Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/477 E. 2023/379 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/477
KARAR NO: 2023/379
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2018/1165 Esas 2022/668 Karar sayılı
DAVA: Tazminat (Yöneticilerin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
Birleşen İstanbul 7. ATM’nin 2017/1124 Esas Sayılı Dava Dosyasında
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
Birleşen İstanbul 7. ATM’nin 2017/1124 Esas Sayılı Dava Dosyası İle Birleşen İstanbul 11. ATM’nin 2018/209 Esas Sayılı Dosyasında;
DAVA: Tazminat (Yöneticilerin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İlk derece mahkemesince verilen asıl ve birleşen … Ticari Ve San.Yatırımları Ltd. Şti. ve davalı-birleşen iki davada davacı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin hissedar olduğu … A.Ş nin 20.05.2006 tarihinde kurulduğunu, İstanbul Ticaret Sicilinin … sicil numarasında kayıtlı olduğunu, davacının dava dışı … A.Ş hisselerini 04.04.2016 tarihinde davalıdan devraldığını, pay devrinin 13.05.2016 tarihinde tescil edildiğini 01.06.2016 tarihli TTSG ‘de ilan edildiğini, -… A.Ş nin 07.05.2015 tarihli Olağan GK toplantısında davalının tek ortağı olduğu … ye 3 yıl için tek YK üyesi olarak seçildiğini, 04.04.2016 tarihinde … hisselerinin % 52 ‘sinin … Ltd Şti ve diğer hissedarlar … ve … tarafından davalıdan devralınması sonucu şirkette yönetim yapısının değiştiğini ve bugünkü halini aldığını, 05.05.2016 tarihli … Olağanüstü GK toplantısında en fazla 3 yıl görev yapmak üzere 5 kişilik yönetim kurulu oluşturulduğunu, 08.01.2014 tarihinden itibaren davalı … ve dava dışı … tarafından, 07.05.2015 tarihinden itibaren de davalı tarafından kontrol ve yönetilen … Yapının 5 kişilik YK tarafından yönetilmeye başlandığını, karar ekinde tescil ve ilan edilen YK İç Yönergesi uyarınca davalının ilk 3 yıl için YK başkanı olarak belirlendiğini, davalı … ‘nün müvekkiline pay devretmeden önceki dönemde … Yapının tek yöneticisi olarak görev yaptığını, bu dönemde davalının … A.Ş ni tamamen kendi kişisel çıkar ve ilişkileri doğrultusunda yönettiğini, şirketi yüklü miktarda zarara uğrattığını, müvekkili … ile diğer ortakların … Yapının bir kısım paylarını aldıktan sonra davalının … üzerindeki kontrolünün azaldığını, davalı tarafından muvazaalı ve fiktif borçlanmalarla …’yı zarara uğrattığı konusunda ciddi ihbarlar üzerine, … yönetimindeki değişiklikten sonra yeni yönetimin şirketin bu kadar borca girmesinin haklı kılacak bir durum olmadığından hareketle şirketin gerçek ve mali ve finansal yapısını inceleme gereği duyduğunu, yapılan inceleme neticesinde, davalı yönetiminde … A.Ş ‘nin başta dava dışı … şirketleri olmak üzere hiçbir hukuki açıklaması ve ticari geçerliliği olmadığı halde dava dışı 3’cü kişilere sürekli borçlandırıldığının anlaşıldığını, dava dışı … Grup şirketlerine karşı bu senetler dolayısıyla menfi tespit ve yapılmış ödemelerin iadesi talebi ile İstanbul 16. ATM nezdinde 2017/731 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, dava dışı … şirketlerine karşılıksız verilen senetlerin 14.716.434-TL olduğunu, bu davanın ikame tarihi itibariyle 6.767.946-TL tutarında senedin … tarafından ödendiğini, davalının tek yöneticisi olduğu dönem müvekkilinin de hissedarı olduğu … ya verdiği zararı tazmin etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ve diğer 2 ortağın … Yapıya ortak olmasından hemen önce Mart 2016 ‘da dava dışı … tarafından Gayrimenkul Avansı açıklaması ile … Yapıya 10.785.000-TL tutarında ödeme yaptığı gözükmekte ise de bu miktarın aynı gün davalı tarafından bankadan çekildiğini, davalının bu suretle … Yapının içini boşalttığını, davalının … Yapının bu zararını ödemekle yükümlü olduğunu, davalının … Yapıyı yönetirken basiretli ve özenli davranmadığını, “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir” şeklindeki TTK md 555/1 hükmü uyarınca huzurdaki davanın açılması gerektiğinin hasıl olduğunu belirterek fazlaya dair dava açma ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş ne ortak olması sürecindeki ve … A.Ş ‘nin yönetim yapısının değişmesinin önceki dönemde, özellikle 2015 yılı ve 2016 yılı Mayıs ayına kadar süreçte … A.Ş ni zarara uğratan davalının … A.Ş verdiği her türlü zararın tazminine, zarar miktarı mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.000-TL’nın dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek davalı tarafından … A.Ş’ne ödenmesine, müvekkili şirketin hissedarı bulunduğu … A.Ş nin uğradığı zararlarını teminat altına almak amacıyla davalının malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili; dava konusu edilen senetler ile verildiği iddia edilen zararın miktarı belirli olup, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün bulunmadığını,… firmasına verilen senetlerin toplam değerinin 14.716.434-TL olduğunu ifade edip ayrıca ödenmeyen senet tutarlarını belirttiğini, davacının … A.Ş ‘de hissedar olmadığı dönem ile ilgili olarak açtıkları sorumluluk davasında aktif husumet ehliyeti bulunmadığını,davacının iddia ettiği eylemlerin yaşandığı dönemde … A.Ş de pay sahibi olmadığını, müvekkilinin konunun mali yönden değerlendirilmesi amacıyla Prof Dr … ‘a konuyu inceleterek 20.10.2017 tarihli Uzman Görüşü aldığını, dava konusu iddialarda bahsi geçen senetlerin dava dışı … şirketine … A.