Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/963 E. 2023/903 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/963
KARAR NO: 2023/903
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/1027 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/06/2023
İlk derece mahkemesince verilen ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP: Davacı vekili; müvekkili, davalı şirket ve iki ortağı tarafından … Dış Tic. A.Ş. unvanıyla Konya merkezli kurulan şirketin 2016 yılında İstanbul’a taşındığını ve şirket unvanın … A.Ş. olduğunu, şirketin mevcut yöneticisi … olduğunu, şirketin yüksek cirolara ulaştığını ve karlılığın arttığını, 2017 yılından sonra şirketin cirosu sürekli artmasına rağmen şirket yöneticisi … tarafından küçültülmeye başlandığını, …’ın aynı zamanda şirkette %70 pay sahibi olduğunu, …’ın hisselerini kötü niyetli olarak yeğenleri … ve …’a devrettiğini, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla devrin onaylanmasına ve pay defterine işlenmesine dair tek başına aldığı 01/07/2022 tarihli yönetim kurulu kararının TTK 393 ve 436.maddesine aykırı olduğunu, hisse devrinin esasen geçersiz olduğunu, müvekkili hazır olmadığı halde 10/08/2022 tarihli çağrısız genel kurul tutanağının müvekkili hazırmış gibi gösterilerek imza edilmek üzere müvekkiline kargo edildiğini, davalı şirketin 10/10/2022 tarihli bir olağanüstü genel kurul kararı daha aldığını, ancak bu genel kurulun 14/11/2022 tarihine ertelendiğini, ihtarname ile genel kurul gündem maddelerinin bildirildiğini, gündeme iki gündem maddesi dahil edildiğini, tüm itirazlara rağmen genel kurulun hukuka aykırı olarak yapıldığını, çağrı ve ilanın yok hükmünde olduğunu, toplantının niteliğinin belirsiz olduğunu, toplantının ertelenmesi zorunlu olmasına rağmen TTK 420.maddesine dayalı erteleme talebinin reddedildiğini, yönetim kurulu ibrası maddesinin hukuka aykırı olarak görüşüldüğünü ve onaylandığını, yeni yönetim kurulu üyesinin seçiminin hukuka aykırı olduğunu, özel denetçi atanması konusu ile kar payı dağıtılması konusunun 14/11/2022 tarihli toplantı gündemine dahil edilmesi ve görüşülmesi, bununla birlikte bu konulardaki taleplerin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, toplantı tutanağının TTK 422.maddesine aykırı olduğunu, dava dilekçesinde 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddeleri gereğince işbu dava süresince mevcut menfaat çatışması ve şirket ile davacı ortağın haklarının korunması gerekliliği dikkate alınarak, şirkete tedbiren yönetim için, aksi kanaat halinde denetim için, bu mümkün görülmediği takdirde bu davaya münhasır temsil için kayyım tayinine; TTK’nın 449. maddesi gereğince 14.11.2022 tarihli genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI:Dava konusunun 12.11.2022 tarihli genel kurul kararlarının iptali talebi olup davacı vekilinin tedbiren yönetim kayyımı tayini talebi incelendiğinde davanın TTK’nun 630. maddesine dayalı azil davası olmadığından kayyım atanması talebinin reddine, TTK’nın 449. maddesi gereğince 14.11.2022 tarihli genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması talebinin ise; TTK 413/1 maddesi uyarınca gündem, genel kurul toplantısına çağıran tarafından belirleneceğinden ve dava dilekçesinde de genel kurulu toplantıya çağıranın davalı şirket olduğu belirtildiğinden, davalı şirketin sicil kayıtlarındaki tek yönetim kurulu üyesinin … olması, gündeme alınmasını istediği konular yönünden dosya kapsamında TTK’nun 412. maddesi uyarınca işlem yapıldığına ilişkin bir kayıt olmadığı, davacının iddialarının yargılama esnasında toplanan kanıtların tartışılması ile değerlendirilebileceği kanaatiyle bu aşamada iptali istenen genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması yönünden haklılığın yaklaşık ispat düzeyinde ispatlayamadığı gerekçesiyle kayyım atanması ve icranın durdurulması taleplerinin reddine, davalı vekilinin TTK 448/1 madde uyarınca teminat alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: 1-Davalı vekili ; 20.02.2023 tarihli 2 nolu ara kararı ile teminat taleplerinin reddedildiğini, kanunda zarara uğrama ihtimali nedeniyle teminat alınacağının düzenlendiğini ileri sürerek ara kararın kaldırılarak davalı yararına teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.2-Davacı vekili; anonim şirketlerde genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü/iptali davasında ihtiyati tedbir olarak şirkete kayyım atanmasının talep edilmesi ve koşulları mevcutsa bu yönde karar verilmesi önünde bir engel olmadığını, HMK’nın 391/1 hükmü gereği şartları oluşmuşsa mahkemenin her türlü tedbire karar