Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/1050 E. 2018/549 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1050 Esas
KARAR NO : 2018/549 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/243 Esas 2017/981 Karar
TARİH : 16/10/2017
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 410001017679 no’lu Emtia Sigortası Abonman Policesi ile …A.Ş.’yi nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, 17/04/2015 tarihinde, 10 kap emtia, … plakalı tıra yüklendiğini, 24/04/2015 tarihinde, nakliye aracının Halkalı Gümrüğü’ne bağlı …’ye ait antrepoya vardığını, nakliye aracından tahliye sonrasında emtianın antrepo içerisinde forklift ile yer değiştirilmesi esnasında, yangın pompalarından birisi forklift bıçağından kayarak devrildiğini ve başka bir emtianın üzerine düşerek hasarlandığı, medana gelen bu olayın gümrük ve antrepo ilgililerinin imzasını taşıyan tutanak düzenlendiğini, davaya konu emtia hasardan sonra 30/04/2015 tarihinden ekspertiz tarafından görüldüğünü ve pompada meydana gelen hasar, Türkiye içerisinde onarımı için çeşitli firmalar ile görüşüldüğünü, ancak pompanın özelliği ve hasarın niteliği gereği onarımının Türkiye’de yapılamayacağını, pompada ciddi hasar ve deformasyon bulunduğunu, yangın pompası olması dolayısıyla FM sertifikalı olan bu pompanın sertifika geçerliliğini kaybetmemesi ve benzeri sebeplerden dolayı pompa İngiltere’ye, üreticiyi firmaya gönderilerek onarım talep edildiği, üretici firma tarafından yapılan incelemeler neticesinde ekli hasar raporu ve onarım teklifi hazırlandığı, hasarlı emtia üzerinde yapılan ekspertiz çalışmaları ve alınan rapor ile tespit edilen zarar nedeniyle müvekkilinin 112.962,74-TL tazminat ödemesi yapıldığını, hasarın antrepo sahasında oluşması sebebi ile, antreponun sorumluluk poliçesi bulunan …. Sigorta’ya talepte bulunulduğunu ve ….. tarafından poliçe teminatı kapsamında 49.999,99-TL ödeme yapıldığını, davalının bu bedel düşüldüğünde müvekkili şirkete ödemesi gereken tutarın 62.962,75-TL olduğunu ileri sürerek, 62.962,75-TL’nin ödeme tarihi olan 01/09/2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın müvekkiline açmış olduğu davanın, talep miktarının ancak bir yargılama neticesinde tespit edilecebileceği davalardan olup HMK madde 107 gereği belirsiz alacak davası olarak açılması zorunlu bir dava olduğunu, değerin tespiti bakımından bilirkişi incelemesine muhtaç olduğu bir dava olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gerekirken belli bir miktarın belirtilmesi suretiyle açılmasından dolayı öncelikle usulden reddi gerektiğini, dava konusu emtia, taşıma ve gümrük belgeleri ile ithal edilmiş bir eşya olup taşıyana, CMR Konvansiyonu, 5718 sayılı MÖHUK ile 6102 sayılı TTK ilgili hükümlerinin birlikte uygulanması gerekmekte olduğunu, buna göre davanın taşıyıcıya yöneltilmesi gerektiğini davayı husumet yönünden de reddedilmesi gerektiğini, davaya konu hasarın meydana gelmesi bakımından mahkemece müvekkili şirketin sorumlu olup olmadığının tespitinin yapılmasını, müvekilinin davaya konu olayda mevzuatın yüklemiş olduğu herhangi bir kusursuz sorumluluk durumu da bulunmadığını savunarak, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 16/10/2017 tarih 2016/243 Esas 2017/981 sayılı kararında;
“Dava, nakliyat emtia sigortası abonman poliçesi ile sigortalanan dava dışı …. AŞ’ye ödenen tazminat bedelinin sorumlusundan rücuen tazmini istemli olarak sigorta şirketi tarafından açılmıştır.
