Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2017/1020 E. 2018/484 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1020 Esas
KARAR NO : 2018/484 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/358 Esas 2017/211 Karar
TARİH : 28/02/2017
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesi ile, iş yerinde 10/03/2016 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarına ait yevmiye, kebir, envanter defteri, puantaj defteri, alış ve satış faturaları, adisyonlar, banka hesap ekstreleri, dekontlar, makbuzlar, tahsilat ve tediye makbuzları, ücret bordroları, işe giriş ve çıkış bildirgelerinin tamamının zayi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 28/02/2017 tarih 2016/358 Esas 2017/211 sayılı kararında;
“Dosyanın 06/10/2016 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan üç aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından …”gerekçesi ile,
HMK.150/5.Madde hükmü gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Mahkemece duruşma gününü bildiren davetiyenin usulsüz şekilde tebliğ edildiğinden müvekkilinin duruşma gününden haberdar olamadığını ve duruşmaya katılamadığını, bu nedenle dosyanın ilk önce müracaata bırakıldığı ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu,
Dosyadaki tebligat incelendiğinde, tebligat zarfında “muhatap dağıtım saatlerinde bulunamadığından sürekli yanında çalışan almaya yetkili işçisi …’a tebliğ edildiği” şeklinde kayıt düşüldüğü, tebliğ tarihi olarak da 05/04/2016 tarihinin yazıldığını,
Tebligatın yapıldığı tarihte müvekkili şirketin … adında çalışanı olmadığını, yapılan araştırmada tebliğin yapıldığı bildirilen …’un müvekkili şirketin ortağının oğlu olan 21/05/2000 doğumlu … olduğunun ortaya çıktığını,
Müvekkili şirkete gönderilen ve duruşma gününü ihtiva eden tebligatın şirket adına tebligat almaya yetkili olmayan, şirket çalışanı da bulunmayan ve tebligatın yapıldığı tarihte reşit dahi olmayan kişiye yapılan tebligatın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin duruşma gününden haberdar olamadığını ve gerekli müdahaleyi yaparak yenileme dilekçesi veremediğini,
Dava dosyasında tüm delillerin toplandığı ve dava karar aşamasına geldiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/358 Esas 2017/211 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava TTK 87/2 maddesi uyarınca zayi belgesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince HMK 150. madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekilince karar istinaf edilmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince ilk derece mahkemesinin 29.03.2016 tarihli tensip tutanağı uyarınca belirlediği duruşma gün ve saati bildirir tebligatın davacıya usule uygun tebliğ edilmediğini, tebligatın tebligata verilen şerhin aksine davacı şirket çalışanı olmayan, şirket ortaklarından birinin oğlu ve tebligat tarihinde yaşı küçük olan … tebliğ edildiği, bu surette usulsüz tebligata dayalı olarak verilen hükmün istinafen kaldırılması gerektiği ileri sürülmüş ise de;
Dosyadaki tebligat parçası ve belgelerin incelenmesinde, her ne kadar davacıya tensip zabtı uyarınca çıkarılan tebligatın usule uygun tebliğ edilmediği kabul edilse dahi, duruşma gün ve saatine yer verilen aynı tensip tutanağını 5. bendi uyarınca davacı şirketin dava konusu ticari defter ve belgelerin noter bilgilerini ve yine dava konusu faturaların matbaa bilgilerini 14.04.2016 tarihinde ön büro aracılığı ile ilk derece mahkemesine bildirdiği anlaşılmaktadır. Buna göre her ne kadar davacı yanca tensipte belirtilen duruşma gününün usulsüz tebliği ile duruşma gününden haberdar olunamadığı ileri sürülmüş ise de, aynı tensip tutanağı uyarınca davacı tarafından ilk derece mahkemesine yazılı beyanda bulunulduğu da dikkate alındığında, davacının tensip tutanağı ile aynı tutanakta yer verilen duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu, aksine iddiasının ise yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/05/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.