verebileceğini, davaya konu 14.11.2022 tarihli genel kurulda yönetim kurulu ile ilgili alınan kararların açıkça hükümsüz oluşu, dava konusu karar sonucu oluşan fiili durumda mevcut yöneticinin kullandığı yetkinin kanunda ve sözleşmede bir dayanağının bulunmaması, şirketin meşru bir yönetim organından yoksun olması nedeniyle davalı şirkette yönetim boşluğu olduğu,yönetim kayyımı atanmadığı takdirde davalı şirkete denetim – onay kayyımı atanması talebi mevcut olduğunu, denetim ve onay kayyımı bakımından yargı mercilerince TMK m.427 hükmüne göre değil doğrudan HMK’nın 389 vd. hükümlerine göre değerlendirme yapıldığını,organ boşluğu bulunması şartının aranmadığını, bu tedbirin şirketin ve pay sahiplerinin haklarının korunmasına hizmet edeceğini, uyuşmazlığın en önemli noktalarından biri …’ın emredici hükümlere aykırı şekilde (hükümsüz genel kurul kararıyla) yönetim kuruluna seçilmesi olduğunu, Zira Bakanlık Temsilcisinin toplantı tutanağına yazdığı şerh, ilan ve çağrının yok hükmünde olduğunun açık göstergesi olduğunu, ilan ve çağrıdaki bu yokluk hali ise genel kurul kararının yok hükmünde olması sonucunu doğuracağını, istinaf isteminin kabulü ile, ihtiyati tedbir istemlerinin reddine dair 20.02.2023 tarihli 1 nolu ara kararı ile 28.02.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını, yeniden verilecek kararla; organ yokluğu nedeniyle davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 12/11/2022 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kararların yokluğu butlanına karar verilmesi talebi ile açtığı davada davalı şirkete yönetim/denetim kayyımı atanması kararların icrasının durdurulmasına talebine ilişkindir.TTK’nın 449. maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararının verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. TTK’nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Bunun yanında TTK 449.maddesi hükmü ile mahkemeye taraflar arasındaki hukuki menfaat dengesi gözetilerek tedbir konusunda takdir hakkı tanınmıştır. Anonim Şirketler TTK’nun 365.maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar .Şirkette organ boşluğu bulunmamaktadır.Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur.Yönetim Kurulunun görevden alınması, seçilmesi TTK’nın 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir. Yönetim Kayyımı atanması istemi aynı zamanda yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına geldiğinden yasal görülmemiştir. Somut olayda davalı şirketin 12/11/2022 tarihli genel kuruldan evvel ,yapılan 10/10/2022 tarihli genel kurula tek kişilik yönetim kurulu başkanının mazeret bildirerek toplantıya katılmadığı, ancak bu toplantıda davacı ortak temsilcisinin azlık hakkını kullanarak TTK’nın 420.maddesi uyarınca erteleme talep ettiği,anılan toplantıda başkaca karar alınmadan tüm ortakların kararıyla dava konusu genel kurulun 12/11/2022 tarihine ertelendiği anlaşılmaktadır. Davacının dayanakları ağırlıklı olarak toplantının usulsüz yapıldığı , daha evvel yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararlara dava açıldığı, %15 pay sahibi müvekkilinin ortaklık haklarının kullanılmasına fırsat verilmediği, şirkette yönetim boşluğu olduğu iddialarına dayalıdır. Şirketin yönetim kurulunun mevcut olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davanın bulunduğu aşama da davacının iddialarının haklılığı bakımından duraksamadan delil değerlendirmesi yapılamamaktadır. Dava dilekçesi ile sunulanlar ile yaklaşık ispatın sağlanmadığı kanaatına varıldığından bu gerekçe ile yönetim /denetim kayyımı, kararların icrasının durdurulması talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamına uygun bulunmuştur. Davacının telafisi imkansız zarara uğrayacağı iddiası da yerinde görülmemiştir.İptal kararı verilmesi halinde geçmişe etkili olarak kalkacak niteliktedir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri kabul edilmemiştir. HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ve bu taleplerin kabulü halinde ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Davalı vekili ; 20.02.2023 tarihli 2 nolu ” TTK 448/3 maddesi uyarınca teminat alınması talebinin reddine” ilişkin kararı istinaf etmiş ise de; 6100 sayılı HMK’nın 341. Maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar sayılmış olup TTK’nın 448. Maddesi kapsamında mahkemece verilen ara karara karşı kanun yolu açık olmadığından HMK’nın 346. maddesi gereğince istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 341/1, 346/1 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tarafından yatırılan 179,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/06/2023