Davacı ile dava dışı …..i AŞ arasında nakliyat emtia sigorta poliçesi tanzim edildiği, davalının antreposunda bulunan ve 24/04/2015 tarihinde forklift ile yer değiştirme işlemi esnasında forkliftin çatal ayaklarından kayarak antrepoda bulunan başka bir emtia üzerine düşmek suretiyle hasarlanan SPP Pumps marka dizel yangın pompasına ilişkin hasar bedelinin davacı … şirketi tarafından sigortalanana ödendiği, meydana gelen olaya ilişkin olarak 30/04/2015 tarihinde tutanak tanzim edildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davalı taraf emtianın forklift yerine vinç ile taşınması gerektiğinin davalıya bildirilmediği ve emtianın tamirinin İngiltere’de yapılmış olmasının maliyeti arttırdığından bahisle davaya ve tanzim olunan raporlara itiraz etmiştir. Somut olayda davalının antrepo sahasında açıkça tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesi yüke elverişli olmayan şekilde forklift kullanmaktan dolayı yükün dengesiz yapısını gözetmeyen boşaltma elemanlarının bu dikkatsizlik ve pervasızlığı neticesinde hasarın meydana geldiği anlaşılmıştır. Davaya konu emtianın davacının sigortalısı ……i AŞ tarafından İngiltere’de bulunan SPP Pumps Ltd.isimli firmadan alındığı, hasarın bu emtianın nakliyesi sırasında meydana geldiği, yeni alınmış, kullanılmamış emtianın sağlanacak garanti ve kalite standartları bakımından hasar onarımı ve ilgili testlerinin emtianın satın alındığı üretici firma İngiltere’de yapılmasının tercih edilmesinin kabul edilmesi gerekli bir durum olduğu, davacı sigortalısının maliyeti düşürmek adına emtianın tamirini davalının talep edeceği mahalde yaptırmasının beklenemeyeceği, kaldı ki bilirkişi raporuna göre tamir giderinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu değerlendirilmekle bu husustaki itirazlar mahkememizce kabul görmemiştir.
Hasarlı emtiaya ilişkin olarak davacı tarafça 112.962,74 TL ödeme yapıldığı, hasarın antrepoda oluşması nedeniyle antreponun sorumluluk poliçesi bulunan …. Sigorta’ya talepde bulunulduğu, …Sigorta tarafından poliçe teminatı kapsamında 49.999,99 TL ödeme yapıldığı, ödenen bedelin mahsubu sonrası bakiye 62.962,75 TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiği…”gerekçesi ile,
Davanın kabulü ile, 62.962,75-TL nin ödeme tarihi olan 01/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Dosyanın 17.07.2017 tarihli (5) numaralı celsesinde, gelecek oturum ile ilgili olarak taraflara HMK 186. Maddesi gereğince bir bildirim yapılmadığını, tahkikat aşamasına gelinip gelinmediği konusunda bir ara karar oluşturulmadan duruşma günü verildiğini, tahkikatın bitiminden (HMK m. 184) sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla taraflara Tebligat Kanunu m.9’a göre davetiye çıkarılmadığını, bu hususların HMK’nun 147-184 ve 186. Maddelerine aykırılık teşkil ettiğini,
Mahkemece yargılamanın bittiği ve hüküm kurulduğu 16.10.2017 tarihli son celsede ise HMK’da yer alan yargılama kesitlerine uyulmadan tahkikat aşamasına gelindiği belirtilmeden tahkikatın bittiğinin bildirildiği ve 184. ve 186. Maddelerin gerekleri yerine getirilmeksizin “taraf vekillerinin sözlü beyanları soruldu” denildiğini, HMK 186. Maddesine göre davet olmaksızın yargılamanın bittiği duruşmada, taraflarınca hazırlıksız bir şekilde kısa bir beyanda bulunulduğunu, bu durumun açıkça iddia ve savunma hakkının kısıtlaması olup; adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiğini,
