Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/777 E. 2023/565 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/777
KARAR NO: 2023/565
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2022
NUMARASI: 2022/451 Esas – 2022/832 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı çekin keşide tarihi ve tutarında tahrifat yapıldığından Bakırköy 13.ATM’nin 2017/594 Esas (eski dava no: 2014/1245 Esas) sayılı dosyası ile tahrifat nedeniyle menfi tespit davası açıldığını, ancak, müvekkilinin cebri icra baskısı altında 16.05.2014 tarihinde 30.000-TL, 20.05.2014 tarihinde 20.000-TL, 18.06.2014 tarihinde 26.300-TL, 27.06.20214 tarihinde 285-TL olmak üzere toplamda 76.585- TL’yi İstanbul … İcra Dairesinin … -esas sayılı dosyasına yatırmak zorunda kaldığını, iş bu vesile menfi tespit davasının, kanun gereği istirdat davasına dönüştüğünü, yapılan yargılama neticesinde 24/05/2019 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini, karar düzeltme kanun yolu sonucunda kararın kesinleştiğini, tarafınca menfi tespit davası olarak açılan davada faiz talebinde bulunulmadığından, mahkemece faiz alacağı yönünden hüküm verilmediğini, yargılama aşamasında harcı yatırılmak suretiyle davanın faiz yönünden ıslah edildiğini, bu talebin, ”bozmadan sonra ıslah olmaz” kuralı gereğince mahkemece kabul görmediğini, faizin ıslah talebinin mahkemece kabul edilmemesi üzerine, cebri icra altında ödenen ve mahkemece istirdadına karar verilen toplamda 76.585-TL asıl alacağın, kısmi ilk ödeme tarihi 16/05/2014 ile mahkeme karar tarihi 24/05/2019 arasında işleyen reeskont avans faizi yönünden, (her bir kısmı ödeme için, ödeme tarihinden itibaren ayrı ayrı faiz hesaplaması yapılmak suretiyle) borçlu davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğini müteakip, borçlu vekili tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiği ve neticede yapılan itiraz üzerine, ilk ödeme tarihi 16/05/2014 ile karar tarihi 24/05/2019 arasında işleyen 46.268-TL faiz alacağı nedeniyle borçlu hakkında yapılan icra takibinin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile davalı aleyhine yüzde 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu çekin diğer davalı … şirketi ile müvekkili banka nezdinde ki borçlarına mahsup edilmek üzere müvekkili bankaya temlik cirosu ile teslim edildiğini, çekin ibrazında ödenmediği,karşılıksız şerhi düşüldüğünü,çek borçluları hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından kambiyo takibi başlattığını, davacı tarafından takibe dayanak çek üzerinde keşideci tarafından keşide tarihinde ve tutarında tahrifat yapıldığını iddia ederek menfi tespit davası açtığını, İstanbul 13. ATM’nin 2017/594 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde müvekkili banka yönünden icra dosyası borcu ödendiğinden davaya istirdat davası olarak devam edilerek kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında “davacı tarafından davalı bankaya ödenen toplam 76.585-TL bedelin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine”karar verildiğini, davacı tarafın iş bu davada faiz talebinde bulunmadığı gibi faize ilişkin ıslah talebinin reddedildiğini, gerek temyiz aşamasında gerekse karar düzeltme aşamasında davacı tarafın faiz talebine yönelik ıslah talebinin reddine ilişkin itirazda da bulunmadığını ve kararın bu şekilde kesinleştiğini, davacı tarafın kesinleşen mahkeme ilamına konu alacağına ilişkin müvekkili banka aleyhine ilamlı icra takibine konu ettiğini, müvekkili banka tarafından ilamlı icra takibine konu alacak ilgi sayılı icra dosyasından yapılan kapak hesabına istinaden icra dosyasına ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından davacıya karşı 27/03/2012 keşide tarihli … çek numaralı 46.000 -TL bedelli çek nedeniyle 46.000 TL asıl alacak 12.246,86 TL işlemiş faiz olmak üzere icra takibi başlatıldığı, dosya davacısı tarafından icra takibine konu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı beyan edilerek İstanbul 13. ATM’nin 2017/594 Esas sayılı (bozma öncesi 2014/1245 Esas) sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığı, yargılama sırasında davacı tarafça İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına 16/05/2014 tarihinde 30.000 TL, 20/05/2014 tarihinde 20.000 TL, 18/06/2014 tarihinde 26.300- TL ve 27/06/2014 tarihinde 285- TL olmak üzere toplamda 76.585- TL ödeme yapıldığı, davacı tarafça açılan menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü, İstanbul 13. ATM’nin 2017/594 Esas sayılı dosyasında davanın kabulü ile 76.585 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, faiz talebi bulunmadığından faiz yönünden hüküm verilmediği, davacı tarafça davalıya karşı başlatılan davaya konu İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında istirdadına karar verilen 76.585- TL yönünden İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında ilk ödeme tarihi olan 16/05/2014 tarihinden karar tarihi olan 24/05/2019 tarihine kadar işleyen faizin talep edildiği, işlemiş temerrüt faizinin asıl alacaktan ayrı olarak başlatılacak ayrı bir takipte veya açılacak ayrı bir davada talep edilebileceği ancak asıl alacaktan ayrı olarak talep edilen faiz yönünden de asıl alacağa uygulanan zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin uygulanması gerektiği, İİK’nun 72/7 