Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/633 E. 2023/478 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/633
KARAR NO: 2023/478
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/67 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/04/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 21/02/2023 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirketin ortaklarından merhum …’nun yasal mirasçılarından birisi olduğunu, …’nun 24.12.2022 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından 10.01.2023 tarihli toplantısında murisin paylarının miras payları oranında mirasçılar adına şirketin pay defterine kaydedilmesine karar verildiğini, ancak söz konusu kararın batıl olduğunu, zira terekeye dahil tüm paylar elbirliği mülkiyetine tabi olup, pay defterine tüm mirasçılar adına yazılması gerektiğini, tereke henüz paylaşılmamış olduğundan payların mirasçılar adına payları oranında yazılmasının hukuka aykırı olduğunu, söz konusu yönetim kurulu kararına dayanılarak tesis edilen pay defteri esas alınarak genel kurul yapılması halinde, telafisi güç zarara neden olacağını belirterek, davalı şirketin 10.01.2023 tarih ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının tedbiren yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece; davalı şirketin 10/01/2023 tarih ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararı ile şirket ortağının vefatı nedeniyle mirasçılara intikal etmiş hisse geçişinin tespiti konusunda karar alındığı, dava konusu kararın nitelik ve konusu itibariyle icra edilmesi halinde, HMK’nın 389. maddesinde öngörülen hakkın elde edilmesinin zorlaşmayacağı gibi, bu nedenle ciddi bir zararın doğma olasılığının bulunduğu yönünde yaklaşık ispat kuralı gereği somut herhangi bir delilin bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi halinde geriye doğru talep edilen hakların elde edilmesinin her zaman olanaklı olduğu, dolayısı ile icranın geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; pay defterindeki kayıtlar hukuka aykırı olmasına rağmen, bu kayıtların esas alınarak genel kurul toplantısı yapılmasının ve geri dönülemez kararlar alınmasının söz konusu olduğunu, 21.02.2023 tarihinde toplanacak genel kurulda değiştirilen pay defterine göre kararlar alınacağının belirtildiğini, nitekim söz konusu genel kurulda yönetim kurulu kararı esas alınarak hazırlanan hazır bulunanlar listesine göre kararlar alındığını, bir kısım kararlar bakımından ise toplantının TTK’nın 420. maddesi gereğince ertelendiğini, ancak ertelenen toplantının 21.03.2023 tarihinde yapılacağını, bu toplantıda şirketin işleyişine dair çok önemli kararlar alınacağını, hukuka aykırılığı önleyebilecek tek hukuki yolun ihtiyati tedbir kararı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuk güvenliği açısından elzem olup, aksi halde telafisi güç bir durumun ortaya çıkacağını belirterek, ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 391. maddesi uyarınca açılan davalı şirketin 10.01.2023 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davasında, söz konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemidir Olaya uygulanması gereken TTK’nın 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan maddede hangi hallerde geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. HMK’nın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; davalı şirketin sermayesi toplam 5.000 paya bölünmüş olup, murisin 800 paya sahip olduğu, davacı ile diğer mirasçıların, miras payı haricinde her biri 800 adet pay olmak üzere halihazırda davalı şirkette ortak oldukları, bu nedenle salt muristen intikal eden 200’er pay nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşacağı veya imkansız hale geleceğinden söz edilmeyeceği, bu durumda iptali istenen yönetim kurulu kararının icrasının durdurulmaması halinde, telafisi imkansız zarara neden olabileceği yönünde bir sonuca da ulaşılamayacağı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/04/2023