Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/836 E. 2023/913 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/836
KARAR NO: 2023/913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2023
NUMARASI: 2023/53Esas – 2023/219 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/06/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı, 5253 sayılı Dernekler Kanunu 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 558 inci maddesiyle değişik 32. maddesinin (k) bendinde öngörülen zayi belgesi talebi olduğunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunun V1. Ve 31/03/2005 tarihli ve 25772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernekler Yönetmeliğinin 32. maddelerine istinaden, dernek tarafından tutulan karar defteri ile dernek gelirlerinde kullanılmak üzere 5253 sayılı Kanunun 11. ve Dernekler Yönetmeliğinin 42 ve 47. maddelerinde belirtilen esaslar çerçevesinde dernek tarafından bastırılan alındı belgesi ciltlerinden sıra ve numaralı alındı belgesi cildinin kaybolduğunu, dernekçe tutulmakta olan evraklara gerekli dikkat ve özenin gösterilmesine rağmen elde olmayan bir nedenle muhasebeciye ulaşamadığından dolayı kaybolduğu anlaşıldığını, emeklilik işlemlerini başlatabilmesi için yeni defter çıkarılması gerektiğini, açıklamalar ve sunulan belgeler gereğince, söz konusu Alındı Belgeleri için zayi belgesi verilmesi hususunda karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davacı asilin duruşmada alınan beyanında:” şahsının … Ltd. Şti. ‘nin halen resmi olarak yetkili olarak görüldüğünü ,ancak şirketi 2015 yılında şirketi kapattığını sonrasında işsizlik parası almak için İŞKUR’a başvurduğunu,ancak üzerine halen şirketin kayıtlı olduğunu söylediler, şirketin kapatılması için benden karar defterini istediler, ben 2015 yılında şirketimi kapattım ancak resmi olarak kapanış işlemlerini yaptırmadığını, şu an karar defterini istedikleri için bu davayı açtığını”beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirket yetkilisi talep konusu defterlerin 2015 yılına ait karar defterleri olduğunu anlaşılmakla, yukarıda anlatıldığı şekilde talebin somutlaştırılamadığı ve hali hazırda kanunda belirlenen sürelerde de davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil ;2003 yılında kurulan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olup, şirket müdürü olarak görev yaptığını, şirketin ekonomik nedenlerden dolayı 2015 yılında kapatıldığını, kapatma işlemlerini muhasebeci …’nın yaptığını, 2023 yılı ocak ayında işsizlik parası almak için İşkur’a başvuru yaptığında şirketin hala üzerine kayıtlı olduğunu öğrendiğini, şirketin kapatılması için karar defterini istediklerini, kapatılma işlemlerinin yapılmadığını bu aşamada öğrendiğini, muhasebeci …’nın yurt dışına kaçtığını, kendisine ulaşılamadığını, şirkete ait tüm resmi defterleri aramaya başladığını ancak defterlerin kaybolduğunu anladığını, bu durumu fark ettiğinde hemen dava açtığını, mahkeme tarafından süresinde olmadığına ilişkin gerekçenin yanlış olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini.
GEREKÇE: 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde, “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği, davanın hasımsız olarak açılacağı” hüküm altına alınmıştır. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için; bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının iradesı dışında defter ve belgelerin tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Zayi belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalı, zayii belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı,kanunda yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilerek tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediği, davacıya ait defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılarak,olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana gelip gelmediğinin tespiti gerekir.”(Yargıtay HGK nun 2014/827 esas ,2016/311 karar sayılı ,16.3.2016 tarihli ilamı) Somut olayda, davacı tarafça … Ltd. Şti.’ye ait karar defteri için zayi belgesi talep edildiği anlaşılmakta olup,karar defterinin zayi olup olmadığı hususu belirsizdir.Davacı tarafından şirketin muhasebesini tutan ve kapatma işlemlerini yapacak olan muhasebeci …’ya ulaşamadığı için kaybolduğunu anladığını beyan etmektedir.2015 yılında faaliyetine son verdiğini beyan edilen şirketin 2023 yılında ticari defterlerin kaybolduğunun anlaşıldığının ileri sürülmesi de defterlerin korunmasında dikkat ve özenin gösterilmediğini göstermektedir.Davacı tarafından şirketin karar defterinin iradesi dışında bir nedenle zayi edildiği hususu kanıtlanamamıştır. Bu durumun TTK’nın 82/7. maddesi anlamında “irade dışı zayi” olarak kabulüne olanak yoktur. Bu nedenle davacının ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedeni yerinde olmayan davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/06/2023