Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/1094 E. 2018/20 K. 10.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1094 Esas
KARAR NO : 2018/20 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/222 Esas 2017/168 Karar
TARİH : 08/03/2017
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 10/01/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın müvekkili banka ile aralarındaki kredi sözleşmesine istinaden kendisinden kredi sözleşmesine dayanak olarak alınan ücretlerin iadesini tüketici hakem heyetine başvurarak talep ettiğini, Çatalca Tüketici Hakem Heyeti’nin 28/09/2015 tarih 2015/491 nolu kararı ile 1.050,00.TL’nin iadesine karar verildiği, bu tutar için davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde takip başlattığını, müvekkili bankanın bu tutura için toplamda 1.811,80.TL toplamda ödeme yaptığını, kullandırılan kredilerin ticari kredi olması nedeniyle tüketici hakem heyetlerinin karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hakem heyeti kararının iptalinin gerektiğini, müvekkili banka tarafından yapılan ödeme tutarının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği davalıdan alınıp davacı müvekkili bankaya iadesinin gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile ödenen 1.806,12.TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işlemek üzere ticari avans faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 08/03/2017 tarih 2017/222 Esas 2017/168 sayılı kararında;
“İncelenen dosyada talep edilen alacağın niteliği ve işlemler dikkate alındığında, uyuşmazlığın tüketici kredisi sözleşmesinden dolayı kullandırılan tüketici kredisinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 86. Maddesi ile 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. 6502 sayılı Yasa’nın 73. maddesinde, Tüketici İşlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalarından doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden tarafların arasındaki uyuşmazlığın tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine…”gerekçesi ile,
Mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davalının, müvekkili bankadan ticari nitelikli kredi kullandığı ve şikayete konu 1.050,00.TL ticari nitelikli ürüne istinaden alındığını,
Kullandırılan kredilerin ticari kredi olması sebebiyle, Tüketici Hakem Heyetlerinin karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tüketici Mahkemelerinin görev alanının tüketici sıfatına haiz kişilerle sınırlı olduğunu, bu nedenle Tüketici Hakem heyeti kararının iptali gerektiğini,
Ticari kredilerde, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarının, bankanın tacir olması sebebiyle müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engelin bulunmadığı yönünde olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 08.12.2014 tarih 2014/17411 Esas ve 2014/19233 Karar sayılı ilamı)
Hakem heyeti tarafından, her ne kadar, tüketici kredisi olduğu belirtilmiş olsa da, esasen, müvekkili tarafından, davacıya verilmiş olan kredinin, bir ticari kredi olduğundan, hakem heyetinin, bir ticari kredi hakkında karar verdiğini, Tüketici Hakem Heyetlerinin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında görev yapan ve ancak tüketici işlemleri, dolayısıyla, tüketici kredileri hakkında görev yapabilecek kurumlar olduğunu,
Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği 5.maddesinin, “Bakanlık, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezleri ile Bakanlıkça belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturur.” şeklinde olduğunu,
Tüketicinin ise Yönetmelik 4.maddesi uyarınca, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiğini, dolayısıyla, ticari kredilerin tüketici işlemi kapsamında kalmadığını,
Yargıtay’ın açık ve müstekar içtihadının da bu yönde olduğunu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin kanun yararına boma verdiği E. 2014/25771 K. 2014/24914 T. 4.9.2014 numaralı kararında hakem heyetinin ticari kredilerle ilgili karar verme yetkisinin olmadığının belirtildiğini,
Hakem heyetinin görevli olduğu miktarı aşan, tüketici mahkemelerinde açılan, ticari krediye ilişkin davaların da, aynı nedenle kamu düzeninden olan görev nedeniyle reddedildiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/222 Esas 2017/168 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2017 tarih ve 2017/222 Esas – 2017/168 sayılı gerekçeli kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya dairemize gönderilmiş olmakla HMK. nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonunda;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’ un 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu ( 01/01/2017 tarihinden itibaren verilen hükümlerde geçerli olmak üzere ) HMK’ nun 341/4 maddesindeki kesinlik sınırı 3.110,00 TL olarak belirlenmiştir.
İstinafa konu edilen davada dava değeri 1.806,12.TL olup; karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 352/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 31,40.TL harç istinaf eden tarafından yatırılmış olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 10/01/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.