Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/787 E. 2023/712 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/787
KARAR NO: 2023/712
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2022
NUMARASI: 2019/1004 Esas – 2022/793 Karar
DAVA: Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; belediyede temizlik işçisi olarak çalıştığını, sahtecilik suretiyle kendi adına davalı şirketin kurulduğunu ve kendisinin şirkete temsilci olarak tayin ettirildiğini, sahte olarak atılan imzalarla Vergi Usul Kanununa muhalefet suçlarının işlendiğini ve haksız menfaat elde edilerek devletin zarara uğratıldığını, şirket adına atılan imzaların kendisine ait olmadığının ceza yargılamasında tespit ediliğini belirterek şirketin ortağı ve temsilcisi olmadığının tespitine, şirketteki ortaklığının ve temsil yetkisinin sona erdirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi tebliğine rağmen davalılarca cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/75 sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna istinaden davacı hakkında beraat kararı verildiği, davacının şirket ortağı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı …’ün İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı davalı …’nin ortağı olmadığının tespiti ile davacı adına alınan tüm kararların iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin tescillerde bir ihmali bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın açılmasında kusuru bulunmayan müvekkiline yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin yüklenmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, limited şirket ortağı ve yöneticisi olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; kimliği tespit edilemeyen şüpheliler tarafından davacının kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle davalı şirketin kurulduğu iddia edilmekte olup, Bakırköy … Noterliği’nin 31/08/2012 tarihli … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile davalı şirkette …’ya ait 560 hissenin 14.000-TL karşılığında, … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile …’ya ait 280 hissenin 7.000-TL karşılığında davacıya devir ve temlikinin gerçekleştirildiği, şirketin 31/08/2012 tarihli kararıyla (Bakırköy … Noterliği’nin 11/09/2012 tarihli … yevmiye sayılı) hisse devrine onay verildiği, davacının şirketi münferiden temsil etmek üzere şirket müdürü olarak atandığı anlaşılmaktadır. Davacının beraatine karar verilen ceza dava dosyasında suça konu faturalardaki imzanın davacıya ait olmadığı, ancak 31/08/2012 tarihli … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğu tespit edilmiştir.. Davacı eldeki davada kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle sahtecilik yoluyla davalı şirkete ortak olduğunu iddia etmekte ise de ceza dava dosyasında savunmasında işe sokma bahanesiyle kendisinin notere götürülerek işlem yapıldığını beyan etmiştir. 31/08/2012 tarihli 10899 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesindeki imzanın da kendisine ait olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davanın noter evrakının sahteliğine dayalı olarak açılan bir dava olmadığı anlaşıldığından HMK’nın 208/son ilgili notere husumet yöneltilmemesi eksiklik olarak görülmemiştir. Ancak, davacının davalı şirketteki hisselerini 31/08/2012 tarihli … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile …’dan, … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile ise …’dan almış olup, davanın kabulüne ilişkin verilecek karar sonucunda hisselerin devredenlere iadesi gündeme gelecektir. Bahsi geçen dava ile ilgili olarak hisselerini devreden ortakların da hukukunun etkileneceği açıktır. Hukuku etkilenecek olan hisselerini davacıya devreden ortakların işbu davada taraf olarak yer almaksızın, uyuşmazlığın sonuçlandırılıp bir karar verilmesi mümkün değildir. Dava, eksik hasımla açılmıştır. Davacıya, hisselerini devraldığı dava dışı şirket ortakları aleyhine dava açmak üzere süre verilip, dava açılması halinde bu dava ile birleştirilmesi ve usulünde taraf teşkili sağlanmasından sonra yapılacak değerlendirme neticesinde hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın eksik hasımla görülüp işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, re’sen dikkate alınan bu sebepten dolayı kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan kendisine husumet düşmeyen ticaret sicil müdürlüğü yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi de yerinde görülmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2018 tarih, 2016/6695 E. 2018/798 K.; 17/01/2014 tarih, 2013/10815 E. 2014/995 K. Sayılı içtihatları). Açıklanan nedenlerle; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf dilekçesinde belirtilen hususlar ve taraf teşkiline ilişkin re’sen dikkate alınan nedenlerden ötürü kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1004 Esas – 2022/793 Karar sayılı 26/09/2022 tarihli kararının, HMK m.353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davalı … Müdürlüğü tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/05/202