Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/835 E. 2018/210 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/835
KARAR NO : 2018/210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/978 Esas 2017/803 Karar
TARİH : 21/06/2017
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin %25,…’ ın %25, …’ ın ise % 50 ortak olacağı ve tüm yönetim faaliyetinin sadece davacı müvekkili ile … tarafından yürütülmesi hususlarında anlaşarak 12/08/2014 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, şirketin sıkı sıkıya bu 3 ortağa bağlı olacağı, yönetimin ise sadece davacı ve…’a ait olacağı hususlarının ortaklığın olmazsa olmaz unsurları olduğunu, bu bakımdan tarafların ana sözleşmede özellikle yönetim değişikliği, ana sözleşme değişikliği gbi hususlarda oybirliği ile karar nisabı oluşturduklarını, yine taraflar arasındaki anlaşmaya göre müvşekkili ile …’ın her biri 5.000,00 TL’ ye kadar olan ödeme ve borçlanmalarda münferit imza ile işlem yapılabilecekken 5.000,00.TL. ve üzeri işlemlerde müşterek imza kuralı getirildiğini, yeni kurulan şirket faaliyetlerine devam ederken ortaklar arasında ihtilaf çıktığını, şirketin tasfiyesi amacıyla İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/338 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ayrıca İstanbul Anadolu 20.Asliye Ceza mahkemesinin 2015/446 Esas sayılı dosyası ile … aleyhine tehdit ve hakaretten dava açıldığını, yine silahlı tehdit yönünden İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/82060 soruşturma dosyasının devam ettiğini, bu gelişmeler üzerine dava dışı ortakların müvekkilinin şirketteki yönetim faaliyetine son vermek amaçlı olarak İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nden aldıkları 2015/702 K. sayılı kararı ile müvekkilini olağanüstü genel kurul toplantısına davet ettiklerini, 07/10/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında bu davaya konu hukuka aykırı kararı alarak İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunda da tescil ettirdiklerini, alınan bu karara karşı gerekli itiraz yapılarak buna ilişkin muhalefet şerhinin tutanağa da işlendiğini, hukuka aykırı şekilde alınan kararın İstanbul Ticaret Sicil memurluğunda tescil ettirilerek Ticaret Sicil Gazetesinde de yayınlanması sebebiyle 3.kişiler nezdinde sonuç doğurması söz konusu olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 07/10/2015 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan 4 nolu karar ile şirketin yönetim kurulu üyeliklerinde değişiklik yapılmasına ve şirket yönetim kurulu üyeliklerine … ve…’ın seçilmesi yönündeki kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının toplantıya kendisinin katılmayarak avukatını gönderdiğini, toplantıya katılan avukata vermiş olduğu vekaletnamede kendisini genel kurul toplantısında temsil edebileceğine ilişkin bir ibare bulunmadığını, geçerliliği olmayan bir evrak sunulduğunu, öncelikle davacının taraf ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davacı ile ortak olduklarını ancak bu ortaklığın davacının şirketi dolandırmaya yönelik eylemlerini öğrendikleri andan itibaren sadece evrak üzerinde kaldığını, fiilen devam eden bir ortaklık söz konusu olmadığı gibi kendisine de ulaşamadıklarını sürekli kaçtığını, davalı şirketin ithal ettiği malların bir kısmını gizlice Rize’de gümrükten ayırarak kendi eski şirketi adına faturalandırarak sattığını, yine müşterilere ismi …Ltd.Şti. olan eski şirketinin hesap nosunu vererek yapılan ödemelerin kendi hesabına yapılmasını sağladığını, bunun gibi eylemlerin öğrenilmesi üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 2015/81789 soruşturma nolu dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, şirketin kendisinden olan yaklaşık 377.070,361 TL. Alacağına istinaden İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/630 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtıklarını, davacı şirkete uğramadığından şirketin işlerinin aksadığını, bu nedenle İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/376 Esas sayılı dosyası ile ortaklardan …a genel kurulu toplantıya çağırması için izin verildiğini, 07/10/2015 tarihli genel kurul toplantısında ortaklardan davacının hileli eylemlerine bir nebze son verebilmek için imza yetkisinin kendisinden alındığını ve yeni bir yönetim kurulu belirlendiğini, her ne kadar sözleşmede oybirliği yazıyor ise de şirketin oybirliğinin sağlanmasının mümkün olmadığını, çünkü davacının kötü niyetli olduğunu ve şirkete yeterince zarar verdiğini, bu genel kurulun toplanmasının amacının da bu zararlara bir son verme olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 21/06/2017 tarih 2015/978 Esas 2017/803 sayılı kararında;
