Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/817 E. 2018/147 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/817
KARAR NO : 2018/147
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/04/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/230 Esas – 2017/392 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Uluslararası kara taşımacılığı yapan müvekkili şirketin yapacağı taşımalardan doğan risklerini, davalının … numaralı CMR sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında teminat altına alındığını, bu sigorta poliçesi kapsamında müvekkili şirketin, 25/12/2010-06/01/2011 tarihleri arasında …. plakalı araçla İstanbul’dan-Leıcester (İngiltere)’ye yapmakta olduğu taşımada harsızlık yaşanarak bir kısım malların çalındığını, olayın davalı sigortacıya ihbar edildiği ve yapılan inceleme sonucunda …. tarafından eksper raporu düzenlenerek 66.698,98 TL değerindeki emtianın çalınmış olduğunun belirlendiğini,ancak davalının poliçenin 5.13.maddesinde yer alan düzenlemeyi gerekçe göstererek poliçe teminatı dışında kaldığı gerekçesi ile ödemediğini, meydana gelen zararın tazmini istemiyle hak sahibi gönderici …. A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/32 E.sayılı dosyası ile dava açıldığını ve müvekkilinin taşıma sırasında meydana gelen zararı ödemeye mahkum edildiğini ve toplam 137.261,85 TL ödediğini, bu nedenle müvekkili tarafından ödenen zararın davalı … şirketinden tahsili gerektiğini, davalı … şirketinin sorumluluk sigorta poliçesinde kapsamında taşıma sırasında meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, bu sorumluluk kapsamında müvekkili taşıyıcı şirket tarafından ödemek zorunda kalınan 137.261,85 TL’nin rücuen davalı … şirketinden tahsili gerektiğini belirterek, ödenmiş olan 137.261,85 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın bir yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini, ayrıca meydana gelen maddi vakanın sigorta sözleşmesinin 5.13 maddesinde belirtildiği şekilde gerçekleşmiş olması nedeniyle teminat dışı kaldığını, davacının taşınmak üzere kendisine teslim edilen emtiayı varma yerine ulaştırmada müşterisine, gerekli ve yeterli tedbirleri almak konusunda müdebbir bir tacir gibi davranmada sigortacısına karşı sorumlu olduğunu, sigortacının, sigortalısının sadece objektif kusurunu teminat altına aldığını, meydana gelen olayda olduğu gibi objektif kusuru aşan ağır kusuru teminat altına almadığını, bu nedenle haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın davanın reddine, masraf ve vekalet ücrtinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/04/2017 tarih ve 2014/230 Esas – 2017/392 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … araç sürücüsünün “şirket önünde bulunan kameranın hemen önünde yattım. Sabah kalktığımda sağ orta kısımdaki çadırın kesilmiş olduğunu gördüm. Dorsenin arka kısmında gümrük mühürünün kesilip halatın söküldüğünü gördüm” şeklindeki beyanına göre; olay anında teslim gerçekleşmediğinden konaklama hali söz konusu olup, taşıyıcının sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerektiği, bununla birlikte araç şöförünün emtianın bulunduğu aracı bekçili, güvenlikli park yerinde ya da IRU tarafından belirlenmiş park yerine park etmediği, keza aracın “brandalı” olduğu ve emtiaların çadırın kesilmesi sureti ile alındığı, brüt ağırlığı 3 tonun üzerinde olan 272 kolinin kısa süre içinde güvenlikli bir park yerinden çalınmış olmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı dikkate alındiğinida; davacı taşıyıcının sigorta poliçe hükümlerine göre davalı sigortacıdan tazminat talep etme hakkının bulunmadığı ” gerekçeleri ile; davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Herhangi bir olayı veya ilişkiyi değerlendirirken, olay ve ilişkinin ait olduğu sektörün ve hizmetin şartlarının da dikkate alınması, birlikte değerlendirilmesi gerektiğini,
Davaya konu olan hizmetin, Karayolu ile uluslararası taşımacılığı olduğunu, ülkeler aşan, günlerce süren bu faaliyette aynı zamanda şoförün araç kullanma saatlerinin de mevzuat hükümlerince sınırlandırıldığını, aracı kullanan şoförün bu nedenle veya kişisel ihtiyaçlarını gidermek amacıyla zaman zaman seferinde duraklamalar, konaklamalar yapmak zorunda olduğunu, şoförün bu ara vermelerde de ihtiyaçlarını araç içinde gidermekte olduğunu, şoför araçtan ayrılmadığı ve ihtiyaçlarını araçta giderdiği sürece aracın denetimsiz bırakılmasının söz konusu olmayacağını,
Somut olayda, şoförün aracı varma – yükü teslim edeceği yere ulaştırmış olduğunu, yani seferi tamamladığını, ancak yükü teslim alacak şirketin mesai saatinin bitmiş olmasını gerekçe göstererek yükü teslim almadığını ve şoförün mesai saatini beklemesinin talep edildiğini, bunun üzerine şoförün zorunlu olarak iş yerinin önünde ve güvenlik kameralarının bulunduğu bir alana aracını park ettiğini ve araç içinde istirahate çekildiğini, bunun olağan ve somut şartlar altında yapılması gereken bir davranış olduğunu,
Hal böyle iken Yerel Mahkemenin, somut olayın özelliklerini yansıtmayan yetersiz bilirkişi raporlarını dikkate alarak; aracın bekçili, güvenlikli ya da IRU tarafından belirlenmiş park yerinde park etmediği ve 272 kolinin emtianın kısa bir süre içinde güvenlikli park yerinde çalınmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı gibi somut olayın özelliklerini yansıtmayan gerekçelerle davayı reddetmiş olmasının yerinde olmadığını;
Seferin tamamlandığını, aracın nihai varma adresine ulaştığını, bunun yanında şoförün zorunlu olarak bekleme yapmak zorunda kaldığı gibi aracı terk etmediğini, denetimsiz bırakmadığını ve varma adresinde güvenlik kameralarının bulunduğu bir alanda araç içinde uyuduğunu, dolayısı ile CMR poliçesi genel şartlarının 5.13. maddesinin uygulanması gereken bir durum söz konusu olmadığını,
İleri sürerek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, nakliyat emtia emtia sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı …Ş. taşımayı yapan aracın CMR sorumluluk sigortacısıdır. Bu nedenle davalı … şirketinin poliçeden dolayı sorumluluğu poliçe özel ve genel koşullarına göre belirlenmelidir.
Dosya içeriğine göre hırsızlık olayının gerçekleştiği ileri sürülen yer alıcı şirketin binasının önüdür ve alıcısının çalışma saatinin sona ermesi nedeniyle mal alıcısına henüz teslim edilmemiş olup, taşıyıcının sorumluluğu devam etmektedir. CMR sorumluluk sigorta poliçesi incelendiğinde poliçenin teminat dışı haller başlığı altında 5.13/2 fıkrasında “ bekçili güvenlikli park yerinde ya da IRU tarafından belirlenmiş park mahallerinde konaklama yapılmadığı hallerde oluşan hasarın teminat dışı olduğu ” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda anılan kloz uyarınca davalı … Şirketi’nin sorumluluğuna gidilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 28/02/2018 tarihine oy birliği ile karar verildi.