Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/847 E. 2018/176 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/847 Esas
KARAR NO : 2018/176 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/384 Esas 2017/408 Karar
TARİH : 18/04/2017
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı … şirketinin sigortalısı ….i A.Ş. ye ait “…..)” ticari isimli emtianın …. nolu nakliyat sigorta poliçesi ile nakliyat muhataralarına karşı sigortalandığını, söz konusu emtianın … Rafinerisinden …. Rafinerisine nakliyesini gerçekleştirmek üzere, davalılardan … şirketinin asıl taşıyıcı, davalılardan …’ in ise alt/fiili taşıyıcısı konumunda bulunduğu ve aynı zamanda diğer davalı …’ nın ise bahse konu taşıma işleminde sigortacısı konumunda bulunduğunu, davalılardan …’ in davalının mülkiyetinde bulunan araçla taşımanın gerçekleşmesi için aracın yüklendiğini, 10.07.2012 tarihinde dava dışı sürücü ….’ ın sevk ve idaresindeki aracın kaza raporlarına göre lastiğinin patlaması sonucu kaza yaptığını, kaza sonucu sürücünün yaralandığını, taşınmakta olan emtianın zayi olduğunu, ….nolu N… Sigorta Poliçesi kapsamında, uzman ekspere tespit yaptırılarak tespit sonucu belirlenen hasar tutarı olarak 41.891,00.TL’nin 28.01.2013 tarihinde sigortalı ….’ a ödenerek, sigortalının haklarına halef olduklarını, davalıların Nakliyat Sigorta Poliçesi Kapsamında sigortalı bulunan söz konusu ticari emtianın teslim alınıp teslim oluncaya kadar sürede oluşacak zayi ve hasarlarda sorumlu olduklarını, buradan hareketle, hasar tazminatının karşılanması yönünde davalılara müracaatta bulunduklarını ancak bir netice alamadıklarından dolayı huzurdaki davayı tesisi estiklerini ileri sürerek, müvekkili sigorta şirketince ödenmiş bulunan 41.891,00.TL tazminatın ödeme tarihi olan 28.01.2013 tarihini itibaren işlemiş ve dava tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizleri ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen (Davalı … AŞ. için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) rücuen tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesi ile; esasa ilişkin olarak; zamanaşmı yönünden müvekkili şirketin defi bulunmakta olduğunu, davacının zaman aşımı dolduktan sonra davayı tesis ettiğini, davacının abonman poliçesine bağlı olarak akdettiği nakliyat poliçesini, kaza oluşumundan 35 gün sonra düzenlediğini, bu nedenle sigortanın geçersiz olduğunu ve tazminat talebinin reddinin gerektiğini, hasara ait raporun, eksper tarafından bizatihi görülmeden dosya üzerinden hazırlandığını, bunun da ispat kabiliyetini haiz olmaktan uzak olduğunu, hasar ile ilgili alıcı tarafından taşyıcıya usulüne uygun olarak keşide edilmiş bir ihtarın dosya kapsamında kendilerine tebliğ edilmediğini, hasar miktarına dahil edilen navlun bedelinin taşıyanın ve müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını, bu bedellerin taşıyana rücu edemeyeceğini, davacının sigortasına tazminat bedeli öderken poliçede yer alan muafiyeti uygulamadığını, muafiyetin uygulanması gerektiğini, müvekkil şirketin poliçesi de davacı şirketin poliçesi gibi Nakliyat Abonman poliçesi olduğunu, bu nedenle taşınan emtianın müşterek sigorta esaslarına göre sigorta edilmiş sayılması ve hasar durumunda da zararın müşterek tazmini gerektiğini bu nedenle sorumluluğa hükmedilmesi durumunda, müvekkil şirketin zararın %50 sinden sorumlu olması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesi ile; davalı asıl taşıyıcı olan … Ticaret A.Ş (… A.Ş) ile …. Sigorta Şirketi arasında hukuken geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunduğunu, her 2 taraf arasında akdedilen sigorta sözleşmesi uyarınca 22.09.2011/22.09.2012 dönemi için … poliçe nolu özel şekilli … Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, iş bu Nakliyat Sigorta Poliçesi, nakliyat sürecinde meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı himaye sunmayı üstlendiğini, bu sebeple davalı asıl taşıyıcı … Ticaret A.Ş (….)’ nin nakliyat sürecinde taşıdığı malın hasara uğraması neticesinde uğrayacağı hasarların tazminine yönelik düzenlenmiş poliçe türü olduğundan, davalı … şirketinin müteselsil sorumlu olduğunu, her ne kadar davalı …… A.Ş ile …. Sigorta Şirketi arasında yapılmış olan … Sigorta Poliçesinin zarar sigortaları olduğunu ve taşıyıcı mali sorumluluk sigortası olmasa bile bu durumun tek başına sigorta şirketini sorumluluktan kurtarmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise … Sigorta şirketinin de oluşan zarardan müteselsil sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 18/04/2017 tarih 2014/384 Esas 2017/408 sayılı kararında;
