Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/802 E. 2023/572 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/802
KARAR NO: 2023/572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/2 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin yönetim kurulunun şirket yönetimini diğer ortaklara adeta dayattıkları ve nedenini gereği gibi açıklamadıkları kararları doğrultusunda, şeffaflıktan alabildiğine uzak şekilde sevk ve idare ettiklerini, genel kurullarda soru sormalarının engellendiğini, muhalefet şerhlerinin işlenmediğini ve hatta oyunun yanlış şekilde işlenerek sahte tutanak düzenlenmesine varan fiillerin 16/12/2021 tarihli genel kurulda zirve noktaya ulaştığını, davalı şirketin 04.10.2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda alınan 2 – 3 – 4 – 5 – 9 numaralı kararların yürütülmesinin açık hukuka aykırılıklar bakımından yönetim kurulunun ivedilikle dinlenmesi sonrasında geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece, 04.10.2022 tarihli ara karar ile genel kurula sunulan 2021 yılına ilişkin faaliyet raporunun Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik ile öngörülen içeriği ihtiva etmediğinden 2, 3, 4 ve 5 maddelerinin, ortada henüz hukuka uygun şekilde alınmış bir taşınmaz satış kararı mevcut olmadığından 9 nolu kararın iptali istendiği, davacı tarafça anılan genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması ileride telafisi güç ve imkansız zararların doğmasını önlemek gerekçesiyle talep edilmiş olmakla birlikte ne tür bir zararın doğacağının somut olarak açıklanmadığı, ihtiyati tedbir talebine dayanak olarak sunulan delillerin davacının iddialarını yaklaşık olarak ispata elverişli olmadığı, bunun yanı sıra HMK’nın 389.maddesinde düzenlenen “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi” sebeplerinin varlığının da yaklaşık olarak ispatlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı şirket yönetiminin davalı … tasfiyeye sürükleme çabasında olduğunu,davalı şirketin tüm malvarlığının elden çıkarılarak tasfiyesinin sağlanmasının adından davalı şirketin bile isteye uğratıldığı zararı tespit ve tazmin etmek olanağının da ortadan kalkacağını, daha evvel sunulan delillerden “03.09.2022 tarihinde sayın … tarafından müvekkil şirketin de içinde bulunduğu kişilere gönderilen mail” içeriği de Mahkemece görülemediği bildirilen “somut zarara” açıkça işaret ettiğini,yönetim kuruluna verilen satış yetkisinin hukuken mümkün olamayacağı hususunun ortada olduğunu, ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; genel kurul kararının yokluğunun tespiti ve iptali istemli davada, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. Davalı şirketin 04/10/2022 tarihinde yapılan 2021 yılına ait olağan genel kurulda alınan; 3 nolu kararın 2021 yılına ait finansal tabloların tasdiki, 4 nolu karar YK nın ibrasına , 5 nolu karar 2021 yılına ait bilanço zararının gelecek yıllar kârından mahsubuna,9 nolu karar ise şirketin 25/12/2020 yılında yapılan genel kurulunda alınan Üsküdar-… mahallesi … ada,… parselde kayıtlı taşınmazın satışı ile ilgili alınan karar gereğince” müstakbel alıcılarla görüşmeler yapmak, teklifleri toplamak konusunda yönetim kurulunun yetkili olduğunun tespiti ile teklifleri genel kurula sunarak genel kurul kararıyla taşınmazın satılması”na ilişkindir.TTK’nın 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan maddede hangi hallerde geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Talebe karşı YK üyeleri yazılı beyanlarında ,önceki genel kurulda satışına karar verilen taşınmaz için yönetim kuruluna potansiyel alıcılardan teklif toplayıp genel kurula sunma yetkisi verilmesinin şirketin veya ortaklarının zararına sebebiyet verecek sonuç doğurmayacağı, aksi görüşle yetkinin kullanılmaması halinde yıllardır boş ve atıl vaziyette bekleyen taşınmazın ekonomiye kazandırılmasını geciktireceği ve bunun da şirketi zarara uğratacağı, nihai satış kararı yetkisinin her halükarda genel kurula ait olduğunu beyan etmişlerdir.İptal istemine konu kararlar yönünden tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği konusunda yaklaşık ispat düzeyinde delil sunulmamıştır.Taşınmazın satışı için yönetim kuruluna verilen yetki muhtemel alıcılarla görüşerek teklifleri genel kurula sunmaktır. Davacı iddialarının haklılığı yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir.Bu aşamada HMK’nın 390/3. maddesi gereği davanın esası bakımından haklılığın yaklaşık olarak kanıtlanamadığı,tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle;istinaf sebebleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023