Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/1091 E. 2018/396 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1091
KARAR NO : 2018/396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2016
DOSYA NUMARAS: 2016/249 Esas – 2016/938 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, ABD’ deki FPGA 2013 Seminerine katılmak için ABD’ nin İstanbul Başkonsolosluğu’na 23/01/2013 Tarihinde vize başvurusunda bulunduğunu; kendisine, pasaportunu PTT Kargo vasıtasıyla göndermesi gerektiğinin bildirildiğini; davacının, bunun üzerine pasaportunu PTT Kargo’nun Küçükbakkalköy Şubesi’nden 01/02/2013 tarihinde ABD İstanbul Başkonsolosluğu’na gönderdiğini; ancak, pasaportunun konsolosluğa zamanında ulaşmaması nedeniyle davacının, ABD’ de yapılan seminere katılamadığını; davalının, kusurlu hizmeti sebebiyle davacının maddi ve manevi zarara uğradığı belirtilerek, 1.361,14 TL uçak bileti bedeli, 235 USD karşılığı 419,00 TL kayıt avans ücreti olmak üzere 1.780,00 TL maddi tazminat ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın 01/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini; talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın genel hükümlere tabi olduğunu, uyuşmazlık konusu işlemin yapıldığı yer (PTT Merkez Müdürlüğü’ nün Küçükbakkalköy Şubesi) itibariyle, davanın İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek, görev ve yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davalının, davacının pasaportunu dilekçesinde belirttiği tarihte konsolosluğa ulaştırmak gibi bir taahhütte bulunmadığını; talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu; dava dilekçesinin soyut iddialara dayandığını; maddi ve manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/12/2016 tarih ve 2016/249 Esas 2016/938 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … ; davacının, yurt dışında seminere katılmak için ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na 23/01/2013 tarihinde vize başvurusunda bulunduğu; ilgili yerin talebi doğrultusunda davacının, pasaportunu PTT kargo aracılığıyla, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na 01/02/2013 tarihinde gönderdiği; davalının/taşıyıcının internet sitesindeki gönderi süresinin öğrenmeye ilişkin bölümde, İstanbul içinde Anadolu yakası-Avrupa yakasında yapılacak olan kargo gönderilerinin saat 13:20’a kadar teslim edilmesi ve merkez dışı ilçeler arası bir taşıma olmaması halinde teslim süresinin (1) gün olacağının açıkça beyan edildiği; davacının yurt dışı çıkış uçak biletinin 07/02/2013 tarihli olduğu; davalının, davacının pasaportunu, 04/02/2013 tarihinde konsolosluğa ulaştırmak gibi özel bir taahhütte bulunmadığı gibi ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu tarafından davacıya ait pasaportun ulaştığı 08/02/2013 tarihi ile iade edildiği tarih arasındaki zaman süreci dikkate alındığında, TTK. 873.maddesi uyarınca davalı/taşıyıcı şirketin özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde eşyayı teslim etme yükümlülüğünün aykırı davranmış ise de; davacının pasaportunun, 04/02/2013 tarihinde ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na ulaşmış olsa dahi vize işlem süresi eklendiğinde [kıyasen 08/02/2013-13/02/2015=4/5 gün] davacının, ilgili ülkeye girişi için gerekli vize işlemlerinin davacının uçak bileti-07/02/2013 tarihine kadar tamamlanmasının mümkün görülmediği; bu nedenlerle, davalı/taşıyıcıdan doğrudan kaynaklı davacının maddi ve manevi zararının oluşmadığı görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının sübut bulmadığından reddine … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin eksik ve yanlış inceleme sonucunda yanlış bir kıyasla hukuka aykırı bir karar verdiğini, sübjektif ve hatalı hesaplama ve değerlendirmelerde bulunduğunu, tarihlerin hangi güne rastladığını göz ardı ettiği gibi teslim saatlerini de dikkate almayarak hatalı bir karar verdiğini, yerel mahkemenin davalı tarafın geç tesliminden dolayı kusurlu olduğunu kabul ettiğini, ancak gönderinin ( pasaportun ) ( Cumartesi Pazar günü çalışma olmamasını kabul ederek ) 04.02.2013 tarihinde konsolosluğa ulaşmış olması halinde dahi vize işlem süresini yanlış bir kıyasla 4-5 gün kabul ederek, pasaportun uçak bileti tarihine yetişmeyeceği şeklinde bir kanaati hükmüne gerekçe olarak aldığını, böylesine hatalı bir yorumla müvekkilin maddi ve manevi zararlarının doğrudan davalıdan kaynaklanmadığı sonucuna varıldığını,
Yerel mahkemenin vize işlem süresi olarak aldığı emsalin yanlış olduğunu, zira davalı kurumun ilgili gönderiyi ABD Başkonsolosluğuna teslim tarihi olan 08.02.2013 Cuma gününe denk gelmekte olduğunu, teslimatın Cuma mesai bitiminde teslim edildiğini, Cumartesi, Pazar günü çalışma olmadığını kabul etmiş olmasına rağmen Cuma günü ulaşan bir pasaporta ilişkin vize işlem süresini hatalı bir değerlendirmeyle 4-5 gün olarak kabul ettiğini, yani teslim tarihi olan 8 Şubat günü mesai saati bitiminde teslimat yapıldığı için o gün bir işlem yapılmasının mümkün olmadığını, 9 Şubat ve 10 Şubat’ ın ise tatil olduğunu ve çalışma bulunmadığını, 10 Şubat ve 11 Şubat günleri mesai olduğu için çalışma yapıldığını ve 13 Şubat günü pasaportun müvekkile teslim için postaya verildiğini, işlemin 2 günde yapıldığını, halbuki mahkemenin 8,9,10 Şubat tarihlerinde çalışma olmadığını gözden kaçırarak işlemin tamamlanma tarihini 2 günü yerine yanlış hesaplama ile 5 gün olarak değerlendirdiğini ve hatalı karar verdiğini,
