Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/898 E. 2023/952 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/898
KARAR NO: 2023/952
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2022
NUMARASI: 2017/1362 Esas – 2022/466 Karar
DAVA: Menfi Tespit -İstirdat
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili: müvekkilinin …Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, 29/04/2013 tarihinde davalı bankanın Suadiye şubesinden 100.000- TL taksitli kredi kullandığını ve bu krediye teminat olarak Tuzla, … Mah. … ada, .. parsel … paylı, … blok, … Kat .. nolu bağımsız bölümde bulunan evi üzerine 200.000-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin şirket adına çektiği krediyi eksiksiz davalı bankaya ödediğini, müvekkilinin şirkette bulunan hissesinin tamamını Kartal … Noterliğinin 01/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile …’ye devrettiğini, bu devir üzerine …’nin şirketi tek başına temsile yetkili kılındığını ve şirketin ünvanını değiştirdiğini, şirketin tüm evraklarını …’ye eksiksiz teslim ettiğini, 20/05/2015 tarihinde …’nin davalı bankaya başvurarak yeni bir kredi talebinde bulunduğunu, müteselsil kefil olmak kaydıyla davalı bankadan 170.000-TL ticari kredi aldığını, bu kredi işlemine binaen teminat olarak ipotek konulmadığını, sadece …’den 250.000- TL müteselsil kefalet alındığını, 29/04/2013 tarihli kredi sözleşmesindeki evraklar kullanılarak müvekkilinin ipotek ettiği evi üzerine yeniden ipotek işlemi tesis edildiğini belirterek 20/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesi… esas sayılı dosyasından ,mükerrer talepler içeren İstanbul Anadolu .. İcra Dairesinin … Esas ve .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyalarında müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili; davalı lehine verilen 200.000- TL bedelli 29.04.2013 tarihli ipoteğin fekki talep edilmişse de ipoteğin İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasınd paraya çevrildiği ,fek talebinin konusuz kaldığını, gayrimenkulün satışından banka tarafından müvekkilinden 194.999-TL tahsil edildiğini ,davayı ıslah ederek bu bedelin istirdadına karar verilmesini, eksik harcı 20.493- TL üzerinden tamamladıklarını , İstanbul Anadolu … İcra … ve … Esas sayılı icra dosyaları açısından dava açılırken harç yatırılmadığını , bu takipler açısından eksik harcı tamamlamayacaklarını, bu takipler açısından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiğini ,müvekkilinin 20.05.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden ve Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … Esas dosyasında tahsil edilen 194.999-TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatına , davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, Anadolu … İcra Dairesi … Esas Sayılı dosyasında takip miktarı olan 174.506-TL’nin % 20’si üzerinden davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,diğer icra dosyaları olan Anadolu .. İcra … Esas ve Anadolu … İcra … Esas sayılı dosyaları hakkında dava açılmasında harç yatırılmadığından ve bu takiplerde müvekkili borçlu gösterilmediğinden bu takipler açısından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının şirketin ortağı iken müvekkili bankaya ödenmeyen borçları bulunduğunu, davacının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına konu taşınmazını, şirketin doğmuş ve doğacak tüm borçları için 200.000- TL’ye kadar ipotek ettiğini; kredi borcu ödenmeyince Beyoğlu … Noterliğinin 02/11/2015 tarih ve … yev.no’lu ihtarı gönderdiğini, davacının müvekkil banka lehine ipotek tesis edilen taşınmazı hakkında icra işlemleri başlattığını, dava dilekçesinde bahsedilen İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyalarında davacının taraf olmadığını, İİK nın 150/1 maddesi gereğince; borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürünün 149. madde uyarınca işlem yaptığını, ipotek akit senedinde ipoteğin doğmuş veya doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere kurulduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin usule uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 18/08/2021 tarihli ve 30/03/2022 tarihli ek raporlar benimsenerek hükme esas alınmış olup, davacının 20.05.