“Tüm dosya kapsamının ve oluşa ve dosya kapsamına uygun, bilimsel verilere dayalı, sunulan kayıt ve belgelerin ayrıntılı incelemesini içeren, denetime elverişli bulunan, bu itibarla Mahkememiz hükmüne esas alınan 13/02/2015 tarihli heyet raporunun da değerlendirilmesinde; dava dışı … A.Ş ile davalı … şirketi arasında 01/06/2010 tarihinde taşıma sözleşmesi imzalandığı, buna göre 10/07/2012 tarihinde … . rafinerisinden Kırıkkale rafinerisine götürülmek üzere tankere emtianın yüklendiği, aynı tarihte meydana gelen kazada araç içindeki yükün tamamının akarak zayi olduğunun tespit edildiği, dava dışı … şirketi ile davacı şirket arasında kaza tarihini de kapsayan 01/04/2012 tarihli nakliyat abonman sigorta poliçesi uyarınca kazanın 20/07/2012 tarihinde davacı sigortaya ihbar edildiği, 03/08/2012 tarihli nakliyat emtia kati sigorta poliçesi uyarınca hasar tutarının davacı … tarafından sigortalısı dava dışı … şirketine 28/01/2013 tarihinde 41.891 TL olarak ödendiği, söz konusu emtianın nakliyesi konusunda dava dışı …. şirketi ile davalı …. şirketi arasında 01/06/2010 tarihli taşıma sözleşmesi aktedildiği, taşıma işinin üst taşıyıcı … şirketi tarafından kiralı araç olarak temin edilen fiili/alt taşıyıcı davalı …’e ait tanker ile gerçekleştirildiği, 10/07/2012 tarihinde dava dışı sürücü sevk ve idaresindeki tankerin sağ lastiğinin patlaması sonucu köprü üzerindeki korkuluklara çarparak köprüden aşağı uçtuğunun, tanker içindeki yükün tamamının akarak zayi olduğunun tespit edildiği, davalı …. şirketinin asıl taşıyıcı olarak TTK’nun 875. maddesi, davalı …’in ise alt taşıyıcı olarak TKK’nun 888. maddesi gereğince meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu bulundukları, dosyada mevcut 03/12/2012 tarihli eksprtiz raporu ile tespit edilen 41.031,48 TL hasar tutarının kadri maruf bulunduğunun mahkememizce hükme esas alınan 13/02/2015 tarihli rapor sunan bilirkişi heyetince belirlendiği, dava dışı …. şirketi ile davacı şirket arasındaki 03/08/2012 tarihli nakliyat emtia kati sigorta poliçesi içerisinde muafiyet başlığı ile düzenlenen hükümde “her bir hasarda ve olayda araç başına sigorta bedeli üzerinden %0,5 tenzili muafiyet uygulanacaktır” klozu bulunduğu, buna göre davacının poliçe gereği üstlendiği sorumluluk bedelinin 40.826,32 TL olduğu, davalılar …. şirketi ve …’den bu bedelin halefiyet gereği davacı tarafından tahsil edilebileceği, davalı … Sigorta yönünden ise; davalı …. Sigorta ile davalı …. şirketi arasında 11/10/2011 tanzim tarihli, 22/09/2011-22/09/2011 dönemi için düzenlenmiş nakliyat abonman sigorta poliçesinin bulunduğu, uyuşmazlık konusu taşımaya ilişkin spesifik poliçenin ise yargılama boyunca temin edilemediği, davalı … Sigorta ile davalı …. şirketi arasındaki poliçe gereğince, …. Sigortanın davalı .. şirketine nakliyat süzerinde meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı himaye sunmayı üstlendiği, söz konusu poliçede, klozlar başlığında poliçenin genel şartlara tabi olacağının belirlendiği ve…..Sigortası Poliçe Genel Şartları 1. maddesi hükmünden de bu sigorta türünün konusunun riziko neticesi emtiada meydana gelecek hasarların tazmini olduğu, davalı ….şirketinin nakliyat sürecinde taşıdığı malın hasara uğraması neticesinde uğrayacağı hasarların tazminine yönelik düzenlenmiş bir poliçe olduğu, söz konusu poliçenin bir taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi olmadığı, bu itibarla meydana gelen zarardan davalı … şirketine izafe edilebilecek bir sorumluluğun bulunmadığı…”gerekçesi ile,
Davalı … yönünden sübut bulmayan davanın reddine, davalılar …. Lojistik…A.Ş. (…) ve … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 40.826,32 TL’ nin 28.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar….Lojistik…A.Ş. (…) ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı …Ş. vekili ve … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesi ile,
