Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/595 E. 2023/480 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/595
KARAR NO: 2023/480
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 02/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/39 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/04/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkili şirket … San. A.Ş Antalya Şubesi tarafından, farklı firmalar lehine 14 adet çek keşide edildiğini, … Bankası … nolu 10/01/2023 tarihli 50.680,13-TL bedelli çekin lehtara gönderilmek üzere kargoya teslim edildiğini, ancak bahsi geçen çekin lehtara ulaşamadan kargoda kaybolduğunu ve kötüniyetli davalıların eline geçtiğini, çekteki imzanın lehtara ait olmadığını, çekin ciro zincirinde kopukluk olduğunu, müvekkili ve lehtar şirketin ciro zincirinde yer alan 5 şirketin hiç biri ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, çeklerin kaybolmasından sonra sahte ciro zinciri oluşturulduğunu, ayrıca davalı firmalar tarafından aynı nedenle açılmış başka davaların da bulunduğunu, davanın açılmasından sonra davalı …Ltd Şti tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takibin başlatıldığını belirterek İİK m.72 uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece; çekin sahteliğine ilişkin somut bir delil sunulmadığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, yine davanın icra takibinden önce açılması nedeniyle İİK m.72/3 uyarınca veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili; davalıların davaya konu çeki ve müvekkili şirkete ait diğer çekleri hukuka aykırı suç niteliğindeki eylemlerle ele geçirdiklerini, sahte bir ciro silsilesinin oluşturulduğunu, çekte lehdar olarak görünen şirketin imzasının sahteliği iddiasıyla devam etmekte olan dava dosyasının mevcut olduğunu, çekin davalıların elinde bulunmasının hukuki bir ilişkiye dayanmadığını, davalıların ticaret sicil dökümleri incelendiğinde şirketlerin neredeyse hepsinin arasında organik bağın mevcut olduğunu, ticaret sicil dökümleri incelendiğinde şirketlerin içi boş şirketler olduklarını ve müvekkilinin tedbir talebinin reddedilmesi ve icra dosyasına dosya borcunun yatırılması halinde davalılardan yargılama süreci sonunda müvekkili lehine karar çıksa dahi bu bedelin geri tahsilatının sağlanamayacağını, davalıların sırf İstanbul Adliyesinde alacaklı konumunda oldukları 100’den fazla icra takip dosyası olduğunu, mahkemece Uyap sistemi üzerinden sorgulama yapılması halinde bu bilgilere ulaşılabilecek olup davalıların kötü niyetli bir şekilde çekleri ele geçirmek ve ciro silsilesi yaratmak suretiyle tahsilat sağlamaya çalıştıklarını, davalılar hakkında “Takas Odası”na müzekkere yazılarak yapılacak sorgulamalar sonucunda davalıların aynı hukuka aykırı suç niteliğinde fiillerle ele geçirdikleri birçok çeki takas odasına ibraz ederek karşılığını almaya çalıştıklarını, bu çeklerin neredeyse tamamının üzerinde ödemeden men yasağı kararları bulunduğunun tespit edileceğini belirterek kararın kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İİK’nın 72/2 maddesi ” borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İİK’nın 72/3.maddesinde ise “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak,… göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” denilmiştir. Bunun yanında menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK’nın 72. maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; takip konusu çekin davacı keşidecinin düzenleyip lehtara kargoyla gönderimi esnasında çalındığı, lehtar yerine sahte ciro ve imzayla tedavüle sokulduğu, ciro silsilesindeki cirantaların davalı dahil birbirleriyle danışıklı olarak oluşturulduğu, çekte ödeme yasağı bilgisi olmasına rağmen davalının hamili olduğu çeki çek iptali yargılamasının görüldüğü davaya bildirmediği, kaybolan çeklerin farklı lehtarlar adına keşide edilmiş olmasına rağmen 12 adetinin aynı ciro zinciri ile bankaya ibraz edildiği, davalı şirketler hakkında hukuka aykırı ele geçirilen ve ödeme yasağı bulunan başka çeklerin de takas odası aracılığıyla tahsil edilmeye çalışıldığı ileri sürülmekte olup, aynı nedene dayalı suç duyurusu sonucunda devam eden savcılık soruşturması bulunduğu, bunlar sonucunda çek hamilinin bu çeki elde etmesinde ağır kusuru olabileceği yönünde tedbir kararı verilmesini haklı kılacak yaklaşık ispat koşulunu oluşturmaya yeterli delil bulunduğu, yaklaşık ispat şartının sağlandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla ihtiyati tedbir koşulları oluştuğu halde mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararına kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davadan sonra başlatıldığı anlaşılan icra takibinin % 15 teminat mukabilinde durdurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/39 Esas sayılı 02/02/2023 tarihli ara kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; takibe konu alacağın %15’ine tekabül eden 8.398,46-TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında davaya konu … Bankası, … nolu, 10/01/2023 vadeli, 50.680,13-TL bedelli çeke dayalı olarak davalı … Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin, İİK 72/2 maddesi uyarınca tedbiren durdurulmasına,” Teminat alınması ve bankaya müzekkere yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, HMK 393 (1) maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliğinden itibaren bir hafta kesin süre içinde teminat karşılanarak ihtiyati tedbir kararının uygulanması talep edilmediği takdirde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekiline bildirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/04/2023