“Sicil kayıtlarına göre şirketin 16.000 paya ayrıldığı, 3 ortaklı olduğu, 8.000 adet payın … adına, 4.000 adet payın ….adına, 4.000 adet payın ise davacı …. adına kayıtlı olduğu, şirketin 14/08/2014 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, ana sözleşmenin 7. maddesine göre ilk 3 yıl süreyle görev yapmak üzere davacı … ve diğer ortak …ın yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri, 5.000.TL’ye kadar olan işlemlerde münferit olarak yetkili oldukları, 5.000.TL’yi aşan işlemlerde müşterek imza ile şirketi temsile yetkili oldukları, ana sözleşmenin 10.maddesinde; şirket yönetiminde değişiklik yapılması, görevlendirme ile ilgili değişiklik yapılması için genel kurulun oybirliği ile karar alması gerektiğinin düzenlendiği, İptali istenen genel kurulun 4.maddesinde; ” şirketin yönetim kurulu üyelerinde değişiklik yapılmasına ve yönetim kurulu üyeliklerine ….’ ın ve …’ ın seçi,lmelerine, 300.000.TL nominal sermayenin kabul oyuna karşılık 100.000.TL nominal sermayenin red oyu ile ve oy çokluğuyla ” karar verildiği, davacı adına vekaleten olumsuz oy kullanıldığı, muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırdığı, TTK’nun 445.maddesine göre 3 aylık yasal süre içinde bu davanın açıldığı, buna göre dava şartlarının mevcut olduğu, şirket ana sözleşmesine göre; şirket yönetiminde değişiklik yapılması, görevlendirme ile ilgili değişiklik yapılması için genel kurulun oybirliği ile karar alması gerektiği, ancak 07/10/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında oy çokluğuyla yönetim kurulunda değişikliğe gidilmesi ve yeni yönetim kurulu seçilmesine karar verildiği dolayısıyla 4 nolu kararın ana sözleşmeye aykırı olduğu…”gerekçesi ile,
Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı ….A.Ş.’nin 07/10/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 4.maddesi ile şirketin yönetim kurulu üyelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin oy çokluğuyla alınan kararın TTK.nun 445.maddesi uyarınca iptaline karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davacının müvekkili şirket kurulduğundan beri sürekli olarak şirket aleyhine eylemlerde bulunduğunu, davacının müvekkili şirket için ithal edilen malların bir kısmını gizlice Rize’de … Antrepo da ayırtarak kendi şirketi üzerinden sevkiyat yaparak haksız kazanç sağladığını,
Yine davacının, müşterilere ismi … Ltd. Şti.olan eski şirketinin hesap nosunu vererek yapılan ödemelerin kendi şirket hesabına yapılmasını sağladığını, davacının şirketi uğrattığı zararın tazmini için İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/630 E sayılı dosyası ile 396.149,57 TL + 90.619,61 Euro bedelli tazminat davası açıldığını, halen derdest olduğunu,
Davacı dışındaki iki ortağın da 100.000.TL ve 220.000 Euro şirkete para koydukları davalının hiçbir bedel ödemediği hususunun davalı tarafca da ikrar edildiğini,
Her ne kadar esas sözleşmede oybirliği yazıyor ise de müvekkili şirkette oy birliğini sağlama imkanı bulunmadığını, ortaklardan davacının kötü niyetli olduğunu,
Genel kurul kararının oy çokluğu ile alınmasının bir zaruret olduğunu,
Gerek TTK’ da, gerekse Yargıtay içtihatlarında şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanmasının esas olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak esas hakkında davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava, davalı şirketin 07/10/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
TTK’ nın 445. maddesi,” 446. maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren 3 ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler ” hükmünü içermektedir.
Davalı şirketin ana sözleşmesinin 10. maddesine göre; şirket yönetiminde değişiklik yapılması, görevlendirme ile ilgili değişiklik yapılması için, genel kurulun oy birliğiyle karar alması gerekmektedir.
Dava konusu genel kurulun 4. maddesi ile, şirketin yönetim kurulu üyelerinde değişiklik yapılmasına ve şirketin yönetim kurulu üyeliklerine … ve ….’ ın seçilmelerine oy çokluğuyla karar verildiği, ancak alınan bu kararın davalı şirketin ana sözleşmesinin 10. maddesine aykırı olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin iptale ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, verilen kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, davalı vekilinin ileri sürdüğü bir kısım istinaf sebeplerinin de işbu davayla bir ilgisinin olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 15/03/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.