Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/472 E. 2023/474 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/472
KARAR NO: 2023/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/1082 Esas
TALEP: Şirkete Kayyım Atanması Yönünde İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/04/2023
Tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili; davalı …’ın, müvekkilinin ortak olduğu … Ltd. Şti.’nin münferit imza yetkili tek müdürü olduğunu, davalının … AŞ’nin de sahibi ve tek müdürü olduğunu, … şirketinin kısmi bölünmesi ve devir işlemi ile … Hiz. AŞ unvanlı yeni bir şirket kurulduğunu, bu şirketin de %100 hissedarı ve yönetim kurulu başkanının davalı … olduğunu, bu şirketin de dava konusu şirketle aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, bu durumda davalı şirket müdürü olan davalı …’ın TTK 626/2 maddesi kapsamında rekabet yasağını ihlal ettiğini, taraflar arasında husumet ve menfaat çatışması bulunduğunu, bu nedenle davalının müdürlükten azli için dava açtıklarını belirterek, davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; şirketin organlarında eksiklik bulunmadığı, şirket müdürü olan davalının rekabet yasağını ihlal edip etmediği hususunun yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği, davacı tarafından TTK 630/2 maddesi gereğince davalının müdürlük görevinden azlinin talep edildiği, bu aşamada delillerin henüz toplanmamış olması nedeniyle şirkete kayyım atanması yönünde yaklaşık ispat kapsamında dosyaya somut delil sunulmadığı, bu bağlamda HMK 389/1 maddesi kapsamında davacı yönünden ileride telafisi imkansız zararların doğma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin azınlık pay sahibi olduğunu, çoğunluk pay sahibi … ve … kardeşlerin müvekkilinin bilgi dışında kendi aralarında yaptıkları bir genel kurul kararı ile müvekkilini müdürlük görevinden azlederek …’ı tek başına müdür seçtiklerini, müvekkili tarafından ortaklıktan çıkma davası açıldığını, müvekkili lehine verilen kararın henüz kesinleşmediğini, şirketin son 4 yılda ciddi zarar ettiğini, bu durumun planlı bir eylem olduğunu, müvekkilinin gelir elde etmesi engellenerek kar payı dağıtılmadığını, davalının gizli ortak olarak 2017 yılında … ile aynı sektörde faaliyet gösteren … isimli yeni bir şirket kurduğunu ve tek başına sahibi olduğu … isimli şirketi üzerinden kar ve kaynak transferleri yaptığını, davalının eylemlerinin rekabet yasağına aykırılık oluşturduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin haklılığının ispatlandığını belirterek, ara kararın kaldırılarak davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinafa konu ara karar, TTK 630/2. maddesi uyarınca açılan, haklı sebeplerle limited şirket müdürünün azli davasında tedbiren davalı şirkete kayyum atanması istemine ilişkindir. TTK’nın 630/2. maddesinde; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu maddede geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK’nın 389 vd. maddeleri gereğince değerlendirme yapılması gerekmektedir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklinde olup; aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, mahkemelerce zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır. Geçici hukuki koruma önlemi alınırken, tarafların ve şirketin menfaatlerinin korunması gerekir.Geçici korumaya karar verilebilmesi için, somut bir tehlikenin varlığı zorunludur. Böyle bir tehlike bulunmadan ihtiyati tedbir kararı verilemez. Davalı şirketin yönetim organından yoksun kalması gibi bir durum söz konusu olmadığından, şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektir bir durum da bulunmamaktadır. Şirketin yönetiminin esas olarak genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması gerektiği, zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesinin esas olduğu da gözetildiğinde, davalı şirkete kayyım atanması talebinin dayanağının bulunmadığı, mevcut durumda somut bir tehlikenin varlığı hususunda yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediğinin kabulü gerekmektedir. Davacı tarafça ileri sürülen rekabet yasağına aykırılık iddiası bakımından, davanın bulunduğu aşamada dosyada, davalı şirket yöneticisinin şirketi ne şekilde zarara uğrattığının belirli olmadığı, şirket müdürü olan davalının rekabet yasağını ihlal edip etmediği hususunun da yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği hususları bir arada değerlendirildiğinde, ihtiyati tedbir talep koşullarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2023