Ş ‘nin fabrika binasının bulunduğu arsanın bakiye bedeli ile fabrika binasının yapım işinin … şirketi tarafından üstlenilmesi sebebiyle verildiğini, … A.Ş tarafından halen içerisinde bulunduğu “… Mah … San Bölgesi … ada … Parsel Arnavutköy” adresinde bulunan arsanın 25.05.2011 tarihinde … Şirketi ortaklarından 3.823.470-TL bedel ile satın alındığını, işbu satış bedelinin 3.000.000- TL ‘sının … tarafından banka hesabına gönderildiğini, kalan bakiye için her biri 17.160- TL olacak şekilde toplamda 48 adet senet verildiğini (17.160 TL x 48 =823.680- TL), senet kayıtlarının … ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını, … A.Ş nin ticari faaliyetini sürdürdüğü ve yaklaşık değeri 50.000.000- TL olan 6 katlı fabrika binasının dava dışı … Proje ve İnş. Ltd Şti tarafından inşa edildiğini, bu imalatlar karşılığı olarak 30.06.2011 tarihinden başlayarak 31.12.2014 tarihine kadar olan süreçte yaklaşık değeri 21.500.000-TL bedelli imalıtın gerçekleştirildiğini ve bu imalat bedelinin faturalandırıldığını, … tarafından bir kısmi ödemeler yapılmış ise de bakiye için yaklaşık 60 adet senet verildiğini, şirket malvarlığına borcu karşılayacak hak ve alacak girmediği şeklindeki iddialarının asılsız olduğunu,davacı ve dava dışı … A.Ş tarafından … A.Ş kayıtlarının 04.04.2016 tarihli Ortaklar Anlaşmasından evvel detaylı şekilde incelendiğini, dava dışı, şirketin mali durumunun bilinerek 04.04.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını ve sözleşme ekinde de dava konusu edilen senetlerin açıkça gösterildiğini, başka bir anlatımla davacı şirketin müvekkilinin sahibi olduğu şirketin hisselerini mevcut borçlarını bilerek devir aldığını, … A.Ş nin dava konusu iddialar yönünden zarara uğramadığı gibi şirketi bizzat şu andaki yönetim kurulunun zarara uğrattığını, davanın aktif ehliyet yönünden reddine, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 3. ATM’nin 2018/195 Esas Sayılı DAVA: Davacı vekili; davacı şirkete pay devrinden evvel davalının … Yapının tek yöneticisi olarak görev yaptığını, davalının muvazaalı ve fiktif borçlanmalar ile … Yapıyı dayanağı olmayan borçlar altına sokulduğu konusunda ciddi bulgular ortaya çıkması üzerine yeni yönetimin, şirketin bu kadar borca girmesini haklı kılacak bir varlığının gerçekten olmadığından hareketle şirketin mali ve finansal yapısını inceleme gereği duyduğunu, davalının kusurlu ve kötü niyetli eylem ve işlemleri neticesinde müvekkilinin de ortağı olduğu … A.Ş nin uğradığı her türlü zararının tazmini talebiyle ikame edilen sorumluluk kapsamında fazlaya ilişkin her türlü dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … Ticari ve San.Yat.. Ltd. Şti.’nin … A.Ş’ne ortak olması sürecindeki ve … A.Ş’nin yönetim yapısının değişmesinden önceki dönemde, özellikle 2015 yılı ve 2016 yılının mayıs ayına kadar süreçte … AŞ’nin Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla yaptığı planlı, bilinçli, sistemli ve dolayısıyla kusurlu eylem ve işlemleri sebebiyle, … A.Ş’ni zarara uğratan davalı …’nün, müvekkilinde hissedarı bulunduğu … A.Ş’ne vermiş olduğu her türlü zararının tazminine, müvekkilinde hissedarı bulunduğu … A.Ş’nin uğramış olduğu gerçek zarar miktarı, sayın Mahkemenizce yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkacağından, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.000- TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalı tarafından … A.Ş’ne ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; huzurdaki dosya kapsamında müvekkilinin gerçekleştirdiği eylemler sebebiyle gerek …lehine sağlandığı iddia edilen kazanç ile gerekse … A.Ş.’nin uğradığı ileri sürülen zarar tek tek hatta kuruşu kuruşuna bildirildiğini, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinin “Fiktif Alım Yapıldığı Düşünülen Satıcılara …Tarafından Yapılan Ödemeler ve … Tarafından …’e Yapılan Ödemeler” başlıklı 9. sayfasında; …A.Ş. tarafından müuhtelif tedarikçilerden satın alındığı gözüken KDV dahil 52.6 milyon TL’lik mal faturasının gerçeği yansıtmayabileceği, gerçeği yansıtmadığını düşündükleri 51 milyon TL ödeme tutarı kadar davalı …’nün … A.Ş. ‘ye borçlu oldukları ortaya çıkmıştır. ” şeklindeki ifadelerle, zararlandırdığını iddia ettikleri tutar açıkça beyan edildiğini, gerçekte dava dilekçesinde toplamda 103.6 milyon TL zararlandırdığı iddiasında bulunulduğunu;davada iddia edilen zararların tam ve belirlenebilir olduğunu davacı tarafa dava değeri olarak açıkça beyan ettiği 103.6 Milyon Tl Üzerinden harç ikmali yapmak üzere 1 (bir) hafta kesin süre verilmesini, davacının henüz ortak olmadığı bir dönem ile ilgili şirket yönetim kurulu üyesi aleyhine zararlandırıcı faaliyetlerde bulunduğu iddiası ile işbu davayı açtığını, davacının ortak olmadığı bir dönem ile ilgili açtığı işbu davasında, aktif dava ehliyeti bulunmadığını, … tarafından kurulan … A.Ş. ile …Mak. Yapı Malz. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. duşa kabin ve banyo malzemeleri üretimi yaptığını davalının hisselerini devretmeden evvel 20.000 adet ve toplam değeri 10.000.000- TL nominal değerdeki hissenin tamamına sahip olduğunu,davalı ayrıca …Ltd. Şti.’nin hissesine de sahip olduğunu, davacı şirketin müvekkilinin … A.Ş.’de tek başına hissedar olduğu dönem ile ilgili talepte bulunulmasının mümkün olmadığını,davacının zararlandırıcı faaliyet olduğunu iddia ettiği işlemlerin tamamının davacı şirketin bilgisi ve kabulünde olduğunu, davacı şirketin iştirakı … A.