Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/820 E. 2018/112 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/820 Esas
KARAR NO : 2018/112 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/597 Esas 2017/598 Karar
TARİH : 29/06/2017
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi Talebi
KARAR TARİHİ : 21/02/2018

İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicilinde …numara ile tescilli bir Anonim Şirket olduğunu, şirketin Beyoğlu …Noterliği’nin 16.01.2015 tarih ve …yevmiye numaralı açılış tasdiki ile yürürlükte bulunan bir yönetim kurulu karar defterinin bulunduğunu, 16.06.2017 tarihinde, bir yönetim kurulu kararı alınması gerektiği sırada bu karar defteri İstanbul Merkez ofiste ve Ankara Şube Ofiste tüm aramaları rağmen bulunamadığını, zayi olduğunun tespit edildiğini, defterde son alınan kararın Aralık 2016 tarihinde bağımsız denetçi seçimi ile ilgili genel kurul çağrısının olduğunu, daha sonrasında ise 2017 Ocak ayında karar defterinin noterden 2017 yılı ara tasdikinin yapılması amacıyla yeniden İstanbul’a gönderildiğini,bu tarihten sonra bu güne kadar gereksinim duyulmayan defter son defa karar almak için arandığında Ankara ve İstanbul’da bulunamadığını, zayi olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin yönetim kurulu karar defterinin zayi olması sebebiyle yeni karar defterinin tasdik ettirilebilmesini teminen zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 29/06/2017 tarih 2017/597 Esas 2017/598 sayılı kararında;
“Her ne kadar davacı taraf mahkememizde zayi belgesi verilmesi davası açmış ise de; Davacı tarafın davasının; davacının Yönetim Kurulu Karar Defterinin zayi olduğuna ilişkin karar verilmesi talebine ilişkin olduğu, zayi sebebi olarak Yönetim Kurulu Karar Defterinin kaybolmasının gerekçe olarak gösterildiği, davacı tarafın iddiasını 6100 sayılı kanunun 319.md kapsamında genişletmesinin ve değiştirmesinin mümkün bulunmadığı ,6102 Sayılı Kanunun 82.md/7f kapsamında ” Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zıyaa uğrarsa” zayi belgesi isteyebileceğinin belirtildiği, davacı tarafın ileri sürdüğü sebeplerin bu kapsamda kalmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile,
Davacı tarafın davasının; davacının Yönetim Kurulu Karar Defterinin zayi olduğuna ilişkin karar verilmesi talebine ilişkin olduğu, zayi sebebi olarak Yönetim Kurulu Karar Defterinin kaybolmasının gerekçe olarak gösterildiği, davacı tarafın iddiasını 6100 sayılı kanunun 319.md kapsamında genişletmesinin ve değiştirmesinin mümkün bulunmadığı ,6102 Sayılı Kanunun 82.md/7f kapsamında ” Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zıyaa uğrarsa” zayi belgesi isteyebileceğinin belirtildiği, davacı tarafın ileri sürdüğü sebeplerin bu kapsamda kalmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Defterin bulunabileceği tüm yerlerin arandığı ancak defterin bulunamadığını, aramaların nerede ve ne şekilde yapıldığı gibi konularda dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettiklerini,
Zayi belgesi verilememesi nedeniyle bugün, şirket yönetim kurulu karar alamamakta ve şirketin işleyişi sekteye uğradığını,
Şirket olağan kurulun yapılması için gerekli olan çağrı kararını bile alamayan şirketin, yıllık olağan genel kurulunu istinafa başvurduğu gün itibariyle halen tamamlayamadığını,
Kanunun amir hükmünü, şirketlerin zararına olarak tek düze biçimde yorumlamak “kaybetmeseydin” bakış açısıyla yaklaşmanın kanunun amaçladığı bir uygulama olmadığını,
Kötü niyetli uygulamaların önüne geçmek amacıyla konulmuş bu amir hükmün, müvekkili gibi elinde olmayan sebeplerle defterini kaybetmiş ve şirket işleyişi sekteye uğramış iyiniyetli firmaların zor durumlarını daha da zorlaştırdığını,
Müvekkili şirketin defterin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı gösterdiği, ancak zayi olmasının şirketin iradesinin dışında meydana geldiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu bozulmasına, zayi belgesi verilmesi talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/597 Esas 2017/598 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı yanca davacı şirketin yönetim kurulu defterinin zayi olduğu ileri sürülerek TTK 82 maddesi uyarınca yönetim kurulu defterinin zayi olduğuna dair belge verilmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe ile davanın tensiple reddine karar verilmiş ve davacı vekilince karar istinaf edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde, davacı şirketin bir kısım yöneticilerinin Ankara’da ikamet etmelerinden ötürü yönetim kurulu defterinin sık sık Ankara’ da bulunan şubeye gönderildiği, şirketin ticaret sicil işlemleri için de merkez adresi olan İstanbul’ a veya mali müşavire kargo ile gönderildiği, en son olarak İstanbul’a gönderildikten sonra bulunamayıp kayıp olduğunun anlaşıldığını ileri sürülmüştür.
TTK’nın 82/7. maddesine göre, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, ziya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır.( Yargıtay 11. H.D. 2016/4865 E. 2017/2800 K. 10.05.2017 T.)
HMK 320/1 maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinde karar verir.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte, HMK 31 maddesine göre Hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunmaktadır. Bu husus da dikkate alındığında davacı yanın yönetim kurulu defterinin kaybına ilişkin iddiası kapsamında delilleri sorulup toplandıktan sonra değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekecektir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince tensip kararı ile birlikte ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2017 tarih 2017/597 Esas 2017/598 sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve HMK 353/1a-6. mad. uyarınca dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 31,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-İstinaf yönünden yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde davacıya iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından davacı vekiline tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/02/2018 tarihinde HMK 353/1a-6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.