Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/60 E. 2023/370 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/60
KARAR NO: 2023/370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2022
NUMARASI: 2022/826 Esas 2022/1044 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/03/2023
Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili taraflar arasında 20.10.1999 Tarihli İDTM Kompleksi Yap-İşlet-Devret Modeli ile Dört Yıldızlı Otel ve Kongre Merkezi İnşaat ve İşletme Sözleşmesi akdedildiğini ve daha sonra işbu sözleşmeye ek 09.11.2001 , 06.07.2004, 31.07.2007 tarihli Ek Zeyilnameler akdedildiğini, 17.01.2002 tarihli İDTM Kompleksi Yap-İşlet-Devret Modeli ile Beş Yıldızlı Otel İnşaat ve İşletme Sözleşmesi akdedildiğini ve daha sonra işbu sözleşmeye ek 2002 tarihli zeyilname ve 06.07.2004 tarihli zeyilname akdedildiğini, işbu sözleşmeler ile müvekkile ait olan sözleşmelere konu alanlarda yap-işlet-devret modeli ile davalı firma tarafından dört ve beş yıldızlı otel, kongre merkezi yapılması, sözleşmelerde belirtilen sürelerle alanların işletilmesi ve işletme süresi içerisinde müvekkile sözleşmelerde yazılı tarihlerde ve tutarlarda döviz cinsinden bedel ödenmesi ve neticeten işletme süreleri sonunda yapıların müvekkiline bila bedel devri kararlaştırıldığını, işbu sözleşmelerden sonra 24.07.2007 tarihli bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesi akdedildiğini ve bu kapsamda müvekkiline ait taşınmazın 43.531,18- m2′ lik kısmı üzerinde davalı lehine 01.05.2005 başlangıç tarihli ve 01.05.2035 bitiş tarihli olmak üzere toplam 30 yıl süreli üst hakkı kurulduğunu ve üst hakkı tesisine ilişkin sözleşmenin 3.maddesinde taraflar arasında akdedilen dört ve beş yıldızlı otel sözleşmeleri ile bunların eki olan tüm zeyilnamelere atıfta bulunularak, üst hakkı kurma sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası oldukları zikredildiğini ve “..İşbu sözleşme hükümleri ile Sözleşmeler hükümleri arasında aykırılık bulunması durumunda işbu sözleşme hükümleri geçerli (öncelikli) kabul edilecektir.” denilerek üst hakkı sözleşmesinin önceki sözleşmelerin yerini aldığının açıkça ifade edildiğini, davalının üst hakkı kurma sözleşmesinde belirtilen irtifak hakkı bedelini ödeme yükümlülüğü olduğunu ve bu tutarın açıkça USD (Dolar) olarak belirlendiğini ve irtifak hakkı tutarının-üst hakkı iradının taraflar arasında daha önce akdedilen 4 ve 5 yıldızlı otel inşaat ve işletme sözleşmelerinde yazılı şekilde ödeneceğinin hüküm altına alındığını, davalının taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğundan bahisle kira bedellerinin uyarlanması talebiyle Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/480 Esas sayılı dosyası ile dava açarak kira bedelinin aylık toplamda 200.000- TL olarak belirlenmesini talep ettiğini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması üzerine bağımsız üst hakkı kurma sözleşmesi gereğince 2022 yılı Ağustos, Eylül, Ekim ayına ilişkin üst hakkı ve irtifak bedeli ödenmediğinden 722.625,89- USD alacağın 900,81 USD işlemiş faiziyle tahsili amacıyla davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … -esas sayılı dosyası ile işbu davaya konu ilamsız takip yapıldığını ancak davalı borçlu tarafından işbu takibe itiraz edildiğini, irtifak hakkı tutarı ilgili kararname kapsamında yer almamakta olup, davalının döviz cinsinden ödemesi gereken bedellerin TL olarak ödenmesi nedeniyle davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, işbu davaya konu alacağın 2022 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ilişkin olduğunu, davalının eksik ödenen irtifak hakkı bedellerini ödemesi gerektiğini davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki borca yönelik itirazının iptalini, takibin devamına karar verilmesini,davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki kira sözleşmelerinin, üst hakkı sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunun açıkça kabul edildiği, sözleşmelerin başlangıcından itibaren davacı şirket tarafından düzenlenen tüm faturaların “kira bedeli faturası” olarak düzenlendiğini, 2018 yılında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ sonrasında, davacı İDTM Yönetim Kurulu tarafından kira bedellerinin TL’ye çevrilerek yaklaşık iki yıl süreyle TL olarak ödendiğini ve Covid salgını nedeniyle kira bedellerinden indirim yapılması birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğunun kabulü gerektiğini, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığını, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nin 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğunu,taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle irtifak hakkı bedeli alacağı olduğunu iddia edilerek Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılamayacağını, her ne kadar davacı Üst Hakkı Kurma Sözleşmesi’nin 3.maddesi ve 7.maddesine atıf yaparak ilişkinin kiracılık olmadığını ispatlamaya çalışmakta ise de, İstanbul BAM 36. