Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/93 E. 2023/418 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/93
KARAR NO: 2023/418
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2022
NUMARASI: 2022/89 Esas – 2022/464 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, dava dışı borçlu şirket …Ltd. Şti. tarafından, müvekkili … San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine düzenlenen 18.01.2008 vade tarihli, 3.500-TL’lik bir adet çek bedelinin gününde ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, borçlu şirketin davalı … tarafından ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini belirterek, İstanbul Ticaret Siciline … sicil numaralı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yenilemeden önceki esası … Esas, … Esas) sayılı takip dosyası yönünden, takip sonuçlanıncaya kadar geçerli olmak üzere ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, …ne bağlı … Ticaret Sicil numaralı … San.ve Tic. Ltd Şti’nin 18/02/2015 tarihinde TTK.nun geçici 7. maddesine göre resen ticaret sicilinden terkin edildiği, ihyası istenen şirkete karşı devam eden icra dosyası olduğu ileri sürüldüğüne göre, bu iddianın doğru olması halinde, TTK. Geçici madde 7 nedeniyle terkin olan şirketin ihya olunmasını talep etmekte davacının hukuki yararı ve aktif husumetinin olduğu, dayanak gösterilen İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyanda, davacının takipte alacaklı, ihyası istenen şirketin takipte borçlu olduğu, takibin derdest olduğu, davalı … memurluğunun davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğu, bu sebeple ticaret sicil memurluğu aleyhine vekalet ücreti ve yargı gideri yükletilemeyeceği, sicil müdürlüğünün devam eden icra takibinden haberdar olduğunu gösteren bir belge olmadığı,tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı gerekçesiyle şirketin ihyasına, yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, borçlu … firmasına ticaret sicilinden resen terkin edileceğine ilişkin usulüne uygun ihtar gönderilmediği için; şirketin tasfiye imkânı ortadan kalktığını ve müvekkili alacağını alamadan şirketin haksız bir şekilde resen terkin edildiğini, söz konusu olayda tüm sorumluluk usulü işlemleri izlemeyen ve kanuna aykırı hareket eden …’nün olduğunu bu nedenle ihya kararının yanı sıra müvekkili lehine yargı giderine ve vekâlet ücretine hükmetmesi gerektiğini, kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK ‘nın geçici 7. maddesi gereği re’sen terkin olunan limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince terkin ve tebliğ evrakları getirtilmiş, şirketin terkin sebebinin “adresin tesbit edilememesi” olduğu anlaşılmaktadır. 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesi; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir. “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “5174 sayılı kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler..” ifadesi ile geçici 7.madde kapsamında olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesinde belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilen haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK daki tasfiye usulüne uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin istisnai ve geçici oluşu göz önüne alındığında kapsamının genişletilemeyeceği, kanunda gösterilmeyen bir halin tebliğ ile düzenlenemeyeceği dikkate alınarak, şirketin sicilden terkin işleminin hukuka uygun sayılamayacağı, ilk derece mahkemesince davacı lehine yargı giderine hükmedilmesi gerekirken yargı gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ihtarların tebliğ edilmediğine ilişkin istinaf nedeni tebliğ yapılmamış olsa dahi ticaret sicilinde yapılan ilanın tebliğ yerine geçeceği, şirket ve yetkilisine yapılan ilanların tebliğ edilemeden iade edildikleri,tebliğlerde bir eksiklik yok ise de terkin işleminin; TTK’nın geçici 7. madde kapsamında olmayan bir neden ile yapıldığı, şirket yetkilisine ve şirkete tebliğlerin yapıldığı anlaşılmakla birlikte terkinin kanunda öngörülen bir nedenle yapılmadığı bu sebeple hukuka aykırı olduğunun kabulü ile birlikte davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücreti takdiri gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından yeniden hüküm verilmesine davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/89 Esas – 2022/464 Karar sayılı ve 20/05/2022 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Siciline … sicil numaralı … Limited Şirketi’nin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yenilemeden önceki esası … Esas, … Esas) sayılı takip dosyası yönünden, takip sonuçlanıncaya kadar geçerli olmak üzere ihyasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yatırılan toplam 161,40-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 38,85-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 103-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/03/2023