Ş.ile …Şirketinin 10 yılı Aşkın süredir ticareti bulunduğunu, şirketlerin ticari defter ve kayıtları ile vergi beyannameleri incelendiğinde söz konusu iadelerin tamamen gerçek mal iadeleri olduğunun ortaya çıkacağını, huzurdaki davanın … ve … şirketleri talimatları ile hareket ederek müvekkilinin sahibi bulunduğu …şirketine ait yüklü miktarda mallara el koyan … A.Ş.yönetim kurulu üyelerinin aleyhine açılan savcılık şikayeti ve davalardaki sorumluluklardan kaçmak amacıyla tamamen delil elde etmek üzere açılan kötü niyetli bir dava olduğunu, … A.Ş.’ye fahiş tutarda mal satımı yapıldığı ve …’in örtülü kazanç sağladığı yönündeki asılsız iddialara itibar edilemeyeceğini, davanın husumet yönünden, zamanaşımı yönünden reddine, aksi halde haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 7. ATM’nin 2017/1124 Esas Sayılı DAVA: Davacı vekili ; müvekkili …’nün, … A.Ş.’nin ortaklık yapısının değişmesinden evvel hisselerin tamamına sahip olduğunu,ayrıca diğer …Ltd. Şti.’nin hisselerinin tamamına sahip olduğunu,…ile dava dışı … A.Ş. arasında geçmişten bu yana devam eden ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasında 18.09.2015 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili …’nün, karşısında Türkiye’nin en büyük Yapı Marketi şirketlerinden birisi olan davadışı … A.Ş ‘nin olması ve bu nedenle davalıya güven duyması neticesinde dava dışı … A.Ş.’nin manevi baskısı ve hileli davranışları ile kendilerine sunulan “Borç Taşfiye Sözleşmesi”ni kayıtsız şartsız imzalamak mecburiyetinde kaldığını, sözleşme gereğince müvekkili … ve … A.Ş.’nin varlığı iddia edilen 37.000.000-TL ‘lik borca kefil olmalarının sağlandığını, müvekkili’nin … A.Ş.’deki hisselerinin % 100’üne dava dışı … A.Ş. lehine “rehin konulması”nın sağlandığını, dava konusu taşınmazın devrinden önce 18.09.2015 tarihli borç tasfiyesi sözleşmesi imzalandığını, ardından 04.04.2016 tarihli … A.Ş.ortaklar anlaşması ile müvekkilinin % 52 hisselerinin ele geçirildiğini, dava dışı … A.Ş.’nin müvekkilinden ve … A.Ş.’den alacaklı olmamasına karşılık türlü usulsüzlükler neticesinde 18.09.2015 tarihli borç tasfiyesi sözleşmesi imzalattırıldığını,… A..Ş.’nin fabrika binasının mülkiyetinin bedelsiz dava dışı … A.Ş.’ye devredildiğini, söz konusu devir işleminin davalılar ile bağı bulundukları … A.Ş.’nin hileli ve hukuka aykırı davranışları neticesinde kandırılarak ele geçirildiğini, … A.Ş. ile … A.Ş.’ye borçlu olmadığı ve … A.Ş.’nin fabrika binasına ilişkin finansal kiralama şirketine devir tarihine kadar ödediği kira bedellerinin fabrika binasının devir işlemleri sırasında … A.Ş.’ye ödenmediğinin Prof. Dr. … tarafından hazırlanan mütalaa ile sabit olduğunu, müvekkilinin doğrudan zarara uğrayan olması sebebiyle hükmedilecek tazminatın müvekkili lehine verilmesi gerektiğini belirterek HMK madde 107 hükmü gereği belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kabulü ile … A.Ş. YK üyesi olan davalıların, … A.Ş. fabrika binasının dava dışı … A.Ş.’ye hileli davranışlar neticesinde tescil edilmesi, daha sonra Leaseback yöntemi ile … Kiralama A.O.’na devredilmesi ve ayrıca … A.Ş.’ye ait olmasına karşılık türlü hileler ile ele geçirilen fabrika binasının “15.12.2016 tarihli Kira Sözleşmesi” ile … A.Ş. tarafından … A.Ş.’ye klraya verilmesi ve … A.Ş.’nin kendi mülkünde kiracı duruma düşürülmesi nedeni, dava dışı … A.Ş. çıkar ve menfaatleri gereğince hareket eden davalıların YK üyelikleri süresi boyunca gerçekleştirdikleri hukuka aykırı ve zararlandırıcı işlemler sebebiyle müvekkilinin uğradığı doğrudan zararlara ilişkin yapılacak bilirkişi incelemesi ile hesaplanarak belirlenecek tazminat miktarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL’sinin işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ; davaya konu talepler bakımından daha önce açılan davada feragat ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu, kesin hüküm bulunan bir konuda aynı taleplerle yeni bir dava açılamayacağını,14.09.2017 tarihinde yapılan … A.Ş Genel Kurulu Toplantısına değin şirketi temsil yetkisi ve YK başkanı davacı … olduğunu, müvekkillerinin anılan tarihe kadar şirketin yalnızca YK üyeleri olarak görev yaptığını, süreç içinde davacı bizzat kendisinin yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yerine getirmediğini ve tam aksine şirketin mal varlıklarını kendi zimmetine geçirmekle meşgul olduğunu,davacı aleyhine İstanbul Anadolu 9. ATM nin 2017/878 Esas ve İstanbul Anadolu 3. ATM’nin 2018/195 Esas sayılı dosyalarıyla görülen sorumluluk davaları açıldığını, 105 ada, 21 parselde kayıtlı, 4 bağımsız bölümden oluşan gayrimenkulün sahibi … A.Ş. iken bizzat davacı tarafından bu taşınmazın mülkiyeti kiralama yoluyla … Kiralama A.Ş.’ ye devredilerek kredi kullanıldığını, bu işlemlerin yapıldığı esnada müvekkillerin anılan şirketin hissedarı olmadığı gibi şirketin yönetim kurulunda da görev almadıklarını, davacı şirketin mal varlıklarını nedensiz biçimde üçüncü kişilere devrettiğini, bu devir karşılığında kullandığı kredilerin de akıbeti şirket ticari kayıtlarında belli olmadığını, … A.Ş. taşınmazının mülkiyetini finansal kiralama yoluyla … A.Ş.’ ye devreden ve kredi kullanan (davacı) … A.Ş.’nin finansal kiralama bedellerini … Kiralama A.Ş.’ye ödemeyip temerrüde düştüğünü, bu aşamada dava dışı … A.Ş., … A.Ş.’ye borcun tamamını ödeyerek gayrimenkul Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesiyle … A.