Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/806 E. 2018/25 K. 10.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/806
KARAR NO : 2018/25
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/145 Esas – 2017/406 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 10/01/2018

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle;… Tic. Ltd. Şti’nin %50 kar ortağı olan eşi …..’nın 05/01/2003 tarihinde trafik kazası sonucunda ölmesi üzerine zorunlu olarak şirketin başına geçtiğini, zamanla şirketin zararının büyümesi üzerine 2012 yılında şirketin faaliyetine son vererek maliyeye bildirdiğini, şirketin daha önce incelenen 2011-2012 yıllarına ait defterlerin 21/01/2017 tarihinde Vergi Dairesi Başkanlığı’ ndan tekrar incelenmek üzere istendiğini, tüm aramalara rağmen ilgili defterlerin bulunamadığını bu nedenlerle; Vergi Müfettişi…. tarafından 24/03/2016 tarihinde kendibsine teslim edilen ….. Ltd. Şti’ nin 2011-2012 yıllarına ait defter ve belgelerinin zayi olduğuna dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 05/05/2017 tarih 2017/145 Esas 2017/406 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesini talep edebilmek için, yasada belirtilen 15 günlük hak düşürücü sürede davanın açılması gerektiği, vergi dairesi tarafından davacıya talebin 21.01.2017 tarihinde gönderildiği, dolayısıyla öğrenme tarihinin bu tarih olarak kabulü gerektiği, dava tarihinin 13/02/2017 olduğu, 15 günlük hak düşürücü sürede davanın açılmadığı anlaşılmakla öncelikle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği,
Bir an için davanın süresinde açıldığı kabul edilse dahi, somut olayda davacının talebi şirkete ait ticari defterlerin kaybolması veyahut çöpe atılması nedeniyle zayi belgesi verilmesi talebi olduğu, ancak yukarıda açıklanan TTK’nın 82/7. maddesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi afet veya hırsızlık sonucu kaybolmuş olması gerektiği, belirtilen bu sebeplerin tahdidi olduğu, kaybetme veya çöpe atmanın bu sebepler arasında olmadığı, ” gerekçesi ile; ” davanın reddine” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle;
Mahkemenin, TTK 82/7 maddesinde zayi nedenlerinin sayılı olarak yer aldığına ilişkin görüşünün hatalı olduğunu, davanın konusunun ticari defterler olduğunu, olayın 213 sayılı VUK md. 13 ile birlikte değerlendirilmesinin daha uygun olacağını, çünkü VUK 13. maddenin 4. bendinde ” sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikaların elinden çıkmış bulunması ” ve özellikle maddenin sonundaki ” gibi haller ” ibaresinin zayi nedenlerinin sayılı olamayacağını gösterdiğini,
Süre konusunda da mahkemenin hatalı davrandığını,müfettişin yazısını alır almaz hemen defterleri aramaya koyulduğunu, onları bulmaya çalıştığını, bina yöneticisinin ve kapıcısının açıklamaları karşısında onların bina bodrumundaki kağıt ve çöpleri toplayan kağıt toplayıcılar tarafından götürüldüğünden emin olunca başka çaresi kalmadığı için dava açtığını,
Bina yöneticisinin ve kapıcısının adlarını da dava dilekçesinde belirttiğini, fakat delilleri toplanmadan ve tanıkları dinlenmeden mahkemenin davalarını reddettiğini,
İleri sürerek Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/05/2017 tarihli kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, ….. Şti’ nin 2011-2012 yıllarına ait defter ve belgelerin ziyaı nedeniyle TTK 82/5 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre ve esas yönünden reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre ve esas yönünden reddine karar verilmiş isede; iptali istenen defter ve kayıtlar dava dışı ….. Ltd. ’ne ait olup, davacı gerçek kişi kendi adına dava açmıştır.Bu durumda davacı bu davada aktif dava ehliyetine haiz değildir.( Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin 02/05/2017 tarih 2015/15331 esas 2017/2581 karar sayılı ilamı )
Aktif husumet ehliyeti 6100 sayılı HMK’ nın 114. maddesinin (d) bendi gereğince dava şartı niteliğinde olup, aynı Yasa’nın 115. maddesi uyarınca da davanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır. Bu durumda davanın, davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek hak düşürücü süre ve esas yönünden reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 353/1-b/2 maddesi gereğince hükmün gerekçesinde düzeltme yapılmak suretiyle davanın aktif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/05/2017 tarih ve 2017/145 Esas 2017/406 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak,
1-Davacının davasının AKTİF HUSUMETE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibari ile alınması gereken 35,90 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,5 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında sarf edilen tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yönünden; Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
5- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Dosyada artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
7- Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/01/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.