Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/654 E. 2023/486 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/654
KARAR NO: 2023/486
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2023 (Ek Karar)
NUMARASI: 2022/359 D.İş – 2022/356 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2023
17/01/2023 tarihli ek kararın ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili, borçlunun müvekkiline verdiği 01/01/2021 keşide, 01/03/2021 vade tarihli, 400.000-TL bedelli bir adet senedin vadesinde ödenmediğini, müvekkilinin sonraki başvurularının da semeresiz kaldığını, borçlunun mallarını kaçırma ihtimalinin bulunduğunu belirterek, borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D.İŞ KARAR: Mahkemece; somut olayda istemde bulunan tarafından sunulan senet aslı dikkate alındığında, alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı ve senet vadesinin geldiği, bu nedenle ihtiyati haczin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili; ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşımasının gerektiğini, alacaklı olduğunu ileri süren tarafından sunulan senette bulunan imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu haliyle taraflar arasında alacak – borç ilişkisi bulunmadığından ihtiyati haciz kararına ilişkin şartların sağlanmadığını, müvekkilinini … Merkezinde geçirmiş olduğu operasyon sonucunda tedavi ile giderilemeyecek derecede rahatsızlıklarının oluştuğunu, bu hususta yapılan araştırmalar neticesinde ameliyat işlemini yapan doktorun gerçekten doktor olmadığının ortaya çıktığını, bu hususta taraflarınca yasal sürecin başlatıldığını, alacaklının da … Merkezi’ne ortak olduğunu, bu ihtiyati haczin ana amacının müvekkilinin mal varlığına tedbir konularak zor durumda bırakmak olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararlar için hukuksal yollara başladıklarını öğrenen tarafın, bir kısım senetler oluşturarak bu senetleri müvekkiline ait olmayan imzalar ile işleme koyduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; somut olayda istemde bulunan tarafından sunulan senet aslı dikkate alındığında, alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı ve vadesinin geldiği, bu nedenle ihtiyati haczin yasal koşullarının oluştuğu, halen ihtiyati haciz şartlarının varlığını koruduğu, itirazların mahiyetinin kararı değiştirecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz eden vekili; senette bulunan imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu haliyle ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, ihtiyati haczin amacının müvekkilinin mal varlığına tedbir konularak zor durumda bırakmak olduğunu, tarafın bir kısım senetler oluşturduğunu ve bu senetleri müvekkiline ait olmayan imzalar ile birlikte işleme koyduğunu, müvekkilinin sunulan gerçek imzaları ile senette bulunan imzaların bir uzman olmaksızın sahte olduğunun anlaşılacağını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. İhtiyati hacze itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup; madde hükmüne göre “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.” İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. İhtiyati haciz kararına ancak İİK’nın 265. maddesinde yazılı sebeplerle itiraz edilebilir. Bunun dışında menfi tespit, istihkak veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek hususlar, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemez. Bu kapsamda borçlu vekilinin bonodaki imzaların müvekkiline ait olmadığı yönündeki iddiası, ancak açılacak bir menfi tespit veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecektir. İhtiyati haciz kararının borç ikrarı mahiyetindeki bonoya dayalı olarak verildiği de gözetildiğinde, borçlu vekilinin bu yöndeki istinaf gerekçeleri yerinde görülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine yönelik ek kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Alacaklı tarafından yapılan 50-TL posta masrafının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine, borçlu tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023