Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/943 E. 2023/700 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/943
KARAR NO: 2023/700
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/615 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2023
06/03/2023 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili;davalı şirketin 22/06/2022 tarihinde aldığı 2021 dönemine ait olan genel kurul toplantısının tüm maddeleri butlan olup, tespitini talep ettiklerini, talep yerine görülmeyecek ise ilgili maddelerin iptali gerektiğini, müvekkilin babası vefat etmesi ile birlikte resen terk edilen şirket mallarının mirasçılara devri gerekirken davacının sahte imzası ile sicil ticarette şirket açıldığını, şirket tasfiyeye sokularak diğer hissedarlar tarafından hisselerin satışının yapıldığını, davalı şirket 2008 – 2010 yılları arasında beyanname verilmediği için ağır bir ceza kesildiğini, davacı bu borçları çalışarak ödediğini, bu muhasebe evrakları da o dönemde yaşayan diğer ortak …’da olduğu için ayrılmadan dolayı olan husumetten dolayı bu evraklar davacının babası olan diğer ortağa gönderilmediğini sadece kesilen cezalar davacı tarafa yüklendiğini,taraflar arasında protokol yapıldığını,şirketin beyanname vermemiş olması nedeniyle 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiğini, şirketin asıl ortağı davacının babası … 11/09/2013 tarihinde vefat ettiğini, İstanbul 12. ATM’nin 2014/897 esas 2014/305 karar sayılı ilamı ile ihyasına karar verildiğini, her ne kadar şirketin Mahkeme kararı ile ihyasına karar verilmiş olsa da, söz konusu karar resen terk kararının kaldırılması için olup şirketin devamında sürdürülebilirliğinin sağlanması için mirasçıların oy birliği gerektiğini,müvekkilinin adına sahte imza atılması nedeniyle İstanbul CBS’na şikayette bulunduğunu, 2021/122798 numaralı soruşturmanın halen devam ettiğini,diğer hissedarlar tarafından şirket satılarak müvekkilinin azınlıkta bırakıldığını,müvekkilin daha fazla zarar görmemesi adına yürütmenin durdurulmasının talep edildiğini,08/10/2015 tarihinde davacı olumsuz oy kullandığını, çoğunluğun oyu ile …, …, …, … yönetim kurulu üyesi seçildiğini, davacının annesinin fiil ehliyeti bulunmamasına rağmen yönetim kuruluna seçildiğini, kendisi kırmızı reçeteli ilaçlar kullandığını, bu nedenle davacının annesinin hisse devrinin yapılırken dahi kendisine vasi ataması yapılması ve şirket ile alakalı olan kararların da mahkeme denetiminden geçmesi gerektiği halde hiçbir işlem yapılmadığını, ileri sürerek genel kurul kararının butlanın nitelikte olduğunun tespitine, şayet bu yönde tespit olmaması halinde kararların iptaline karar verilmesini, yürütmenin durdurulmasını, tespiti yapılacak olan işyerindeki malzemelerin ve taşınmazın satılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, davacı yanın yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; davacı müvekkili …nın babası şirketin asıl ortağı vefatı ille birlikte resen terk edilen şirket mallarının mirasçılara devri gerekirken, davacının sahte imzası ile ticarett sicilinde kaydın açıldığını, Hocapaşa Vergi Dairesinde tasfiyeye sokularak diğer hissedarlar tarafından hisselerin satışı yapıldığını, müvekkilinin hakları zayi edildiğini, usulsüz devirler sebebi ile fabrikanın kapatıldığını, müvekkilinin geliri olmadığından dolayı satışa mecbur bırakıldığını, fabrikanın diğer hissedarının güvenlik önlemleri alınmayarak istikrarsızlaştırıldığını, 11 kez soyulduğunu, açılan şirketin yönetim kuruluna seçilen davacının annesi alzeimer hastası olduğunu, yönetim kuruluna seçilmesi ve hisselerini satabilmesi hukuken mümkün olmadığını, şirketin satış aşamalarının tamamen usulsüz olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmediği taktirde müvekkili için telafisi imkansız zararlar doğuracağını, bu sebeplerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılmasına ilişkindir. TTK’nun 449. maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; davacı davalı şirkette %17 oranında pay sahibi tarafından açılmış olup, 2021 yılı için yapılan genel kurul kararının iptali içinde dava açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı iddialarının, davacı dışındaki pay sahiplerinin paylarını diğer ortağa devrine dayandırdığı; davacı iddialarının haklılığının yapılacak yargılama neticesi belirleneceği, HMK’nın 390/3. maddesi anlamında, bu aşamada davanın esası bakımından haklılığının yaklaşık olarak kanıtlayıcı delil bulunmadığı,tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/05/2023