Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/580 E. 2023/452 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/580
KARAR NO: 2023/452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2022
NUMARASI: 2022/349 Esas 2022/587 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin işçilik alacaklarının tahsili talepli olarak İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi’nin 2022/146 Esas sayılı dosyasının 25/03/2022 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar uyarınca; “İstinaf kararı doğrultusunda davacı vekiline davalı … Tic. Ltd. Şirketi nin ihyası için dava açmak ve mahkememize bildirmek için gelecek celseye kadar süre verilmesine,” şeklinde ara karar oluşturulduğunu, müvekkilinin söz konusu şirket ve diğer grup şirketlerde çalıştığı, iş akdinin 30.09.2017 tarihinde feshedilmesi üzerine işçilik alacaklarının tahsili için alacak davası açtığı, ilk derece mahkemesinde davanın kabul edilerek müvekkilinin alacaklarının hüküm altına alındığı, yapılan istinaf incelemesinde davalının tasfiye edildiği belirtilerek öncelikle şirketin ihyasının sağlanması gerektiğine karar verildiği,davanın yürütülebilmesi adına, ticaret sicilinden terkin edilen şirketin (Sicil No: …) ihyasını talep etme zarureti doğduğunu, ticaret sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde … San. ve Ticaret Ltd. Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı Ticaret Sicili Müdürlüğü vekili, müvekkili tarafından TTK 32. Maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34. Maddesi hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu,tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının memurların sorumluluğunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan davada tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin sicilden terkinini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı sicilin sorumluluğunun bulunmadığını,müvekkili yönünden açılan davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru vekili; işbu davanın açılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, iş mahkemesi dosyasında diğer davalı firma hakkında verilecek hükmün bu taraf hakkında uygulanabileceğini, müvekkilinin hangi hukuki gerekçe ile davalı olarak gösterildiğinin açıklanmadığını, … A.Ş.’nin güncel ekonomik ve ticari kapasitesi itibariyle bu alacakları ödeyebilecek durumda olduğunu hakdüşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, öncelikle hukuki yarar yokluğundan, aksi kanaatte ise esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden dava olması sebebiyle, dava konusu şirketin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosuna kayıtlı bulunup 26.07.2012 tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde … Dayanıklı Tüketim Mal.Sanayii Ve Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2022/146 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle ihyasına,sicile yeniden tesciline, son tasfiye memuru olan …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili; şirketin 26/07/2012 tarihinde terkin edildiğini, davacının işçilik alacaklarını talep ettiği davanın 2017 tarihinde açıldığını, bu tarihte tasfiyenin çoktan tamamlandığını, devam eden bir dava olmadığını, iş mahkemesinde 2 davalıya husumet yöneltildiğini, ticari yaşamına devam eden … A.Ş.’nin hükmedilecek olan muhtemel tazminat ve alacakları ödeyebilecek ekonomik durumda olduğunu, mahkemece ilanlara başvurulmamış olmasının sonucu değiştirmeyeceğine ilişkin değerlendirmenin kabul edilebilir olmadığını, ihyaya karar verilmesi için bir alacağın varlığını belgelendirerek ispatlamak gerektiğini, kararın kaldırılarak öncelikle hukuki yarar yokluğundan, aksi kanaatte ise esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; tasfiyesi tamamlanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 26/07/2012 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, şirketin İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2022/146 Esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu, dava terkinden sonra açılmış olsada alacağın terkinden evvel doğduğu ileri sürülen işçilik alacakları olduğunun ileri sürüldüğü ,davanın sonlandırılabilmesi için davacının ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. H.M.K.’nın 326-(1) maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Buna göre dava da haksız çıkan davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderine hükmetmek gerekmektedir. Davalılardan ticaret sicili ise yasal hasım konumunda olduğundan sicil aleyhine yargı giderine hükmedilemeyecektir. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, davalı tasfiye memurunun tasfiyenin tam olarak yapıldığı savunmasının yerinde olmadığı ,alacağın var olup olmadığının eldeki davanın konusu olmadığı ,alacak hakkında İş Mahkemesinde görülen davada bir karar verilecektir. Ek tasfiyeye ilişkin TTK nın 547.maddesinde dava açılması için bir zamanaşımı veya hak düşürücü öngörülmemiştir.Bu nedenlerle şirket tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına, HMK 326 gereği davalı tasfiye memuru aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 78-TL istinaf yargı giderinin davalı tasfiye memuru …’dan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2023