Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/893 E. 2023/673 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/893
KARAR NO: 2023/673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2023
NUMARASI: 2022/1037 Esas – 2023/37 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/05/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, müvekkili … Turizm A. Ş.’den 19/01/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi ile aldığı dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkiller adına tescili, tescilin mümkün olmaması halinde ödedikleri 1.505.000-TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesi için Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/26 Esas sayılı dosyasından dava açtıklarını, yargılama sırasında 25/05/2022 tarihinde şirketin tasfiye olduğu ve Ticaret Sicilinden terkin edildiğinin öğrenildiğini, Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/26 Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açılması için süre verildiğini, ihyası istenen şirketin … siçil numarası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olduğunu ,yargılama devam ederken 25/05/2022 tarihinde şirketin tasfiyesinin sona ererek tasfiye edildiğinin ilan edildiğini, tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, eğer tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu ileri sürerek sicilden resen terkin olunan … Turizm A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili; müvekkili kurumun TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargı giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2-Davalı Tasfiye Memuru … vekili; Dava dilekçesinde tasfiye işlemleri hukuka aykırı ise ihya kararı verilmesi talep edildiğini, tasfiyeye ilişkin tüm usuli işlemler incelendiğinde ,hukuka aykırılık olmadığın görüleceğini, bu nedenle tasfiyeye ilişkin tüm işlemlerin incelenerek,usule uygun ise taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,mahkeme aksi kanaatte ise davanın açılmasına sebep olunmadığından ,aleyhine vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 6102 Sayılı TTK’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar şirketlerin veya kooperatiflerin münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, 6103 sayılı kanunun 20/1 ve tebliğin 7.maddesi kapsamında 14/02/2014 tarihine kadar sermayesini asgari tutara yükseltmeyerek münfesih duruma düşülmesi, TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle şirketler veya kooperatifler re’sen terkin edilebilecekleri ,Ticaret sicil müdürlüklerince bu kapsam dahilindeki şirketlere veya kooperatiflere bir ihtar gönderileceği,bu şirketler veya kooperatifler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin veya kooperatiflerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silineceğini, ancak, devam eden davası bulunan şirketler veya kooperatifler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatif alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar diğer haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceğini, davanın kabulü ile; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin (davacının) Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/26 Esas sayılı dosyasında hukuki menfaati bulunduğu görülerek Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/26 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin ihyasına, Tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru …’nün atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı tasfiye memuru …; ilk derece mahkemesince taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … Turizm A.Ş 07.10.2021 tarihinde tasfiyeye girdiği ve usule uygun olarak ilanlar yapıldığını, alacaklılara çağrıda bulunulduğunu, bu ilanlara rağmen davacıların itirazda bulunmadığını, Tasfiye sürecinden haberdar olduğunu, davacılardan, … şirket ortağı …’ın akrabasi, …’ın ise öz kardeşi olduğunu, bu nedenle; şirketin tasfiyesinden bilgisi olmamasının imkansız olduğunu,süresinde dava açılmadığını, davanın hak düşürücü süreye ve zamanaşımına uğradığı itiraza ilişkin bir karar oluşturulmadan verilen kararın bozulması gerektiğini,dava dilekçesinde gayrımenkul satış vaadi nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açıldığından bahsedildiğini, hiçbir şekilde satış vaadi sözleşmesi yapılmadığını, hukuki dayanağı olmayan bir dava sebep gösterilerek açılan dava ile hakkın kötüye kullanıldığını, davacının satış vaadi sözleşmesini ibraz etmesi gerektiğini, eğer böyle bir sözleşme yoksa adli makamların yanıltılması nedeniyle resen suç duyurusunda bulunulması gerektiğini, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; tasfiyesi tamamlanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Ticaret sicil kaydının incelenmesinde 07/10/2021 tarihli genel kurulda şirketin tasfiyesine karar alınıp ,…’nün tasfiye memuru olarak seçildiği ,tasfiye kararının sicilde tescil edilerek alacaklılara ilanların yapıldığı, 16/05/2022 tarihli Genel kurul kararı ile tasfiyenin sonlandırılarak, ticaret sicili ve diğer resmi kurumlardaki kayıtların terkin edilmesine karar verildiği, ihyası istenilen … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Turizm A.Ş’nin tasfiyesinin sona erdiği 25/05/2022 tarihinde tescil edilmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Davacılar tarafından açılan Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/26 Esas sayılı dosyası ilk olarak Bakırköy Tüketici Mahkemesinde 20/01/2020 tarihinde açıldığı ,görevsizlik kararı verilerek Büyükçekmece 4.Asliye hukuk Mahkemesine gönderildiği ,şirketi davada davalı tasfiye memuru tarafından verilen vekaletname ile vekilin takip ettiği ,tebliğlerin vekile yapıldığı anlaşılmaktadır.Buna göre davanın açıldığı tarihden sonra tasfiye kararı alınarak tasfiyenin sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.Şirketin taraf bulunduğu dava dosyasının sonlandırılabilmesi için davacıların ihya talebinde hukuki yararı bulunmaktadır. Davalı vekilinin tasfiyenin usulünce yapıldığına yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Davalı vekili terkinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığını ileri sürmüş ise de; TTK nun 547.maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmediği, tasfiyenin tamamlanması nedeniyle sicil kaydının terkin edildiği, bu nedenle TTK nun geçici 7. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanması sözkonusu olmadığından davalı vekilinin hakdüşürücü süre ve zamanaşımına ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu,şirketin olağan tasfiye süreci sonunda sicilden terkin edildiği ,buna rağmen ilk derece mahkemesince somut olayda uygulama yeri olmayan TTK nın geçici 7.maddesi uyarınca ihya koşullarının gerçekleştiğinin kabulü doğru olmamıştır.TTK geçici madde 7 kapsamında yapılan bir terkin işlemi sözkonusu olmadığı halde bu gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesine,hükmün kesinleşen kısımları aynen tekrar edilerek davanın kabulüne şirketin ihyasına davalı …’nün tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1037 Esas – 2023/37 Karar sayılı 12/01/2023 tarihli kararının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA, “Davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde: … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/26 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin ihyasına, Tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru (TCKN:…) …’nün atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine mahal olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik olan 99,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yapılan yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; davalı … Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Kullanılmayan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca talep halinde yatırana iadesine,” Davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 88-TL istinaf yargı giderinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine, davalı tasfiye memuru … tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/05/2023