Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/1089 E. 2018/50 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/1089
KARAR NO : 2018/50
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/1067 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA : TİCARİ ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKMA
KARAR TARİHİ : 17/01/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin iki ortaklı limited şirketi olduğunu, 1.750,000,00-TL sermayesi bulunan davalı şirketin 857.500,00-TL sermaye payı ile %49 oranda ortağı olduğunu, %51 hisse oranı ile diğer ortağı eski eşi olduğunu, şirket ortağı müvekkilden habersiz 02/03/2017 tarihinde ortak oldukları davalı şirket ile aynı iştigal konusu ile faaliyet göstermek üzere tek başına Ltd. Şti. ünvanlı şirket kurduğunu, bu girişimle davalı şirketin değerini düşürdüğünü ve gelirini azalttığını, davalı şirketin bulunduğu dükkana ait kira sözleşmesini herhangi bir ortaklar kurulu kararı olmaksızın feshederek mal sahibinden kendi kurduğu Şirketi için kiraladığını, eşine olan güvenin sarsıldığını, 23/10/2017 tarihinde sözlü münakaşa sırasında ‘in müvekkiline saldırarak darp ettiğini, darp sonucu doktor raporunun alındığını, müvekkil tarafından eşine boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davaları açıldığını, ‘ in, müvekkili tarafından dava açıldığını öğrendikten sonra ortaklık payı bakı kalmak kaydıyla müvekkilinin şirketteki görevinden azledildiğini, banka hesaplarına ulaşma ve işlem yapma yetkilerini kaldırdığını ve ticari kredi kartlarını iptal ettiğini, bu nedenlerle davacı müvekkilinin davalı şirketteki ortaklıktan çıkmasına, davalı şirketin yönetimini elinde bulunduran ‘in kötü niyetini önlemek adına davalı şirkete kayyım atanmasına, davalı şirkete ait plakalı Audi Q5 marka aracın dava kesinleşinceye dek davacıya tahsis edilmesine ve 3. Kişilere devrinin önlemek adına tedbir konulmasına, ‘in kullanımında bulunan plakalı Mercedes marka cip ile plakalı BMW marka motor üzerine 3. Kişilere devrinin önlemek amacıyla tedbir konulmasına, davalı şirkete ait olan diğer menkul ve gayrimenkul malların 3. kişilere devrini önlemek adına tedbir konulmasını, davalı şirkete ait .. ve … Bankası A.Ş.’de bulunan banka hesaplarına tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/11/2017 tarih ve 2017/1067 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” … Somut olayda davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davalı şirketin yönetimini elinde bulunduran ‘in kötü niyetini önlemek adına davalı şirkete kayyım atanmasına, davalı şirkete ait plakalı Audi Q5 marka aracın dava sonuçlanıncaya kadar davacıya tahsis edilmesine ve 3. kişilere devrini önlemek adına tedbir konulmasına, ‘in kullanımında bulunan plakalı Mercedes marka cip ile plakalı Bmw marka motor üzerine 3. kişilere devrini önlemek amacıyla tedbir konulmasına, davalı şirkete ait olan diğer menkul ve gayrimenkul malların 3. kişilere devrini önlemek adına tedbir konulmasına, davalı şirkete ait T. İş. Bankası ve Garanti Bankası A.Ş.’de bulunan banka hesapları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesine ilişkin tedbir taleplerinde bulunulmuş ise de, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşmasının gerekli olduğu, ancak dava dilekçesi dışında dosyaya hiçbir delil sunulmadığından yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı gerekçesi ile; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve verilen red kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
HMK 341/ 1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin kabulünde olduğu gibi ihtiyati tedbir talebinin reddinde de ancak bu karara karış yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabildiğini, bu nedene yerel mahkemenin 23.11.2017 tarih ve 29.11.2017 tarihli ara kararlarının öncelikle usulen hatalı olduğunu,
