Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/819 E. 2023/735 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/819
KARAR NO: 2023/735
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/798 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, şirket ortağı … tarafından seçilen B grubu yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirketin A grubu tarafından seçilen yönetim kurulu üyelerinin B grubu üyelere haber vermeden karar aldıklarını, kararların uygulanması durumunda şirket ve özellikle diğer ortak olan …’in telafi edilemez zararlara uğrayacağı, bu kararlar dayanak gösterilmek suretiyle diğer ortağın durumunu daha da ağırlaştıran ve eşit işlem ilkesine aykırı olarak pay sahiplerinin devredilemez nitelikteki haklarını daha da ihlal edebilecek kararların alınması mümkün olduğunu, kanuna açıkça aykırı olduğu her türlü izahtan vareste olan 2022/02 ve 2022/03 nolu kararların uygulanmasının tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına ve bahsi geçen kararların yokluğunun/butlanının tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 26/12/2022 tarihli dilekçesi ile, huzurdaki haksız ve hukuki temelden yoksun dava sebebi ile müvekkili şirket nezdinde doğacak muhtemel zararlarına karşılık TTK’nın 460/5. maddesinin emri gereği kıyasen uygulanması gereken TTK’nın 448.ve 451. maddeleri uyarınca davacının uygun göreceği miktarda teminat yatırmaya mahkûm edilmesini, söz konusu teminat miktarı belirlenirken, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği sektörün, piyasadaki değeri ve itibarının gözetilmesini, davacının dava konusu Yönetim Kurulu kararlarının hükümsüz ve geçersiz olduğuna dair asılsız iddialarını şirket içinde ve dışında yaymaya matuf eylemlerinin durdurulmasını, müvekkili şirket çalışanlarını söz konusu yönetim kurulu kararları çerçevesinde görevlerini ifa etmekten alıkoymayı, müvekkili şirketin ticari ve operasyonel faaliyetlerinin, iş ve işlemlerini aksatmaya, kilitlemeye yönelik eylem ve davranışlardan kaçınmalarını teminen “ihtiyati tedbir kararı” verilmesini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine, davacı tedbir taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacının dava konusu Yönetim Kurulu Kararlarının iptaline dair asılsız iddialarını şirket içinde ve dışında yaymaya matuf eylemlerinin durdurulmasına, müvekkili şirketin ticari ve operasyonel faaliyetlerinin, iş ve işlemlerini aksatmaya, kilitlemeye yönelik eylem ve davranışlardan kaçınmasını teminin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; davanın mahiyeti ve dosya kapsamına göre yasal dayanağı olamayan ve yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davacının, usulüne uygun davete rağmen, yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarına katılmadığını,katılmadığı toplantılarda alınan kararlara karşı kötüniyetli davalar açtığını,26.07.2022 tarihli ve 2022/02 ve 2022/03 sayılı bu kararların yokluğunun/butlanının tespiti talebiyle dava açtığını,sundukları cevap dilekçesinde; TTK m. 448/3 uyarınca, müvekkili şirketin muhtemel zararlarına karşılık olmak üzere, davacının teminat yatırmasına, hem de davacının dava konusu Yönetim Kurulu kararlarının hükümsüz ve geçersiz olduğuna dair asılsız iddialarını müvekkili şirket içinde ve dışında yaymaya matuf eylemlerinin durdurulması ve müvekkili şirket çalışanlarını söz konusu yönetim kurulu kararları çerçevesinde görevlerini ifa etmekten alıkoymaya, müvekkili şirketin ticari ve operasyonel faaliyetlerinin, iş ve işlemlerini aksatmaya, kilitlemeye yönelik eylem ve davranışlarına son vermesini teminen ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, tedbir taleplerinin reddine dair 24.03.2023 tarihli ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ara kararının kaldırılarak,taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Açılan bir davada :davanın esasına ilişkin karar verilmesi uzun bir zaman alabilir. Uzayan dava sürecinde, gecikme sebebiyle davacının zarar görmesi, hakkın elde edilmesinin zorlaşması ya da imkânsız hale gelmesi gibi mağduriyetlerin önüne geçmek maksadıyla kanun koyucu tarafından, davanın başında ya da davanın açılmasından önce davacı lehine hukuki himaye tesis eden birtakım tedbirlere hükmedilebileceği öngörülmüştür.Eldeki dava da davacı ihtiyati tedbir kararı talep etmiş bu talep yerinde görülmeyerek red edilmiştir. Davalı vekili de cevap dilekçesiyle,davacının bir kısım eylemlerde bulunmasının ihtiyati tedbir kararı verilerek engellenmesini talep etmiştir.Eldeki davanın yönetim kurulu kararının butlanına ilişkin olduğu anlaşılmakla verilecek bir tedbir kararı da ancak bu kararlar ile sınırlıdır.a ilişkin olabileceği ,davalının ihtiyati tedbir istemi ise kanunda öngörülen koşullara uygun olmadığı ,teminat isteminin genel kurul kararlarının butlanına /iptali davalarına özgü olduğu, aleyhinde dava açılan şirketin davacının bir kısım davranışlarının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması isteminin yasal dayanağı olmayıp,alınacak tedbirler kapsamında da bulunmamaktadır.İhtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme HMK 362(1)-f maddesi uyarınca sonunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/05/2023