Konsolosluğun kendi uygulamasından da anlaşılacağı gibi, uçak kalktıktan, müvekkil açısından iş işten geçtikten, işin aciliyetinin kalmadığı bir durumda dahi vize işlem süresinin konsolosluğun kendi taahhütlerine uygun olarak 2-3 gün olduğunun net olarak anlaşıldığını,
Yerel Mahkemenin, bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesini dikkate almadan karar verdiğini ve hem heyetten rapor alındığını hem de heyet raporunun aksine hatalı yorumlu hüküm tesis edildiğini,
Davalı kurumun geç teslimden dolayı kusurlu olduğu tartışmasız ortadayken Yerel Mahkemenin, dosyada mevcut bir delile dayanmayan taraflarca getirilme ilkesine aykırı, bilirkişi raporunu dikkate almadan davanın reddine yönelik kararın usul ve esas yönünden açıkça hukuka aykırı olduğunu beyanla;
Usul ve esas bakımından hukuka aykırı bulunan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 16/12/2016 tarih ve 2016/249 Esas – 2016/938 Karar sayılı kararının duruşma yapılarak bozulmasına veya re’ sen talepleri gibi karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının maddi tazminat talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’ un 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu HMK’ nun 341/2 maddesindeki kesinlik sınırı 3.000,00 TL olarak belirlenmiştir. İstinafa konu edilen maddi tazminat miktarı 1.780,00 TL olup; karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi,
Davacı vekilinin manevi tazminat talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede ;
Türk Borçlar Kanununun 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinde zarar gören, uğradığı zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir denilmiştir. Kişilik haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK 58. maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır.
Somut olayda; davacının, yurt dışında seminere katılmak için ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na 23/01/2013 tarihinde vize başvurusunda bulunduğu; Başkonsolosluğun talebi doğrultusunda davacının, pasaportunu PTT kargo aracılığıyla, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na 01/02/2013 tarihinde gönderdiği; davalının, davacının pasaportunu, konsolosluğa hangi tarihte ulaştıracağına ilişkin özel bir taahhütte bulunmadığı, ancak; davalı taşıyıcının internet sitesindeki gönderi süresinin öğrenmeye ilişkin bölümüne göre; İstanbul içinde Anadolu yakası-Avrupa yakasında yapılacak olan kargo gönderilerinin saat 13:20’a kadar teslim edilmesi ve merkez dışı ilçeler arası bir taşıma olmaması halinde teslim süresinin (1) gün olacağının açıkça beyan edildiği; davacının yurt dışı çıkış uçak biletinin 07/02/2013 tarihli olduğu; davacının pasaportunun 08/02/2013 tarihinde ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğuna ulaştığı, pasaportun kargoya verildiği 01/02/2013 tarihi ile kargonun teslim edildiği 08/02/2013 tarih arasındaki zaman süreci dikkate alındığında, TTK. 873.maddesi uyarınca davalı taşıyıcının özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde eşyayı teslim etme yükümlülüğüne aykırı davrandığı sabit ise de; davacının pasaportunun 01/02/2013 (Cuma günü) tarihinde saat 12:01:38’de kargoya verdiği, ABD başkonsolosluğunun Cumartesi ve Pazar günleri kapalı olması nedeniyle kargonun en erken 04/02/2013 tarihinde ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na teslim edilebileceği, ABD Başkonsolosluğu’nun davacıya gönderdiği yazıya göre; vize işlemlerin pasaportun konsolosluğa ulaştığı tarihten itibaren 3 ila 5 gün arasında tamamlandığı, kargonun ABD Başkonsolosluğu’na uluşabileceği en erken tarih olan 04/02/2013 tarihine ABD Başkonsolosluğu’nun vize işlemi için öngördüğü asgari 3 gün eklendiğinde vize işlemlerinin en erken 07/02/2013 tarihinde tamamlanıp tekrar kargoya verilebileceği bu tarihe 1 günlük kargo süresinin eklenmesi halinde kargonun en erken 08/02/2013 tarihinde davacıya uluşmasının mümkün olduğu, davacının uçak biletinin tarihinin 07/02/2013 ve saatinin öğleden önce 05:05 olması nedeniyle davacının bu saatte uçuş yapabilmesi için vize işlemlerinin tamamlanarak pasaportun 06/02/2013 tarihi mesai bitimine kadar davacıya ulaşmasının gerektiği ancak yukarıda belirtilen duruma göre; hiçbir halde bu süre içerisinde vize işlemlerinin tamamlanarak pasaportun tekrar davacıya ulaşmasının mümkün olmadığı bu nedenlerle davacının olayda ağır kusurlu olduğu ve davacının ağır kusurunun, zararla davalının eylemi arasındaki illiyet bağını kestiği, bu kapsamda davacının, davalıdan manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı, bilirkişi incelemesinin takdiri delil olması nedeniyle hakimin bilirkişi raporu ile de bağlı olmadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup , kamu düzenine de aykırı olmadığından; davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’ nun 341/2 maddesindeki kesinlik sınırı gereğince USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
6- Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/05/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.