Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/1037 E. 2018/42 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/1031
KARAR NO : 2018/49

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/578 Esas – 2017/986 Karar
DAVA : Tazminat (Uluslar Arası Hava Taşımacılğı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 17/01/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …, …., …., …, …,…,… isimli kişilerin 21.10.2016 tarihinde Dubai Sharjah Havalimanından Hamburg Havalimanına uçmak üzere İstanbul Atatürk Havalimanı bağlantılı olarak davalı şirketten uçak bileti aldıklarını, ancak uçuşun zamanına gerçekleşmediğini, yolcuların toplamda 24 saatlik gecikme yaşadıklarını, yaşadıkları mağduriyet karşısında hak kazandıkları maddi tazminata dair tüm haklarını alacağın temliki sözleşmesi ile müvekkili şirkete devrettiklerini beyanla kişi başı 600 Euro olmak üzere toplamda 4.200 Euro tazminatın biletin satın alındığı günün TCMB döviz kuru Türk lirası karşılığının müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı konu uçuşta bilet sahiplerinin … olduğunu, davacı tarafın temlik sözleşmesi olarak sunmuş olduğu belgenin ise Almanya’da geçerli olan ancak Türkiye’de herhangi bir hüküm ifade etmeyen bir vekaletname olduğu dolayısıyla davacının dava açma hakkının olmadığını, davacının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, uçuşun 3 saat 35 dakika gecikmeli olarak gerçekleştiğini, davacının dayanağı olan yönetmeliğin 6/2 ve 8.maddesinin uçuş gecikmesini değil, uçuş iptalini düzenlediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/10/2017 tarih ve 2017/578 Esas 2017/986 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasındaki hava taşıması sözleşmesinden kaynaklandığı, dava konusu seyahatin turistik amaçlı olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin ticari veya mesleki nitelik taşımadığı, turistik amaçlı seyahate ilişkin olduğu, nitelik itibariyle 6502 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca tüketici işlemi kapsamında bulunması nedeniyle 6502 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan yasanın 73. Maddesi uyarınca da davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, gerekçesiyle HMK’nun 114/1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğun nedeniyle usulden reddine ve dosyasının Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın şirket olduğunu, temlike dair itirazları saklı kalmak kaydıyla, bir an için temlik sözleşmesinin var olduğu düşünülecek olursa, temlik işleminin ticari amaçla yapıldığının aşikar olduğunu, somut olayda davacı şirket olmasın nedeniyle her işleminin ticari işlem sayılması gerektiğini, dolayısıyla taraflar arasında yapılan temlik işleminin akabinde görülecek davanın da ticaret mahkemeleri nezdinde görülmesi gerektiğini,
Taşıma hukukunun TSHK ve TTK nezdinde düzenlenmiş olması nedeniyle, davaya bakma görevinin genel görevli olan Asliye Hukuk ( Ticaret ) Mahkemelerine ait olduğunu, nitekim TTK’ nun 4. ve 5. maddesinin de TTK ile düzenlenmiş hükümler kapsamında yargılamanın Ticaret Mahkemeleri kapsamında yapılması gerektiğini ortaya koymakta olduğunu,
Davacının, dava dilekçesinde adı geçen ….’ isimli yolculardan davayı temlik aldığını ve temlik alınma neticesinde yerel mahkemede davayı açtığını iddia ettiğini, ancak davacı tarafın temlik sözleşmesi olarak sunmuş olduğu belgenin ne bir temlik sözleşmesi ne de Türkiye’ de geçerli olan bir vekaletname olduğunu, davacının, Almanya’ da geçerli olan, ancak Türkiye’ de hüküm ifade etmeyen bir yetkilendirme belgesini dosyaya temlik belgesi olarak sunduğunu, Yerel Mahkemece bu husus değerlendirilmeden yolcuların turistik amaçlı seyahatlerinin dikkate alındığını,
Davanın asıl hak sahipleri tarafından açılması gerekirken, herhangi bir hakkın temlik edildiğini gösterir belge sunulmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini gerektirdiğini,
İleri sürerek Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17/10/2017 tarih ve 2017/578 Esas 2017/986 Karar sayılı davasının görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava, davalı hava yolu şirketinden uçuş biletleri alan dava dışı gerçek kişilerin, uçuşun zamanında gerçekleştirilememesinden kaynaklandığı iddia edilen tazminat haklarının davacıya temlikine dayanan tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
28.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir.
Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır.
O halde somut olay bakımından davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunmasına ve somut olaydaki uyuşmazlığın, davacıya tazminat haklarını temlik eden tüketicilerin tarafı olduğu taşıma sözleşmesinden kaynaklanmasına ve ihtilafın da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre çözümlenecek olmasına göre, mahkemece davanın görev yönünden reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/01/2018 tarihinde HMK 20 ve 353/1-a maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.