Bu hususta yüksek mahkeme kararları bulunduğunu, ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/1372 E. ve 2017/4631 K. 24.04.2017 tarihli kararı, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2016/5744 E. 2017 / 1987 K. 09.03.2017 tarihli kararı)
Davanın talep miktarının ancak bir yargılama neticesinde tespit edilebileceği davalardan olup, HMK madde 107 gereği belirsiz alacak davası olarak açılması zorunlu olan bir dava olduğunu,
Davaya konu alacak ile ilgili hazırlanmış olan bir takım raporların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hasarlı emtianın İngiltere’ye gönderilmeksizin daha az bir maliyetle Türkiye’de onarım yapılacağı hususu hasar tarihinde değerlendirilmediğini, bu durum da maliyeti oldukça arttırdığını, müvekkilinin ortaya çıkan fahiş sonuca katlanması hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, hasar konusu Yangın Pompasının Fatura Bedelinin 45.402.00 USD olduğunu, hasar miktarı ve ödenen tazminatın 41.425,00 USD olduğunu, bu hususta hakkaniyet indiriminin koşulları oluştuğu halde mahkemece TBK ilgili hükümlerince hakkaniyet indirimi konusunda bir değerlendirme yapılmadığını,
Bilirkişi raporunda bu savunmayı doğrular bir değerlendirme yapıldığı ve raporun ilgili 8 ve 9. sayfalarında hasar tespiti yapan şirketin yetkili servis olmadığı kanaatine varıldığını, bu beyanda maliyetin nasıl daha aza indirgeneceğine yönelik birtakım değerlendirmeler yapıldığını,
Buna göre hasar oluştuktan sonra hiçbir aşama yerine getirilmediğini, raporda, meydana gelen kazada, eşyaya ait adı geçen iki bölüm dışındaki hasarların kolayca giderilebileceğinin vurgulandığını, ancak rapor içeriğinde belirtilen işlemler yapılmadan emtianın İngiltere’ye gönderilmesinin, Türkiye’de onarımın yapılmamasının masrafların artmasına sebep olduğunu,
Ayrıca, raporun ilgili 9. sayfasında “üretici uzmanlarının onarımın Türkiye’de yapılması yönünde karar vermeleri durumunda hem kontrol panosu hem de kaplin (bahsi geçen iki kısım ) üretici firma tarafında temin edilip Türkiye’ye gönderilerek ünitedeki hasarlı parçaların yenilerinin takılması mümkün olabilirdi.” şeklinde bir sonuca varılmış olmasının, gerek onarım gerekse de montaj ve nakliye masraflarının aza indirgenmesi bakımından alternatif yolların değerlendirilmediğini; tartışılmadığını ortaya koyduğunu,
Raporda emtianın onarımı konusunda bu kadar net ve objektif değerlendirmelere yer verildikten sonra müvekkilinin oldukça yüksek ve hakkaniyetle bağdaşmayan onarım bedelinden sorumlu tutulacağının beyan edilmiş olmasının çelişki meydana getirdiğini,
Türkiye’de onarım yapılması hususunda araştırma ve inceleme yapılmadan yetkili olmayan servisin önerisi ile emtianın İngiltere’ye gönderilmesinin maliyeti arttırdığını, müvekkilinin gerekli özen yükümlülüğünü yerine getirmiş olması göz ardı edilerek, olaya uygulanacak mevzuatın yanlış tatbik edildiği, taşıyıcının sorumluluğu göz önüne alınmadığını,
Kök raporda itiraza konu edilen bu hususlarla ilgili olarak bilirkişi ek raporunda, Türkiye’de onarım yapacak firmaların hangileri olduğu konusunda piyasa araştırması yapılmasının davalı taraf olarak sorumluluklarında olduğuna vurgu yapıldığını, bu beyanda; yapılan araştırma neticesinde dava konusu dizel motorlu Pompa Ünitesinin NFPA 20- Yangın Koruma için Sabit Pompa Kurulum Standardına (Türkiye’deki karşılığı TSE , İSO gibi yeterlilik veren kurumlar) uygun olarak üretilen Türkiye’de hasar onarımlarını yapabilecek yeterlikte olan firmalardan bazı şirketlerin isim ve adresleri Ek rapora karşı beyan dilekçelerinde Mahkemece isim ve adresleri belirtilen firmaların servis birimlerine müzekkere yazılarak, müzekkereye