Davaya dayanak teşkil eden söz konusu spesifik poliçenin, rizikonun gerçekleşmesinden 25 gün sonra tanzim edildiğini, bu nedenle poliçeye binaen yapılmış olan ödemenin rücuen tazmini mümkün olmadığını, davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı arasındaki abonman sigorta poliçesine bağlı olarak düzenlenen spesifik sigorta poliçesine istinaden, davalılar açısından sorumluluk doğması mümkün olmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığı Yargıtay kararlarıyla da açıkça ortaya konduğunu, rizikonun gerçekleşmesinden sonra poliçenin imzalandığı hususunda şüphe olmaksızın, Mahkemenin abonman poliçeye dair inceleme yapmadan ve gerekçe göstermeden tazminata hükmetmesinin hukuka, kanunun amacına, Yargıtay kararlarına ve teamüllere aykırı olduğunu,
Riziko tarihinden 25 gün sonra tanzim edilen spesifik poliçeye binaen yapılmış olan ödemenin, poliçe kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bu yüzden geçerli bir poliçeye dayanmadan yapılmış olan ödeme lütuf ödemesi olduğundan, davacının bu ödemeyi rücu etme imkanı bulunmadığını,
Kabul anlamına gelmemek üzere; dava dışı sigortalıya davacı … şirketi tarafından ödenen tazminatı rücu etme hakkı olduğu varsayıldığında, kaza tarihini kapsar poliçe gereğince …’nin tazminatı ödeme sorumluluğu mevcut olduğunu,
Trafik kaza raporunda belirtildiği ve üçüncü bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere; araca ait fenni muayene 22.03.2012 tarihinde yapıldığını, sonraki muayene zamanı ise 1 yıl sonra olduğunu, fenni muayene esnasında lastikler kontrol edilmekte, bir sonraki muayene süresine kadar geçecek zamanda yola elverişsiz olabilecek lastiklere onay verilmemekte ve araçların fenni muayene işlemleri yapılmadığını, kaza raporundan lastikler ile ilgili herhangi bir durum tespit edilmediğinden ve kaza, muayeneden 4 ay sonra gerçekleşmiş olduğundan taşıyıcı tarafın gereken dikkat ve özeni göstererek hareket ettiğini, kaza yapan sürücünün alkollü olmadığının belirtildiği ve kaza raporunda sürücünün hatası tespit edilmediğini, kaza ile ilgili sürücüye kusur atfedilemediğini,
Taşıyıcı tarafın gereken dikkat ve özeni gösterdiği dosyada mübrez belgeler ile de anlaşıldığını,
Kaza ile ilgili taşıyıcı ve sürücünün kusurunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirket ile diğer davalı arasında akdedilen … no’lu Nakliyat Abonman Poliçesi ile nakliyat sürecinde meydana gelebilecek hasarları tazmin ile …’nin mükellef olduğunu,
Taraflar arasında akdedilen Nakliyat Abonman Poliçesi içeriği incelenmeden, yalnızca poliçe başlığına istinaden karara varıldığını, poliçenin Özel Şartlar başlıklı kısmı incelendiğinde davalı sigortalı şirket … hem özmalını hem de sorumluluğunu sigorta ettirdiğinin görüleceğini, davacı tarafından ödene tazminatın rücuu halinde, poliçe kapsamına giren teminat olmasına rağmen eksik inceleme ile davalı …Ş.’ye izafe edilebilecek bir sorumluluk olmadığı yönündeki kanaatin isabetsiz olduğunu,
Sigorta Eksperleri Yönetmeliği’nin 15/1 maddesinde “Eksperlerin asıl görevleri, sigorta edilen risklerin gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan kayıp veya hasarın neden ve niteliği ile miktarını bizzat inceleyip belirlemektir.” hükümleri göz önüne alındığında zararın tazminine ve sorumlunun tespitine dayanak olabilme kabiliyeti açısından eksik olduğu bilirkişi raporları ile de tespit edildiğini,
Bilirkişi raporları ile de belirtildiği kaza raporu ile de sabit olduğu üzere kazaya sebebiyet veren hal araç, lastik ve şoför ile bağlantılı olmayıp; araç gereken fenni muayeneden kaza tarihinden 4 ay önce geçmiş bulunduğundan taşıyıcı her türlü gereken özen ve ihtimamı gösterdiğini, eksper raporunun Sigortacılık Kanunu ile HMK şartlarını sağlamadığından ispat belgesi olmadığını,
Davanın esasıyla ilgili olarak, teknik bilgiye sahip iki farklı heyet tarafında bilirkişi raporu alındığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçüncü bir bilirkişi kurulunca dosyanın incelenmesine karar verildiğini, çelişkilerin giderilmesi amacı ile başvurulan üçüncü bilirkişi heyeti kök ve ek raporları ile izah edilen, tek tek değinilen hususlar dikkate alınmaksızın karar verildiğini ve kararda bilirkişi raporlarını da çürütecek herhangi bir gerekçe belirtilmediğini,
Kabul anlamına gelmemekle, ödeme tarihinden itibaren hükmedilen avans faizi için şartlar mevcut olmadığından, bu yönde verilen kararın isabetsiz olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, icranın geri bırakılmasına, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacının asıl taşıyıcı olan …. Ticaret A.Ş. (…. A.Ş.) ile …. Sigorta Şirketi arasında hukuken geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunduğunu,
