Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/857 E. 2023/1145 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/857
KARAR NO: 2023/1145
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2022
NUMARASI: 2021/821 Esas 2022/695 Karar
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; Avusturya’da mukim müvekkil şirketin, Türkiye’de mukim davalı şirketten olan 55.815,13-Euro tutarlı ticari alacağının faizi ile tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Avusturya Wels Bölge Mahkemesine başvurduğunu, 13.12.2012 tarih ve … sayılı kararıyla, müvekkili şirketin 55.815,13-Euro tutarlı alacağının, 13.02.2012 tarihinden itibaren işleyen %8 temerrüt faizinin ve ayrıca 4.645,98-Euro tutarındaki mahkeme masraflarının davalı şirket tarafından müvekkil şirkete ödenmesine karar verildiğini belirterek Avusturya Wels Mahkemesi’nin 10.04.2013 tarihli ve … sayılı ilamının Türkiye’de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarihli 2019/214 esas 2020/293 karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararının davalı tarafça istinaf edilmesi sonrası Dairemizin 16/09/2021 tarihli 2021/647 esas 2021/1285 karar sayılı ilamıyla dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Görevli mahkemece, tenfizi talep edilen kararda davalıya yargılama sırasında savunma hakkını kısıtlamayacak şekilde tebligat yapıldığına dair bilgi yer almadığı gibi, ilamın davalıya tebliğ ediliğini gösterir bilgi de bulunmadığı, davacı vekiline tenfizi istenen ilamın davalıya tebliğ edildiğine, yargılama sırasında davalının savunma hakkı kısıtlanmayacak şekilde davadan haberdar edildiğine dair tüm belgelerin sunulması için bir aylık kesin süre verilmesine rağmen herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, bu durum karşısında tenfiz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin davalıdan olan alacağı ile ilgili yabancı mahkeme kararının bulunduğunu, bahsi geçen kararın kesinleştiğini, davalı şirkete yabancı mahkeme tarafından yapılan tebligatlara müvekkili tarafından erişilmesinin mümkün olmadığını, Adalet Bakanlığı aracılığıyla yazılacak müzekkere vasıtasıyla tebliğ evraklarına ulaşılabileceğini, davalılara gönderilen tebligatın usulünün kararın verildiği mahkemede geçerli olan mevzuata göre incelenmesi gerektiğini, kayıtların sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50 ve izleyen maddelerine dayalı olarak açılmış yabancı mahkeme kararının tenfizi davasıdır. 5718 sayılı MÖHUK’un 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Anılan Yasa’nın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir. Ayrıca, yabancı mahkeme ilamının tenfizi için kesinleşme dava şartı olduğundan öncelikle kararın usulüne uygun kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, davacı vekiline karar tebliğine dair belgeleri veya karar tebligat bilgilerini sunmak üzere imkan tanınması gerekmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/04/2018 tarih 2016/12408 E. 2018/2272 K.). Tenfizi talep edilen ilamda “işbu suret kesinleşmiş ve icra kabiliyeti vardır” ifadesi yer almakta ise de karara karşı kanun yolu bulunup bulunmadığı, kararın taraflara tebliğ edilip edilmediği, kesinleşmenin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece davalıya eksikliklerin tamamlanması için kesin süre verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından kesin süreye riayet edilmediğinden tenfizi talep edilen ilamı kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Bu haliyle tenfize ilişkin ön koşulun gerçekleşmediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,80-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023