Ş.’ye geçtiğini, davacı … bizzat 27.01.2016 tarihli Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesiyle yazılı onay verdiğini, davacı … ‘nün ayrıca tapuda yazılı olarak devre muvafakat ettiğini, bu aşamadan sonra dava dışı … Ticaret ve Yatırım A.Ş. daha sonra dava konusu taşınmazı finansal kiralama yoluyla … A.O’ya devrettiğini, bu işlemlerin tümü bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiğini, daha da öte aynı taşınmazın inşaatını yaptığı iddia olunan … grubu şirketlerine de … tarafından yaklaşık 36.000.000 -TL para ödendiğini, davacının bizzat kendi kusuruyla gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle, daha sonra bir dava açmasına karşın bu davadan da feragat ettiği dikkate alındığında huzurdaki davanın esas bakımından da reddinin gerektiğini belirterek daha önce İstanbul 1. ATMnin 2016/1217 E.- 2017/154 K; İstanbul 9. ATM in 2017/79 Esas – 2017/154 K; sayılı dosyalarıyla görülen ve davacının feragati ile sonuçlanan ve karara bağlanan davalarla aynı olması nedeniyle müvekkiller aleyhine açılan davanın, “feragat” ve/veya “kesin hüküm” nedenleriyle reddine,aksi halde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 7. ATM nin 2017/1124 Esas sayılı dava dosyası ile birleşen İstanbul 11. ATM’nin 2018/209 Esas sayılı dosyasında;
DAVA: Davacı vekili müvekkili tarafından kurulan … ile …Ltd. Şti.nin duşa kabin ve banyo malzemeleri üretimi konusunda faaliyet gösterdikleri, müvekkilinin …hisselerine sahip olduğunu, …ile dava dışı … A.Ş. arasında ticari ilişki mevcut olup … A.Ş de …’in ürettiği duşa kabin ve banyo ürünleri satıldığını, … yetkilileri tarafından …’in kendilerine borçlu olduğu gerekçesiyle görüşme talebinde bulunduklarını, yapılan görüşmede …’in henüz üretip teslim etmediği mallar için kestiği faturaları kabul ederek …’in 3.ncü şahıslarla, finans kuruluşlarıyla yaptığı temliklere onay vermesi neticesinde …’ in henüz teslim almadığı malların borcunu ödemekle yükümlü duruma geldiğinin belirtildiğini, oysa dava dışı … tarafından bildirilen bu alacak iddiasının gerçek dışı olduğu gibi miktarının da hatalı hesaplamalar ile belirlendiğini, anılan tarihte ileri sürüldüğü gibi hiçbir borç bulunmadığını, yapılan bu görüşmeler üzerine hisse devirlerinden önce taraflar arasında 18.09.2015 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde tarafların varlığı iddia edilen 37.000.000-TL borcun ödenmesi amacıyla müvekkili üzerinde manevi baskı kurularak borç ile ilgili olarak müvekkili … ve müvekkilinin o tarihte % 100 ‘üne sahip olduğu … Yapının bu borca kefil olmalarının sağlandığını, ardından … A.Ş nin finansal kiralama sözleşmesi ile … Kiralama A.Ş den leasing yöntemi ile satın alınan bu taşınmazın kendilerine devrinin yapılması için 27.01.2016 tarihinde “Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesi” imzalatıldığını, sözleşme ile o zamana kadar müvekkili tarafından ödenen kira bedelinin müvekkiline ödenmeksizin geri kalan kira borç tutarının … AŞ tarafından ödenerek fabrika binasının tapusunun devir alındığını, nihayetinde yine müvekkilinin ve sahibi bulunduğu şirketlerin dava dışı … A.Ş’ye borçlu olduğu iddiası ile 04.04.2016 tarihli “… A.Ş Ortaklar Anlaşması’ ile müvekkilinin davalı şirkette bulunan % 52 hissesinin dava dışı … talimatı altındaki şirket ve kişilere bedeli ödenmeksizin ve gerçekte borçlu olunmamasına rağmen devrinin sağlandığını ve müvekkilinin azınlık pay sahibi duruma düşürüldüğünü, İstanbul 14 ATMnin 2017/1148-esas sayılı dosyasında şirketlerin dava dışı … A.Ş ‘ne borçlu olmadığının tespiti amacıyla dava açıldığını, işbu davanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin kendi yaptığı incelemelerde 21.07.2017 tarihi itibariyle son 14 aylık dönemde şirketin 70-80 Milyon TL civarında zarara sokulduğunun tespit edildiğini, … Ticari ve San. Yatırımları Ltd. Şti.nin bünyesinde birçok firma barındırdığını, bu kapsamda; … Ticaret ve Yatırım A.Ş, … Tic. A.Ş., … Hizmetleri A.Ş., … İletişim Yayıncılık Reklam Hiz. A.Ş.,gibi birçok firmanın … firmasının grup şirketleri olduğunu, bahsi geçen bu şirketlerin şu anda tamamen … A.Ş.nin borçlandırıldığı firmalar olduğunu, şirketin tamamen davalılar tarafından ele geçirilmesinden sonra şirketin ciddi anlamda ciro kaybına uğradığını, dava dışı şirketin lojistik işlerinin dava dışı … ve … şirketlerinin iştiraki olan … firmasına piyasa değerlerinin çok üstünde fahiş tutarlar ile yaptırıldığını, … nezdinde davalılar tarafından gerçekleştirilen usule aykırı temlik ve faktoring işlemleri ile … A.Ş ‘ne usulsüz kaynak yaratıldığını, YK üyelerinin huzur hakkı alacağı ile ilgili dava dışı … tarafından … Yapıya fatura düzenlendiğini, bu veya başkaca şekilde fiktif olarak yaratılan borçlanmalar neticesinde … Yapıya faiz faturaları kesildiğini, davalıların şirketi kötü yönetimi sebebiyle şirketin sayısız ceza faturaları ve icra takipleri ile karşı karşıya kaldığını, dava dışı şirketin en önemli tedarikçisi … tarafından … aleyhine sözleşmeye aykırılıktan ceza faturaları düzenlendiğini, toplam 560.369,34- TL tutarın tahsilinin talep edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK md. 107 hükmü gereği belirsiz alacak davası niteliğinde olan davanın kabulüne, … A.