eklenerek bu hasarın Türkiye’de yapılmasının mümkün olup olmadığı, yapılması durumunda hasar bedelinin tutarının bildirilmesi hususunda taleplerinin olduğu halde bu talepler hiç bir biçimde esas mahkemesince dikkate alınmadığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/243 Esas 2017/981 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı … şirketi tarafından dava dışı sigortalısına nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında ödendiği ileri sürülen hasar tazminatının, hasar sorumlusu davalıdan TTK 1472. maddesi uyarınca rücuen ve aynı zamanda temlik hükümleri uyarınca tahsili istemli dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine dava dışı sigortalısına yapılan ödeme nedeniyle, ödenen hasar tutarından TTK 1472. maddesi ve temlik hükümlerine göre davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, ödenen tutar yönünden davalıya karşı talepte bulunulduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gerektiği yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.
Davalı vekilince ilk derece mahkemesince HMK 184 ve 186. maddelerindeki düzenlemelere aykırı olarak yargılamanın sona erdirilip hüküm kurulduğu ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesinin hüküm tefhim ettiği 16.10.2017 tarihli duruşma tutanağının uyaptan temin edilen örneğinin incelenmesinde, mahkemece duruşmada hazır olan taraf vekillerinin tahkikata karşı beyanlarının sorulup, beyanlarının tutanağa geçirildiği, tahkikatı bitirildiğinin belirtilerek sözlü yargılama aşaması kapsamında taraf vekillerinin sözlü beyanlarının sorulduğu, her iki taraf vekillerinin sözlü beyanları da tutanağa geçirilerek yargılamaya son verilip, hükmün tefhim edildiği anlaşılmıştır. Buna göre davalı vekilinin ilk derece mahkemesince HMK 184-186. maddelerindeki düzenlemelere aykırı olarak yargılamanın sonuçlandırıldığı yönündeki istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta dava dışı sigortalının yurt dışından ithal ettiği emtianın davalı antrepo şirketinde antrepo içerisinde forkliftle yer değiştirmesi esnasında forkliftten düşürülerek hasara uğratıldığının antrepo sorumlularının da katılımıyla imzalanan tutanakla sabit olduğu, Türkiye’deki onarım yapabilecek … Firması eliyle inceletilerek bu hususta servis raporu alınıp delil olarak sunulduğu, rapor içeriği ve tespitlere göre hasara uğrayan yangın pompa grubunun özel yangın onaylarına sahip olup testinin sadece üretici firma tarafından yapılabilecek olduğu, bu nedenle fabrikaya geri gönderilerek tüm deformasyonlarınını giderilip ayarlarının yapılması ve test edildikten sonra tesliminin gerekeceğinin anlaşıldığı, yine mahkemece yargılama aşamasında alınan kök ve ek bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler sonucu yeni alınmış ve hiç kullanılmamış emtia açısından dava dışı şirketin hasarlanan emtianın üretici firma tarafından hasar onarımı ve testlerinin yapılması tercihinin sağlanacak garanti ve kalite standardı açısından kabule şayan olduğu yönündeki belirlemeleri dikkate alınarak ilk derece mahkemesince kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf nedenlerinin de karşılandığı dikkate alındığında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70.TL başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.300,99.TL harçtan istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.075,40.TL karar harcının mahsubu ile bakiye 3.225,59.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/06/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.