Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/873 E. 2023/683 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/873
KARAR NO: 2023/683
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/124 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Şirkete tedbiren temsilci atanması yönündeki talebin reddine ilişkin 02/03/2023 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkilinin Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd Şti’nin tek ortağı, eski yetkilisi ve tasfiye memuru olduğunu, şirketin kaydının kapalı göründüğünü ve tasfiye edildiğini, şirket tasfiye edilmiş ise de İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/76 Esas sayılı dosyasında devam eden alacak davasının olduğunu, davanın karara çıktığını ve tesadüfen yapılan kontrolde şirketin tasfiyesinin tamamlandığının görüldüğünü, mezkur alacak davasına devam edilebilmesi ve davada yapılacak işlemler, dava sebebi ile vuku bulabileceği icra takipleri ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasının gerektiğini, bu nedenlerle mezkur dava dosyasında yapılacak işlemler ve oluşabilecek icra takipleri ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, terditli olarak ihya kararının verilmemesi halinde tasfiye sonu işlemin iptaline, ihya kararının uygulanması için müvekkiline yetki verilmesine ve müvekkili ile ihyası istenen şirketin haklarının korunması ve yapılacak işlemlerde geçerli olmak üzere müvekkiline geçici temsil yetkisi verilmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, her ne kadar davacı tarafından ihyasını istediği ve yetkilisi olduğunu beyan ettiği şirketi dava sürecinde temsil için tedbiren yetki verilmesi talep edilmiş ise de; kanunen terkin olduğu bildirilen şirketin ihyasına kadar temsili ve tüzel kişiliğinin devamı mümkün olmadığından, davacı şirket yetkilisine dava aşamasında ihyası istenen şirketi temsil yetkisi verilmesinde bu aşamada hukuki yarar bulunmadığından talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, şirket hakkında, İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2021/76 Esas sayılı dosyasında halen yürüyen alacak davası bulunduğunu, davanın karara çıktığını, şirket münfesih olduğu için örneğin (ki kuvvetle muhtemel olarak) gerekçeli kararın şirkete tebliği halinde bu tebliğin geçerli olup olmayacağının bile tartışmalı hale geleceğini; bu durumda şirket istinaf hakkını kullandığı takdirde verdiği dilekçenin geçerliliği tartışılacak; ileride ihya kararının kesinleşmesi halinde ise bu kez tebliğ alınan kararın istinafı için süre kaçırılmış olacağına dair bir ara kararı veya karar verilebileceğini; şirket yetkilisinin ne yapacağını bilemez bir hale gelme riski ile karşı karşıya olduğunu, talep edilen temsil yetkisinin verilmesi halinde, bu geçici temsil yetkisi ile şirketin faaliyet göstermeyeceğini sadece halen derdest olan İstanbul Anadolu 6. ATM 2021/76 Esas sayılı dosyasında temsil edeceğini, çekişmeli yargıya ilişkin bir dava türü olarak nitelendirilemeyen ek tasfiye talebinin HMK’nun 389 vd. maddelerinde yer alan geçici hukuki koruma olarak nitelendiğinde olmadığını ek tasfiye talebinin geçici bir tedbir niteliğinde olması belirtilmesine rağmen, ek tasfiye yargılamasının ve uygulamadaki adıyla ihya davasının çekişmesiz yargı işine dahil olduğu söylenebileceğini, HMK’nın 389. maddesinin 2. fıkrası uyarınca niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de ihtiyati tedbir kararı alınabileceğini, huzurdaki davada koşulların mevcut olduğunu, İDM’nin “…kanunen terkin olduğu bildirilen şirketin ihyasına kadar temsili ve tüzel kişiliğinin devamı mümkün olmadığından…” gerekçesinin de yersiz ve dayanağının olmadığını, kararın kaldırılarak ihyası istenilen şirkete tedbiren temsilci atanmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Eldeki dava TTK nın 547.maddesi uyarınca şirket tüzel kişiliğinin ihyasına ilişkin olup, davacı vekili hüküm verilme sürecine kadar şirketin temsili sağlanmak üzere temsilci atanmasını talep etmiştir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı” düzenlenmiştir. Şirketin ticaret sicilinden terkininden evvel şirket ortağı ve tasfiye memuru olan davacı, şirketin taraf olduğu davada karar verildiğini, ancak henüz karar tebliğ aşamasında olduğunu, olası bir karar tebliği veya istinaf başvurusunda şirketin ihyası sağlanana kadar bir hak kaybına uğrayabileceğine yönelik endişelerini dava ve istinaf başvuru dilekçesinde dile getirmiştir.Ancak şirketin halen terkin halinde olduğu, halen mevcut olmadığı, şirketin ihyası kararı kesinleşene kadar bir tebliğ yapılması, herhangi bir sürenin de işlemesi söz konusu olmayacaktır.Doğal olarak şirketin temsilinin sağlanabilmesi için öncelikle hukuken ihyasının -varlığının sağlanması gerekir. Herhangi bir şekilde varlığı olan ancak temsili sağlanamayan hallerde tüzel kişilere temsilci atanması söz konusu olur. Temsilci atanmasına ilişkin hükümler de gerek Türk Medeni Kanunu, gerekse Türk Ticaret Kanunun tüzel kişilerin temsiline ilişkin hükümleridir. Açıklanan nedenlerle, henüz tüzel kişiliği mevcut olmayan şirketin de temsili mümkün olmadığından davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/05/2023