Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/47 E. 2023/330 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/47
KARAR NO : 2023/330
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI: 2017/957 Esas – 2018/972 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2023
Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. H.D tarafından bozulması üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava dışı … İnşaat ile müvekkili arasında imzalanan 30.06.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil olup, kefalet limitinin 145.000-TL olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek Büyükçekmece 3.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takipte sehven davalının kefalet limitinin belirtilmediğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin 145.000-TL asıl alacak, asıl alacağa isabet eden faiz ve bsmv üzerinden devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin sorumluluğu 145.000-TL olmasına rağmen 261.310,65 TL üzerinden başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ile üçüncü kişiler tarafından yapılan 103.060-TL ödemenin banka tarafından borçtan mahsup edilmediğini, davacı tarafından müvekkili hakkında Çatalca İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu nedenle davacının itirazın iptalini istemesinin usule aykırı olduğunu, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki bulunmaması nedeniyle %32 temerrüt faizi istenmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava dışı asıl borçlu ile davacı banka arasında imzalanan 30.06.2014 tarih 400.000-TL limitli genel kredi sözleşmesini davalı …’in müteselsil kefil olarak imzaladığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9. maddesi altında davalı/borçlunun dava dışı asıl borçlu lehine kullandırılacak kredilerden dolayı 145.000-TL limitle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, dava dışı borçlu tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından 27.12.2016 tarihli ihtarname ile hesabın kat edildiği, ihtarname ile verilen 3 günlük mehil sonu 02.01.2017 tarih itibariyle davalının temerrüde düşdüğü, dosyada bulunan her iki bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davacı banka alacağının kefalet limitinin üzerinde olduğu,borca karşılık hesap kat tarihi öncesi 103.060-TL tutarında ödeme yapıldığı, mevduat hesabına yatırılan bedellerin, asıl borçlu şirketin muhtelif tarihlerde kullanılan kredi borçlarına mahsup edildiği, söz konusu ödemelerin, davalının yanı sıra dava dışı asıl borçlu şirketin müteselsil kefili olan …, dava dışı …Gösteren, …ve bizzat asıl borçlu şirket tarafından da yapıldığı, yapılan ödemelerin kefil sıfatıyla ve kredi borçlarının kapatılmasına dair olduğuna ilişkin her hangi bir beyan ve açıklamaya yer verilmediği, dolayısıyla yapılan ödemelerin asıl borca ilişkin yapıldığı, davalı kefilin 145.000-TL’lik limit dahilinde sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 145.000-TL asıl alacak, 5.542,22 TL işlemiş faiz ve 277,11- TL BSMV olmak üzere toplam 150.819,33 TL tutar yönünden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; müvekkili ve müvekkili adına borca mahsuben yapılan 103.060-TL ödemenin kat tarihinden sonra yapılması gerektiği yönündeki tespitin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca ödeme dekontları incelenmeden ve yapılan tüm ödemeler tam olarak tespit edilmeden karar verildiğini,yasal faiz istenebilecekken %32 temerrüt faizine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak kefalet limitinin üzerinde takip başlatması nedeniyle kötü niyet tazminatı taleplerinin değerlendirilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SÜREÇ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilşkindir. Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …İnşaat arasında 30.06.2014 tarihli ve 400.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının da genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sözleşmesinde davalının kefalet limitinin 145.000-TL olarak gösterildiği, kullandırılan krediler ve çek hesabı nedeniyle oluşan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 26.12.2016 tarihi itibariyle kat edildiği, kat ihtarının tebliğ tarihi ve verilen ödeme süresine göre davalının 02.01.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacı tarafından 14.02.2017 tarihinde Büyükçekmece 3. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığı,aynı alacağa ilişkin olarak Çatalca İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2019/130 esas,2021/179 karar sayılı 11.2.2021 tarihli ilamı ile ,” davacı tarafından aynı alacağa dayalı olarak davalı hakkında, Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı; dava 145.000-TL değer gösterilerek açılmışsa olsa da, dava dilekçesinden 145.000-TL alacağa isabet eden ferilerin de açıkça dava konusu edildiği anlaşılmakla, eksik harç ikmali yapılmadan yargılamanın sonuçlandırılması doğru değil ise de,eksik miktarın düşüklüğü ,usul ekonomisi gereğince bu kısım üzerinden alınması gereken eksik harcın hüküm ile tamamlanmasına ,eksiklikler yeniden yargılama gerektirmediğinden, kesinleşen kısımlar gözetilerek kararın kaldırılmasına,yeniden karar verilmesine davanın kabulü ile, “(Çatalca İcra Dairesi’nin 2017/125 Esas sayılı dosyasıyla) tahsilde tekerrür olmamak üzere; “Büyükçekmece 3.İcra Dairesinin …esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 145.000-TL asıl alacak, 5.542,22 -TL işlemiş faiz ve 277,11- TL BSMV olmak üzere toplam 150.819,33- TL üzerinden kısmen iptaline, 145.000-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %32 oranında temerrüt faizi ,%5 gider vergisi işletilerek takibin devamına,koşulları olmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11 HD nin 2021 /3353 esas, 2022/7428 karar sayılı 26.10.2022 tarihli ilamı ile” Genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun eşin rızası başlıklı 584. maddesinin 1. fıkrası “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” düzenlemesini içermektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı banka ile asıl borçlu dava dışı … İnşaat arasında imzalanan kredi sözleşmesini davalının 30.06.2014 tarihinde kefil olarak imzaladığı, davalının kefalet sözleşmesini imzaladığı tarihte evli olduğu, kefalet sözleşmesinde eş rızasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. TBK’nın 584/3. maddesinde şirket ortak ve yöneticisi tarafından şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızasının aranmayacağı düzenlenmiş ise de davalı borçlu kendi şirketi ile ilgili olarak kefalet vermediğinden istisna kapsamında kalmamaktadır. Sonuçta eş rızası şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Ayrıca, davalının kefaletinde eş rızasının alınmadığı davalı vekili tarafından ilk kez temyiz aşamasında ileri sürülmüşse de geçersizlik iddiası itiraz niteliğinde olup, ilgili herkesçe ileri sürülebileceği ve mahkemece de re’sen dikkate alınabileceği gözetilmeden de karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı lehine bozulması gerekmiştir. Genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun eşin rızası başlıklı 584. maddesinin 1. fıkrası “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” düzenlemesini içerdiği,belirtilerek” denilerek kararın davalı lehine bozulmasına karar verilmiş usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamı gereği eş rızası alınmadığından kefalet geçersiz olduğundan itirazın iptali isteminin reddine, davalının kefaletin geçerliliğine yargılama sürecinde temyiz aşamasına kadar itiraz etmediği gibi borcu ödediğini savunduğundan davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne , Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/957 Esas-2018/972 Karar sayılı ve 15/10/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“İtirazın iptali isteminin reddine ,
Davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 1.169,69- TL ile icra veznesine yatırılan 1.306,55-TL olmak üzere toplam 2.476,24‬-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.296,34‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 462,50-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 23.622-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”
Davalı tarafından yatırılan 2.476,23-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 133,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2023