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bu kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden dolayı ipotek veren sıfatıyla, ipotek limiti dahilinde (200.000-TL) olmak üzere ipotekli mal ile sınırlı olmak üzere sorumlu bulunduğu, davacının kefil sıfatıyla sorumluluğuna gidilmediği, davacının ipotekle yükümlü taşınmazının satıldığı ve ıslah suretiyle satış bedelinin 194.999- TL miktarı için istirdatı talebinde bulunsa da, davacıya ait ipotekli taşınmazın satılması sonucu, ipotek hakkının sona erdiği ve ıslah ile talep edilen satış bedelinin istirdadı talebinin, davacının ipotek veren sıfatıyla yükümlülüğü bulunduğundan kabul edilebilir olmadığı, İstanbul And. … İcra Müd’nün … E ve İst and … İcra müd’nün … E sayılı dosyaları hakkındaki menfi tespit talepleri açısından ve ipoteğin fekki talepleri yönünden borçlu olunmadığı talebi yönünden ve davacının ipoteğin fekki talebi yönünden karar ve ilam harcının yatırılmaması sebebiyle Harçlar Kanunu m.30 ve ve HMK m.150 gereğince davanın açılmamış sayılmasına, davacının istirdat talebi yönünden davanın reddine, davacı tarafın koşulları olmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, 29/04/2013 tarihinde davalı bankadan 100.000- TL taksitli kredi kullandığını ve bu krediye teminat olarak … Mah. … ada, .. parsel, … blok, …. Kat … nolu bağımsız bölümde bulunan evi üzerine 200.000-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin şirket adına çektiği krediyi eksiksiz davalı bankaya ödediğini, davalı bankanın bu kredi kullandırırırken “müvekkilinin şirketin doğmuş ve doğacak borçlarına 200.000-TL ile müteselsil kefil olduğuna ilişkin belge aldığını,davalı bankaya ipoteğin fekki için başvurduğunu ve Tuzla Vergi Dairesine ipoteğin fekki için 17/01/2017 tarihinde ipoteğin fekki harcı yatırdığını ,davalı bankanın bahsettiği kredinin müvekkilinin hisselerini devir ettiği kişinin kullandığı kredi olduğunu ,bu hususun bilirkişiler tarafından tüm taleplerine rağmen tesbit edilmediğini ,müvekkilinin hissselerini devir ettiği 01/12/2014 tarihi itibariyle şirket ile hiç bir bağı kalmadığını müvekkilinin ipotek borçlusu sıfatının sona erdiğini ,20/05/2015 tarihinde …’nin davalı bankaya başvurarak yeni bir kredi talebinde bulunduğunu, müteselsil kefil olmak kaydıyla 170.000-TL ticari kredi aldığını, bu kredi işlemine binaen teminat olarak ipotek konulmadığını, sadece …’den 250.000- TL müteselsil kefalet alındığını,kredi sözleşmelerinin birbirinin devamı olmadığını ,bankanın durumu bilebilecek durumda olduğunu , bu yeni kredi işlemini yapan şirketin yetkilisinin kim olduğunu ,bankanın tüzel kişide olan değişiklikleri basiretli bir tacir olarak bilip bilemeyeceği, ticaret sicil kayıtlarının kredi evraklarına eklenip eklenmediğini ,bu şirkette unvan değişikliği olup olmadığını değerlendirilerek kararın kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava dilekçesinde davacının talebi ;İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin …, …İcra Dairesinin … ve …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyaları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve ipoteğin fekkine ilişkindir. Islah dilekçesiyle: davacının taraf olmadığı iki icra dosyası ile ipoteğin fekki talebi yönünden harç ikmali yapılmayacağı bildirilerek ; başlangıçta dava değeri olarak gösterilen ve ipotekli takibe ilişkin olan İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasının takip değeri olan 174.506 -TL gösterildiği ve taşınmazın paraya çevrilmesi üzerine ,talepler ıslah edilerek satış bedeli 194,999-TL nin istirdadına özgülenmiş, aradaki fark üzerinden peşin harç tamamlanmıştır. Buna göre davacının talebi ipotekli takibe ilişkin satış bedelinin istirdadına özgülenmekle,davacının şirketten ayrıldıktan sonra kefaleti bulunmayan şirketin kullandığı ikinci krediden sorumlu olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Davacı şirket hisselerini devretmeden davalı bankadan 100.000-TL taksitli kredi kullanmış ve bu krediye ilişkin olarak şahsi teminat olarak kefaletini ,ayni teminat olarak da gayrimenkulünü 29.04.2013 tarih … yevmiye ile kurulan ipotek ettiği hususunda uyuşmazlık yoktur. İpotek akit tablosunun 1. maddesinde söz konusu ipoteğin, … Bankası AŞ Merkez ve şubeleri özellikle Suadiye şubesi tarafından … Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu hesaplardan veya senetlerinin bankaca iskonto ve iştirasında veya teminatı alınmasından 200.000-TL ye kadar borçlarına teminat verildiği belirtilmiştir. 12 maddesinde, borçlu şirketin tür değiştirmesi, birleşme, bölünme gibi yeni şirketler halini alması halinde, teminatın yeni şirketler lehine verilmiş sayılacağı ve bunların kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını oluşturacağı belirtilmiştir. Davalı banka tarafından dava dışı …Ür. Ltd. Şti. ve … ile davacı …’na gönderilen 02.11.2015 tarih … yev. Nolu Noter kat ihtarnamesinde: borçluların 1O8.595,35-TL tutarındaki nakdi kredi alacağını 1gün içinde ödenmesi ve 69.600- TL tutarındaki gayrinakdi alacağın 1gün içinde depo edilmesi talep edilmiştir. 