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda bu maddelerin incelendiğini ve davacının iddiasını desteklemek bir yana, bu maddeler ve devamındaki taraf iradeleri birlikte değerlendirildiğinde, kiracılık ilişkisinin olduğunun sabit olduğunun tespit edildiğini, netice itibariyle taraflar arasındaki ilişkinin başlangıcından itibaren kira ilişkisi olarak devam ettiğini, itirazın iptali davasına konu edilen döneme ilişkin davacı tarafından düzenlenen faturanın kira faturası olarak düzenlendiği değerlendirilerek haksız davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde görevsizlik kararı verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalarda fatura bedelinin kira alacağı olarak yazıldığı, davacı şirkete ait 19/06/2020 ve 06/11/2018 tarihli yönetim kurulu kararlarında açıkça kira ilişkisi kabul edilerek davalının ödemesi gereken kira bedelinde indirim yapıldığı ve ayrıca döviz bazında olan kiranın TL’ye çevrildiği, davalı tarafından davacı aleyhine Bakırköy 4.SHM 2021/480 esas sayılı dosyası ile kira bedelinin uyarlanması amacıyla dava açıldığı, iş bu dava dosyasında verilen tedbirin İBAM 35.HD tarafından kira ilişkisi kapsamında değerlendirildiği, bu bağlamda TBK 19.md gereğince tarafların gerçek ve ortak iradelerinin üst hakkı kapsamında kira ilişkisine yönelik olduğu (Yargıtay 6.HD 2012/16031-17237 EK sayılı, Yargıtay 6.HD 2013/4405 – 15704 EK sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere), dolayısıyla kira ilişkisinden kaynaklı ihtilafa da Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği gerekçesiyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; alacağın 24/07/2007 tarihli sözleşmeye dayandığını, mahkemenin sözleşmenin neye ilişkin olduğunu dahi tam olarak incelemediğini, söz konusu sözleşmenin bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesi olduğunu, talep edilen alacağın bir kira bedeli olmadığını, müvekkili şirketin geçmiş dönemlerden beri davalı ile ilişkisinin Yap-İşlet-Devret modeline dayalı inşaat sözleşmesi olduğunu, bizzat davalı da aradaki ilişkinin kira ilişkisi olmadığını defalarca kez ikrar ettiğini, fatura açıklamasına dayanarak görevsizlik kararı verilmesinin kabul edilemeyeceğini, İstanbul BAM 35.HD’nin 2022/1131 Esas 2022/1221 Karar sayılı ilamı ile açıkça taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olmadığını ifade ettiğini, bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesi ile ortada bir kira bedeli kalmadığını, işletme süresi boyunca … tarafından İDTM’ye ödenmesi gereken bedelin irtifak hakkı bedeline dönüştüğünü, Üst Hakkı Kurma sözleşmesi ile daha önce “kira bedeli” olarak ödeneceği belirtilen tutarın irtifak hakkı bedeline dönüştürüldüğünü ve sözleşme açık hükmü kapsamında irtifak hakkı bedeli ödenmesinin daha önce akdedilen sözleşmelerde yazılı kira bedeli ödeme borcunun yerinini aldığını, yapılacak ödemelerin kira bedeli ödeme yükümlülüğünü sona erdireceğini, sadece irtifak hakkı bedelinin ödeme şekli ve tarihi bakımından daha önce akdedilen 4 ve 5 yıldızlı otel yap-işlet-devret sözleşmelerinde belirtilen şekilde ödeme yapılacağı ifade edildiğini, davalı lehine tesis edilen üst hakkı 30 yıl süreli daimi ve bağımsız üst hakkı olmakla taşınmaz gibi işlem gördüğünü, ihtilafın hukuken bir kira ilişkisi olmadığı sabit olmakla, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yine davalı aleyhine birebir aynı şekilde ikame edilen Bakırköy 3. ATM’ nin 2021/692 E. Sayılı dosyasında da mahkeme kendisinin görevli olduğunu belirlediğini ve yargılamaya devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında ilk yapılan 20/10/1999 tarihli İDTM Kompleksi Yapı-İşlet-Devret Modeli ile Dört Yıldızlı Otel ve Kongre Merkezi İnşaat ve İşletme Sözleşmesi”nin konusunun Bakırköy ilçesi … Mahallesi …, … pafta … ada … parselde kayıtlı 287.617 m2 yüzölçümlü arazinin 28.000 -m2 lik kısmı üzerine 4 yıldızlı otel ile çok amaçlı gösteri ve kongre merkezi yapılması ve işletilmesi olduğu, sözleşmenin 3.2 maddesine göre ” inşaatın bitirilip işletmeye açıldığı aydan itibaren 2 yıl ödemesiz takip eden 25 yılı kira bedelli olmak üzere 27 yıl müddetle tesisin davalı tarafından işletileceği, sözleşmenin 10. Maddesinde davalının ödemesi gereken kira bedellerinin belirlendiği, yine taraflar arasında yapılan 17/01/2002 