Ş YK üyesi olan davalıların eylemleri nedeniyle müvekkilinin zararının meydana geldiğini belirterek davalıların TTK 553 ve diğer md.gereğince YK üyelikleri süresince gerçekleştirdikleri zararlı işlemlerin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000-TL ‘nin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davaya konu talepler bakımından daha önce verilen aynı davada feragat ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu,14.09.2017 tarihinde yapılan … A.Ş Genel Kurulu Toplantısına değin şirketi temsil yetkisi ve yönetim kurulu başkanı davacı olduğunu, müvekkillerinin anılan tarihe kadar şirketin yalnızca YK üyeleri olarak görev yaptıklarını, süreç içinde davacının bizzat kendisinin yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yerine getirmemiş tam aksine şirketin mal varlıklarını kendi zimmetine geçirmekle meşgul olduğunu, davacı şirketin mal varlığını nedensiz biçimde üçüncü kişilere devrettiğini, iş bu devir karşılığında kullandığı kredilerin de akıbeti şirket ticari kayıtlarında belli bile olmadığını, … A.Ş. taşınmazının mülkiyetini finansal kiralama yoluyla … Kiralama A.Ş.’ ye devreden ve kredi kullanan (davacı) … A.Ş.’nin finansal kiralama bedellerini … Kiralama A.Ş.’ye ödemeyip temerrüde düştüğünü, bu aşamada dava dışı … Ticaret ve Yatırım A.Ş.,… Kiralama A.Ş.’ye borcun tamamını ödeyerek gayrimenkul Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesiyle … Ticaret ve Yatırım A.Ş.’ye geçtiğini, davacının bizzat 27.01.2016 tarihli Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesiyle yazılı onay verdiğini, davacı ayrıca tapuda yazılı olarak devre muvafakat ettiğini, dava dışı …..A.Ş. daha sonra dava konusu taşınmazı finansal kiralama yoluyla … Finansal Kiralama A.O’ya devrettiğini, işlemlerin tümünün bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiğini, aynı taşınmazın inşaatını yaptığı iddia olunan … grubu şirketlerine de … tarafından yaklaşık 36.000.000-TL para ödendiğini, müvekkillerinin hiçbir sorumluluğu bulunmayan tam aksine tüm sorumluluğun davacıya ait olduğu bir konuda müvekkiller aleyhine sorumluluk davası açılması akla ve hukuka uygun olmadığını, davacının bizzat kendi kusuruyla yaptığı işlemler nedeniyle, daha sonra açtığı İstanbul 1. ATMnin 2016/1217 E.- 2017/154 K; İstanbul 9. ATM nin 2017/79 Esas – 2017/154 K; sayılı dosyalarıyla görülen, ancak bizzat davacının feragat etmesiyle sonuçlanan ve davalarla aynı olması nedeniyle müvekkiller aleyhine ikame olunan davanın, “feragat” ve/veya “kesin hüküm” nedenleriyle reddine, ayrıca davacının aktif dava ehliyetinin olmaması nedeni (davacı … nin yetkilisi ve ortağı olmadığından) davasının reddine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; Asıl davada ve birleşen İst. Anadolu 3. ATM ‘nin 2018/195esas sayılı dava dosyalarında davacı olan … Ticari ve Sanayi Yatırım Ltd. Şti.dava açıldığı tarihte her ne kadar … A.Ş.’nin ortağı ise de 30.11.2018 tarihli 2018/12 sayılı 26.12.2018 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen karara göre şirketin tek ortaklı olduğu ve bu pay sahibinin de … olduğu,davacı taraf hem şirkete ortak olmadan önceki dönemdeki şirket zararları için dava açmış, hemde dava devam ederken pay sahipliği sıfatını kaybettiğini ,bu noktada davacı şirketin asıl ve birleşen Anadolu 3. ATMnin 2018/195 Esas sayılı dava dosyası yönünden aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı, TTK.nın 555/1 maddesi hükmüne dayanarak bir pay sahibinin şirketin zarara uğratıldığından bahisle zararın tazminine ilişkin “dolayısıyla zarar gören” sıfatıyla dava açılabilmesi onun ortaklık sıfatına bağlı olduğu,ortağın pay sahibi olma sıfatına gerek zararın doğumu, gerekse davanın açıldığı tarihte sahip olması ve davanın sonuna kadar bu sıfatını koruması gerektiği,bu sıfatın dava esnasında kaybedilmesi davaya devam ettirebilme imkanını ortadan kaldırmaktadır. Çünkü ortağın şirketten ayrılması dava açmadaki menfaatini ortadan kaldırdığı, (Yargıtay 11. HD.nin 04.11.2014 tarih 2013/9176 Esas – 2014/16815 Karar vb.kararları bu doğrultudadır)davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından asıl ve birleşen İst. Anadolu 3. ATMnin 2018/195 Esas sayılı dava dosyasındaki davaların reddi gerektiği,kaldı ki aksi düşünülse dahi yani davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilse bile bu kez de gerek mali bilirkişi gerekse teknik bilirkişi aracılığı ile yaptırılan bilirkişi incelenmesi sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan raporda;”…şirketin … Şirketlerine karşılıksız 14.716.434- TL toplamında senetler verildiğinin, davanın açıldığı tarih itibariyle bu senetlerin 6.767.946,00 TL ‘lik kısmının ödendiğini, davalının şirkete verdiği bu zararı tazmin etmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de dava dışı şirket bu senetleri yaptırdığı fabrika binası için verdiği , teknik bilirkişi tarafından fabrika binasının yapıldığı yıllar itibariyle maliyetinin belirlendiği buna göre fabrika binasının 25.05.2011 ile 31.12.2014 tarihleri arasındaki yapım maliyetinin 22.202.400-TL olarak hesaplandığı, şirketin sebepsiz yere borçlandırıldığı iddiasının dayanağı olmadığı sonucuna varıldığından asıl ve birleşen İst.Anadolu 3. ATMnin 2018/195 Esas sayılı dava dosyalarının bu yönden de reddi gerektiği ,Birleşen İst.7.ATM nin 2017/1124 ve bu dosya ile birleşen İst.11 ATM nin 2018/209 esas sayılı davalara ilişkin olarak ;TTK 555/1 maddesi uyarınca şirket ortakları, yöneticilerin şirketi zarara uğrattıklarından bahisle tespit edilecek zarar miktarının ancak şirkete ödenmesini talep edebileceklerini, zararın