve yönetmelik uyarınca yapılması gereken işlemlerin bilirkişi raporunda usulünce tespit edildiği üzere yerine getirildiği, çekteki ciro silsilesinde herhangi bir kopukluğun bulunmadığı, davalının çeki ciro ile teslim aldığı, davalı borçlusu ile davalı borçlusunun çeki iktisab ettiği dava dışı kişi arasındaki ciro silsilesinin ve faturanın birbirini teyid ettiği, 6361 sayılı yasının 9/3 maddesi uyarınca davacının davalıdan çekin iadesini talep edebilmesi için açıkça davalının çeki iktisab ederken ağır kusurlu veya davacının aleyhine bile bile zarar vermek kastıyla hareket etmiş olduğun ispitlaması gerekmesine rağmen dosyada davacı tarafça davalının bu şekilde hareket ettiğine ilişkin herhangi bir delil sunulamadğı, mevcut deliller itibariyle de davalının Faktöring yönetmeliği ve yasasına uygun olarak işlemleri işlem sırasına göre usulüne uygun yürüttüğü, yürütüğü işlemleri usulüne uygun belgelere bağladığı, belgelerin birbirini teyid ettiği ve defterleri ile uyumlu olduğu, buna göre de davalının çekleri iktisab ederken usulüne uygun hareket ederken, ağır kusuru ve kötü niyetli olmadan müşterisine sunmuş olduğu Finansman karışılığında faturaya dayalı olarak iktisab etmekle iyi niyetli olduğu, iyi niyetinin korunması gerektiği, tüm bu nedenlerden dolayı asıl davanın ve birleşen davanın subuta ermemesi nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, … ” gerekçesi ile; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl dava ve birleşen dava davacısı …Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Sözleşmeye konu faturanın gerçek bir ticari ilişki sonucu düzenlenmeyip, çeklerin tahsil kabiliyetini sağlayabilmek amacı ile gerçeğe aykırı olarak tanzim edildiğini, faktoring sözleşmesine konu faturanın her iki tarafça usulüne uygun olarak ilgili vergi dairesine beyan edilmediğini, kaldı ki dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler içeriğinden de işbu faturanın doğruluğunun tespiti açısından faktoring şirketince KDV beyannamelerinin ilgililerinden istenmediğini, yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca borcun doğruluğunu teyit etmek açısından faktoring şirketlerinin çekin keşidecisine hiçbir surette ulaşmadığını, davalı yanın ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak hareket etmediğini,
Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, salt faturanın düzenlenmesinin alacak hakkını doğurmayacağını, faturayı düzenleyen tacirin aradaki ilişkiyi ve malın teslimini de kanıtlaması gerektiğini, yerel mahkemece fatura konusu malların teslim edilip edilmediği hususlarının araştırılması için dava dışı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerekirken bu konuda herhangi bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edildiğini,
Mahkemece dosyaya bir örneği sunulan ve faktoring ilişkisine konu edilen faturanın iddia edildiği gibi sahte fatura olup olmadığı yönünde ayrıntılı bir araştırma ve inceleme yapılarak deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığını,
Davalı yanın, sözleşmeye konu faturaların aslını mahkemeye ibraz etmediğini, ancak yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca faktoring şirketi nezdinde fatura asıllarının bulunması gerektiğini, fotokopi üzerinde her türlü değişiklik yapılabileceği, hakkın suistimalinin her zaman mümkün olduğu gözetilerek davalı faktoring şirketinden faturaların aslının istenmesi gerektiğini,
Davalı yanın çekleri iktisap tarihinin ibraz edilen evraklardan anlaşılabilir olmamakla birlikte iktisap tarihi itibari ile ortada yayınlanmış bir gazete ilanı bulunması ve ödemeden men yasağının ilgili bankalara bildirilmiş olması halinde davalı yanın kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun tartışmasız olduğunu,
Faktoring sözleşmesine konu edilen 05.08.2013 tarihli fatura üzerinde düzenleyen şirketin yetkilisinin imzasının yer almadığını, VUK madde 231/4 uyarınca, faturaların başında iş sahibinin imzasının bulunmasının zorunlu olduğunu, bu hali ile …c.Ltd.Şti.’nin şirket yetkilisi olan …I’nın fatura üzerinde hiçbir suret ile şirkete ait bilgiler altında imzasının mevcut olmadığını, bu hususun dahi davalının üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediği ve kusurlu olduğunun ispatı olduğunu,
Davaya konu çeklerin üzerinde yer alan cirolar incelendiğinde, dava dışı ….’ a ait cirolar üzerindeki imzaların gözle görülür bir biçimde birbirlerinden farklı olduğunu, bu hususun dahi davalı yanın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, çeklerin iktisabında ağır kusurlu davrandığını, bu durumun ispatı için Gebze Ticaret Odası’ na müzekkere yazılarak …..Ltd.Şti.'(…nin bağlı bulunduğu Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, imza sirkülerinin celbi talep edilmesine karşın Yerel Mahkemece konu ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığını ;
İleri sürerek ;Yerel Mahkemenin eksik inceleme ve araştırma ile usul ve yasaya aykırı olarak kurulan kararının kaldırılmasına, davalı yandan faktoring sözleşmesine konu faturanın aslının istenmesine, yine Gebze Ticaret Odası’na müzekkere yazılarak …nin bağlı bulunduğu Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak, imza sirkülerinin celbine ve imza incelemesi yapılmasına, fatura konusu malların teslim edilip edilmediği hususlarının araştırılması için dava dışı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine, yargılama neticesinde davanın kabulü ile yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davalar, TTK’nin 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.” hükmünü içermektedir.
Yine 6361 sayılı kanunun geçici 1.maddesi gereğince faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanacak Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’in 22/2. maddesinde “…faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı … Faktoring A.Ş’nin satıcı ….. Ltd.Şti.ile alıcı …..Ltd.Şti arasındaki ticari satıma ilişkin faturayı, ve bu fatura üzerindeki kısmi temlik sözleşmesini,faktoring sözleşmesini, çek tevdi bordrosunu ibraz ettiği, Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25/05/2015 tarihli yazısına göre; …… Tic. Ltd.Şti.’nin…. Tic.Ltd.Şti’ne satış yaptığına ilişkin BS formlarını, …. Tic.Ltd.Şti’ninde mal alımı yaptığına ilişkin BA formlarını vergi dairesine verdiği, ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin sicilde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir.
6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 22. maddesi, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmadığından ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu veya kötüniyetli oluğu da ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava ve birleşen dava davacısı …. LTD. ŞTİ vekilinin, asıl ve birleşen davada verilen karara ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak yatırılan 85,70′ er TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
3- Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı alınması gereken 35,90′ ar TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 31,40′ ar TL istinaf karar harçlarının mahsubu ile asıl dava yönünden bakiye 4,5 TL ve birleşen dava yönünden bakiye 4,5 TL olmak üzere toplam 9,00 TL’ nin asıl dava ve birleşen dava davacısı Özçelik Makina San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/02/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.