tarihli İDTM Kompleksi Yapı-İşlet-Devret Modeli ile Beş Yıldızlı Otel ve Kongre Merkezi İnşaat ve İşletme Sözleşmesinin konusunun” Bakırköy ilçesi … Mahallesi …, … pafta … ada … parselde kayıtlı 287.617 m2 yüzölçümlü arazinin 21.900 m2 lik kısmı üzerine 5 yıldızlı otel ile çok amaçlı gösteri ve kongre merkezi yapılması ve işletilmesi olduğu, sözleşmenin 3.2 maddesine göre ” inşaatın bitirilip işletmeye açıldığı aydan itibaren 25 yıl süreyle davalı tarafından işletilmesi ve sözleşmenin 3.3 maddesinde ise kira bedelinin belirlendiği, daha sonra taraflar arasında 24/07/2007 tarihli Bağımsız ve Daimi Üst Hakkı Kurma Sözleşmesi akdedilerek Bakırköy ilçesi … Mahallesi …, … pafta … ada … parsel sayılı taşınmazın 43.531,18- M2 lik kısmı üzerinde davalı lehine 01/05/2005 başlangıç tarihli ve 01/05/2035 tarihli 30 yıl süreli bağımsız ve daimi üst hakkı kurulduğu, bu sözleşmenin ( üst hakkı kurma sözleşmesinin) 3.maddesinde ” kira sözleşmelerinin iş bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olarak kabul edildiği, sözleşmenin 7.maddesinde “İşbu sözleşme ile kurulan bağımsız ve daimi üst hakkı nedeniyle … tarafından İDTM’ ye tüm hak süresi boyunca ödenecek toplam irtifak hakkı bedeli sözleşmelerde yazılı kira bedelinin yerine geçecek (hem kira hem irtifak hakkı bedeli ödenmeyecek, işbu sözleşmede yazılı irtifak bedelinin ödenmesi, aynı oranda kira bedeli borcunu da sona erdirecektir) olup toplam 64.468.239 USD’ dir. Söz konusu bedelin ödeme şekli ve esasları konusunda sözleşmelerin kira bedelinin ödenmesine ilişkin hükümleri geçerli olup, sadece işbu sözleşmeye konu harç bedelinin belirlenmesi için söz konusu yabancı para birimli irtifak hakkı bedelinin 80.978.555 YTL’ ye tekabül ettiği, taraflarca kabul edilmiştir.” hükmünün bulunduğu, dolayısıyla taraflar arasında yapılan üst hakkı sözleşmesi ile kira sözleşmelerinin yürürlükte kaldırılmadığı, bilakis kira sözleşmelerinin, üst hakkı sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunun açıkça kabul edildiği anlaşılmaktadır. 2018 yılında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ sonrasında, davacı İDTM Yönetim Kurulu tarafından 06.11.2018 tarihinde davalı şirkete gönderdiği yazısının ” şirketinizle akdedilmiş bulunan sözleşmeler uyarınca; 4 yıldızlı otel, kongre merkezi, 5 yıldızlı otel ve ilave yapılar için kira bedeli ödemesi yapmaktasınız. Karar uyarınca, Amerikan doları cinsinden belirlenen kira bedellerinin Türk parasına dönüştürülmesi zorunlu tutulduğundan, işbu yapılar için ödenmekte olan kira bedellerini Türk parasına çeviren bir zeyilname imzalanması lüzumu doğmuştur. Şirket Yönetim Kurulunun konuya ilişkin aldığı kararda; … Ticaret A.Ş. ile akdettiği sözleşmelerin kira bedellerinin Türk parasına dönüştürecek bir ek protokol akdedilmesine, yapılacak Türk parasına dönüştürme işleminde Tebliğ hükümlerinin esas alınmasına, yıllık kira artış bedelinin belirlenmesinde de Tebliğ hükümlerinin esas alınmasına müzakere sürecini yönetmesi ve ek protokolü akdetmesi için Yönetim Kurulu üyesi …’ya görev verilmesine karar verilmiştir” şeklinde olduğu ve bu kapsamda 2018 yılında kiranın TL’ye çevrilerek faturaların bu şekilde düzenlendiği ve davalı tarafından TL olarak ödendiği, yine davacı tarafından davalıya gönderilen 19/06/2020 yazıda ” salgın nedeniyle 2020 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayı kira bedellerinde %75, Eylül ve Ekim ayı kira bedelinde % 50 oranında indirim yapılmasına karar verildiğinin” bildirildiği, yine ilk ödemenin yapıldığı 2009 yılından beri davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların “kira faturası” olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki kira sözleşmelerinin, üst hakkı sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunun açıkça kabul edilmesi, sözleşmelerin başlangıcından itibaren davacı şirket tarafından düzenlenen tüm faturaların “kira bedeli faturası” olarak düzenlenmesi, 2018 yılında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ sonrasında, davacı İDTM Yönetim Kurulu tarafından kira bedellerinin TL’ye çevrilerek yaklaşık iki yıl süreyle TL olarak ödenmesi ve Covid salgını nedeniyle kira bedellerinden indirim yapılması birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğunun kabulü gerekmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.Açıklanan nedenlerle; taraflar arasında temel uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup,dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan, Asliye Ticaret Mahkemesinin, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin kararında isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/03/2023