davacı yönünden dolaylı zarar olduğunun kabulü halinde davacı tespit edilecek zararın kendisine ödenmesini isteyemeyeceği gibi yargılama aşamasında birleşen davalarda davacı … şirket ortaklığından ayrılmış olması nedeniyle aktif husumet ehliyeti de kalmadığı için davanın bu yönden reddi gerektiği, ancak davacı taraf her iki dava dilekçesinde uğradığı doğrudan zararın tespit edilerek kendisine ödenmesini dile getirdiğini, bu yönüyle de incelendiğinde davacının her iki dava dosyasına konu ettiği hususlar nedeniyle bizzat kendisinin ne şekilde ve ne kadar zarara uğradığını somut bir şekilde ortaya koyamadığını, eğer davacının yargılama aşamasında ortaklığın kaybetmiş olmasına rağmen aktif husumet ehliyetinin devam ettiği düşünülecek olsa dahi; davacı ve davalıların aynı dönemde dava dışı şirkette yönetim kurulunda birlikte görev yaptıkları, davacı … YK başkanı olarak görevini ifa ettiği, davacının davalılar ile birlikte görev yaptıkları tarihlerin 05.05.2016 – 27.06.2018 tarihleri arasında olduğu, davacı taraf dava dilekçesinde davalıların henüz YK üyesi olmadıkları döneme ait olayları da davasına dayanak yaptığı, dava dışı …Ltd. Şti.’nin ortağı iken …ile yine dava dışı … A.Ş.arasında ticari ilişki bulunduğunu, … A.Ş.’nin …’den 37.000.000-TL alacaklı olduğunu iddia ederek kendisi üzerinde manevi baskı kurulduğunu, hisse devirlerinden önce 18.09.2015 tarihinde borç tasfiye sözleşmesi imzalandığını, kendisinin % 100 oranında hissesine sahip … A.Ş.’nin söz konusu borca kefil olmasının sağlandığını, ardından … ‘nın finansal kiralama ile satın aldığı fabrika binasının 27.01.2016 tarihli Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesi ile … ‘nın elinden alındığını, ardından 04.04.2016 tarihli … A.Ş. Ortaklar Anlaşması ile kendisinin … ‘daki % 52 oranındaki hissesinin … A.Ş.’nin talimatı altındaki şirket ve kişilere bedelsiz devrinin gerçekleştirildiğini iddia ettiğini, yine dava dilekçesinin devamında kendisinin yaptığı incelemesinde 21.07.2017 tarihi itibariyle son 14 aylık dönemde dava dışı … A.Ş.’nin 70 – 80 milyon TL civarında zarara sokulduğunu iddia ettiğini, dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter kayıt ve dayanak belgelerinin mali bilirkişi incelemesi sonucunda 2014-2015-2016 yılında muhtelif miktarlarda ki azımsanacak miktarda olmayacak şekilde kar ettiğini, sadece 2017 yılında 9.331.569-TL zarar ettiğinin tespit edildiğini, iddia edildiği kadar 70 – 80 milyon TL zararının olmadığı gibi 2017 yılında gerçekleşen 9.331.569- TL zararın oluşmasına da 2016 senesinde 63.873.188,79-TL olan net satışların 2017 yılında 42.537.289,07-TL’ye düşmesinin neden olduğunu, ciro kaybının sebebinin somut bir şekilde ispatlanamadığı gibi doğrudan yönetim kurulunun sorumlu tutulmasının dayanaksız olduğunu, davacının her iki dava dosyasında da iddiaları dönem itibariyle mali bilirkişi incelemesi sonucunda da tespit edildiği üzere davalıların ortak ve yönetim kurulu üyesi olmadan önceki döneme ilişkin olduğunu, davalıların yönetim kurulu üyeliği yaptıkları dönemde de şirketin yönetim kurulu başkanı davacının bizzat kendisi olduğu gerekçesiyle davacı … tarafından açılan davaların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-İstinaf yoluna başvuran davalı-birleşen iki davada davacı … vekili; dava dosyaları ile ilgili olarak müvekkili aleyhine olan hükümlerin yeniden incelenerek bozulmasına ve müvekkilinin açtığı davaların kabulüne, karşı tarafların açtığı davaların öncelikle davalıların uhdesinde bulunan taşınmazlara tedbir ya da davalıdır şerhi konularak reddine karar verilmesini, davalı … A.Ş. yetkilileri tarafından bildirilen alacak iddiası gerçek dışı olduğunu, miktarın hatalı ve fahiş hesaplamalarla belirlendiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarıyla sabit olduğunu, anılan tarihte ileri sürüldüğü gibi bir borcu hiçbir şekilde bulunmadığını, müvekkilinin hissedarı bulunduğu …A.Ş. davalının iddialarının aksine borçlu değil 18.09.2015 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi” uyarınca alacaklı konumunda olduğunu, hazırlanan Uzman Görüşü’nde belirtildiği üzere, davalı … yönünden müvekkiline ait 2015 yılı kapanış fişinde 9.482.859,32-TL alacak bakiyesi olarak gözüken tutarın, 2016 yılı açılış fişinde borç hanesine kaydedildiği tespit edildiğini, müvekkilin hissedarı olduğu ve dava konuşu sözleşmelerde bahsi geçen …Şirketi’nin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, dava konusu sözleşmelerin hukuki ve mali altlığının bulunmadığının sabit olduğunu, …’nin tamamı müvekkiline ait olan … A.Ş’nin hisselerinden %52’sini ve fabrika binasını devralması ve müvekkilinin tamamına sahip olduğu …’i hile ve manevi baskılarla 37.000.000-TL borçlandırması müvekkilini mağdur ettiğini, …, … A.