Her iki taraf arasında akdedilen sigorta sözleşmesine dayanak 22/09/2011 ve 22/09/2012 dönemi için …. poliçe nolu ….Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi düzenlendiğini,
Söz konusu Nakliyat Sigorta Poliçesinin nakliye süresince meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı himaye sunmayı üstlendiğini, bu nedenle davacı asıl taşıyıcının nakliyat süresince taşıdığı malın hasara uğraması neticesinde uğrayacağı zararların tazminine yönelik düzenlenmiş poliçe türü olması nedeni ile davalı … Şirketinin müteselsil sorumluluğu olduğunu,
Her ne kadar … A.Ş. İle ….. Sigorta Şirketi arasında yapılmış olan …. Sigorta Poliçesinin zarar sigortaları olduğu ve taşıyıcının mali sorumluluk sigortası olmasa bile bu durumun tek başına sigorta şirketini sorumluluktan kurtarmayacağını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/384 Esas 2017/408 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Her ne kadar davalılar …vekili ve … tarafından diğer davalı …hakkında verilen red kararını istinaf etmişlerse de; davacı ile anılan davalı arasındaki usul ilişkisi, istinaf yoluna başvuran davalılardan farklıdır. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Davacı taraf, … hakkında verilen red karırını istinaf etmemiş, o davalı hakkında verilen red hükmünü benimsemiştir. Davalı …’da istinaf yoluna gelmediğinden ve davalı … hakkında verilen hükme karşı ilgili taraflarca yapılmış bir istinaf bulunmadığından, davacı … o davalı arasında görülen dava sonucunda verilen karar kesinleşmiştir. İstinaf yoluna başvurun davalılar kendileri dışındaki davalı hakkında verilen red kararını istinaf edemeyecektir.
İstinaf yoluna başvuran davalılar ile hakkındaki dava reddedilen diğer davalı … Şirketi arasındaki rücu ilişkisi ayrıca değerlendirilmelidir. İstinaf yoluna başvuran davalıların sigorta ilişkisine dayalı olarak ileride açacakları rücu davasında, rücu koşulularının bulunup bulunmadığı, bu davadan bağımsız olarak değerlendirilebilecek olup, kesin hüküm itirazı ile karşılaşmaları da söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle her iki davalının davalı … Şirketine yönelik verilen hükme karşı istinaf başvuruları yerinde değildir.
Davalı …Ş. vekilinin davacının husumet ehliyeti bulunmadığı, ödemesinin lütuf ödemesi olduğu iddiasıyla kararı istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişi rapor içerikleri ve poliçeler kapsamında ulaşılan sonuca göre, davacının sigortalısına aralarındaki çerçeve niteliğindeki Abonman Poliçesine istinaden düzenlenen spesifik taşıma poliçesi uyarınca ödeme yaptığı ve bu şekilde düzenlenen spesifik poliçenin hasardan sonra düzenlenmesinin sigorta hukukuna uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde değildir.
HMK 282 maddesindeki ” Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” düzenlemesi de dikkate alındığında Davalı … . A.Ş. vekilin ilk derece mahkemesince bilirkişi kök ve ek raporlarının aksine olacak şekilde itirazları gerekçelendirmeden karar verdiği yönündeki istinafı da yerinde değildir.
Yine davalı …Ş. vekilinin faizin dava tarihinden itibaren hüküm altına alınması gerektiği yönündeki istinaf nedenin incelenmesinde ise; Yargıtay uygulamaları kapsamında sigorta şirketinin halefiyet nedeniyle sorumlulara açtığı davalarda, sigortalısına poliçe kapsamında ödediği tutarı, sigortalısına ödeme tarihinden itibaren faizi ile talep etmesinde ve ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalılar … vekili ve …’in istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …Ş. vekili ve davalı …’in istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraflarca yatırılan 85,70’er.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.788,84.TL harçtan istinaf eden davalı …Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 698,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.090,84.TL’nin davalı …Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.788,84.TL harçtan istinaf eden davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 697,21.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.091,63.TL’nin davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/03/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.