69.600- TL gayrinakdi alacak kredi müşterisi şirkete verilen çek karnelerinin henüz ödenmeyen yasal yükümlülük bedelleri toplamı olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde: davalı bankanın asıl borçlu … Ür. Ltd. Şti. Aleyhinde başlattığı takipte toplam 174.506- TL nakdi alacağın ödenmesi. ayrıca 38.910- TI. çek yasal yükümlülük bedelinden kaynaklanan tutarın depo edilmesi talep edilmiştir.Davacı bu takipte ipotek borçlusu olarak yer almıştır. Davacının hisselerini devir etmeden evvel aynı zamanda müteselsil kefalet verdiği kredi borcunun 02/11/2015 tarihinden sonra yani kat ihtarından sonra ödendiği, akabinde 17.01.2017 tarihinde başvurularak ipoteğin fekki talep edilmiş ve ipotek fek harcı da yatırılmıştır.Davacı ortak iken şirketin kullandığı 100.000-TL kredinin 30.11.2015 tarihinde ödenmesi gereken taksitin 28.12.2015 tarihinde yatırıldığı, hemen ardından 26.01.2016 tarihinde 1.277,77 TL ve 7.368,84 TL olmak üzere iki bölüm halinde ödeme yapılarak kredi borcunun kapatılmıştır.Hesap katında davacının kefalet verdiği krediye ilişkin kısmi alacak talep edilmişse de ,davacının kapattığı kredinin ipotekli takip kapsamına dahil edilmediği ,davacının kefaleten sorumlu bulunduğu krediye ilişkin borcun icra takibine dahil edilmediği ,tüm borcun ikinci krediye ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Davacının krediyi kapattığı ödemeleri gerçekleştirdiği tarihte, lehine ipotek verdiği şirketin ortağı olmadığı açıktır.Davacının kendi ortak olduğu dönemde şirket tarafından kullanılan kredi borcunu tamamını ifa ettiği tarih itibariyle, şirketin borçlu bulunduğu ikinci kredinin kullandırılmış olduğu anlaşılmaktadır. TMK nun 881/1.maddesi “halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak ,ipotekle güvence altına alınabilir.”hükmünü haizdir.Yasal düzenleme gereği henüz doğmamış bir alacak için açıkça kararlaştırılması koşuluyla ipotek düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. Davacı tarafından şirket hisselerinin üçüncü kişiye devredilmiş olması, davacının ortak sıfatını ortadan kaldıran bir işlem ise de, ipotek veren sıfatıyla sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, davacı, davalı bankanın ipoteğin ortak sıfatıyla alındığı, ortak sıfatının sona ermesinin ardından ipoteğin de kaldırılacağı yönünde bir taahhüdü olduğunu yönünde de bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu kapsamda özellikle davacının dava dışı şirketin ortağı olduğu dönemde kullanılan krediler ile sınırlı olmak üzere teminat oluşturan bir ipotek kurulmadığı, genel nitelikte bir ipotek hakkı oluşturduğu, şirketin önceki kredi borcu devam ederken, şirket hisselerini devralan kişi tarafından tekrar kredi kullanıldığı ve söz konusu kredi hakkında takibe geçildiğinde, geçmiş döneme ilişkin taksitli kredi borcu davacı tarafından ödenerek ipoteğin fekki bankadan istenmiş, ancak banka tarafından ipoteğin fek edilmediği,ipotek hakkının paraya çevrilmekle ortadan kalktığı ,ancak davacının satış bedeli üzerinden istirdadını talep etmekle ipotek hakkının sona erip ermediğinin belirlenmesi gereklidir.İstirdat istemi aynı zamanda menfi tesbit istemini de içerdiği gözetilerek ipoteğin kapsamı ,ikinci kredi borcunu teminat altına alıp almadığı belirlenmelidir.Şirketin ortak yapısının ve unvanının değiştirilmesinin ipotek borcuna hiç bir etkisi bulunmamaktadır. Ayni teminat teşkil eden ipotek ,fek edilmediği müddetçe şirketin borçlarını teminat altına aldığından fek edilmediği müddetçe şirketin daha sonra kullandığı kredilere de teminat teşkil etmektedir. İpoteğin ilk kullanılan ve ödenen krediye özgülenmediği anlaşıldığından davacı vekilinin ipoteğin ortaklıtan ayrılma ile sona erdiğine ilişkin aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacı tarafından imzalanan genel kredi sözleşmesinin 3.2.1 maddesinde açıkça “müşteriden alınacak olan teminatların belirli bir kredi için verildiği açıkça belirtilmedikçe asaleten ve kefaleten vadesi gelmiş veya gelmemiş müşterinin bankaya olan tüm borçlarının tümü için teminat teşkil edeceği” düzenlenmiştir. Açıklanan sebeplerle; davacının kefalet verdiği 2013 tarihli genel kredi sözleşmesi borcunun ödenmesi, ipoteğin sona ermesine yol açmadığı,ipotek hakkı satış suretiyle sonlandığı ancak davacının davasını satış bedeline yönelttiği, davacının kefalet limiti 100.000-TL sorumluluğu sona ermiş ise de , 200.000-TL ye kadar ipotek ile sorumlu olduğu anlaşıldığından istirdat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/06/2023