Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/526 E. 2023/948 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/526
KARAR NO: 2023/948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2022
NUMARASI: 2021/127 Esas – 2022/382 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 18/07/2020 düzenleme 18/09/2020 ödeme tarihli 35.000-TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, bononun 18/07/2020 keşide tarihli olduğunu, davacı şirketin tek yetkilisi olarak …’in 02.09.2019 tarihinde hayatını kaybettiğini, keşide tarihinde organsız olan şirket için bono düzenlenmesinin mümkün olmadığını, davacı şirkete İst. And. 1. ATM’nin 2020/348 E. 2020/656 K. Sayılı ve 18/11/2020 tarihli ilamı gereği …’in yönetim kayyumu olarak atandığını, kayyumun atanma tarihine kadar şirketin yetkilisi olmadığını, davacı şirketin imzasının bononun ön yüzünde bulunduğunu, basiretli tacir gibi davranması gereken davalı şirketin, bononun imzası sırasında şirket adına atılan imzanın kimin tarafından atıldığını, bono tanzim etmeye yetkili şirket yetkilisi bulunup bulunmadığını kontrol ile yükümlü olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ve 18/07/2020 düzenleme tarihli 18/09/2020 ödeme tarihli 35.000-TL bedelli bono nedeniyle davacı şirketin borcunun olmadığının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafından müvekkili lehine 18.07.2020 düzenleme, 18.09.2020 vade tarihli 35.000-TL bedelli bono keşide edildiğini, işbu bononun vade tarihinde ödenmemesi üzerine taraflarınca davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi doğrultusunda müvekkili tarafından davacıya mal satılarak faturalar kesildiğini, davacı tarafından mallar teslim alınarak faturaların hiçbirine itiraz edilmediğini, geçmiş tarihli düzenlenen bononun teslim alınması hususunda müvekkili tarafından bir şüphe duyulmadığını, müvekkiline kendisini … olarak tanıtan kişi ile bayilik sözleşmesi ve ek protokol imzalandığını; işbu sözleşmeler doğrultusunda taraflar arasında hala ticari ilişkinin devam ettiğini, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde davacı şirketin bu tarihler arasında müvekkili şirketten sözleşmesel ilişki doğrultusunda mal alımı yapmaya devam ettiğini, müvekkilinin davacı şirket yetkilisi …’in vefat ettiğini işbu dava dilekçesinin tebliği ile öğrendiğini, davacı şirketin senet miktarıyla karşılanmayan borcu için İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip yapıldığını, icra takibinin kesinleştiğini, dava dosyasına sunulan vekaletnamenin … tarafından verildiğini, vekaletnamenin hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, dava dilekçesi ekinde sunulan Kartal … Noterliği’nin 05.01.2018 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamenin davacı şirket adına şirket yetkilisi olarak … tarafından verildiği, dava tarihi itibari ile davacı şirket yetkilisinin ölü olduğu, 17.06.2021 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline davacı şirket adına usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde vekaletname ibraz edilmemesi halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, davacı vekili tarafından kesin sürede usulüne uygun düzenlenen vekaletname ibraz edilmediği gerekçesiyle, HMK 115/2 delaleti ile HMK 114/1-1 maddesine istinaden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 17/06/2022 tarihli duruşmada vekaletname ibrazı için kesin süre verilmesi üzerine, 1 gün sonra 18/06/2022 tarihinde, Beykoz … Noterliği’nin 17/06/2021 tarih … yevmiye numaralı vekaletnamesini 18/06/2022 tarihli dilekçe ekinde sunduğunu, dilekçenin Uyap’ta beyan dilekçesi olarak 24.06.2022 tarihli olarak kayıtlı göründüğünü, davaların bitmediğini, yargılamaların uzadığını, adalete olan inancın toplum nezdinde her geçen gün azaldığını, davacının tüzel kişilik olup, şirketin temsilcisinin ölmesi ile şirket tüzel kişiliğinin son bulmayacağını, şirket, temsilcisinden bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olduğundan, temsilcisi ölse de tüzel kişiliğinin devam edeceğinin, şirketin ancak tasfiye ile hukuken sona ereceğini, şirket temsilcisi veya hissedarı ölse dahi şirketin hukuken sona ermediğinden şirket tarafından tarafından verilen vekaletnamenin geçerli olduğunu, şirketi temsil yetkisi devam etmesine rağmen yine 17/06/2022 tarihli ara kararına uyup yeni vekaletnameyi 18/06/2022 tarihinde ibraz ettiklerini ancak yine “vekalet ibraz edilmedi ” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini belirterek kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne veya yargılamaya devam etmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı şirketin tek ortaklı olarak … tarafından kurulduğu, …’in 02.09.2019 tarihinde vefat ettiği, dava tarihinin 26.02.2021 olduğu, dava tarihi itibariyle davacı şirketi temsilen vekaletname verenin ölü olduğu gerekçesiyle sunulan vekaletnamenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 114/f maddesinde; “Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması” gerektiği belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun ‘Vekalet Sözleşmesinin Sona Ermesi’ başlıklı 512. maddesinde; “Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 513. maddesinde ise; “Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır. Vekâletin sona ermesi, vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür” düzenlemeleri yer almaktadır. Ticaret sicil kayıtlarına göre, şirket temsilcisinin aksi karar alınana kadar borçlu şirketi, münferiden temsile yetkili kılındığı, dolayısı ile vekaletnamenin düzenlendiği tarihte …’in şirketi temsile yetkili olduğu, vekaletnamenin süreli olmadığı, borçlu şirket tarafından vekilin azledilmediği ve şirketin tüzel kişiliğinin son bulmadığı görülmektedir. Borçlu şirketin, şirket yetkilisinin gerçek kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliği olmakla, tüzel kişiliğin devamlılığı esas olup, mevcut durumda da tüzel kişiliğin son bulmadığı, bu durumda, yapılan açıklamalar doğrultusunda, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılan … tarafından verilen vekaletin geçerli olduğu anlaşılmaktadır. (Yargıtay 12. HD’nin 2016/22982 Esas, 2017/14264 Karar sayılı ilamı aynı yöndedir.) Öte yandan mahkemece usulüne uygun vekaletname ibrazı için kesin mehil verilmesi üzerine davacı şirket vekili tarafından , şirket yetkilisi tarafından verilen 17.06.2021 tarihli yeni vekaletname dosyaya beyan dilekçesi ekinde sunulduğu, 24.06.2021 tarihinde uyapa kayıt edildiği belirlenmektedir. O halde mahkemece, davacı vekilinin geçerli vekaletnamesinin dosyada olduğu, verilen ara kararı üzerine dava tarihi itibariyle şirket yetkilisi … tarafından verilen yeni vekaletname sunulduğu dikkate alınarak işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine ilişkin verilen karar doğru bulunmamıştır. Davalı şirket hakkında verilen iflas kararı hüküm tarihinden sonra HMK 353(1)a-6 gereği İstanbul BAM 45. HD tarafından kaldırıldığı, iflas idare memurlarının görevinin sona erdiği gözetilerek davalı şirkete tebliğin sağlanarak yargılamaya devam olunması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde olduğundan kararın dava şartlarına aykırılık nedeniyle kaldırılmasına, yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 Tarih 2021/127 Esas – 2022/382 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/06/2023