maddesinde istirdat davasının ödemeden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği,somut olayda davacı tarafça İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına son olarak 27/06/2014 tarihinde ödeme yapıldığı, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra faiz talebinde bulunulduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, açılan davanın, menfi tespit davası olduğunu ve niteliği gereği dava açılırken faiz talebinde bulunulmadığını, menfi tespit davası devam ederken borcun ödendiğini ve davanın istirdat davasına dönüştüğünü, her ne kadar yargılama aşamasında harcı yatırılmak suretiyle dava faiz yönünden ıslah edilmek istenmiş ise de; iş bu faizi ıslah talebinin ”bozmadan sonra ıslah olmaz” kuralı gereğince mahkemece kabul edilmediğini, cebri icra altında ödenen ve mahkemece istirdadına karar verilen toplamda 76.585-TL asıl alacağın, kısmi ilk ödeme tarihi 16/05/2014 ile mahkeme karar tarihi 24/05/2019 arasında işleyen avans faizi yönünden, borçlu davalı hakkında 18.06.2021 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, asıl alacak ile ilgili cebri ödemeden itibaren bir yıldan fazla süre geçmiş olsa dahi; bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olmaksızın faiz alacağına yönelik talebin kabulü gerektiğini, zira sonradan dönüşen istirdat davası, esasen menfi tespit davasının devamı niteliğinde olduğunu, menfi tespit davasına özgü bir zamanaşımı süresi veya hak düşürücü süre bulunmadığını, faiz istemini havi uyuşmazlık, genel zamanaşımı süresine tabi olduğunu;faiz alacağı 10 yıllık, aksi kanaatte ise 5 yıl zamanaşımına tabi olduğunu ve mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden söz edilerek davanın reddi hatalı olduğunu, istirdada dönüşen menfi tespit davasının kesinleştiği tarihten itibaren bu sürenin işlemesi gerektiğini,asıl davaya ilişkin kararın, karar düzeltme talebinin reddi sonucunda 08/06/2022 tarihinde kesinleştiğinden, huzurdaki davaya konu faiz istemi açısından 2 yıllık zamanaşımı sürenin dolmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Faiz alacağının ayrı bir dava konusu olmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmadığı gibi faiz istemi asıl alacağın bir bölümü olmadığından, ayrı bir alacak niteliğinde olup esas alacak tahsil edilmedikçe ayrı bir davayla istenebilir. Yine asıl alacağın ödenmesi için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmaması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel değildir. Faiz alacağına ilişkin davanın açıldığı tarihte asıl borç ödenmemiş ise asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde faizinin talep edilmesi mümkündür. TBK’nın 131. maddesi hükmüne göre; “asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.” Dolayısıyla asıl borcun ödenmesi sırasında işlemiş faizleri isteme hakkı saklı tutulmamışsa, artık asıl borca bağlı faizin istenilmesi mümkün değildir. Eldeki dava,yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşen menfi tespit davası görülmekte iken davacı tarafından borçlu olmadığı paranın iadesine ilişkin hüküm İstanbul 13. ATM’nin 2017/594 esas ,2019/489 karar sayılı 24.05.2019 tarihli kararı ile davacının çekin düzeltilmiş tarih öncesi keşideciye iade ettiği ve değişikliğin ibrazdan sonra yapıldığının belirlendiği gerekçesiyle davalı …şirketi aleyhine açılan davada Mahkemece daha evvel 30.11.2015 tarihinde verilen karar kesinleştiğinden bu davalı yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davanın davalı banka yönünden icra dosyası borcu ödenmiş olmakla davaya istirdat davası olarak devam edilmek suretiyle kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı bankaya ödenen toplam 76.585- TL bedelin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Borçlu olmadığı halde ödenen bedelin istirdadına ilişkin anılan hüküm Yargıtay 11. HD’nin 2020/3974 esas, 2021/3830 karar sayılı 19.04.2021 tarihli ilamı ile kötüniyet tazminatı bakımından düzeltilerek onanmış, yine aynı dairenin 2021/6363 esas, 2022/4630 karar sayılı 8/6/2022 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteği ret edilerek bu tarih itibariyle kesinleşmiş, asıl alacağın ödenmesine ilişkin ilam kesinleşmeden evvel 18.06.2021 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Bilindiği üzere istirdat davasının ödemeden itibaren İİK’nun 72/7 maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Ancak eldeki dava İİK 72/7 madde uyarınca açılan istirdat davası olmadığından bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekili tarafından asıl alacağa yönelik ilamın kesinleşmesi üzerine Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını işbu dosya borcunun ödendiğini beyan etmiş ise de ,anılan icra dosyasının getirtilip incelenmediği ,asıl alacak ödenmeden (iadesine karar verilen tutar) faiz bakımından davacı tarafça icra takibi başlatılıp başlatılmadığı ,davacının işlemiş faiz talep hakkı bulunup bulunmadığı belirlenerek davacının faiz alacağına ilişkin istemi esastan incelenmesi gerekirken davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru görülmediğinden kararın kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/451 Esas – 2022/832 Karar sayılı 27/12/2022 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 179,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023