Ş’deki hisseleri ve yönetimi devralarak ve edinilen mal ve hakların bir kısmını dava dışı (davalının aynı zamanda yöneticisi olduğu) … Sanayi Yatırım Limited Şirketi’ne aktararak bu şirket üzerinden sebepsiz zenginleşme yoluna gittiğini, davada haklığı ortaya çıksa dahi müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, böyle bir durumda müvekkilinin mülkiyet hakkı ihlal edilmiş olacak ve daha önce tesis edilmeyen davalıdır şerhi talebi de olduğu gibi, anılan dönemde yargılama süresince hisseleri ele geçirilen müvekkilinin bu kez de kendisinden usulsüz yollarla devralınan ve sebepsiz zenginleşmeye konu olan taşınmazların 3. kişilere satışı tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını, bu nedenlerle, mülkiyeti müvekkiline ait firmalarda iken finansal kiralama sözleşmesi vb. sözleşmeler ile ele geçirilen fabrika binasının ve diğer taşınmazların davanın konusu olduğunu, davanın müvekkilinin lehine sonuçlanması halinde dahi, kararın icrası bakımından bir etkisi olmayacağından, hatta en değerli olanlarının şimdiden satılık ilanları konulmuş olunması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye konu olabileceğinden taşınmazların satışının durdurulması için tedbir veya davalıdır şerhi kararı verilmesini talep ettiklerini, davaların birleşme işlemlerin başından bu yana yasaya ve hukuka usul ve esas açısından uygun olmadığını, HMK yargılamasında, uzman görüşü dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate almak ve değerlendirmek zorunda olduğunu, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içerdiğini, mahkemece uzman görüşü gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verdiğini, bu yüzden kararın bozulması gerektiğini,müvekkili aleyhine olan hükümlerin yeniden incelenerek bozulmasına ve müvekkilinin açtığı davaların kabulüne, karşı tarafların açtığı davaların öncelikle davalıların uhdesinde bulunan taşınmazlara tedbir ya da davalıdır şerhi konularak reddine dair karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davacı … Ticari Ve San. Yatırımları Ltd. Şti. Vekili; asıl ve birleşen davada tazminat istemi davalı …’nün … A.Ş yöneticisi iken, şirket aktiflerini kendine geçirdiği,şirketi üçüncü şirketler lehine nedensiz biçimde borçlandırdığı, Şirket hesaplarından kendine para aktardığı nedenlerine dayandırılmış ve tazminatın … A.Ş’ne ödenmesi talep olunduğunu,davanın açıldığı dönemde davalının şirketin büyük hissedarı ve yöneticisi konumunda olduğu,bu yönüyle zorunlu olarak davalı aleyhine açılan davada talep konusunun alacaklısı … A.Ş olarak yer almasına karşın davacı olarak ilgili şahıslar gösterildiğini ,davacı … hisselerini en son olarak “…” isimli şirkete devrettikleri için … A.Ş nin temsilcisi ve hissedarı bu şirketin davaya devam ettiğini ,belirtmek gerekir ki bir davada tarafın belirlenmesi gerek dava esnasında taraflar ve mahkemece yapılması gereken usuli şlemler gerekse kesin hükmün etkisi bakımından son derece önemli olduğunu ,davanın tarafları dava dilekçesiyle belirlenir (HMK m.11 9) ve dava, kural olarak, dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen kişiler tarafından yürütülerek bu kişiler hakkında hüküm verileecğini ,ancak bazen maddi hukukta gerçekleşen olayların davaya yansıması olarak örneğin, davanın taraflarından birinin dava esnasında ölmesi veya dava konusunun dava esnasında devredlmesi gibi sebeplerle kanun taraf değişikliği yapılması gerekebileceğini ,Bazen de hukukî veya fiilî br yanılgı sonucu dava dlekçesnde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi sebebiyle tarafın iradî olarak değiştirilmesi gerekli olabileecğini ,dava dilekçesinin hazırlanması esnasında hukukî veya fiilî bir yanılgı sonucu tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi halnde, iradî taraf değişikliği yapılmak suretiyle bu hata düzeltilmezse, yanlış taraflarla davaya devam edilmeyeceği için, açılan davanın reddedilmesi ve gerçek davacı tarafından veya gerçek davalıya karşı bu durum ise hem tarafı yanlış veya eksik belirlenmiş olduğundan reddedilen davada yapılan usul işlemlerinin boşa gitmesine hem de yeni davalar açılmasına sebebiyet verdiğinden usul ekonomisine aykırı olacağını, (Korkmaz Taş Hülya, “Davacı tarafta İradi Taraf Değişikliği Yapılması ve Bu KOnuya Yrgıtay Bakış Açısının Değerlendirilmesi” Fasikül Hukuk Dergisi, Cilt 10 Sayı 100, Yıl 2018, s. 117 vd.),Ancak bazen dava esnasında maddi hukukta gerçekleşen olaylar sebebiyle davanın taraflarının değiştirilmesi gerekebileceğini ,bu hallerde maddi hukukun yargılamaya yansımasının bir gereği olarak taraf değişikliği yapılması gerektiğinden, bu hallerde yapılan taraf değişikliği, kanun taraf değikliği olarak adlandırılabileceğini ,davacı tarafından dava konusu devredilirse, eski davacının yerine alacağı devralan kişiye davacı olarak davaya devam eder (HMK m.125/2). Kanun taraf değişikliği yapılmasını gerektiren haller, davanın açılmasından sonra maddi hukukta gerçekleşen olayların yargılamaya yansımasının sonucu olduğundan, bu değişikliğin yapılması için karşı tarafın rızasına veya hâkimin iznine ihtiyaç olmadığını ,Ancak bu hallerde de, davada taraf değişikliği yapıldığına ilişkin bir ara karar verlmesi ve davaya yeni tarafla devam edilmesi gerekli olduğu ,iradi taraf değişikliğinin sözkonusu olmadığını, Zorunlu olarak yapılan taraf değişikliğinde davalı tarafın bir itirazı olmamıştır. Bunun yanında dava konusunun … A.Ş ne ödenmesi talebin de de bir değişiklik yapılmadığını ,dava dilekçesinde ilk yer alan hissedarlarla sonra dan davaya katılan … firması arasında halef selef ilişkisi mevcut olduğunu ,her iki taraf davanın başından sonuna kadar talep konusunun dayanağının … A.Ş ne verilen zarardan kaynaklandığı ve zararın iş bu Şirkete ödenmesi talep olunduğunu , Hal böyle iken Sayın Mahkemenin dava konusu ve talep konusu ile davacı sıfatının kanuni olarak değişebileceği gerçeğini de dikkate almadan sırf bu nedenle iki haklı davanın reddine karar vermesi hukuka açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava ile birleşen İstanbul Anadolu 3 ATM nin 2018 /195 esas sayılı dosyalarının davacısı …..ltd.