Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/451 E. 2023/1629 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/451
KARAR NO: 2023/1629
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/01/2023
NUMARASI: 2022/986 Esas – 2023/3 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/10/2023
Dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacının dava dışı … şirketinde çalıştığını, iş akdinin haklı ve geçerli nedene dayanmaksızın feshinden dolayı işçilik alacağının tahsili için açtığı davanın lehine sonuçlandığını, ancak dava dışı bu şirketten tahsilat yapılamadığını, bu şirket ortaklarının faaliyetlerine davalı şirketler üzerinden devam ettiklerini, tüzel kişilik perdesinin aralanması ile davalıların davacı tarafça icraya konulan alacakların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1- Davalı …A.Ş. vekili ; 7036 sayılı Kanun’a göre,işçi veya işveren alacağı,işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurunun dava şartı olduğunu, davacı tarafça,iş bu davada,arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davalı şirketin diğer davalı şirketten ayrı tüzel kişiliği olduğunu,her iki işletmenin, kuruluş tarihi, adresleri, ortakları, faaliyet alanları, yöneticileri farklı olduğunu, davalı şirketin bazı ortaklarının, geçmiş dönemlerde, diğer davalı … üyesi olmalarının her iki tüzel kişilik arasında organik bağ olduğu anlamına gelmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.2- Davalı ….vekili ; arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, … şirketi ile aralarında organik bağ olmadığını, ortaklık yapısının şirket yetkililerinin ve yönetim kurulu üyelerinin farklı olduğunu, farklı iş kollarında faaliyet gösterdiklerini, ayrı tüzel kişilikleri bulunduğunu,adreslerinin ve kuruluş tarihlerinin aynı olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının … AŞ.’de işçi olarak çalıştığı döneme ilişkin alacağın borçlu şirketin faaliyetine davalılar aracığıyla devam ettiği iddiasıyla alacağın davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK’nin 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği ,davacı vekili tarafından arabuluculuk tutanağı aslının sunulmadığı,dava tarihinden önce arabulucuya başvurulmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin sigortalı olarak gözüktüğü dava dışı … A.Ş ile davalı şirketler arasında organik bağ olduğunu, müvekkilinin işçilik alacaklarından davalı şirketler sorumlu olup bu dava da muhatap olarak gösterildiklerini, mahkemenin organik bağın tespiti davasında hatalı olarak arabuluculuk şartı gerektiği hususundaki kararın hatalı olduğunu,kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 7155 sayılı Kanun ile TTK’ye eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.”Dava konusu bir miktar para alacağı” olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (HUAK m.18/A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m.22/3). Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı HMK’nin 115/2 maddesi çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir.Somut olayda; uyuşmazlık davacının dava dışı şirketten tahsili gereken alacağının borçlu ile organik bağ bulunan davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Organik bağın varlığı davacı tarafça ileri sürülen dava sebebi olup, davalılara yöneltilmiş birden fazla talep bulunmamaktadır.Talep sonucu alacağın tahsili olup davadan evvel arabulucuya başvuru zorunludur. Davacı vekilinin davanın arabuluculuğa tabi olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.O halde,dava öncesi arabulucuya başvuru şartı yerine getirilmediğinden, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Hazineden karşılanan 100-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/10/2023