Esas yönünden ise; dava dilekçelerinde şirket ortakları arasındaki ihtilaflar ve diğer şirket ortağı ‘ in kötü niyetli davranışları nedeniyle davacı müvekkilin davalı şirketten çıkmasına ve şirketin içinin boşaltılmasını/ kasten kötü yönetilmesini önlemek adına bir takım tedbirlerin alınmasına karar verilmesinin talep edildiğini, tüm iddialarının tevsikine yönelik olarak bir takım belgelerin dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğunu,
Bir aile şirketi olan davalı şirket ortakları arasındaki ihtilafların dava dilekçesinde dosya numaraları verilen derdest dava dosyaları ile sabit olduğunu, diğer taraftan yerel mahkemenin 23.11.2017 tarihli ara kararında delil yetersizliğinden değil, hiçbir delil sunulmamasından bahsedilmesi sebebiyle, tevzi bürosunda yapılan bir hata nedeniyle, dava dilekçeleri ekindeki delillerinin yerel mahkeme dosyasına ulaşmama ihtimaline karşın dava dilekçeleri ekindeki belgeleri 28.11.2017 tarihli dilekçeleri ekinde bir kez daha aynı sırayla dosyaya sunulduğunu,
Sonuç olarak yerel mahkemenin 23.11.2017 tarihli ara kararında aradığı davanın ve ihtiyati tedbir taleplerinin haklılığının yaklaşık olarak ispatına elverişli delillerinin dava dilekçesi içeriğinde ve eklerinde yerel mahkemeye arz olunduğunu, buna rağmen yerel mahkemece, kendilerince dava dilekçesi dışında hiçbir delil sunulmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına aykırı ve hatalı olduğunu beyanla;
– Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/1067 Esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin 23.11.2017 tarihli ara kararına karşı istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkeme ara kararının ortadan kaldırılmasına, tedbir talepleri hususunda yeni hüküm kurularak davalı şirketin yönetimi elinde bulunduran ‘ in kötü niyetli hareketlerini önlemek adına TEDBİREN davalı şirkete KAYYIM ATANMASINA,
– Uzun süredir davacı müvekkilin kullanımında bulunan davalı şirkete ait “” plakalı Audi Q5 marka aracın huzurdaki dava kesinleşinceye dek davacı müvekkile TAHSİS edilmesine ve 3. kişilere devrini önlemek adına üzerine İHTİYATİ TEDBİR konulmasına,
– Uzun süredir ’in kullanımında bulunan davalı şirkete ait “” plakalı Mercedes marka cip araç ile yine davalı şirkete ait “ plakalı BMW marka motor üzerine 3. kişilere devirlerini önlemek adına İHTİYATİ TEDBİR konulmasına,
– UYAP’a entegre edilmiş sistemler üzerinden yapılacak araştırma neticesinde davalı şirkete ait olduğu tespit edilen diğer menkul ve gayrimenkul malların 3. kişilere devirlerini önlemek adına üzerlerine İHTİYATİ TEDBİR konulmasına,
– Davalı şirkete ait banka hesaplarının tespiti için Merkezi Kayıt Kuruluşuna MÜZEKKERE gönderilmesine; ayrıca davalı şirketin ..Bankası A.Ş. ve T. .. Bankası A.Ş. nezdindeki banka hesaplarının eksiltilmesini önlemek adına banka hesaplarına İHTİYATİ TEDBİR konulmasına karar verilerek ilgili bankaların genel müdürlüklerine elden takipli ihtiyati tedbir müzekkeresi yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Talep, haklı nedenlerle davalı şirket ortaklığından çıkma istemli açılan derdest dava dosyasında, davalı şirkete tedbiren yönetim kayyumu atanmasına, davalı şirkete ait araçlar, gayrimenkuller ve şirketin bankalarda bulunan hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin olup, ilk derece mahkemesince tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş ve bu karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Asıl olan şirketlerin ortakları tarafından alınan kararlar ile belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmesi olduğu, şirkette organ boşluğu olmadığı, mevcut yöneticinin görevini gereği gibi yerine getirmiyor ve bu nedenle şirket zarar uğruyorsa zarara yolaçan yöneticinin şirkete ve dolayısıyla diğer ortağa verdiği zararların tazmini için her zaman dava açılmasının mümkün olduğu, davalı şirketin diğer ortağının şirketin aktiflerini azaltan eylemlerde bulunduğu yönünde bu aşamada dosyaya yaklaşık ispatı sağlayacak yeterli delil de sunulmadığından ilk derece mahkemesince tedbir taleplerinin reddine ilişkin olarak verilen red kararı usul ve yasaya uygun olup, verilen karar kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/01/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.