Şti tarafından , davalının yöneticisi olduğu dönemde dava dışı … A.Ş.’nin zarara uğratıldığı iddiası ile tespit edilecek tazminatın davalıdan tahsili ile dava dışı … A.Ş.’ne ödenmesi istemine ilişkindir. Birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2017/1124 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/209 Esas sayılı dava dosyasında da bu kez diğer davaların davalısı … tarafından açılan yine dava dışı şirkette davalıların yönetim kurulu üyeleri olarak görev yaptıkları dönemde şirketi zarara uğrattıklarından bahisle tespit edilecek zararı tahsili istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen dava dosyalarında zarara uğratıldığı iddia olunan dava dışı … A.Ş.’nin 28.11.2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirkette ortaklığı bulunmayan … ‘nün 400.000- TL’lik hisseyi devralarak ortak olduğu, şirket hissedarlarından … ‘nün şirkette mevcut 1.600.000 TL’lik hissesini …’ye devrettiği, böylece şirketin % 50’şer oranında hisse oranında ortaklarının … ile … olduğu, 27.12.2011 tarihinde şirket sermayesinin 10.000.000 TL’ye yükseltildiği, şirketin 24.12.2013 tarihli genel kurul kararı ile unvan ve nevi değişikliği yapılarak şirketin yeni unvanının … A.Ş.olduğu, şirketin yönetim kurulunun 08.01.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirketin her türlü işleminin ifası ile ilgili her türlü belgede 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyelerinden … veya … ‘den herhangi birinin münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları, 16.01.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, 27.03.2015 tarihinde TTK 338.maddesine göre 27.03.2015 tarihinden itibaren tek pay sahipli A.Ş.olarak devam edeceği, tek pay sahibinin … olduğuna karar verildiği, kararın sicil gazetesinde yayınlandığı, şirketin 2013-2014 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısının 07.05.2015 tarihinde yapılarak yönetim kurulu üyelerinin toplantıya katılan diğer ortakların oy birliği ile ayrı ayrı ibra edildiği, yönetim kurulunun 04.04.2016 tarihli 2016/2 sayılı karar ile bugünden itibaren çok ortaklı Anonim Şirket olarak faaliyetine devam etme kararı alındığı, kararın 18.05.2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, 05.05.2016 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirketin toplam sermayesinin 10.000.000 -TL (… 4.800.000 TL , … Ticari San.Ltd. Şti. ‘nin 4.800.000- TL, … ‘nun 200.000- TL , … ‘nin 200.000 -TL) toplam hisse adedinin 20.000 olup, % 100 toplantı nisabı ile toplantı yapıldığı, … A.Ş.’nin 2016 yılı faaliyet dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısının 14.09.2017 tarihinde yapıldığı, 2015,2016 yılında tek yönetim kurulu üyesi olan … ‘nün yapılan oylamada oy birliği ile ibra edilmediği, şirketin 27.06.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ortaklarının … Yatırım Ltd. Şti., … Tic. A.Ş., … ile … ‘ndan oluştuğu, 30.11.2018 tarihli 2018/12 sayılı yönetim kurulu kararı ile şirketin tek pay sahipli Anonim Şirketi olduğu, “Tek Ortaklık Bilgisinin” 20.12.2018 tarihinde tescil edildiği , tek pay sahibinin ise “…” adresinde ikamet eden …. olduğu tescil edilerek 26.12.2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş,akabinde 20.12.2018 tarihli genel kurul kararı ile … 20.12.2019 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi seçilmiştir. Anlatılanlara göre davacı … ..ltd.şti ;30.11.2018 tarihi itibariyle şirketin ortağı sıfatını kaybetmiştir.Ancak ; davacı … ..ltd.şti vekili mahkemeye verdiği 17/10/2019 tarihli dilekçesi ile ;TTK nın 555/1 madde hükmüne göre yönetim kuruluna sorumluluk davası açabilmek için, dava anında “pay sahibi” sıfatını taşımak gerekli yeterlidir. Pay sahipliği artık müvekkilim şirket olan … şirketinden olduğundan davalının husumet yönündeki tüm itirazlarının herhangi bir dayanağı bulunmadığını ,davayı … Adına da takip ettiklerine ilişkin dilekçe ve vekaletname sunduğu ,mahkemece davacı … vekili tarafından … Adına yapılan talep hakkında hiçbir ara kararı verilmediği ,davayı şirket hisselerini devir eden … ..ltd.şti huzurunda devam ettiği ve davacının hisselerini devir ettiği gerekçe gösterilerek davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ; … Şirketi tarafından açılan davaların yeni ortak … Tarafından takip edileceğine yönelik talep hakkında olumlu olumsuz karar verilmeden davanın karara bağlanması doğru olmadığından asıl ve birleşen davalarda davacı … vekilinin istinaf sebebleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ,taraf ehliyeti dava şartlarından olduğu gibi davacı … vekili tarafından bu husus istinaf sebebi yapıldığından kararın diğer kısımları incelenmeksizin kararın kaldırılmasına dava dosyasının kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl ve birleşen davada Davacı … Yatırımları Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1165 Esas – 2022/668 Karar sayılı 12/10/2022 tarihli kararının, HMK’nın 353(1)a-4 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Birleşen davalar davacısı … vekilinin istinaf başvurusu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,Davacı … vekilinin diğer istinaf sebeblerinin incelenmesine yer olmadığına, Davacılar tarafından peşin yatırılan istinaf karar harçlarının talepleri halinde davacılara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2023